TBMM Genel Kurulu'nda bütçe maratonu başladı (4)

Güncelleme:
Facebook'da Paylaş Twitter'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş Google News'de Paylaş

'FAİZ YÜKÜ ORTA VADEDE DÜŞECEK'Siyasi parti temsilcilerinin bütçe üzerine yaptığı değerlendirmelerin tamamlanmasının ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, gün boyu yapılan görüşmelerin verimli olduğunu ve kıymetli bulduklarını ifade etti.

'FAİZ YÜKÜ ORTA VADEDE DÜŞECEK'

Siyasi parti temsilcilerinin bütçe üzerine yaptığı değerlendirmelerin tamamlanmasının ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, gün boyu yapılan görüşmelerin verimli olduğunu ve kıymetli bulduklarını ifade etti. Yılmaz, faizlerde yaşanan artışlar ile ilgili eleştiriler üzerine, "Faizlerde, bir artış var. Bir taraftan bu nominal gelişmeler nedeniyle, bir taraftan da bu ülke deprem gibi çok ağır bir yükü kaldırdı. İki buçuk yılda yaklaşık 90 milyar dolarlık bir harcamayla karşı karşıya kaldık. Bunu da bütçe çerçevesi içinde çözmeye çalışırken borçlanma arttı ve bunun getirdiği bir faiz artışı oldu ancak önümüzdeki dönem de bu yükün azalacağını, dolayısıyla borçlanma ihtiyacının düştüğünü, dolayısıyla faiz yükünün de orta vadede düşeceğini ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı.

'CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİNİN İYİLEŞTİRİLMESİ HER ZAMAN MÜMKÜNDÜR'

Küresel ve bölgesel gelişmeleri anlatan Yılmaz, Türkiye'nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçmesinin mevcut konjöktürel tabloda anlamlı olduğunu ifade etti. Yılmaz, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine iyi ki geçmişiz, iyi ki çok tecrübeli ve dirayetli bir liderle küresel ve bölgesel fırtınalı bir dönemde yaşıyoruz, bunun altını çizmek isterim. İyi ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi var, iyi ki Recep Tayyip Erdoğan var. Çünkü şu an içinden geçtiğimiz süreç risklerin yükseldiği, istikrarın eskisinden daha önemli hale geldiği; hızlı, etkili icranın çok daha önemli hale geldiği bir dönem. Bunu biz pandemide gördük; eğer o günlerde bir koalisyon yapısı olsaydı Türkiye pandemi sürecini bu kadar iyi yönetebilir miydi? Bunu depremde gördük; Türkiye depremde birbirinden farklı fikirleri olan bir yönetim yapısına sahip olsaydı, depremin yaralarını bu kadar hızlı sarabilir miydik? Bunu ekonomide gördük; Türkiye ekonomi politikalarını farklı bir yapılanma içinde bu kadar güçlü bir şekilde hayata geçirebilir miydi? Bunu jeopolitik gelişmelerde gördük; bölgemizdeki hususlarda böyle bir hükümet modelimiz olmasa bu kadar etkili politikalar geliştirebilir miydik? Bunu sizlerin ve milletimizin takdirine bırakıyorum. Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye için özellikle içinden geçtiğimiz dönemde son derece kıymetlidir. Tabii ki bu, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin iyileştirilemeyeceği, geliştirilemeyeceği anlamına da kesinlikle gelmemektedir. Her sistem gibi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de iyileştirmeye, geliştirmeye açık bir sistemdir; yapısında, tabiatında bu var çünkü birçok hususu kanun olmadan da düzenleme hakkı getirmektedir. Niye böyle bir hak vermiş Anayasa? 'İdare daha hızlı hareket edip kendisini yeni koşullara uyarlasın' diye. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yaşanan tecrübeler ışığında, birikimler ışığında geliştirilmesi, iyileştirilmesi her zaman mümkündür" diye konuştu.

