S-400 Krizinde yeni perde: Türkiye'nin önündeki seçenekler neler, bundan sonra ne olacak?
ABD Alman Marshall Fonu Türkiye direktörü Özgür Ünlühisarcıklı euronews Türkçe için S-400 krizindeki son gelişmeleri mercek altına aldı.
2019'un son ayına girdiğimizde ABD'nin Türkiye'ye Rusya Federasyonu'ndan satın aldığı S-400 hava ve füze savunma sistemi nedeniyle yaptırım uygulaması an meselesi gibi görülüyordu. 11 Aralık tarihinde Senato Dış İlişkiler Komitesi Türkiye'ye yaptırımlar uygulanmasını öngören ABD Ulusal Güvenliğini Güçlendirmek ve IŞİD'in Yeniden Canlanmasını Önleme Yasa Tasarısı (S.2641 - Promoting American National Security and Preventing the Resurgence of ISIS Act of 2019) kabul etmişti ve yasanın Senato Genel Kurulu'na gelmesi durumunda Trump'ın veto edemeyeceği bir çoğunlukla (70+ Senatör) kabul edilmesi bekleniyordu. 17 Aralık'ta ise ABD Kongresi'nde kabul edilen Savunma Bütçesi'nde (NDAA) Trump'a Türkiye'ye ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) çerçevesinde yaptırım uygulaması çağrısı yenilenmişti.
ABD Başkanı Trump Türkiye'nin pozisyonuna sadece empati ile yaklaşmıyor ayrıca sempati de duyuyordu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan gibi o da Obama yönetimini sorumlu tutuyordu. Bu yaklaşımını 2019 Haziran ayından Japonya'nın Osaka kentinde düzenlenen G-20 Zirvesi'ndeki basın toplantısında "Türkiye'nin Patriotları almasına izin vermediler. Obama yönetimi izin vermedi, Bu sebeple başka füze almak zorunda kaldılar. Bence kendilerine adil davranılmadı" sözleriyle ifade etmişti. Trump Türkiye'nin F-35 programından çıkartılmasına yeşil ışık yaktıysa da Kongre'nin, Dışişleri Bakanlığı'nın, Pentagon'un ve düşünce kuruluşlarının baskılarına rağmen Türkiye'ye CAATSA çerçevesinde yaptırım uygulama adımını atmamıştı. Ayrıca Kongre'de gündeme gelen yasa tasarılarını da kendisine oldukça yakın olan Senato çoğunluk grubu lideri Mitch McConnel (Cumhuriyetçi Parti) aracılığıyla engelliyordu. Öte yandan Türkiye'nin Ekim ayında Suriye'nin kuzeyinden YPG'ye karşı düzenlendiği Barış Pınarı Harekatı Washington'daki Türkiye-karşıtı enerjiyi daha da yoğunlaştırmıştı ve Trump'ın Türkiye'ye yaptırım çağrılarına daha fazla direnebileceği şüpheliydi.