Haberler

Erdoğan: "Ey Tüsiad'ın Başına Gelen Beyefendi, Dış Politikada Sen Bize Ders Veremezsin.

Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "NATO meselesinde İsveç ve Finlandiya terörle mücadelede net, somut ve kararlı adımlar atana kadar duruşumuzu kesinlikle değiştirmeyiz. Ey TÜSİAD'ın başına gelen beyefendi, dış politikada sen bize ders veremezsin. Sen daha çıraksın. Kalfa dahi olamadın. Dün bir, bugün iki. Ne oldu ki bu iktidara ders vermeye kalkıyorsun? Önce haddini bil. Bunlar da akıllarını başlarına almadıkları sürece iktidarın kapısından içeri giremezler. Eğer TÜSİAD bu gidişiyle devam ederse, bu iktidarın kapısını çalmasın" dedi. Erdoğan, "Bir süredir üzerinde çalıştığımız ve kamuoyunda öğrenci affı diye bilinen teklifi önümüzdeki günlerde Meclis'imizin takdirine sunuyoruz" dedi. Erdoğan, "Bir süredir üzerinde çalıştığımız ve kamuoyunda 'öğrenci affı' diye bilinen teklifi önümüzdeki günlerde Meclis'imizin takdirine sunuyoruz" açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugün TBMM'de; partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"ÖĞRENCİ AFFI TEKLİFİNİ SUNUYORUZ: Tüm gençlerimize bir müjde vermek istiyorum. Bir süredir üzerinde çalıştığımız ve kamuoyunda 'öğrenci affı' diye bilinen teklifi önümüzdeki günlerde Meclis'imizin takdirine sunuyoruz. Bu teklif; lisans, yüksek lisans, doktora seviyesindeki öğrencilerimizden eğitimlerini bırakmak mecburiyetinde kalanlara belirli şartlarda okullarına dönüş yolunu açıyor. Yükseköğretimlerini tamamlamak isteyen gençlerimize yeni bir fırsat tanıyacak bu teklifin şimdiden tüm öğrencilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

BU KAFAYLA FİGÜRANLIKTAN ÖTEYE GEÇEMEYECEKLERDİR: Tarihte hep olduğu gibi birileri tarafından şımartılarak üzerimize salınan Yunanistan üzerinden ülkemize karşı oynanan oyunun farkındayız. Sorun Yunanistan'ın bu oyunun farkında olmaması veya bu oyunun gönüllü figüranlığına soyunmasıdır. Film çekimleri boyunca en çok yorulan, yıpranan, hırpalanan hatta kolu kanadı kırılan figüranlardır. Ama sahnede onların ismi ve cismi asla gözükmez. Yunanistan'ın başına geçmişte gelen budur. Şayet yanlışta ısrar ederse bundan sonra da gelecek olan da budur. Biz bölgemizde ve dünyada; küresel siyasi, ekonomik, askeri bir güç olarak varlığımızı tahkim ederek hep sürdüreceğiz. Onlar bu kafayla figüranlıktan öteye geçemeyeceklerdir.

TÜRKİYE'NİN ÇIKARLARINI KORUYAMAMIŞ BU PARTİ BİZE DERS VEREMEZ: Bizi NATO konusunda taktik hata yapmakla suçlayan CHP'ye de iki çift sözümüz var. Ülkemizde zor şartlarda kurulan uçak, silah, makine fabrikalarını kapatarak savunma sanayimizi dışa bağımlı hale getiren, adalar meselesinde dirayetli duruş sergileyemeyerek ülkemizi bu tartışmaların içine düşüren, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel yönetim sisteminde ülkemizin hak ettiği konumda yer almasını sağlayamayan, velhasıl taktik değil stratejik hatalarıyla Türkiye'nin çıkarlarını koruyamamış bu parti bize ders veremez.