'GELİN, YENİ ANAYASAYI ÇALIŞALIM'

Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin iyileştirilmesini için muhalefete yeni anayasa çağrısında bulunarak, "Bu sistemin iyileştirilmesini siz de talep ediyorsunuz ama bir taraftan da bu sistemi iyileştirecek anayasal çalışmalarda, 'Biz yokuz' diyorsunuz; ben bunu bir tutarsızlık olarak görüyorum. Eğer gerçekten bu sistemi iyileştirmek istiyorsanız, geliştirmek istiyorsanız, gelin, yeni anayasayı çalışalım; gelin, hep birlikte bu ülkenin geleceğine dair çok daha güçlü bir çerçeve oluşturalım. Biz AK Parti olarak bu konuları çalışıyoruz, Milliyetçi Hareket Partisi zaten yeni teklifini hazırladı. Bu sistemi iyileştirmek, geliştirmek için; partilerin, grupların bir araya gelip ortak akılla, açık fikirlilikle alternatifleri ortaya koyarak, her birinin artısını, eksisini, analizini yaparak tartışmamız lazım; 'Demokrasi' dediğimiz bu, tartışmadan doğruyu bulamayız, konuşmadan doğruyu bulamayız. Dolayısıyla, dışlayıcı yaklaşımların hiçbir şekilde ülkemize fayda getirmediğini vurgulamak istiyorum. Bu sistem doğru bir sistem ve iyileştirilmeye açık bir sistem, tekrar vurguluyorum" dedi.

'PROGRAMIMIZI KARARLILIKLA UYGULUYORUZ'

Enflasyonu düşürürken sosyal dengenin sağlanması gerektiğini kaydeden Yılmaz, dezenflasyon politikasından bazı sektörlerin yaşadıkları sorunların farkında olduklarını dile getirdi. Yılmaz, "Uyguladığımız programın başarısı ortadadır. Büyümemiz devam ediyor, dünya ortalamasının hala üstündeyiz. İstihdamımız, işsizlik rakamımız ortada, 30 aydır tek haneli. Cari açığımız son derece olumlu bir noktada, 1,4, muhtemelen onun da altında gelebilir. Dış finansmana ihtiyacımız azalmış durumda. Birçok finansal göstergemiz; ister rezervlere bakın, ister CDS'e bakın, ister hazinenin borçlanma faizlerine bakın, birçok finansal göstergede bugün çok daha iyi bir noktadayız. Bunu yeterli görüyor muyuz? Elbette görmüyoruz, bir istikamet var ve daha iyiye doğru gidiyoruz, programımızın ana çerçevesinin doğru olduğunu görüyoruz, istikametimizin doğru olduğunu görüyoruz. Bazen program dışı faktörler, kontrol edemediğimiz içsel ve dışsal faktörler programı olumlu veya olumsuz etkileyebilir; bütün programlar için bu geçerli. Fakat burada da şunun altını çizmek isterim; asıl olan programdır, programınız doğruysa, istikametiniz doğruysa bu dışsal faktörler geçici etkiler yapar, bir süre sonra tekrar normal rayına girer programınız. Biz de kararlı bir şekilde programımızı uyguluyoruz ve bugün geldiğimiz noktada programın çalıştığını, sonuçlar ürettiğini, 2026'da bu sonuçların çok daha belirgin bir şekilde ortaya çıkacağını çok rahatlıkla ifade edebilirim" değerlendirmesinde bulundu.

