Haberler

Orgeneral Büyükanıt Basın Toplantısı Düzenledi

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt "Irak'ı Tek Parça Olarak Görmemek Lazım. Bir Kuzey Irak'taki Oluşum Var. Kuze Irak'taki PKK Var. Bir Irak'ın Kendisi Var. Irak'ın İçinde Kerkük Var" Dedi.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt "Irak'ı tek parça olarak görmemek lazım. Bir Kuzey Irak'taki oluşum var. Kuze Irak'taki PKK var. Bir Irak'ın kendisi var. Irak'ın içinde Kerkük var" dedi.

Büyükanıt, ABD'nin başkenti Washington'a yaptığı ziyaretin son günüde temaslarıyla ilgili olarak bir basın toplantısı düzenledi. Büyükanıt, "Türkiye'nin şu anda güvenlik bağlamında karşı karşıya olduğu sorunlar belli. Dolayısıyla benim burada ABD yetkilileriyle yaptığım görüşmelerde bu konuları görüşmemizin çok doğal olduğunu taktir edersiniz. Bunların başında Irak, PKK ve Ermeni iddialarının geldiği söylenebilir. Tabi bu bunların dışında askeri konularda askeri makamlarla teknik anlamda görüşmeler yaptım" dedi.

'IRAK'I TEK PARÇA GÖRMEMEK LAZIM'

Görüştüğü tüm makamlarla Irak konusunu derinliğine tartıştığını belirten Büyükanıt, "Irak'ı tek parça olarak görmemek lazım. Bir Kuzey Irak'taki oluşum var. Kuze Irak'taki PKK var. Bir Irak'ın kendisi var. Irak'ın içinde Kerkük var. Bunları görüştük" dedi. Büyükanıt, "Esasen Irak'la ilgili devletin bütün kademelerinde görüşler belli bir odakta noktalanmış durumdadır. Dolayısıyla burda yaptığım görüşmelerde de şu hususları vurgulamaya çalıştım. Bunların hepsi güvenlik boyutunda olan şeyler. Bizim işimiz asker olarak bizim işimiz güvenlikle ilgili. Ülkemizin güvenliği, bölgemizin güvenliği, bölgesel güvenlik, eğer uzatabilirseniz global güvenlik. Biz tüm devlet kademeleri Irak'ın üniter yapısının korunması görüşündeyiz. Ama geldiğimiz noktada görüyoruz ki Irak'ın üniter yapısı çok büyük ölçüde şekil değiştirmiştir. Gerek mezhepsel çatışmalar, gerek etnik bölünmüşlükler Irak'ın üniter yapısında çok ciddi sıkıntılara yol açmış bulunmaktadır. Her gün bazen yüzlerce, bazen onlarca, bazen ellilerce insan şu anda bu çatışmalardan dolayı Irak'ta canını kaybetmektedir. Bırakın Irak'a komşu olan bir ülke olarak Türkiye'nin ve Türk askerinin, insan olarak bu acıları kabul etmemiz mümkün değildir. Bir ülkenin bu duruma gelmesi etnik ve mezhepsel çatışmaların ülkekeri nereye götüreceğinin çok canlı bir örneğidir. Bundan da ders almamızın gerektiğini düşünüyorum bir asker olarak. Sünni-Şii çatışması şu anda en yüksek noktasına kadar gelmiştir" dedi.

'TÜRK-IRAK HUDUDUN ÖTEKİ TARAFI PKK'YA TESLİM EDİLMİŞTİR'