MİLLET BUNLARIN ESKİSİNDEN NE HAYIR GÖRDÜ Kİ YENİSİNDEN FAYDA BEKLESİN: Kılıçdaroğlu, 'CHP eski CHP değil' diyor. Millet bunların eskisinden ne hayır gördü ki yenisinden fayda beklesin. Onlar önce kendi içlerindeki Rum, Yunan, Avrupa, Amerika, PKK, FETÖ sevdalısı beşinci kol elemanlarını temizlesinler.

EY TÜSİAD'IN BAŞINDAKİ BEYEFENDİ HADDİNİ BİL: NATO meselesinde de İsveç ve Finlandiya terörle mücadelede net, somut ve kararlı adımlar atana kadar duruşumuzu kesinlikle değiştirmeyiz. Ey TÜSİAD'ın başına gelen beyefendi, dış politikada sen bize ders veremezsin. Sen daha çıraksın. Kalfa dahi olamadın. Dün bir, bugün iki. Ne oldu ki bu iktidara ders vermeye kalkıyorsun? Önce haddini bil. Haddini bil. Bunlar da akıllarını başlarına almadıkları sürece iktidarın kapısından içeri giremezler. Bunu da bilmeleri lazım.

İSVEÇ VE FİNLANDİYA'NIN SOKAKLARINDA TERÖR ÖRGÜTLERİ CİRİT ATARKEN BİZ ONLARA KAPILARIMIZI AÇACAĞIZ: Biz dış politikada İsveç, Finlandiya bunlara niye tavır alıyoruz? İsveç ve Finlandiya'nın sokaklarında terör örgütleri cirit atarken biz onlara kapılarımızı açacağız? Onların yanında mı yer alacağız? Ey TÜSİAD siz onların yanında yer alabilirsiniz. Biz şehitlerimizin kanını yerde bırakmayacağız. Bunu bilesin. İşte, Batıyı görüyoruz. Almanya'da, Fransa'da bu terör örgütleri yürüyüşler yapıyorlar. Avrupa'nın bütün ülkelerinde aynı durumla karşı karşıyayız. Bütün bunlara karşı, sizin ali menfaatlerinizi korumak için sesimizi çıkarmayacak mıyız? Kusura bakmayın. Sizden önce gelen ağababalarınız da aynı kafadaydılar, görüyorum ki siz de aynı kafadasınız. Eğer TÜSİAD bu gidişiyle devam ederse, bu iktidarın kapısını çalmasın. Görüyorum ki sizler aynı merkezden idare ediliyorsunuz. Aynı merkez belli, CHP. Oradan size neyi sufle ediyorlarsa, siz de aynen o ağızla konuşuyorsunuz. Sizden önceki ağababalarınız da böyle konuşuyordu, siz de aynı şekilde konuşuyorsunuz. Bu kapı; yerli ve milli duruş sergileyene açıktır, sergilemeyene kapalıdır.

MİLLİ HAVAYOLUMUZ, ULUSLARARASI UÇUŞLARINI 'TURKISH AIRLINES' DEĞİL, 'TÜRK HAVAYOLLARI' İSMİYLE YAPACAKTIR: Bu arada dünyada, ülkemizin adını 'Turkey'den, 'Türkiye'ye dönüştürme kararımızı başarı ile hayata geçirirken, diğer alanlarda aynı yöntemi takip edeceğimizi bir kez daha hatırlatmak istiyorum.  Bu kapsamda artık milli havayolumuz da uluslararası uçuşlarını 'Turkish Airlines' değil, Türk Havayolları ismiyle yapacaktır. Bu kadarı öküz altında buzağı arayanlara, herhalde yeter.

