Haberler

Kardeşlik Buluşmaları Mardin Konferansı

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizimle konuşmak isteyenle konuşuruz.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Bizimle konuşmak isteyenle konuşuruz. Bizimle bir şeyi herhangi bir şekilde istişare etmek, tartışmak isteyenle, Mecliste, özgür ortamda her yerde tartışırız. Ama, Moğol ruhu gibi, Haçlı yaklaşımı gibi, sömürgeci anlayış gibi, son kalemizi yıkmak isteyenlere, millet olarak bizim aramıza nifak sokmak isteyenlere karşı konuşacağımız tek dil, milletin birliği ve beraberliği dilidir. Eğer milletin birliği ve beraberliği, bu son kalenin mevcudiyetine yönelik bir tehdit söz konusu olursa yüreğimiz ne kadar muhabbetle doluysa, bileğimiz de o kadar kudretle bezenmiş ve bilenmiştir" dedi.

Davutoğlu, Artuklu Üniversitesi'ndeki "Kardeşlik Buluşmaları Mardin Konferansı"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin başka ülkelere benzemediğini, birleştirici ruhun merkezinin Türkiye olduğunu söyledi.

"Bu ülke parçalanırsa, bu ülke şu ya da bu etnik grubun, şu bölge ya da bu bölgeyi kendisi ittihaz edip, diğer bölgeleri farklı gördüğü o anda, bilin ki Haçlılar'ın, Moğollar'ın, sömürgecilerin yapamadıklarını bize yapmış olurlar" diyen Davutoğlu, "Bizi parçalayamazlar, bizi ayıramazlar, bu birleştirici ruhu yok edemezler. Buna karşı biz, bir taraftan demokratikleşme paketleri, bir taraftan hizmetlerle Türkiye'nin bütününü birleştirmeye çalıştık. Her yere aynı aşkla, aynı muhabbetle baktık" ifadesini kullandı.

Yasakları kaldırdıklarını belirten Davutoğlu, kendisinin gençlik yaşlarında arkadaşlarıyla birlikte Şivan Perver'i dinlediği için sorguya çekildiğini anlattı.

Artık barış içinde, huzur içinde yaşamak istediklerini vurgulayan Davutoğlu, "İşte biz, bunlara karşı, bu tek tipçi anlayışlara karşı, hiç kimseden bir şey beklemeden, hiç kimseyle pazarlık yapmadan bu ülkenin her vatandaşına duyduğumuz saygıyla büyük demokratik açılımlar yaptık. Kürtçe şarkılar, türküler yasaktı, her şey serbest oldu" diye konuştu.

Irak Süleymaniye'de, bundan 2.5 sene önce bir toplantıda konuşmasının bir kısmında Kürtçe hitap ettiğini hatırlatan Davutoğlu, "Bir Türkmen çocuğuna, Kürtçe yakışmaz mı? Yakışır, hem de çok güzel yakışır. Alparslan, ordusundaki Kürt kardeşleriyle nasıl anlaşmışsa, Selahaddin Eyyubi, ordusundaki Türk kardeşleriyle nasıl anlaşmışsa bizim aramıza girmesinler, biz herkesle anlaşılırız, herkesle konuşuruz, çünkü biz konuştuk mu, yürekten konuşuruz" değerlendirmesini yaptı.

"Eller tetiğe gitmesin, çocuklar dağa çıkmasın"

Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bütün bu demokratikleşme faaliyetlerini yaparken, bir taraftan halkımızla birlikte kutlu bir yürüyüşe çıkarken, diğer taraftan da hep ümit ettik ki, bunları istismar eden bu terör örgütü bunları, bu eksikliklerden hareketle güya Kürt vatandaşlarımızın haklarını aradığını söyleyen terör örgütü, en azından insafa gelir, bir muhasebe yapar, bir çeki düzen verir ve birilerinin piyonu olmak yerine, bu toprakların çocuklarını dağa kaldırmak yerine, bu toprakların kaderiyle bütünleşebilir. Bunun için de çok çaba sarf ettik.

Cumhurbaşkanımızın Başbakanlığı döneminde 2005 yılında Diyarbakır'da yaptığı konuşma tarihi bir dönüm noktası oldu. Arkasından 'demokratik açılım süreci', arkasından 'Milli Birlik, Kardeşlik projeleri', son olarak da 'Çözüm Süreci' bağlamında hep aynı şeyleri yapmaya çalıştık; şu silahlar insin, gönüller birleşsin, kim ne istiyorsa her şeyi isteyebilsin, konuşabilsin, özgürce ifade edebilsin ama eller tetiğe gitmesin, çocuklar dağa çıkmasın, hep bunun için."

2013 Nevruz'da, bütün silahlı unsurların Türkiye'yi terk edeceğinin, silahların bırakıldığı, her şeyin konuşulduğu bir dönem olacağının belirtildiğini hatırlatan Davutoğlu, birilerinin "Tekrar birleştirici ruh Ankara'ya, Türkiye'nin her yerine egemen olursa bunları durduramayız biz" diyerek, durdurmak için harekete geçtiklerini söyledi.

