Haberler

Rodoslu Türklerden Asimile İddiası

Rodos, 12 Adalar ve İstanköylü Türkler Derneği Başkanı Prof. Mustafa Kaymakçı, Rodos'ta Bulunan Osmanlı Türk Eserlerinin Yunan Hükümeti Tarafından Restorasyon Adı Altında Asimile Edildiğini, Bu Nedenle Eserlerin Tahrip Olduğunu İddia Etti.

Rodos, 12 Adalar ve İstanköylü Türkler Derneği Başkanı Prof. Mustafa Kaymakçı, Rodos'ta bulunan Osmanlı Türk eserlerinin Yunan hükümeti tarafından restorasyon adı altında asimile edildiğini, bu nedenle eserlerin tahrip olduğunu iddia etti.

Yazar Sadi Nasuhoğlu'nun 'Rodos Anılar ve Tarihçe' kitabının tanıtımı ve 'Adalıların Buluşması' adlı toplantı için bir araya gelen yaklaşık 100 Rodos ve İstanköylü Türk vatandaşı, sorunlarını dile getirerek çözüm yolları hakkında bilgi alış verişinde bulundular. Rodoslu ve İstanköylü Türkler en önemli sorunlarının yaşadıkları topraklarda Türkçe'yi özgürce konuşamamak olduğunu ifade ederek, "Sokakta Türkçemizi rahatça konuşamıyoruz, kısıtlanıyoruz. O nedenle evlerimizde çocuklarımıza Türkçe öğretmeli ve onların kültürel anlamda Türklükten kopmamalarını sağlamalıyız" dediler.

Rodos adasından, İzmir ve Muğla'dan gelen Rodos kökenli Türk vatandaşların bir araya geldiği 'Adalıların Buluşması' adlı toplantıda konuşan Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Mustafa Kaymakçı, Yunan hükümetinin Rodoslu Türklere uyguladığı kültürel baskıya direnebilmek için birlikte hareket etmeleri gerektiğini söyledi. Yaptıklarının ırkçılık olmadığını ifade eden Prof. Mustafa Kaymakçı, şöyle konuştu: "Türkiye'de yaşayan 100 bin Rodos ve İstanköylü Türk yaşıyor. Kuruluş amacımız Rodos ve İstanköy'den göç eden Türklerin bütünleşmesi, yaşamını adada sürdüren Türklerle iletişimlerinin kopmaması ve kültürel yozlaşmanın önlenmesidir. Orada yaşayan Türklerin sorunları var. Biz Türk kimliğinin Rodos'ta ve İstanköy'de unutturulmaması için çalışıyoruz." Rodos'ta dillerini ve kültürlerini özgürce yaşayamadıklarını anlatan Prof. Kaymakçı, sözlerine şöyle devam etti: "Türk kimliğinin yaşadığımız yerde kabul görmesini istiyoruz. Bunu kimse ırkçılık olarak algılamasın. Burada Osmanlı döneminden kalan eseler var. Bu eserler orada atıl olarak durmaktadır. İlgi gösteren, koruma altına alan hiçbir mecra yok. Eserlerin korunmasını sağlayan Türk Vakıfları ise Yunanistan Hükümeti'nin etkisi altında kalarak asimile olmuştur. Tarihimize tanıklık eden eserler çürümeye terk edilmiştir." Rodos ve İstanköy'de bulunan Osmanlı eserlerinin koruma altına alınmaması nedeniyle harabeleri andırdığını belirten Prof. Mustafa Kaymakçı, şunları söyledi: "Rodos'ta ve İstanköy'de Türk mimarisinin en güzel örnekleri bulunuyor. Yunan hükümeti Türk Vakıflarını baskı altında tutarak korumayı engelliyor. Bu eserlerin korunması gerekiyor. Yunan hükümeti, bazen göstermelik olarak restorasyon çalışmaları yapıyor. Ancak bu çalışmalarda Türk mimari tarzını değiştiriyor ve Bizans motifleri yerleştiriyor. Mesela Yunanistan hükümetinin restore ettirdiği Tarihi Osmanlı Saat Kulesi'nde haç figürleri bulunuyor. Bizden bir veya iki nesil sonra burayı ziyarete gelen gençler buranın Osmanlı döneminden değil de Bizans döneminden kaldığını düşünecek. Onlar bu tarihi eserleri tahrip ederek kendi kültürlerinin bir parçası haline getiriyor. Bu durum Türk kültüründen ziyade evrensel kültüre de olumsuz etki eder. Onlar nasıl kiliselerinin koruma altına alınmasını istiyorsa bizde kendi eserlerimizin koruma altına alınmasını istiyoruz." (BT-CG-AT-HO-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title