Büyükanıt, kendilerini asker olarak ilgilendiren en önemli konunun ise hudut güvenliği olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Bu konu üzerinde tüm makamlarla çok detaylı olarak konuşma imkanını buldum. Irak-Türkiye hududunun arazi yapısına baktığımız zaman bu hududun korunması son derce zordur. Çok yüksek bir arazi. Çok sarp bir arazi. Birçok sayıda kuvvetimizi oraya tahsis ettik. Buna rağmen bu hududu korumakta sıkıntı çekiyoruz. Sıkıntı çekmemizin başlıca sebebin,i söylemem gerekirse Türk-Irak hududunun Irak tarafı bugün tamamen boş durumdadır. Hiçbir güvenlik görevlisi Irak hududunu korumakla görevlendirilmemiştir. Başka bir ifadeyle açıkça ifade ediyorum, Türk-Irak hududun öteki tarafı PKK'ya teslim edilmiştir. Bunu açıkça ifade ediyorum. Hiçbir güvenlik görevlisi yok. Ama birçok silahlı terörüst hududun öteki tarafında. Bunu her seviyeden görüştüğüm ABD yetkililerine çok açık bir şekilde ifade ettim. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bir hudut düşünün ki o sert arazide onları korumaya çalışıyorsunuz, öteki tarafta hududu terörist örgüte teslim ediyorsunuz. Kim teslim ediyor bu hududu PKK terör örgütüne? Onun taktirini sizlere bırakıyorum. Şu anda Türkiye hududunun tek zayıf tarafı bunun öteki tarafta korunamaması. Biz bu gerçeği yalnız Iraklı yetkililere değil, Amerikalı yetkililere de bu gez im sırasında çok açık bir şekilde ifade ettim. O zaman şu akla geliyor. Korunmayan hudut eğer bize zarar veriyorsa, eğer PKK terör örgütü bundan yararlanıp ülkemdeki insanlara zarar veriyorsa, Türkiye'nin bir tedbir almasının da bir gereklilik olduğunu ifade etmemiz zorunlu oluyor. Bunu burda açıkça ifade edeyim. Tabi o bölge Kuzey'deki iki grubun hakimiyetinde olan bir bölge."

'PKK OLAYININ BİR TERÖR OLAYI OLMADIĞI BİR SİYASİ KONU OLDUĞU AÇIKÇA İFADE EDİLMİŞTİR'

Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt, Kuzey'deki Kürt gruplarını ve liderlerini en iyi tanıyanlardan birisinin şahdsen kendisi olduğunu belirterek, "Çünkü orada görev yapmış bir insanım. Maalesef bu gruplar son zamanlarda Türkiye aleyhine hasmane sayılabilecek ifadelerde bulunmaya başlamışlardır. Biliyorsunuz TBMM bir süre önce gizli bir oturum yaparak Irak meselesini görüştü. Kısa bir süre sonra Kuzey bölgesindeki yönetim kendi meclislerinde benzer bir oturum yaptılar ve sonra bir açıklama yaptılar. Bu açıklama bizi ziyadesiyle rahatsız etmiştir. Çünkü yapılan açıklama ki bu açıklama bir dedikodu olarak kulağımıza gelmemiştir, PKK olayının bir terör olayı olmadığı bir siyasi konu olduğu açıkça ifade edilmiştir. Bu çok ciddi, dikkate alınması gereken ve üzerinde durulması gereken bir söylemdir. Şu anda dağlarımızda bin 500'ye yakın silahlı terörist gezmekte. 3 bin 500 terörist Irak'ta ve çoğu hududumuzda. Hep Kandil diye çıkmıştır, teröristlerin çoğu Kandil'de değil, hududumuza yakındır. Bu olaya terör değil de siyasi bir olay dedikten sonra buna herhangi bir yorum yapmak mümkün değildir. Asker olarak böyle bir olayı taktir etmemiz mümkün değil" dedi.

Kerkük Türkiye'de çok yanlış olarak tartışılmaktadır. Elbette Kerkük Türkiye Cumhuriyeti'nin bir şehri değildir. Tarihsel bağlarımız vardır. Ama Kerkük Türkiye cumhuriyeti'nin bir şehri değildir. Ancak Kerkük küçük Irak'tır. Irak'ta ne sorun varsa Kerkük'te o vardır. Türkmen'i vardır, Arap'ı vardır, Kürt'ü vardır, Hıristiyan kökenlisi vardır. Son zamanlarda basına sıkça olarak ve gerçekçi olarak yansıdığı gibi Kerkük'te demografik yapı tümüyle değiştirilmiştir. İkinci körfez harekatı başlamasından hemen sonra Kerkük'ün tapu kayıtlarının tümü imha edilmiştir. Nedem imha ediyorlar; Tarihi silmek için. Oysa o belgelerin çok bölümü Osmanlı arşivlerinde Türkiye'de vardı. O arşivlere baktığımız zaman tarihte hiçbir zaman Kerkük'ün bir Kürt şehri olmadığını görüyorsunuz.