IMF'ye borçların ödendiği, büyük projelerin yapıldığı 2013 Mayıs'ında Gezi provakasyonlarının başlatıldığını, birden Türkiye'den silahlı unsurların çıkışının durdurulduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Birileri bunların kulağına fısıldadı, ümit verdi, 'siz anlaşmayın, birleşmeyin, biz sizi koparır, başka bir serüvene sokarız, Suriye'de bakın neler oluyor' dendi muhtemelen, boş hayallerin peşine sürüklendiler" diye konuştu.

İradelerini hiç kaybetmediklerine, verdikleri sözleri yaptıklarına dikkati çeken Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlık görevini devrederken kendisine "Çözüm Süreci" ve "paralelle mücadele" konularını emanet ettiğini, 17-25 Aralık başta olmak üzere nice komplolar ve kumpaslar gördüklerini anlattı.

Davutoğlu, 7 Haziran seçimleri sonrasında ise silahlanma, ayaklanma çağrıları yapıldığını belirterek, "Biz çözüm iradesine bağlıydık ama daha çok bağlı olduğumuz şey milli iradedir. Daha çok kendimizi borçlu hissettiğimiz şey, bu milletin birliği ve beraberliğidir" dedi.

Seçimlerin ardından yaşanan terör olaylarını tek tek hatırlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizimle konuşmak isteyenle konuşuruz. Bizimle bir şeyi herhangi bir şekilde istişare etmek, tartışmak isteyenle, Mecliste, özgür ortamda her yerde tartışırız. Ama, Moğol ruhu gibi, Haçlı yaklaşımı gibi, sömürgeci anlayış gibi, son kalemizi yıkmak isteyenlere, millet olarak bizim aramıza nifak sokmak isteyenlere karşı konuşacağımız tek dil, milletin birliği ve beraberliği dilidir. Eğer milletin birliği ve beraberliği, bu son kalenin mevcudiyetine yönelik bir tehdit söz konusu olursa, yüreğimiz ne kadar muhabbetle doluysa, bileğimiz de o kadar kudretle bezenmiş ve bilenmiştir."

23 Temmuz'dan bu yana terörle mücadele konusunda ciddi bir sınavdan geçildiğine dikkati çeken Davutoğlu, bütün vatandaşlara ve Ortadoğu bölgesindeki bütün halklara, "2016, birliğimizin, beraberliğimizin, Mardin'in birleştirici ruhunun egemen olduğu bir tarihin başlangıcı olsun. Parçalayan, bölen Moğol, Haçlı, sömürgeci zihniyetinin de sonu olsun" çağrısında bulundu.

"Zihnimde tek şey vardı, bu son kaleyi savunmak"

Mücadeleyi kararlı bir şekilde başlattıklarının altını çizen Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Zannettiler ki sadece 1 Kasım seçimlerine giderken birtakım avantajlar elde etmek için yaptık, asla. Biz geçici hükümet başbakanı olarak, o karara talimat olarak, direktif verirken, Allah şahittir ki zihnimde tek şey vardı, bu son kaleyi savunmak, Mardin'in birleştirici ruhunu yıkmak isteyenlere karşı, bu ülkenin birleştirici ruhunu ayağa kaldırmak. O günden bu güne de verdiğimiz talimatta açıktı. Kim, vatandaşlarımızın hayatını, malını, namusunu tehdit ederse, ona karşı gereken her türlü tedbiri alıp, her türlü kararlılığı göstereceksiniz ama milletimize şefkat elimizi hiç eksik etmeyeceğiz."

Bu süre içerisinde Kandil'de odaklanan büyük mühimmat merkezlerini, kırsal kesimlerde halka zulmedilen bütün mekanları tasfiye ettiklerini dile getiren Davutoğlu, bu konuda kendisine gelen mektuplar olduğunu söyledi.

Davutoğlu, başlatılan terörle mücadelenin bugün son derece başarılı bir şekilde yürüdüğünü kaydederek, mücadelede şehit olanlara rahmet, yaralanan gazi ve sivillere acil şifalar diledi.

"Bölgedeki bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum"

Bugün bu mücadelenin yeni bir aşamaya geldiğini belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Bizi bu anlamda kırsalda, mücavir alanlarda verilen mücadelelerde umduklarını bulamayanlar, bu sefer şehirlerimizi, ilçelerimizi barikatlarla, çukurlarla, mayınlarla yaşanmaz hale getirmeye çalıştılar. Onlara karşı da mücadele ediyoruz. Bu mücadele başarılı olduysa, buradan en önemli başarı sırrımız sadece güvenlik güçlerimizin gayretiyle değil, halkımızın yanımızda olmasıyla başarılı olduk ve başarılı oluyoruz. Bölgedeki bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bütün bu sürede terör örgütü, vatandaşlarımızı kışkırtmaya, provoke etmeye çalışırken, vatandaşlarımız onların hiçbir çağrılarına kulak asmadı. Bu milleti, birliği, beraberliği için omuz omuza durma iradesi kararlılığı gösterdi. Kürt, Arap, Türk bütün vatandaşlarımı kalpten kucaklıyor hepsine tek tek teşekkür ediyorum. Ne çağrılar yaptılar ama bu çağrılar karşılıksız kaldı."

(Sürecek)?

Kaynak: AA / Politika

Ahmet Davutoğlu Türkiye Mardin Politika Haberler

title