Haberler

Ömer Çelik: Sükunet İçerisinde Bekleyelim

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, ''Birilerine Gazetecilik Yaptığı İçin Tehdit Ve Taciz Uygulanıyorsa, Çıkalım Hep Birlikte Protesto Edelim'' Dedi.

DHA YURT BÜLTENİ 11

1)AK PARTİ GENEL BAŞKAN YARDIMCISI ÖMER ÇELİK: SÜKUNET İÇERİSİNDE BEKLEYELİM

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Ergenekon soruşturması kapsamında bazı gazetecilerin gözaltına alınması olayına değinerek, Birilerine gazetecilik yaptığı için tehdit ve taciz uygulanıyorsa, çıkalım hep birlikte protesto edelim. Ama birilerinin, gazetecilik yüzünden değil, gazeteci kimliği altındaki faaliyetleri dışında bir takım soruşturmalar konuşuluyorsa, o zaman burada yapılması gereken net bir şekilde yargının dosyasında neler olduğunu ve bu sürecin nasıl sonuçlanacağını sükunet içerisinde beklemektir dedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Manisada partililere seslenirken, basın özgürlüğünden, Anayasaya ve diğer partilerin durumlarına kadar bir çok konuya değindi. Toplantıyı Ak Parti Manisa Milletvekili Mehmet Çerçi, AK Parti Manisa il Başkanı Murat Baybatur ve partililer izlediler.

12 Haziranda yıpalacak genel seçimlerden sonra milletin sivil anayasa yapacağını belirten Çelik, bu anayasanın darbecilerin gölgesinde, yedeğinde, profesörlerin masa başında oturup yapacağı bir anayasa olmayacağını söyledi. Sivil toplum örgütleri, sendikalar, kadın ve gençlik örgütlerinin kendi bakış açılarından anayasa tartışmalarına katılacağını belirten Çelik, Anayasa milletin anayasası olacak dedi.

Ergenokon soruşturması kapsamında gözaltına alınan gazeteciler konusu değinen Çelik, Türkiyede basın ve fikir hürriyeti var mı diye konuşmalar yapıldığını söyledi. Çelik, Birilerine gazetecilik yaptığı için tehdit ve taciz uygulanıyorsa, çıkalım hep birlikte protesto edelim. Ama birilerinin, gazetecilik yüzünden değil, gazeteci kimliği altındaki faaliyetleri dışında bir takım soruşturmalar konuşuluyorsa, o zaman burada yapılması gereken net bir şekilde yargının dosyasında neler olduğunu ve bu sürecin nasıl sonuçlanacağını sükunet içerisinde beklemektir. Aksi takdirde siyaset yapanlar, şu veya bu yönde, bu işle taraf olmaya başlarlarsa, esas o zaman işte basın örgürlüğü müdür, yoksa bir takım illegal oluşumlar mıdır, birbirne karışmaya başlar. Burada esas mesele şudur. Hiçbir şekilde basın özgürlüğü herhangi bir sebeple tehdit edilemez, taciz edilemez. Ama basın özgürlüğü de hiçbir şekilde, bir takım illgegal oluşumların şemsiyesi haline gelemez. Bu iki meseleyi birbirinden ayırmak gerekir. Bu iki meselinin birbirinden ayrılması konusunda da güveneceğimiz kurum, bu gözaltılarını yürüten savcıların dosyalarında neler olduğu, yani yargıdır. Yargının kararını beklemek gerekir dedi.

RIZAMIZ YOKTUR

Hiç kimsenin Basın hürriyetini savunuyorum diyerek, darbelerle ve çetelerle mücadele meselesini illegalleştirmeye ve itibarsızlaştırmaya hakkı olmadığını savunan Çelik, Ama darbeler ve çeteler ile mücadele ederken de, bir kişinin bile basın hürriyetinin kısıtlanmasına, yanlışlıkla olsa bile, ya da fikir hürriyetinin kısıtlanmasına rızamız yoktur. Bu konuda bizi kimsenin suçlamasına cüret etmemesi gerekir. Biz iktidar olarak, parti olarak fikir hürriyetinin mücadelesini veren bir partiyiz dedi.

KENDİ BASININIZI KURUYORSUNUZ

Bazı çevrelerin Şöyle baskı yaratıyorsunuz, kendi basınınızı kuruyorsunuz şeklinde söylemleri bulunduğunu hatırlatan Çelik, Daha yakın zamana kadar 2004-2005te elindeki gazete gücü ile Türkiyeyi 1 haftada darbe dönemi içine sokabilirim diyen gazeteciler biliyoruz. Kendi holdinglerinin çıkarları sıkıntıya girdiği zaman, holding çıkarlarını bir basın mücadelesi gibi, bir basın hürriyeti gibi sunan gazetecilik kültürü içinde yaşıyordu Türkiye. 28 Şubat ve darbelere destek vermiş, en ufak bir asker-sivil geriliminde derhal askerden yana hizalanan, derhal postmodern darbelere destek verenlerin çıkıp da, iktidarı basın hürriyetini tehdit etmekle, taciz etmekle suçlamaları ironiden başka bir şey değildir dedi.