Orda Bağdat bölgesinde olduğu gibi bir etnik ve mezhepsel çatışmanın ortaya çıkmasının kesin olduğunu belirten Büyükanıt, bunun Irak'ın zaten olmayan istikrarını daha kötüye gitmesine ve üniter yapısını tamamen ortadan kaldırmaya sebep olacağını bildirdi. Büyükanıt, “ Paramparça bir Irak Türkiye'nin çıkarlarına uygun değildir. Biz Kerkük'le bundan ilgileniyoruz. Sadece Türkmenlerin hakkı değil, sadece Arapların veya Kürtlerin hakkı değil. Kerkük küçük Irak'tır Orda meydana gelen istikrarsızlık Irak'ın bütününe süratle tesir edecektir. Bunun Türkiye'ye etkisinin olmamamsı mümkün değildir. Biz Kerkük'le bundan dolayı ilgileniyoruz" dedi.

'SÖYLEM BAĞLAMINDA PKK KONUSUNUN DAHA İYİ KAVRANDIĞI İZLENİMİNİ EDİNDİM'

Yaşar Büyükanıt, "PKK ile mücadele konusunda yaptığım temaslarda bir hususun geçmişe nazaran daha fazla ABD yetkililerinde hassasiyet doğurduğunu izlemiş bulunmaktayım. Bunu çok rahatlıkla ifade edebilirim. Tabii biz sözlerden çok eylemlere, sonuçlara bakıyoruz. Söylem bağlamında bu meselenin artık ciddi bir boyuta ulaştığı, daha iyi kavrandığı izlenimini edindim" dedi.

Büyükanıt, Amerikan tarafından Emekli Orgeneral Joseph Ralston ve Türk tarafından Emekli Orgeneral Edip Başer tarafından oluşturulan mekanizmanın kamuoyunda farklı algılamalara neden olduğunu belirterek, "şimdi kalkıp da bir mekanizmanın kurulmasıyla, terörle mücadelenin başkalarına havale edildiğini söylemek, eğer kasıtlı değilse cahilliktir" dedi. Büyükanıt şunları söyledi:

"İki emekli general terörü bitirebilir mi? Terörle mücadele hiç kimseye bırakılamaz, Türk güvenlik kuvvetlerinin, polisiyle, askeriyle, korucusuyla bizim işimizdir. Terör tek boyutlu bir olay değildir. Terörün silahlı mücadele, ekonomik, sosyolojik, psikolojik boyutu vardır. TSK, terörün silahlı bölümüyle mücadeleyle yükümlüdür. Şimdi kalkıp da terörle mücadelenin başkalarına havale edildiği söylenemez. Bu mekanizma, terörle mücadeleye katkı vermek üzere kurulmuş bir mekanizmadır. Eğer faydası olabilecek en ufak bir mekanizma varsa destek vermemiz lazım. PKK terörünün etkisini azaltmaya yönelik gayretler sarfettik bazı alanlarda. Bazı işaretlerini görmeye başladığınızı tahmin ediyorum. Bizim arzumuz, bu etkilerin çok daha ileri boyutlara taşınmasıdır."

Büyükanıt, "Eğer bir terör örgütü, yurt dışından destek almazsa, yaşama şansı yoktur. Dünyadaki bütün terör örgütleri için bu bir gerçektir. PKK terör örgütünün bunca senedir var olması, maalesef bunca senedir dış desteği almasından kaynaklanıyor. Yalnız maddi değil, siyasi, ekonomik destek de olmuştur. Biz bunu söylediğimiz zaman, bize kızanlar oluyor ama kimse de hayır biz desteklemedik de diyemiyor, çünkü biliniyor" dedi.

