RTÜK Başkanı Akman'ın Radyo ve Televizyon Yayıncılığında 2007 Beklentileri

Hollanda'ya, radyo televizyon yayınlarında nisan ayında yürürlüğe konulan 'Akıllı İşaretler Sembol Sistemi' hakkında görüş alışverişinde bulunmak üzere gelen Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Zahid Akman, kurum olarak yaptıkları çalışmaları göz önünde bulundurarak, 2006 yılını değerlendirdi. Akman, 2007 yılında neler yapmak istedikleri konusunda ilk kez, DHA'ya açıklamalarda bulundu.

'HER ŞEYİ YAPTIK'

RTÜK Başkanı Zahid Akman, “2006 yılı başında yapılan basın toplantısında açıkladığımız çalışma programımızda neler yapmak istediğimizi söylemişsek, hepsini gerçekleştirdik. Bir tek kanun çıkaramadık. Kanunu da meclisimiz çıkaracağı için, biz hazırladık ve ilgililere sunduk. Şu anda meclisimizin gündemi yoğun olduğu için henüz çıkmadı. Fakat kısa bir süre içerisinde bu kanunun da çıkacağını umut ediyoruzö dedi.

DİJİTAL KARASAL YAYIN MÜJDESİ

2007 yılı için hedefleri olduğunu söyleyen Akman, “2007 yılında kurulumuz olarak en çok gerçekleştirmek istediğimiz konu dijital karasal yayını gerçekleştirmektir. Şubat ayında İstanbul, Ankara ve İzmir'de test yayınlarına başlamıştık. 2007 yılı Ocak ayı itibarıyla başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere tüm büyük illerimizde dijital karasal yayına geçmeyi planlıyoruz. Bu gelişme, ülkemizdeki yayın hayatındaki kaotik yapının ortadan kalkmasına, vatandaşlarımızın çok daha net, kaliteli yayın izlemesine katkı sağlayacaktır. Bu proje, yepyeni çağdaş bir projedir. Bu projeyi 2007 yılında hayata geçirmek kurum olarak en büyük önceliğimiz olacaktırö dedi.

'KAOTİKLİK VE BOZUKLUK KALKSIN'

2007 yılının, radyo ve televizyonculuk yayınları açısından her türlü kaotikliğin ve bozukluğun ortadan kalkması, daha düzgün ve herkesin daha mutlu olması için yeni bir yayın dünyasının oluşmasına vesile olmasını dileyen Akman, Türk televizyonlarında yayınlanan kadın programları konusunda yaptığı değerlendirmede bulundu:

“Kadınlarla ilgili programları çok önemsiyoruz. Ülkemizdeki nüfusunun yarısından fazlasını oluşturan kadınlarımız, aynı zamanda sosyal ekonomik yönden ve eğitim yönünden de toplumumuzun en geri kısmını oluşturuyorlar. Kadınlarımızın yaklaşık yüzde 17,5'i okuma yazma bilmiyor. En fazla bilgiye ihtiyacı olan ve topluma adapte olma noktasında sorunları olan kesimin ihmal edilmemesi gerekiyor. Ayrıca kadınlarımız, en fazla yayın izleyen kesimi de oluşturuyor. O nedenle, ekranlarımızda ki hanımlara yönelik programları son derece önemsiyoruz. Ancak bu programların içeriklerinin de hanımlarımızın bu tür sorunlarını aşmaya, onların toplumlaşmasına, kent yaşamına adapte olmasına ve sorunlarının aşılmasına katkı sağlayacak nitelikte olması zorunluluğu var. Zaman zaman yayıncılarımız bu gerçekleri bir kenara itip reyting ve daha fazla reklam alma amacıyla ekranlarını, kadınlarımız için hiçbir faydası olmayan ve olumsuzlukları içeren programlara tahsis edebiliyorlar. Doğrusu bundan son derece rahatsız oluyoruz. Kamu yayıncılığı, kamu yayıncılığı ile hareket etmelerinin bir gereklilik olduğunu, zaten onlar da biliyorlar, bizde sık sık ifade ediyoruz. Ancak, kadınlara yönelik programlarda çok daha dikkatli olmaları konusunda bir zorunluluk varö

MAMUL VE MÜREFFEH TOPLUM İÇİN

Sahid Akman ayrıca, geçtiğimiz aylarda bu konuyla ilgili yayıncı kuruluşlarla oluşturdukları iyi diyalog sonucunda, kadın programlarındaki olumsuzlukları bir miktar giderebildiğini belirtti. Akman yine de giderilmesi gereken bir takım eksiklikler olduğunu söyleyerek, “Söylemiş olduğum gibi kadınlarımız, şu anda toplumumuzda en fazla ilgiye ihtiyacı olan ve en fazla eğitilmeye, bilgilendirilmeye muhtaç olan kesimi oluşturuyor. Onların bu eksikliklerini giderme noktasında, imkanı ve gücü olan herkesin elinden geleni sonuna kadar yapması gerekir. Çünkü, çocuklarımızı anneler doğuruyor, onları anneler yetiştiriyor. Bilinçli annelerin yetiştirdiği çocuklar da daha mamul ve müreffeh toplumları oluşturmak mümkün. O nedenle hanımlarımızla ilgili yapılacak işlerde her şeyden daha hassas olma zorunluluğu varö dedi.

Haberler