Haberler

Müsiad Genel Başkanı Ömer Bolat, Ereğli'de

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (Müsiad) Genel Başkanı Ömer Bolat, "2001'de Enkaz Haline Gelmiş Ekonomik Yapı, Siyasi İstikrarsızlık ve Sosyal Kaos Ortamından Sonra 2007'de Onarım Geçiren Türkiye, Artık Atılım Yapma ve Zıplama Dönemine Girmiştir" Dedi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Ömer Bolat, "2001'de enkaz haline gelmiş ekonomik yapı, siyasi istikrarsızlık ve sosyal kaos ortamından sonra 2007'de onarım geçiren Türkiye, artık atılım yapma ve zıplama dönemine girmiştir" dedi.

MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Bolat, Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde MÜSİAD Şubesi tarafından düzenlenen, "Basın, Yayın, Ambalaj ve Reklam Sektörü Kurulu Genişletilmiş İstişare Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gündeme gelmesi ile birlikte son 5 ayda ülkede belirsizlik süreci yaşandığını, adaletler noktasında dayatmalar yapıldığını ve gerilimin had safhaya çıkarıldığını savundu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin huzurlu ve başarılı şekilde tamamlandığını, TBMM'deki tüm milletvekillerine teşekkür ettiklerini söyleyen Bolat, "Bu yıl kolay geçmedi. Gerek Cumhurbaşkanlığı, gerekse genel seçimler nedeniyle kritik, siyasetin ekonomiyi gölgede bıraktığı önemli bir yıl oldu. Cumhurbaşkanlığı seçimleri tamamlanmıştır. Bu konuda halen çeşitli gerilim ve boykot çabaları son derece anlamsızdır. Halk tarafından da tasvip görmemektedir. Artık siyasi gündem geride kalmalı, Türkiye yoluna devam etmelidir. 2001'de enkaz haline gelmiş ekonomik yapı, siyasi istikrarsızlık ve sosyal kaos ortamından sonra 2007'de onarım geçiren Türkiye, artık atılım yapma ve zıplama dönemine girmiştir. Yanlışları, eksikleri ortaya koyalım, ama huzuru ve istikrarı kimse bozmasın. İstikrarsızlık, sadece bundan nemalanan siyasette çok az bir çevreye, rant kesimine ve dış güçlere fayda sağlar. Halkı üzer, ülkeye de zarar getirir" diye konuştu.

Ekonomide atılım yapılacağı, sosyal meselelerin çözüleceği, demokratikleşme sürecinin, özgürlüklerin genişletileceği, dışa açılımın hızlandırılacağı ve özel sektör gibi kamunun da kendisini yenileyeceği döneme girildiğini vurgulayan Bolat, "Türkiye'de, işletmelerin sektörler ve bölgeler düzeyinde yeniden yapılanma, atağa kalkma, zenginleşme çabalarının yoğunlaşacağı bir döneme girildi. Hükümete yol haritası olabilecek şekilde hazırladığımız 2007 raporlarımızı Başbakan yardımcıları ile ekonomiyle ilgili bakanlıklarımıza vereceğiz. Sayın Başbakandan da randevu alarak kendisine ileteceğiz. İşletmeler, sektörler ve bölgeler düzeyinde yeniden yapılanma, atağa kalkma, zenginleşme çabalarının yoğunlaşacağı bir dönemdeyiz. Burada firmalara da kendilerini yeniden yapılanma sürecine uydurmaları için büyük görevler düşüyor. Her şeyi yapmak için finans gerekli. Para çok olsa da yönetmesini bilmemek elimizi yakar. Çünkü elde duran sıcak para el yakar. Para yönetmek de en az üretim, pazarlama kadar önemlidir" şeklinde konuştu.

Toplantıda, Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Öztürk, Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurullah Genç ve Sayılgan Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Hikmet Baydar, "Kobi'lerde Kaynak Geliştirme ve Birlikte İş Yapabilme İmkanları" konusunda görüşlerini aktardılar.

Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Öztürk, Kobi'lerin ortaklık kültürünü başarması gerektiğinin altını çizerek, "Kobi'ler büyümeli ve ölçeklerini birleştirmeli" dedi. Doç. Dr. Öztürk, yıkılmış ortaklıklar üzerinde incelemelerde bulunduğunu ve ilginç verilere ulaştığını söyleyerek, "Yıkılmış ortaklıklarda sorunlardan bir tanesi ekonomik modelin olmamasıdır. Türkiye Cumhuriyeti ekonomik modeli, zihniyet olarak ortaklıkları geliştiren bir zihniyete sahip değil ve 1915'te yapılmış. Şimdilerde TBMM'de, Türk Ticaret Kanunu reforme ediliyor. Önemli gelişmeler olacak. Bunu takip etmek gerekiyor. İkinci sıkıntı ise biz ortaklık yapmasını bilmiyoruz. Bir çoğumuz şirketi babamızdan almışız. Yani tarihimiz yok, şirket geleneğimiz yok. Ayrıca şirket ortaklıklarını beceremiyoruz. Kervan yolda dizilir misali sonradan öğreniyoruz. Bu esnada işi bilmediğimiz için kavga ediyoruz. Bu konuda, danışmanlık ve uzmanlık alınması gerekiyor. Yıkılışlarda üçüncü husus da, ahlaki zafiyetimiz var. İşte dakika bir ortağımızı kandırma yoluna gidiyoruz. İki ortak da sen bana güven diyor. Her iki taraf da bunu düşünüyor. Ortaklıklar öğrenilmesi gerekiyor" dedi.

Öğretim Üyesi Doç. Dr. Öztürk, Kobi'lerin mutlaka markalaşması gerektiğine vurgu yaparak, "Her sektörde küçük kalamazsınız. Küçük kalacak sektör var, büyümeyi zaruri kılan sektör var. Kobi'ler dar alanda sekment bulup o alanı herkesten çok iyi yapması gerekiyor. O kadar iyi olmalı ki, dev zincirler ortaklık teklif edebilmeli. Bir tedarikçi içine girmeli. Yani marka olmalı, fason anlayış olmamalı. Yoksa kayıp olur gider" ifadelerine yer verdi.

Doç. Dr. Öztürk, şirketlerin artık içeriden yönetilemeyeceğini mutlaka dışına çıkılması gerektiğini de söyleyerek, "Dünya çok hızlı değişiyor. Türkiye hızla değişen dünyanın tam ortasında bulunuyor. Dünya analizi yapılması gerekiyor. Şirketler kaynak oluşturması için mutlaka bu hususun üzerinde durmalı" dedi.

Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurullah Genç ise, birliktelik duygusunun geçmişte muhteşem olduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Genç, Osmanlı devletindeki fikri ve zikri değişim sonucunda ortaya çıkan değişimleri anlatarak, "İki günü birbirine denk olan, ziyandadır. Her gün bir önceki günden daha kaliteli olmalı. Biz 100 yıllardır bunu örnek almışız. Fikri bozulmalardan sonra bu kalite bozulmuş. Geçmişi bilemezseniz geleceğe yön veremezsiniz. Bizim geçmişimizde kaliteyi ön plana çıkarmak vardı. Bunu yeniden diriltmemiz gerekiyor" dedi. Prof. Dr. Nurullah Genç, markalaşma ve ortaklıkların önemine değindi ve yapılması gerekenleri aktardı.

Toplantının ikinci bölümünde ise Sayılgan Menkul Değerler A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Hikmet Baydar, görüşlerini aktardı ve soru cevap kısmı yapıldı. Ayrıca, fabrika ziyaretleri gerçekleştirildi.

(BA-AK)

08.09.2007 17:23 TSİ

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yerel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title