Orgeneral Büyükanıt, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bütün olarak PKK terörüyle mücadele, Türkiye'nin tüm kurumlarıyla mücadelesidir, yalnız asker değil. Terörü besleyen birçok parametreler var. Yalnız silahlı unsurlar değil. Onların dağda kalmasını sağlayan, politik motivasyon sağlayanlar var. Bu görüşlerimizi, görüştüğümüz tüm yetkililere anlattık ve kararlılığımızın ne kadar ciddi olduğunu da vurguladık. Bunu neden söylüyorum? Bu konu belki de ilk defa Türkiye'nin gündemine gelecek. Bugün, terörle mücadele bağlamında çok büyük bir oyun başlamak üzeredir. Yapacakları tek şey perdeyi açmak. Perde açılmak üzere. Oyun şu. Bütün emareleri ortada. Ne bunun ismini ne de ülke ismini vermek istiyorum. Bugün PKK'nın bir terör örgütü olduğunu dünyada birçok ülke kabul etmiştir, ABD, AB, NATO dahil. Ancak son aylarda arka arkaya konferanslar düzenleniyor, Kürt konferansları. Sonuç bildirilerine dikkatli olarak baktığınız zaman, perdeyi açacak aktörlerin kimler olduğunu da çok iyi anlarsınız. Oyun şudur. Birçok ülkenin terörist olarak kabul ettiği PKK'yı başka bir kimliğe dönüştürmek mümkün müdür? Soru budur. Bazı çevrelerin gördüğü (evet mümkündür). Hangi kimliğe dönüştürelim? İnsan hakları ve azınlıklara indirelim. Çok uluslu hale getirelim, siyasi platforma taşıyalım. Yalnız iç siyasetle alakası yok, uluslararası siyaset de var."

Büyükanıt, PKK'nın ateşkes ilan etme yolunu geçmişte defalarca denediğini kaydederek, "Sonra ne oldu?" diye sordu. Büyükanıt, yapılmaya çalışılan şeyin, terörü, insan hakları ve azınlıklar bazına getirip, mümkünse çok uluslu hale de sokarak Türkiye'nin önüne koymak olduğunu kaydetti.

Orgeneral Büyükanıt, "Bu, şu anda geldiğimiz noktada, PKK ile mücadele bağlamında en önemli husustur. Bu konuda Türk milletinin uyanık olması gerek. O sözde ateşkes ilanından sonra bir yetkili (bu ateşkes çok güzel bir gelişmedir) dedi. Dağlardaki teröristleri görmeden söyleniyor. (Biz buna dayanarak PKK'nın terörist kimliğini kaldırabiliriz) diyor. Bunu söyleyenin yeri, zamanı, yetkisi de bellidir. PKK'yı terörist olmaktan çıkaralım diyerek, insan hakları ve azınlıklar bağlamında bu olayı gündeme getirdiler" dedi.

'SEMBOLİK, JENERİK OPERASYON YAPILMAZ'

Büyükanıt, bir gazetecinin, kuzey Irak'a sınırlı bir operasyon yapılması ihtimaline ilişkin sorusuna ise şu yanıtıverdi:

"Sembolik, jenerik operasyon yapılmaz. Operasyonun hedefi vardır. Hangi hedefi taşıyor, neye ihtiyacınız vardır, ona göre yapılır. Sınırlı, göstermelik operasyonlar olmaz. Operasyon bir ihtiyaçtan kaynaklanır. 500 kişi de kullanırsınız, 50 bin kişi de kullanırsınız. Görüşmelerimizde gündeme geldi. Terör örgütü sürekli sözde ateşkes ilan ettiğinden beri Türkiye'yi tehdit etmektedir. (Bahara kadar isteklerimiz yerine gelmezse başlarız) diye. Nedir bunlar? Genel af ilan edin, anayasanızı değiştirin, Kürt kimliğini tanıyın, genel eğitimde Kürtçe'yi resmi dil olarak kabul edin, terör örgütünün lider kadrosunda bulunanlara Avrupa'da siyasi mülteci hakları tanınsın diye istekleri var. Değil kabul edilmesi, düşünülmesi gündeme gelmeyecek istekler vardır."

ABD Genelkurmay Başkanlığındaki temaslarında İran konusunu da ele aldığını ve görüşlerini sunduğunu belirten Büyükanıt, özellikle nükleer silahlar konusuna değindiklerini kaydetti. Büyükanıt konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Türkiye, hükümet politikası olan, uluslararası kurumları, başka BM kararlarını takip eder. Bölgemizde bir sürü ülkenin ve iyi de kontrol edilemeyen bir sürü ülkenin nükleer silah sahibi olmasını tabii ki tasvip etmiyoruz. Bu yalnız Türkiye için değil, bölgesel bir tehdit, bu vurgulandı. Bu konunun barışçı yollarla çözülmesinin gerekli olduğunu Türkiye Cumhuriyeti beyan etmiştir. Bu konudaki görüşler de yine hükümet tarafından İranlı yetkililere iletilmiştir. Pentagon'da bunlar tekrar edildi."