TERÖR ÖRGÜTÜNÜN BELEDİYE BAŞKANI ORAYA SU DAHİ GETİREMEDİ: Hamdolsun Van'ı ayağa kaldırma, insanlarına umut aşılama şerefine biz nail olduk. O zaman terör örgütünün belediye başkanı oraya su dahi getiremedi su. Biliyorsunuz büyükşehirlerde su getirme görevi belediyelerindir. Ama onlar getiremedi. Biz DSİ kanalıyla Van'ın su problemini çözdük. Bunu benim Vanlı kardeşlerim çok iyi biliyordur. Altyapısından üstyapısına kadar biz yaptık. On binlerce konut inşa ettik.

2023 SEÇİMLERİ İÇİN GERİ SAYIMIN BAŞLADIĞINI SÖYLEYEBİLİRİZ: Milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleri önümüzdeki yılın aşağı yukarı bu günlerinde yapılacak. Dolayısıyla 2023 seçimleri için geri sayımın başladığını söyleyebiliriz. Her ne kadar muhalefet tarafı, hala erken seçim lafları etmeyi sürdürüyorsa da seçim takvimi kendi mecrasında zaten ilerliyor. Aslında muhalefetin erken seçim falan istediği yok. Hatta bizim ülkemizde muhalefet, mümkünse hiç seçim olsun istemez. Çünkü bunlar herhangi bir sorumluluk üstlenmeden sadece konforunu yaşayarak siyaset yapmaya alışmışlar. Milletin derdiyle dertlenmek, bölgesel ve küresel krizlerle uğraşmak, eser ve hizmet peşinde koşmak, bunların yapacakları, yapmak isteyecekleri bir iş değildir.

HERHANGİ BİR ALTYAPI ÇALIŞMALARI YOK: İşte sel felaketinde İstanbul'un, Ankara'nın, İzmir'in halini gördük, görüyoruz. Herhangi bir altyapı çalışmaları var mı? Yok. Hiçbir altyapı çalışmaları olmadığı için birisi Bodrum'da seyahatte, öbürü bakıyorsunuz Eskişehir'de seyahatte, öbürü nerede olduğu belli değil. Böyle garip bir yapı var. Bunlar dertli değil. Neşet Ertaş diyor ya, 'aşkla koşan yorulmaz' diye. Kazara bir sorumluluk altına girdiklerinde ortaya çıkan manzarayı hep beraber gördük.

'SEÇİMİ KAÇIRMAZ, SANDIĞA GİTMEYİ DE UNUTMAZSAK MİLLETİMİZİN HUZURUNA BİR ADAYLA ÇIKACAĞIZ' DİYORLAR: Her gün seçim lafı ettiği halde daha adayının ismini zikredemeyenlerin derdinin ülkeye ve millete hizmet olmadığını anlamak için öyle çok da derin analizlere gerek yok. Her şey gün gibi ortada, bir masa kurmuşlar, avara kasnak misali buradan çıkan hiçbir siyaset, hiçbir karar, hiçbir irade mevcut değil. Şimdi sizlere Nasreddin Hoca'nın bir fıkrasıyla altılı masanın durumunu izah etmek istiyorum. Hoca ihtiyaca binaen komşularından birinden borç almak zorunda kalmış. Ancak daha vadesi gelmeden adam alacağı için hocanın kapısını aşındırmaya başlamış. Hoca, 'şu anda yok ama çok yakında ödeyeceğim' demiş. Buna rağmen adam bırakmamış hocanın yakasını. Bunun üzerine hoca 'komşu kapının önüne çalı ektim, koyun sürüsü geçerken yünleri çalıya takılacak, bizim hatun bunları toplayacak, yıkayacak, eğirecek, ben de satacağım, senin paranı ödeyeceğim' demiş. Adam katıla katıla gülmeye başlayınca hoca, 'gördün peşin parayı, böyle gevrek gevrek gülersin değil mi?' Altılı masanın cumhurbaşkanı adayı belirleme meselesi de hocanın borcunu ödeme fıkrası gibi ilerliyor. Güya seçim tarihi belli olsa adayları hazır. Ama tarihi zaten belli olan seçimler için ortada aday yok. Kendilerine 'adayınızı nasıl belirleyeceksiniz diye sorulduğunda' Nasreddin Hocanın borç ödemesinden daha muğlak cevap veriyorlar. 'Önce oturma sırasında anlaşabilirsek bir araya geleceğiz, sonra başarabilirsek ilke, prensip öncelikleri belirleyeceğiz, ardından uzun bir aday listesi çıkaracak ve adayların artı eksilerini tespit edeceğiz' diyorlar. 'Şayet masanın etrafındakilerden biri arıza çıkarmazsa uzun listeyi kısaltacağız' diyorlar. 'Kısa listedeki adayları yabancı büyükelçilere sunacak onların icazetlerini bekleyeceğiz' diyorlar. 'Bu süreç içinde şayet seçimi kaçırmaz, sandığa gitmeyi de unutmazsak milletimizin huzuruna bir adayla çıkacağız' diyorlar. Bir curcuna ittifakından başka ne beklenebilir ki?

