Opera ve Balede "Yerli Eser" Atılımı
Yurt içi ve dışında 153 yerde 954 temsil veren Devlet Opera ve Balesi, bu yıl repertuvarındaki yerli eserlerle dikkati çekti DOB Genel Müdürü Gökmen: "Kendi bestecilerimizin, dansçılarımızın, çalgılarımızın, her şeyiyle kendimizin olan eserler son yıllarda önemli ölçüde arttı. Çünkü DOB olarak bu eserlerin kazanılması için telif hakkı ödemelerinde önemli yollar kat ettik. Bu da yazarlarımızı, bestecilerimizi, koreograflarımızı teşvik etti" "Yabancı seyircilerin İstanbul'a özellikle opera izlemek için gelmesi bizim için kıvanç kaynağı oluyor. Çünkü Türkiye'ye opera izlemeye gelen turist sayısının artması, kültür yaşamına zenginlik katmanın ötesinde turizme de hizmet ettiğimiz duygusunu yaşatıyor"
TUĞBA ÖZGÜR DURMAZ - Devlet Opera ve Balesi (DOB) 2012-2013 sezonunda bir önceki yıla göre seyirci sayısını yüzde 7,7 artırarak 431 bin kişiye ulaştı. Yurt içi ve yurt dışında 153 yerde sahneye çıkan DOB, toplamda 954 temsil verirken bu yıl repertuvarındaki yerli eserlerle dikkati çekti.
Sezonda sahnelenen 159 eserin 65'i yerli eser olurken, Türk opera ve balesine 6 yeni eser kazandırıldı. 3 eserin ilk kez seyirciyle buluştuğu 2011-2012 sezonunda, sahnelenen 166 eserin 77'si yerli eserlerden oluştu. 2010-2011 sezonunda ise repertuvara 3 yeni eser eklenirken, 149 eserden 60'sı yerli eser kategorisinde yer aldı. Bu yıl ise yerli eserlerin repertuvardaki ağırlığının daha da artırılması planlanıyor.
DOB Genel Müdürü Rengim Gökmen, AA muhabirine yaptığı 2012-2013 opera-bale sezonu değerlendirmesinde, bu yılki en önemli gelişmenin yerli eser sayısındaki artış olduğunu belirterek, "DOB olarak bu eserlerin kazanılması için telif hakkı ödemelerinde önemli yollar kat ettik. Bu da yazarlarımızı, bestecilerimizi, koreograflarımızı teşvik etti" dedi.
Dinamik ve dolu dolu geçen sezonun mayıs ayında kapandığını ancak festivaller nedeniyle temsillerin ara vermeden sürdüğünü bildiren Gökmen, farklı profillerde yoğun bir seyirciye hitap ettiklerini, bu yıl bazı eserlerin kapalı gişe sahneye çıktığını ve bunun da sanat adına sevindirici olduğunu ifade etti.
Yerli eserlerinin bu sezon repertuvarda ağırlıklı yer almasından gurur duyduğunu söyleyen Gökmen, Sevginin Gücü, Aspendos Yüzyılların Aşkı, Karyağdı Hatun, Lale Çılgınlığı gibi Türk bestecilerinin operalarının dünya prömiyeri yaptığını, Afife'nin ise 15 yıl aradan sonra yeniden sahneyle buluştuğunu kaydederek, şunları dile getirdi:
"Kendi bestecilerimizin, dansçılarımızın, çalgılarımızın, her şeyiyle kendimizin olan eserler çok önemli ölçüde arttı son yıllarda. Çünkü DOB olarak bu eserlerin kazanılması için bazen satın alma bazen kiralama bazen de temsil hasılatından ödeme yoluyla telif hakkı ödemelerinde önemli yollar kat ettik. Bu da yazarlarımızı, bestecilerimizi, koreograflarımızı teşvik etti."
-Türk opera ve balesi dünya yolunda
Gökmen, yerli eserlerin yanı sıra Macbeth, Tosca, Saraydan Kız Kaçırma, Rigoletto gibi dünyaca tanınan eserlerin de seyirciyle buluştuğunu anımsatarak, İzmir'de Lasonnambula (Uyurgezer Kız), İstanbul'da Aşk İksiri, Mançalı Şövalye (Don Kişot), La Traviata, Mersin'de Carmen, Antalya'da Satılmış Nişanlı, Figaro'nun Düğünü, Samsun'da 4. Murat, Bach Alla Turca ve Madame Butterfly eserlerinin izleyiciden son derece büyük ilgi gördüğünü kaydetti.
DOB sanatçılarının dünyaya açıldığını, Balkanlardan Orta Asya'ya, Amerika'dan Afrika'ya çeşitli ülkelerde pek çok etkinlik sergilediğini, özellikle Çin'de Türkiye Kültür Yılı çerçevesinde sahnelenen eserlerin büyük yankı uyandırdığını vurgulayan Gökmen, gelecek sezonda da dünyanın farklı ülkelerinde opera ve bale etkinliklerinin gerçekleştirileceğini anlattı.
-"Turistler artık opera izlemek için de Türkiye'ye geliyor"
Gökmen, bu yıl sezonun hemen ardından başlayan Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali ile İstanbul Opera Festivali'nin çok geniş bir izleyici kitlesine hitap ettiğini, hem İstanbul hem Aspendos'taki festivallerde bu yıl daha çok yabancı seyirci olduğunu söyledi.
Seyirci ayrımı yapmadıklarını ancak yabancı seyircilerin İstanbul'a özellikle opera izlemek için gelmesinin kıvanç kaynağı olduğunu belirten Gökmen, "Çünkü Türkiye'de artık opera izlemeye gelen turist sayısını artması kültür yaşamına zenginlik katmanın ötesinde turizme de hizmet ettiğimiz duygusunu yaşatıyor ve bu bizim mutluluk verici" diye konuştu.
Gökmen, festivallerde yabancıların daha çok Topkapı Sarayı, Aya İrini Müzesi gibi tarihi mekanlarda sahnelenen eserlere daha çok ilgi gösterdiğine de işaret ederek, gelecek yıllarda İstanbul'un tarihi mekanlarında Türkiye ve Türk konulu eserlerle dünyaya sesleneceklerini ve bu bakımdan İstanbul Opera Festivali'nden büyük umut taşıdığını sözlerine ekledi.
Gökmen, Gezi Parkı olaylarının Uluslararası İstanbul Opera Festivali'ni etkileyip etkilemediği sorusuna ise "Gezi Parkı olayları bizi etkilemedi. Satışa çıkarılan bütün biletlerimiz tükendi" yanıtını verdi. - Ankara