'ABD YÖNETİMİNİN TAMAMI SOYKIRIM TASARISINDAN RAHATSIZLIK DUYUYOR'

Görüşmelerinde soykırım meselesine de değindiklerini belirten Büyükanıt, ABD yönetiminin tamamının, Amerikan kongresine sunulan sözde Ermeni soykırımı tasarısından rahatsızlık duyduğunu ve yönetimde görüştüğü asker, sivil herkesin bu tasarıya karşı olduğunu ifade etti.

Büyükanıt, soykırım tasarısının ABD yönetimi, Amerikan kongresi ve ABD kamuoyundaki etkin çevre ve kişiler olarak ABD'de üç bacaklı dinamiği olduğunu belirterek, "Bu tasarı, bu üçgen içinde tartışılıyor. Ben buradaki temaslarımda öncelikle yönetimin yetkilileriyle görüştüm. Edindiğim izlenimi çok açık ifade ediyorum. Yönetimde görüştüğüm herkes bu tasarıya karşı, sivili ve askeri. Bu karşı olma olayı, bir söylemden öte bir davranış biçimine de dönüşmüş durumda. Yönetimin tamamı, bundan rahatsız durumda" dedi.

Yaşar Büyükanıt, Amerikan kongresiyle ilgili, bir asker olarak yorum yapmasının doğru olmayacağını kaydederek, etkin kişi ve çevrelere gelince, onların da tasarıdan çok rahatsız oldukları izlenimini çok net olarak algıladığını söyledi. Büyükanıt, "Görüştüğüm bazı kişilerin sözlerini sizlere aktarma şansına sahip değilim. O kişilerin şahsında doğru değil. Etkili olabilecek kişiler de tasarıyı destekleme taraftarı değil" dedi.

Genelkurmay Başkanı, nisan ayında Ermeni tasarısının ABD kongresinde sıkıntı yaratması, PKK'nın ilkbaharda saldırılarını başlatması ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin aynı zamana gelmesiyle ilgili yöneltilen bir soruya, "PKK'nın bahar aylarında eyleme geçeceğini ifade ettiğini söyledim, Nisan demedim. (Türkiye Cumhuriyeti gerekli adımları atmazsa, bahar aylarında tekrar eylemlere başlayabiliriz) diyorlar. Bunu, cumhurbaşkanlığı seçimleriyle falan, beni ilişkilendirmeyin. Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle PKK'nın eyleme geçme zamanını değerlendirmek aklımdan geçmedi" ifadesini kullandı.

Büyükanıt, Cheney ve ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley ile Beyaz Saray'daki görüşmelerinden çok memnun ayrıldığını belirterek, "Meseleleri çok detaylı bildiklerini gördüm. Türkiye'ye karşı da gerçekten çok duyarlı davrandıklarını gördüm. Duyarlı olmak başka, ona göre davranmak başka. Ancak ben, Beyaz Saray'daki görüşmelerden memnun ayrıldığımızı çok açıkça ifade ediyorum" dedi.

' DİNAMİK GÜÇLER DERKEN DERİN DEVLETİ KASTETMEDİM'

Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nde yaptığı konuşmada 'dinamik güçler' sözüyle neyi kastettiği sorulan Büyükanıt, "Eskiden zinde vardı, dinamik oldu. Dinamik, hareketli, o işe görevli. Onları kastettim. Yani derin devleti falan kastetmedim. Bakın bu memleketin askeri de polisi de dinamik güçtür. Bu devletin ayakta durmasını sağlayan devlet memuru da, üniversite öğrencisi de dinamik güçtür. Türkiye Cumhuriyeti'ni yaşatmaya çalışan herkes dinamik güçtür" dedi.

