Sağlık Ocağına Gitmeden Doğrudan Hastaneye Gidenlere 2 YTL Ceza
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Sosyal Güvenlik Reformu Kapsamında Sağlık Ocakları ve Aile Hekimlerine Gitmeden Doğrudan Hastaneye Gidenlere 2 YTL Para Cezası Öngörüldüğünü Belirterek, "Ancak Bunu Cezalandırmak İçin Değil Birinci Basamak Sağlık Kuruluşlarına Başvuruyu Özendirmek İçin Getiriyoruz. Bu Bile Bazıları Tarafından Çarpıtılarak Sağlık Hizmetlerinin Paralı Olacağı Şeklinde İfade Ediliyor" De...
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Sosyal Güvenlik Reformu kapsamında sağlık ocakları ve aile hekimlerine gitmeden doğrudan hastaneye gidenlere 2 YTL para cezası öngörüldüğünü belirterek, "Ancak bunu cezalandırmak için değil birinci basamak sağlık kuruluşlarına başvuruyu özendirmek için getiriyoruz. Bu bile bazıları tarafından çarpıtılarak sağlık hizmetlerinin paralı olacağı şeklinde ifade ediliyor" dedi. Akdağ, özellikle metropol kentlerde acil servislerde aşırı yoğunlukların yaşandığına dikkati
çekerek, vatandaşlara, "Acil olmayan hastaları acil servise götürmeyin" ricasında bulundu.
Bakan Akdağ, TGRT Haber'de, İhlas Medya Ankara Grup Başkanı Nuri Elibol ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Murat Odabaş'ın hazırlayıp sunduğu "Ankara Gündemi" programında önemli açıklamalar yaptı. Akdağ, büyük kentler başta olmak üzere acil servislerde yaşanan yığılmaların ham sağlık çalışanlarını hem de vatandaşları olumsuz etkilediğini belirterek, "Bu konudaki iyileştirme çalışmalarımız hızla sürecek. Ancak benim de vatandaşlarımdan bir isteğim var. Vatandaşlarımız acil olmayan hastalarını acil servise
götürmesinler. Aksi takdirde acil servislerdeki hizmet yükü artıyor ve hizmette aksamalar yaşanıyor" diye konuştu. Akdağ, devlet hastaneleri, üniversite hastaneleri ve özel hastanelerin yoğun bakım ve acil servislerinin bir merkezde toplanacağını ifade ederek, "Projeyi Ankara'da büyük ölçüde hayata geçirdik, çalışmalarımız son aşamaya geldi. Kusura bakmasınlar ama bazı hastanelerin 'İşin kremasına talibim, geriye kalanı kamuya yıkarım' anlayışını kabul edemeyiz. Bu amaçla hazırlanan 'Hastane Birlikleri
Kanunu' ile kamu ve özel sektör ayırmaksızın yoğun bakım ünitelerinde kaç yatak boş ise acil servis bunu bilecek. Hasta hastaneye getirildiğinde ret edilemeyecek ve özel sektör hastadan fark ücreti de talep edemeyecek. Sistem önümüzdeki yıl tüm Türkiye'de yerleşecek" şeklinde konuştu.
Sağlık sektöründeki performansa dayalı ödeme yapıldığını dile getiren Akdağ, maaşı bin 400 YTL olan uzman bir hekimin ilave ortalama 4 bin YTL ek ödeme aldığını kaydetti. Hastane Birlikleri Kanunu ile hastanelerin yönetimi için 3 yıllık sürelerle yönetim kurulları oluşturacaklarını ve bu kurulların kendi profesyonel yönetimlerini belirleyeceğini anlatan Akdağ, Sağlık Bakanlığı'nın sistemin genel kurallarını koyarak denetimini yapacağını böylece hizmet kalitesinin daha da ileri gideceğine inandıklarını
vurguladı. Akdağ, bu projenin muhalefet partilerince 'hastanelerin özelleştirileceği' şeklinde eleştirilmesine tepki göstererek, "Amacımız yerinden yönetim anlayışını yerleştirmektir" dedi. İktidarları döneminde sosyal güvenlik kurumlarının özel hastane, tıp ya da dal merkezlerinden hizmet almaya başladığını h atırlatan Akdağ, "Ancak bu kurumların vatandaşlarımızdan fark almaya başladığını gördük. Kamudaki hekimler özel sektör tarafından transfer edildi. Proje sonuçta amacından sapmaya başlandı. Bu nedenle
Sosyal Güvenlik Yasası'na bir madde koyuyoruz. Özel sağlık kuruluşları vatandaştan azami her yüz YTL'lik ödeme için 20 lira fark alabilecek. Kusura bakmayın ama söylemekten utanıyorum. Ortaya hekim emeği karaborsası çıkıyor, buna müsaade etmeyeceğiz. Kamu, üniversite ve özel olmak üzere her tedaviye ilişkin maliyet esaslı bir rakam belirlenecek. Sağlık alanı piyasaya bırakılacak bir alan değildir" ifadelerini kullandı.
