Haberler

Özok'tan Bdkk Ve Tmsf İçin "Nazi" Benzetmesi (2-son)

Danıştay Saldırısı

DANIŞTAY SALDIRISI

Özdemir Özok, 2006-2007 yargı yılında üzerinde durulması gereken en önemli konunun Danıştay’a yapılan saldırı olduğunu söyledi. Özok, “Bu saldırıyla iki yüz yıldır süren çağdaşlaşma, laikleşme ve hukuk devleti olma ile bunların doğal sonucu olan demokratikleşme çabalarına ve 1923’ten beri elde edilen kazanımlara da kurşun sıkılmıştır” dedi. Özok, Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Aslan’ın, 12 Ağustos 2006 günlü duruşmasında ailesinin yaptığı açıklamalara da değindiği konuşmasında, “Özellikle bu ülkenin eğitim kurumlarında görev yaptığı söylenen babasının sergilediği tabloyu, halkımız ülkenin huzur, barış ve aydınlık geleceği adına ürpererek, dehşetle izlemiştir” dedi.

YARGIDA ÇALIŞANLAR MEMURLAŞTIRILMIŞTIR

Özdemir Özok, 1980 Anayasasını eleştirdiği konuşmasında, yeni anayasayla yargının giderek siyasal iktidarın etkisi altına girdiğini savundu. Özok, “Bunun sonucu, yargının bağımsızlık ve güvenceden yoksun bırakılması, yargıda görev yapanları ‘memurlaştırmış’ onları yürütme organına bağımlı hale getirmiştir” diye konuştu.

YARGIYA AYRILAN BÜTÇE PERSONEL GİDERLERİNE GİDİYOR

Hiçbir dönemde bütçeden yargıya yeteri payın ayrılmadığını ifade eden Özok, adalet hizmet birimlerine ve yargı organlarına bütçe ayrılırken HSYK başta olmak üzere yüksek yargı organlarının görüşlerinin alınması gerektiğine işaret etti. Özok, Adalet Bakanlığı’na 2005 yılında bütçenin yüzde 1.01’ne karşılık gelen bir pay ayrıldığını belirterek, bunun büyük bir kesiminin personel giderlerine harcandığını söyledi. Özok, “Mahkeme ve savcılıklara ayrılan çok düşük ödeneklerle, yazı işlerinin kırtasiye gibi temel gereksinim maddeleri ile mefruşat giderlerinin karşılanması bile mümkün olmamaktadır” dedi. Özok, yargıda köklü reformlar yapılmadığı için “tıkanma” noktasına gelindiğine de vurgu yaptı.

TBMM ÇALIŞMALARINDA DANIŞMA MECLİSİ ETKİSİ

Özdemir Özok, yargı erkinin en önemli sorunlarının başında, kendisinin etkili olamadığı ve Meclis’in çıkardığı antidemokratik, yasa tekniğinden uzak yasaları uygulamak zorunda kalması olduğunu söyledi. Özok, “12 Eylül sonrası oluşturulan Danışma Meclisi’nin yasa çalışmalarından kalan ve gelenekselleşen alışkanlıklar, TBMM’nin yeni dönemdeki çalışmalarında da etkili olmuştur” diye konuştu.

Konuşmasında zorunlu avukatlık konusuna da değinen Özok, CMK uyarınca maddi durumu iyi olmayanlara sağlanan avukatlıkta “kaos” yaşandığını söyledi. Özok, bu konuda maddi imkanların sağlanması gerektiğine işaret ederek, “angarya”ya dönüştürülmemesi gerektiğini belirtti.

YARSAV’A BAŞSAVCILARIN ÜYE OLMAMALARINA VURGU

Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin kuruluşundaki 600 kişinin içinde 8 tane HSYK üyesinin bulunduğuna vurgu yapan Özok, şunları söyledi:

“Adalet Bakanlığı idari birimlerinde çalışan hakim ve savcılarla, 81 ilin başsavcılarından hiçbiri bu oluşuma destek veremedi ve üye olamadı. Bu durum açık ve net olarak yasalarla sağlanan hak ve özgürlüklerin ne kadar kullanılabildiğinin yanında, Adalet Bakanlığının bu savcı ve yargıçlar üzerinde ne denli etkili olduğunu göstermektedir. Yargının siyasallaşmadığını, Adalet Bakanlığı bürokrasisinin yargıç ve savcılar üzerinde etkisinin olmadığını iddia edenler bu durumu nasıl izah edeceklerdir.”

Kaynak: ANKA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title