'PETRAEUS ÇUVALCI PAŞA DEĞİL'

Büyükanıt, "Şimdi Türk basınında Süleymaniye olaylarıyla ilgili yaygın bir şey var. Irak'taki ABD ve koalisyon kuvvetlerinin yeni komutanı David Petraeus, çuvalcı paşa'ya çıkmış. Bu kişi çok üzülüyor, rahatsız oluyor. Haksız yere hücuma uğruyor. O çuval geçirme olayıyla General Petraeus'un hiçbir ilgisi yoktur. Bunu bir vefa borcu olarak söylüyorum. Yardımcı olun. O olduğu zaman, Petraeus Musul'da komutandı. Musul, onun zamanında çok istikrarlı bir çizgi çizdi. Baskın yapanlar, Kerkük'teki birliğin askerleriydi. Kerkük'teki komutan kimdi derseniz, ben onu da size söylemem. Deklare etmem. Ama Petraeus değildi. Lütfen bu kişiye artık çuvalcı paşa demeyin" dedi.

'TÜRKİYE'NİN SAVUNMA SANAYİİ KONSUNDA ABD'NİN KURALLARIYLA İLGİLİ SIKINTISI VAR'

Genelkurmay başkanı Orgeneral Büyükanıt, Ermeni tasarısının geçmesi durumunda ABD ile savunma sanayii işbirliğinin nasıl etkileneceği yönündeki bir soruya da şu cevabı verdi:

"ABD'nin kendi kuralları var. TSK'nın ihtiyaçları var, onları karşılamayı öngören kanunlar var. Burada bir sıkıntı var. ABD kurallarına göre önce bir silah ya da malzeme sistemini almaya karar vereceksiniz, sözleşme imzalayacaksınız, ondan sonra onay için ABD kongresine gidecek. Bir sözleşme ne demek? Senelerce sürüyor. Uğraşıyorsunuz, sözleşme imzalıyorsunuz. Sonra o kongreye gidiyor reddoluyor. Başa dönüyorsunuz. Bunu yaptığımız görüşmelerde ilgililere de aktardık. Türkiye'nin savunma sanayii konusunda firmalarla bir sıkıntısı yok. ABD'nin kurallarıyla ilgili sıkıntısı var."

' KIBRIS'I SADECE BİR KARA PARÇASI OLARAK GÖRMEMELİ'

Kıbrıs'ın Doğu Akdeniz'in güvenliği bakımından önemini soran bir gazeteciye karşılık Büyükanıt, geçmişte kendisine bir gazetecinin, Kıbrıs'ın artık stratejik önemi kalmadığını, silah menzillerinin uzadığını söylediğini belirterek, "Olayı silahla düşününce yanlış. Kıbrıs Doğu Akdeniz'in çok önemli bir parçasıdır. Hangi sorun çıktı? Kıbrıs Rum yönetimi, Lübnan'la anlaşarak petrol arama izni arıyor. Olayı sadece bir kara parçası, silah asker olarak görmemeli" dedi. Büyükanıt, bu meselelere sadece askeri açıdan değil ekonomik açıdan da bakmak gerektiğini söyledi. Büyükanıt, “Doğu Akdeniz'in ortasına kadar uzanan ekonomik sahası var, petrolü var, başka şeyler var" dedi.

Büyükanıt, Afganistan'a Türkiye'nin katkılarına ilişkin bir soruya ise, yanında oturan Genelkurmay Plan Prensipler Başkanı Korgeneral Hilmi Akın Zorlu'yu göstererek,Zorlu'nun Afganistan'daki uluslararası gücün komutasını yürütmüş olduğunu hatırlattı. Bölgesel imar timlerine işaret eden ve Türkiye'nin Kabil'deki havaalanını çalıştırdığını hatırlattı. Büyükanıt,"Ben temasta olduğum kişilere, gerek barışı koruma, barışa katkı yapma adına yaptıklarımızı söylediğimde şaşırıyorlar. Büyük bölümü bilinmiyor. Türkiye şu anda Afganistan'da Atatürk'ün diktiği ağacın meyvalarını yiyor. Bazı ülkeler kendilerini güvende hissetmediğinde kollarına Türk bayrağı takıyor. Hatta biz bundan endişe ediyoruz. Kötü bir şey yaparlarsa bizden bilinecek diyeö dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Dünya

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title