BASIN HÜRRİYETİNE LEKE

Bir gazetecinin, gazetecilik faaliyeti sebebiyle tahkik ve tacize uğraması karşısında olmayı boynumuzun borcu olarak nitelendiren Çelik, şöyle konuştu:

Ama ister gazeteci olsun, ister başka rütbede olsun, isterse başka makamda olsun, kendi bulunduğu makamın imtiyazlarını, kendi mesleğinin icrasının dışında, bir takım hukuk dışı faaliyete alet edenlerin de savunulması üzerinden, darbelerle, çetelerde mücadelenin itibarsızlaştırılmasına asla göz yummayız. Ankaradaki tabloya herkes baksın ibret alsın. Basın hürriyeti diyorlar, yanlarında darbeyi savunanlar, ergenekonu savunanlar, hep beraber bir sentez oluşturmuşlar. Basın hürriyetinin böyle bir tablo içerisinde yer alması bile basın hürriyetine bir lekedir. Basın hürriyetinin olmadığı bir demokrasi gerçek bir demokrasi olamaz. Ama basın hürriyeti üzerinden illegal oluşumlara destek veren bir takım bir süreç varsa, bunlarla mücadele etmeyen bir demokrasi, yetkin bir demokrasi olamaz. Bizim burada yapılan soruşturmalarla, ortaya çıkan gözaltılarla ilgili haklıdır veya haksızdır diyebilecek bir durumumuz yoktur. Çünkü biz bir siyaset kurumuyuz. Adalet mülkün temeli ise adalet hızlı ve doğru bir şekilde tecelli etmelidir. Mesele neyse bir an önce açığa çıksın ve sonuçlansın. Bizim AK Parti olarak durabiliceğimiz yer burasıdır dedi.

MHP VE BDP SİYASETİ SAPTIRIYOR

Çelik, MHP ve BDPnin vatandaşı korkutma ve ülkeyi germe politikasıyla uğraştığını öne sürerek, MHP gece gündüz İmralıdan bahsediyor. AK Partinin İmralı ile pazarlık yaptığını yayıyorlar. Bunlar İmralı olmasa birşey konuşamazlar. MMPnin vizyonunda ülkeye yardımı olacak, hiçbir maddesi yoktur. Millete korku yayarak iktidar olacaklarını sanıyorlar. BDP de Kürt sorununu kendi çıkarları için rehin tutan bir siyasi partidir. Türkiyede demokratikleşmenin çıtası günden güne artıyor. Bu çıtanın yükselmesinden rahatsız oluyorlar. Memnun olmuyorlar. Onların derdi kürt sorunu ve İmralı dedi.

2)BDP'Lİ KAPLAN: VERİLEN BEDELLER SAYESİNDE MECLİS'TE KÜRTÇE KONUŞABİLİYORUZ

BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Şırnak'ın İdil İlçesi'nde çatışmalarda ölen PKK'lılar için kurulan taziye çadırını ziyaretinde yaptığı konuşmada, "Şehitler bizim onurumuzdur. 27 yıldır bu mücadele devam ediyor. Eğer Şırnak bölgesinde tüm belediyeler sizin istediğiniz şekilde ise ve bizlerde Meclis'te Kürtçe konuşabiliyorsak bu verilen bedeller sayesindedir" dedi.

1990'lı yıllarda güvenlik güçleri ile girdikleri çatışmada öldürülen ve PKK'nın öldüklerini kısa süre önce açıkladığı 4 PKK'lı için Şırnak'ın İdil İlçesi'nde iki ayrı taziye çadırı kuruldu. BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, parti yöneticileriyle ilçe binasından Atakent Semti'nde ölen 'Hogir' kod adlı Abdurrama Bakırcı adlı PKK'lı için kurulan çadıra yürüyerek gitti. Yürüyüş sırasında, 'Şehitler ölmez', 'Yaşasın Başkan Apo', 'Ey şehitler kanınız yerde kalmayacak' sloganları atıldı. Çadırda konuşma yapan BDP Milletvekili Hasip Kaplan, "Şehitler bizim onurumuzdur. 27 yıldır bu mücadele devam ediyor. Eğer Şırnak bölgesinde tüm belediyeler sizin istediğiniz şekilde ise ve bizlerde Meclis'te Kürtçe konuşabiliyorsak bu verilen bedeller sayesindedir" dedi.