BUNUN ADI STRATEJİ DEĞİL SİYASİ HOKKABAZLIKTIR: Altılı masa tarafı adaylarını açıklamama stratejilerinden birinin de yıpranma korkusu olduğunu söylüyorlar. Neymiş, adaylarını bugünden ilan ederlerse bir sene içinde o isim yıpranabilirmiş. Bu nasıl aday ki ismi gündeme gelir gelmez hemen yıpranıyor? Bu nasıl aday ki millet tanıdıkça sevme yerine ondan soğuyor? Bu nasıl aday ki güneşi görünce eriyen buz misali itibar ve zemin kaybediyor? Bu nasıl aday ki siyaset sahnesinde kaldıkça boyası dökülüyor, gerçek yüzü ortaya çıkıyor? Bunun adı strateji değil siyasi hokkabazlıktır, milleti kandırma gayretidir. Bunlar defolu ürün satan gözü açık tüccar misali el çabukluğu ve katakulliyle adaylarını sandıktan çıkarabilme peşindeler. Şark kurnazlığı hesaplarıyla sadece kendi seçmenlerini değil milletimizin tamamının basiret ve ferasetini hafife alıyorlar. Milletimiz bu 'abra kadabra' siyasetinin defterini düreli çok oldu.

BUNU SÖYLEDİĞİMDEN BU YANA ORTADAN KAYBOLDU : Kılıçdaroğlu'na tekrar söylüyorum; ya adaylığını açıkla ya da adayını açıkla. Bunu söylediğimden bu yana ortadan kayboldu. Her gün bir kurumun kapına dayanıyor. Her gün birilerine 'ya bana katılın ya önemden çekilin' diyerek kürsü yumruklayan, her gün bir başka yalan ve iftira üzerinden 'hesaplaşacağız' diye höyküren velhasıl düne kadar yere öğe sığmayan bu zatın sesi birden kısılıverdi. Gerçi bir şeyler söylüyor ama yüzünde ve sesinde, çekingenliğin, yılgınlığın, korkaklığın izini görmemek mümkün değil. Anlaşılan birileri kendisine 'kararımızı verene kadar sen otur' dediler.

BİZ SENİN MEŞREBİNLE İLGİLENMİYORUZ: Birileri hemen devreye girip ülkemizin tamamen geride bıraktığını düşündüğümüz bazı tartışmaların fitilini yeniden ateşlemekten bile çekinmediler. Henüz altılı masanın adayı bile belli değilken tuttular bir meşrep fitnesi ortaya attılar. Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü? AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tehlikeli tartışmada duruşumuz nettir. Eski Türkiye'ye ait önyargıların artık Türk siyasetinde yeri yoktur. Bay Kemal senin meşrebin ne olursa olsun, biz senin meşrebinle ilgilenmiyoruz. Merak etme. Çık ortaya, mert ol, adaylığını açıkla veya adayını açıkla. Allah'ın izniyle iktidarda olduğumuz müddetçe kimse bu ülkenin vatandaşlarını meşrebi, kökeni, kimliği dolayısıyla ötekileştiremez. Biz bu zatın bürokrasi ve siyasetteki beceriksizliğini, kifayetsizliğini her fırsatta yüzüne vururuz. Ama asla geçmişi, kimliği veya diğer vasıflarıyla uğraşmayız. Çünkü bu ülkede Anayasa'da belirlenen şartları taşıyan her bir insanımız cumhurbaşkanlığı adaylığı dahil her türlü hakka sahiptir.