Kamuda çalışıp muayenehane çalıştırmayan doktorların oranının yüzde 11'den yüzde 64'e çıktığına dikkat çeken Akdağ, uzman hekimlerin iyi para kazanmasını elbette kendilerinin de istediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Çok çileli bir yolun ardından doktorlarımızın uzman hekim olduğunu biliyorum. Ancak bir uzman hekimin aylık geliri 15-20 bin YTL olamaz. Kamudaki uzman hekimlere 5-6 bin YTL ödeme yapıyoruz. Özel sektör bu rakamın yüzde 20-30 üzerinde ücret verebiliyor. Ama bazı hekimlerimiz kamudaki meslektaşlarından 3-4 kat fazla gelir elde edebiliyor. Yasayla gereksiz şaibe ve mesleğe yan gözle bakılmasından kurtaracağız. Bu durumu bitireceğiz. 'Hem kamuda çalışacağım hem muayenehane olacak. Buna müsaade edin'
diyeceksin, bu olmaz. Kamuda eğer bir hizmet veriliyorsa neden muayenehaneye gidiliyor. Bu ilişki sürdürülürse sağlıklı olmaz, bunu sonlandıracağız. Geçmişte bu uygulama yapılmış çünkü devlet kendine güvenememiş, hekimine parasını ödeyemeyeceğini düşündüğü için bu sürece izin vermiş."
Sosyal Güvenlik Reformu'yla sağlık alanında birçok yeniliğin devreye gireceğine dikkat çeken Akdağ, yasayla 18 yaşın altındaki herkesin sosyal güvenlik hakkına sahip olacağını, yeşil kartlıların bir geçiş dönemi sonrası primleri devlet tarafından ödenmek suretiyle daha geniş hizmet alabileceğini, özel hastane ve tıp merkezlerinin yüzde 20'nin üzerinde hastalarından fark alamayacağını ifade etti. Akdağ, ayrıca reformla sağlık ocakları ve aile hekimlerine gitmeden hastaneye gidenlere 2 YTL para cezası
öngörüldüğünün altını çizerek, "Ancak bu para cezasını cezalandırmak için değil özendirici olması için getiriyoruz. Bu bile bazıları tarafından çarpıtılarak sağlık hizmetlerinin paralı olacağı şeklinde ifade ediliyor" diye konuştu.
Sosyal Güvenlik Reformu'nun iyi değerlendirilmesi gerektiğini de vurgulayan Akdağ, "Geçmişte 38 yaşında insanların emekli edildiğini gördük. Bugüne kadar hep günü kurtaran politikalar uygulandı, sosyal güvenlik reformuyla ise geleceği kurtarıyoruz" dedi.
"HER İLACIN BİR KİMLİK NUMARASI OLACAK"
Sağlık Bakanı Akdağ, ilaca kolay ulaşılması için çalışmalarının sürdüğünü belirterek, "SSK'lı deyip geçmeyin, bakmakla yükümlü Ef6ylece hizmet kalitesinin daha daolduklarını da dahil ederseniz nüfusun 30 milyonuna karşılık geliyor. İnsanlarımız hastanelerde 3-4 saat ilaç kuyruklarında bekliyordu. Provizyon sıkıntıları nedeniyle belki bugün eczanelerde bekliyorlar ama geçmişteki uygulamanın çok çok ilerisindeyiz" dedi. İlaçla ilgili çalışmaların zamanında muhalefet partilerince sürekli eleştirildiğini
hatırlatan Akdağ, muhalif kesimlerin 'SSK hastanelerinde daha çok eczane açılsın', 'uygulamalar yerli ilaç üreticilerini yok ederek uluslararası ilaç teröristlerin ekmeğine yağ sürmek için yapılıyor' şeklindeki iddialarına ise, "Örneğin SSK'nın bir ilaç fabrikası var, uygulamayla fabrikayı batırmak istediğimiz bile söylendi. İlgili bürokrat arkadaşlarımdan rica ettim. Fabrikanın ilaç üretiminin ekonomik boyutunun 11 trilyon olduğunu söylediler. Bugün Türkiye'nin ilaç harcamaları 10 katrilyondur, 10
katrilyon nerede 11 trilyon nerede?" şeklinde yanıt verdi.
İlaca kolay erişim politikalarının süreceğine dikkat çeken Akdağ, ilaç, kupür ve kutu sahteciliğine karşı mücadelelerinin ise süreceğini ifade etti. Akdağ, "Her bir kutu ilaca kimlik numarası vereceğiz. Bu marketlerdeki barkot uygulaması gibi olmayacak. Barkot yalnızca ürünü tanır, ancak bizim uygulamamızda her bir ilacın kimlik numarası olacak. Bunun için fabrikalarda bazı yatırımların yapılması gerekecek, tahminin 2008 yılından itibaren uygulamaya geçeceğiz" ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanı Akdağ, yıllarca vatandaşa aşıları cebinden alması gerektiğinin söylendiğini belirterek, bu duruma son vermeye kararlı olduklarını kaydetti. Akdağ, "Türkiye'nin aşı için yıllık yaptığı ödeme tutarı 600-700 trilyondu. Biz bunu kamuya 160 trilyon liraya mal ettik. Çocuklarımızın aşılanma oranını yüzde 93'e çıkardık. İnşallah bu yıl bu oran yüzde 95'e çıkacak. 110 YTL'lik bir 5'li aşıyı kamuya biz 10.5 YTL'ye mal ettik" değerlendirmesinde bulundu.
Yaklaşan Kurban Bayramı öncesi vatandaşlara da seslenen Bakan Akdağ, özellikle çocukların kurban kesimi sırasında hayvandan uzak tutulmasını rica etti. Birçok çocuğun kurban kesimi sırasında yaşadığı travma nedeniyle ileriki yaşlarında et yiyemediğini dile getiren Akdağ, kurban kesimi sırasında hijyen kurallarına da uyulmasını istedi. Akdağ, "Artık sokakta ve caddede kurban kesimini bırakalım. Yaptığımız bu güzel ibadeti en iyi şekilde yerine getirmek zorundayız" dedi.
(YZE-MAY-NÇ-Y)