'ASGARİ ÜCRET REEL OLARAK YÜZDE 207 ORANINDA ARTTI'

Yılmaz, altın hesabıyla satın alma gücünün mukayese edilemeyeceğini ifade etti. Asgari ücret ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Yılmaz, "Enflasyondan arındırılmış olarak baktığımızda, 2025 yılının 2'nci yarısında 2002 yılının 2'nci yarısına kıyasla asgari ücret reel olarak yüzde 207 oranında artış sağlamış. Aynı dönemde bu artış İspanya'da yüzde 196, Portekiz'de yüzde 162, Hollanda'da yüzde 102, Fransa'da yüzde 102 olmuş. Diğer ülkelerden daha yüksek oranda asgari ücretimiz reel olarak artmış, bunlar rakamlarla ortaya konan hususlar. Burada bir tablom var, birçok üründe ne durumda olduğumuzu gösteriyor ama vakit açısından bunun detaylarına girmek istemiyorum, bunları ama isterseniz sizlerle paylaşabiliriz" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE'NİN YEREL YÖNETİM REFORMUNA İHTİYACI VAR'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in belediyeler ile ilgili sözlerini hatırlatan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Belediyelerin öncelikle asli işlerini yapmaları lazım, nedir bir belediyenin asli işi; insanlara sağlıklı, temiz içme suyu ulaştırmak değil mi, kaldırımlarının düzgün olması, çöplerinin olmaması, temizlik sağlanması, trafik sorununun çözülmesi? Bunları çözmemişken belediyelere tutup da 'Fantastik' diyebileceğimiz başka harcama kalemleri açmak bence doğru bir yaklaşım değildir. Belediyeler önce asli hizmetlerini yapsınlar, sonra bu ekstra hizmetleri kaynakları kalırsa bunları da yapsınlar. Bakın, bunun rakamsal karşılığını da size söyleyeyim; hani merkezi idareyi eleştiriyoruz, ama belediyelerin durumunu da bir görelim. 2018 yılında belediyelerin toplam harcamalarının içinde yatırımların payı yüzde 36'ymış. Peki, bugün nereye gelmiş? 2024 yılı itibarıyla 24,3 olmuş yani yatırımlar gerilemiş, 2025 yılında bu oranın yüzde 17'ye, 2026'da yüzde 19,5'e düşmesi bekleniyor. Dolayısıyla, bu oranları hepimizin sorgulaması lazım ve bu rakamlar Türkiye'nin bir yerel yönetim reformuna ihtiyacı olduğunu hepimize gösteriyor" diye konuştu.

Yılmaz ayrıca hukuk standartlarının kötü olması nedeniyle Türkiye'ye yatırım yapılmadığı yönündeki eleştirilerin doğru olmadığını ve 2025 yılında 11,4 milyar dolarlık doğrudan yatırımın yapıldığını söyledi.

'SÜREÇ, DEMOKRASİNİN STANDARTLARINI YÜKSELMESİ İÇİN ORTAM OLUŞTURACAK'

Yılmaz, 'Terörsüz Türkiye' sürecinin bir devlet politikası haline geldiğini ve sürecin aynı zamanda terörsüz bölge anlamına geldiğini de ekledi. Yılmaz, "Birliğimiz ve kardeşliğimizi pekiştirecek bir süreçtir. Kalıcı huzur ortamını sağlayacaktır, sadece ülkemizde değil, bölgemizde bunu sağlayacaktır. Emperyalist birtakım oyunları, tuzakları boşa çıkaracaktır ve bu projeyi hassasiyetle takip ediyoruz. Diğer taraftan, aynı şekilde, terörsüz Türkiye kalkınma sürecimizi Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere ama tüm ülkenin kalkınmasını artıracak, yatırım ortamını iyileştirecek çok daha güçlü bir ekonomik yapı kurmamıza destek olacaktır. Aynı süreç yine sivil siyasetin alanını genişletecek, demokrasinin standartlarının yükselmesi için çok daha elverişli bir ortamı oluşturacaktır" diye konuştu.

GENEL KURUL KAPANDI

Bütçenin tamamı üzerine yapılan görüşmelerin tamamlanmasının ardından Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş, birleşimi yarın saat 11.00'da toplanmak üzere kapattı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Politika
Haberler.com
500
Haberler.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve haberler.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.
title