Özel Hastanede Kemik İliği Nakil Merkezi
Türkiye'deki Özel Hastanelerde "İlk Kemik İliği Nakil Merkezi"nin Bayındır Hastanesi'nde Açıldığı Bildirildi.
Türkiye'deki özel hastanelerde “ilk kemik iliği nakil merkezi”nin Bayındır Hastanesi'nde açıldığı bildirildi.
Hastanenin Hematoloji ve Kemik İliği Nakli Bölüm Başkanı Doç. Dr. Süleyman Dinçer, Türkiye'de üniversite hastaneleri dahil yaklaşık 20 kemik iliği nakil merkezi bulunduğunu söyledi. Merkezlerin çoğunluğunun üniversite hastanelerinde olduğunu ifade eden Dinçer, “Türkiye'de özel hastaneler içerisinde ilk kemik iliği nakil merkezi Bayındır Hastanesi'nde açıldı. Merkez, Ocak 2008'den itibaren aktif olarak hizmet vermeye başladı” dedi.
Dinçer, hastanedeki kemik iliği nakil merkezinin 6 yatak kapasitesine sahip olduğunu, hasta sayısına göre kapasitenin artırılabileceğini söyledi.
Merkezde 2 uzman hematologun çalıştığını belirten Dinçer, kemik iliği nakline yönelik 2007 yılında kök hücre konusundaki çalışmalara hız verdiklerini, otolog (Hastanın kendi kan ve kemik iliğinden alınan kök hücrelerin tedavi sonrası kendisine verilmesi işlemi) kemik iliği transfüzyonu için kök hücre toplama çalışmalarını tamamlandıklarını kaydetti. Dinçer, “Kemik iliği nakil tedavilerinde sosyal güvencesi olan hastalara, devletin belirlemiş olduğu fiyatlar üzerinden hiçbir fark alınmaksızın hizmet veriyoruz. Bunu tamamen hizmet olarak yapıyoruz. Para kazanmak amaçlı değil” dedi.
İKİNCİ KEZ YAPILACAK NAKİL İLE YAŞAMA TUTUNACAK
Hastanede halen 4 hastanın tedavi olduğunu belirten Dinçer, hastalardan 43 yaşındaki lenf bezi kanseri (lenfoma) olan Süleyman Acar'a ikinci kez kemik iliği nakli yapılacağını söyledi.
Acar'a ilk kemik iliği naklinin 2003 yılında yapıldığını ve hastanın sağlık durumunun düzeldiğini anlatan Dinçer, 2007 yılında Acar'ın sağlık durumun kötüye gitmesi üzerine tekrar kemik iliği yapılması gerektiğini kaydetti. Dinçer, hastanede tedavi altında bulunan Acar'a önümüzdeki hafta içinde tekrar kemik iliği nakli yapılacağını söyledi.
“KANSERİM DEMEK ÖYLE ZORDU Kİ!”
Kendisini, kemik iliği nakli yapılabileceği için çok şanslı bulduğunu ifade eden Süleyman Acar ise yaşadıklarını şöyle anlattı:
“2001 yılında kanser tanısı konduğunda yıkıldım. 'Kanserim' demek öyle zordu ki! Uzun süre kemoterapi gördüm. 2003'te kemik iliği nakli yapıldı. Nakil sonrasında çok rahatladım, tekrar doğdum ama bu mutluluğum birkaç yıl sürdü. 2006'nın Ağustos ayında tekrar hastalandım ve 2007 Nisan ayında yine kemik iliği yapılması gerektiği belirtildi. Aynı süreci yaşayacaktım. Bir daha yıkıldım ama şanslıydım çünkü binlerce insan mağdurken ben ikinci kez nakil yapılabilmesi için bu şansı yakalamıştım. Tekrar kemoterapi gördüm. İlk nakilde yedek hücrem alınmıştı. Önümüzdeki hafta da daha önce alınmış olan yedek hücremden kemik iliği nakli yapılacak. Umarım bu son olur ve ben de korkmadan yaşama tekrar dönebilirim.”
Hastalığın sağlık sorunlarıyla beraber, sosyal çevresini, iş hayatını hatta aile ilişkilerini de olumsuz etkilediğini ifade eden Acar, evli ve biri kız biri erkek iki çocuk sahibi olduğunu ancak ailevi sorunlar nedeniyle hastalıkla tek başına mücadele etmek zorunda kaldığını söyledi.
Acar, kemik iliği nakli yaptıracak olan hastaların bu süreçten korkmamaları gerektiğini anlatarak, “Tedavi sonrası süreç ağır ama bu imkanı buldukları için şanslı olduklarını unutmasınlar ve asla korkmasınlar” dedi.
Süleyman Acar, şöyle konuştu:
“2001 yılından bu yana kanser hastasıyım. 2003 yılının 10. ayından bu yana emekli olmak için uğraşıyorum. Ankara Numune Hastanesi'nden rapor aldım, 6 ay önce de Onkoloji Hastanesi'nden heyet raporu aldım. Üniversite hastanesinden rapor istemeleri üzerine Hacettepe Hastanesi'nden rapor aldım ancak bu raporların hiçbirini BAĞ-KUR Sağlık İşleri Daire Başkanlığı kabul etmedi.
Cumhurbaşkanımıza yazı yazdım, Başbakanımızın Aksaray ziyaretinde Sayın Erdoğan'a verdim. Haber bekliyorum.
Artık dayanacak gücüm kalmadı, komşuların yardımlarıyla ayakta duruyorum. Aksaray'da yaşadığım için yol paramı dahi komşular verdi. Lütfen, mağduriyetim giderilsin. Sağlıklı olayım da çalışayım ama heyet raporları dahi bunu göstermiyor. Lütfen, sesimi duysunlar ve bana yardım etsinler.”