BDP'li Kaplan, daha sonra Oymak Köyü'nde PKK'lılar 'Ferhat' kod adlı Münir Çelik, 'Nevroz' kod adlı Selamet Çatak ve 'Mithat' kod adlı Haki Aruç'un taziyesine kalabalık araç konvoyuyla gitti. PKK'lıların yakınlarına başsağlığında bulunan Kaplan, hükümeti eleştirdi. Kaplan, "Ateşkes sürecinde defalarca hükümete seslendik. 'Barış için bir adım atın' dedik ama hiçbir şekilde barış adına bir adım atmadılar. Barış için gerilla grupları ülkeye geldi hükümet onları tutuklattı. Senin adın 'Adalet', fakat sende adalet adına hiçbir şey yok. Kürt halkının kendi iradesi ile seçtiği siyasetçi, belediye başkanı ağzını açtığı anda onlarca yıl hüküm veriyorsunuz" diye konuştu.

BDP Şırnak İl Başkanı Abid İke ise, PKK'nın ateşkes konusunda verdiği sözünde durduğunu ileri sürdü. İke, hükümetin bu konuda sessizliğini her zamanki gibi koruduğun

3)ÖZALP'TA "MUĞLALI KIŞLASI İSMİ DEĞİŞECEK" SEVİNCİ

VAN'ın Özalp İlçesi'nde bulunan Orgeneral Mustafa Muğlalı kışlası ile ilgili Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'e 'ismi indirin' yönündeki istekte bulunması ile ilgili haberler Özalp İlçesi'nde sevinçle karşılandı. AK Parti İlçe Başkanı Naif Önder, 33 Özalplı'yı öldüren bir kişinin adının askeri kışlaya verilmesi yanlışından Başbakan Erdoğan sayesinde dönüleceğini söyledi.

Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın, Muğlalı Kışlası ile ilgili Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner'e, istekte bulunmasının basına yansıması Özalp İlçesi'nde sevinçle karşılandı. AK Parti İlçe Başkanı Naif Önder, 33 kişinin ölümünden sorumlu bir kişinin isminin askeri kışlaya verilmesini doğru bulmadıklarını, konuyu her defasında milletvekilleri ile paylaştıklarını anlattı. Önder, şöyle konuştu:

"İlçemizde 2006 yılından beri büyük bir huzursuzluk vardı. Bu da 1943 yılında 33 masum insanı sınırda kurşuna dizen dönemin komutanı Orgeneral Mustafa Muğlalı adının ilçemizdeki kışlaya verilmesiydi. 33 masum insanımızın akrabaları kışla önünden her geçtiklerinde yürekleri yanıyor ve toplumsal huzursuzluğa sebep oluyordu. Bugün gazetelerde Başbakanımızın, Genelkurmay Başkanımız'a kışlanın adının değiştirilmesi yönünde istekte bulunduğunu öğrendik. Bu da ilçemizde sevince neden oldu. Umarız değişiklik bir an önce gerçekleşir."

Ferhat ATACAN/ÖZALP(Van), (DHA)-

GÖRÜNTÜ GEÇİLECEK

==================

20 bin şişe kaçak viski ve votka ele geçirildi.

4)İÇKİ OPERASYONU SANİYE SANİYE GÖRÜNTÜLENDİ

İZMİRde düzenlenen operasyonda, yasadışı yollardan yurda sokulduktan sonra sahte bandrol yapıştırılarak piyasaya sürülmeye çalışılan 20 bin şişe viski ve votka ele geçirildi. Operasyon, polis kamerası tarafından saniye saniye görüntülendi.

Kente gümrük kaçakçılığı yapılarak içki sokulduğu bilgisi üzerine Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Mali Büro Amirliği ekipleri, çalışma başlattı. Ekiplerin araştırmalarının ardından kimliği belirlenen C.K., takibe alındı. C.K.nin Selçuk ilçesinde kullandığı deponun tespit edilmesiyle de operasyona başlandı. Baskın yapılan depoda, 20 bin şişe viski ve vokta ele geçirildi. İçkilerin yasadışı yollardan gümrük kaçağı olarak yurda sokulduğu, üzerlerine sahte bandroller yapıştırıldıktan sonra ise otellere pazarlanmaya çalışıldığı saptandı. Operasyon, polis kamerası tarafından saniye saniye görüntülenirken, zanlı C.K., ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı.

5)ERZURUM'UN AK PARTİLİ BELEDİYE BAŞKANLARI UZUNDERE'DE

Erzurum'daki AK Partili belediye başkanları, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler'in başkanlığında Uzundere ilçesinde biraraya gelerek durum değerlendirmesi yaptı ve görüş alışverişinde bulundular.