KENDİSİNDEN BU İHANETİNİN BEDELİNİN HUKUK ÖNÜNDE SORULMASININ TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ: HDP'nin terör örgütü elebaşının emriyle geçtiğimiz günlerde yol açtığı rezalet görüntüleri unutmadık. Kadıköy'de işlenen rezaletin başrolünde yer alan sözde milletvekilinin yine onun yanında yer alan milletvekillerinin, geçmişte hangi karanlık niyetlere alet olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bu kadının, dosyası çok kabarık. Kendisinden bu ihanetinin bedelinin hukuk önünde sorulmasının sonuna kadar takipçisi olacağız. Süratle dokunulmazlığının kaldırıp bu türlerinin bu kutlu çatı altında yer almalarının mümkün olmadığını bizler ortaya koyuyoruz. Meclis'in de üstüne düşeni yapacağına inanıyoruz.

DÜNYANIN ÖNDE GELEN GIDA İHRACATÇILARINDAN BİRİ OLARAK SEKTÖRÜN İHTİYACI OLAN BUĞDAY, ŞEKER VE BENZERİ ÜRÜNLERİ DIŞARIDAN ELBETTE ALIYORUZ: Enerji kayaklarının hepsinden fiyatlarının artması insanların günlük hayatından sanayi üretimine kadar her alanda dengeleri bozmuştur. Biz vatandaşlarımızı bu aşırı artıştan korumak için çok ciddi tedbirler aldık. Vatandaşlarımızın enerji faturasını düşürdük. Rusya Ukrayna Savaşı nedeniyle ortaya çıkan buğday krizini çözmek için gayret sarf ediyoruz. Hububatı, sebzeyi, meyveyi üretme konusunda sıkıntımız yok. Dünyanın önde gelen gıda ihracatçılarından biri olarak sektörün ihtiyacı olan buğday, şeker ve benzeri ürünleri dışarıdan elbette alıyoruz. Ama bu gıda sektörünün üretim ve ihracat ihtiyacını karşılamak içindir. Çiftçilerimizin tohum, mazot, gübre gibi girdilerindeki artışın farkındayız. Bunun için alım fiyatlarını yüksek tutmaktan, prim ve destekleme rakamlarını artırmaya kadar pek çok önlem alıyoruz. Dünyanın ciddi gıda kriziyle yüz yüze olduğu şu dönemde üretimin artarak sürmesi en başta gelen önceliğimizdir.

KEŞKE ÜLKEMİZİN HER YERİNDEN PETROL FIŞKIRIYOR OLSA: Petro fiyatlarındaki aşırı yükselmeye bağlı olarak pompa fiyatlarındaki rakamlar rahatsız edici düzeydedir. Keşke ülkemizin her yerinden petrol fışkırıyor olsa da bu durumun önüne geçebilsek. Ama petrol tüketiminin çok büyük bölümünü ithalatla karşılayan bir ülke olarak hem ham petrol fiyatlarındaki yükselişten hem kurdaki yükselişten aniden etkileniyoruz. Bugünkü seviyesinin hiçbir ülke tarafından sürdürülebilir olmadığı açıktır. Bu fiyatların makul fiyatlara düşmesiyle birlikte pompa fiyatlarının düşmesini bekliyoruz."

Kaynak: ANKA / Politika

Politika Güncel Haberler

title