Uzundere Belediye Başkanı M. Halis Özsoy'un ev sahipliği yaptığı bir düğün salonunda gerçekleştirilen ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler'in başkanlık ettiği toplantıya, ilçe ve belde belediye başkanları katıldı. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, ortak eylem planı oluşturma ve strateji belirleme noktasında söz konusu toplantıların büyük faydalar sağladığını belirtti. Başkan Küçükler, Bilgi alışverişinde bulunduğumuz için tecrübelerimizi birbirimizle paylaşma olanağı da buluyoruz. Ortaya atılan her fikir, belediye hizmetlerine çeşitlilik kazandırdığı gibi, belediye başkanlarımızın önünde de yeni ufuklar açılmasına vesile oluyor. Torba Yasası azami düzeyde nasıl istifade ederiz, ona bakmamız lazım. Zaten toplantılarımızın hizmet ettiği amaçların başında, ortak hareket ve strateji planı geliyor. Birbirimize vereceğimiz destekle, sorunların üstesinden çok daha kolay gelebileceğimize inanıyoruz" diye konuştu.

Belediye başkanlarına ev sahipliği yapan Uzundere Belediye Başkanı M. Halis Özsoy ise 2011 Kış Oyunlarını örnek göstererek Erzurum'un, dünyada olimpiyat gerçekleştirilebilecek 100 kentten birisi olduğunu anımsattı. Özsoy, Erzurum'a artık olimpiyat elbisesi giydirildi. Belediye başkanları olarak hedeflerimizi ona göre belirlemeli ve hareket tarzımızı ona göre oluşturmalıyız" dedi.

6)ADIYAMAN'DA KADINLAR HALAY ÇEKİP YÜRÜDÜ

ADIYAMAN Kadın Platformu üyeleri, 8 Mart Dünya Kadınlar günü öncesi kent merkezinde davul zurna ve halaylar eşliğinde yürüyüş düzenledi. Kendilerine yönelik şiddeti eleştiren kadınlar, annelerin gözyaşı dökmemesi için hükümetin Kürt sorununun çözümü için çabalamasını istedi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlamaları kapsamında, Eğitim-Sen, SES, BES, İHD, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Kürdi-Der, DÖKH, CHP ve BDP'li kadınların bir araya gelmesiyle oluşturulan Adıyaman Kadın Platformu tarafından yürüyüş düzenlendi. Gölbaşı Caddesi üzerinde bulunan Kadınlar Çarşısı önünde toplanan yaklaşık 300 kişilik kalabalık, çalınan davul zurnalar eşliğinde yürüyüşe geçti. Halay çeken ve sloganlar atan kalabalık bir kilometre yürüyüşün ardından Atatürk Bulvarı'na ulaştı. Burada bir süre daha halay çeken kadınlar adına konuşan Platform Sözcüsü Semra Karadağ, kadınların temsil edilemediğini ve 3 çocuk doğurması yönünde yapılan çağrıların gölgesinde kaldığını söyledi.

Meclisteki kadın vekil oranının yüzde 8.8, belediye başkanı olarak ise yüzde 0.9 oranında temsil edildiğini ifade eden Karadağ, şunları söyledi:

"Durum böyle iken güçlü bir devletin ancak kalabalık genç nüfus ile olacağı fikri taşıyan, herkese 3 çocuk doğurun diyerek, kaymakamlara evlenmeleri talimatı veren bir Başbakan'ın; evlilik yaşının 17'den 14'e düşürülmesini teklif eden milletvekillerinin; kadın cinayetlerine 'münferit' diyen Bakanının; dekolte giyinen kadınların erkekleri tahrik ettiğini söyleyebilen profesörlerin; tecavüzlere 'testestoron tedavisi' uygulama önerisi getiren kadın milletvekillerinin bulunduğu bir ülkede yaşıyoruz. Biz kadınların yaşam standartlarının yükseltildiği ve şiddet mağduru olmadığı bir dünya istiyoruz. Ayrıca, geçtiğimiz aylarda toplumun büyük bölümünün görüş birliğine vararak, Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesi için hükümete yapılan çağrılarla başlayan ve 1 Mart'ta sona eren ateşkes süreci kaygılarımızı artırmıştır. AKP üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmemiştir. Bundan sonra yaşanacak çatışmalardan ve olası ölümlerden AKP'yi sorumlu tutacağız. Anaların gözyaşının artık dökülmesi engellenmelidir ve hükümet bunun için üzerine düşeni yapmalıdır."

Kadınlar, alkışlarıyla destek verdiği açıklamanın ardından alandan ayrıldı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Politika Güncel Haberler

title