Haberler

Milli Savunma Bakanlığı'ndan TSK'nin Bütçeden Aldığı Paya İlişkin Açıklama

Milli Savunma Bakanlığı (Msb), Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) Bütçesinde Kısıtlamaya Gidilmesinin Türkiye'nin Savunma Gücünde Zafiyet Meydana Getirdiği İzlenimi Uyandırabilecek Yayınlarla İlgili Olarak, Bugüne Kadar Böyle Bir Zafiyet Olmadığı Gibi Zafiyet Tespit Edilmesi Durumunda Bunu Giderecek Makam Olan TBMM'nin de, Milli Savunma Bakanlığı'nın Bütçe Taleplerini Daima Büyük Bir Anlayışla V...

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) bütçesinde kısıtlamaya gidilmesinin Türkiye'nin savunma gücünde zafiyet meydana getirdiği izlenimi uyandırabilecek yayınlarla ilgili olarak, bugüne kadar böyle bir zafiyet olmadığı gibi zafiyet tespit edilmesi durumunda bunu giderecek makam olan TBMM'nin de, Milli Savunma Bakanlığı'nın bütçe taleplerini daima büyük bir anlayışla ve herhangi bir kısıtlamaya gidilmeksizin kanunlaşmasına büyük titizlik gösterdiğini bildirdi.

MSB'den yapılan yazılı açıklamada, Anadolu Ajansı'nın TSK'nin son 10 yılda bütçe tahsislerine ilişkin MSB'den yazılı bilgi talebinde bulunduğu belirtildi. Ancak MSB tarafından hazırlanan cevap yazısının bazı basın organlarınca yanlış yorumlanarak, TSK'nin bütçesinde kısıtlamaya gidilmesinin Türkiye'nin savunma gücünde zafiyet meydana getirdiği izlenimi uyandırabilecek yayınlar çıktığı ifade edildi. Açıklamada, "Bilindiği gibi, Milli Savunma Bakanlığı bütçesinde herhangi bir zafiyet tespit edilmesi durumunda, bu hususun ortaya koyulacağı ve giderileceği makam Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Bugüne kadar, böyle bir zafiyet olmadığı gibi, TBMM, şükranla kaydedilmelidir ki, milletimiz adına Savunma Bakanlığı bütçe taleplerinin daima büyük bir anlayışla ve herhangi bir kısıtlamaya gidilmeksizin kanunlaşmasına büyük titizlik göstermiştir. Bugünkü haber özetlemelerinde çıkabilecek yanlış yorumların, halkımız üzerinde yaratabileceği doğru olmayan etkiyi gidermek amacıyla bu açıklamanın yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur" denildi.

Açıklamada ayrıca, 1995-2007 yılları incelendiğinde, Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin Devlet Bütçesi'ne oranının yüzde 10.5'ten yüzde 6.4'e kadar düştüğünün görüldüğü belirtilerek, dünya savunma sanayiinin, soğuk savaş sonrası ciddi bir yeniden yapılanma sürecine girmesi ile 90'lı yılların başından itibaren savunma harcamalarında belirgin bir kesinti yaşandığı kaydedildi. NATO istatistiklerinin, tüm NATO ülkelerinin savunma harcamalarının en fazla olduğu 1987 yılından 2001 yılına kadar yüzde 40 düştüğünü gösterdiğinin ifade edildiği açıklamada, bunun Avrupa ülkelerinde ise yüzde 35 oranında azaldığı ve Türkiye'nin de bu süreçten etkilendiği ifade edildi. 1978-1998 yılları arasında düşüş yaşayan dünya savunma harcamalarının, yeniden artmaya başladığı ve 1998-2006 yılları arasında yıllık ortalama yüzde 7 arttığının belirtildiği açıklamada, 2006 yılı itibariyle dünya savunma harcamalarının yıllık 1 trilyon doların üzerine çıktığına dikkat çekildi. Dünya savunma harcamalarındaki gelişmeler ile Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafya ve güvenlik ortamı dikkate alındığında, savunma yeteneklerinde bir zafiyet yaratılmamasının, tüm mali politikaların önünde gelen bir husus olduğunun malum olduğu kaydedildi. Bu nedenle, savunma harcamalarında süregelen kesintilerin duracağı ve MSB bütçesinin GSMH'ye oranının yüzde 2-2.5 seviyesinde korunacağının değerlendirildiği vurgulandı. Açıklamada, "Aksi halde TSK'nin modernizasyon faaliyetlerinin olumsuz yönde etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır" denildi.

Planlanan harcamaların belirlenen bütçe limitlerine uygun olarak yapıldığının vurgulandığı açıklamada, "Yıllar itibariyle azalan bütçe, TSK'nin tüm faaliyetlerinde dikkate aldığı tasarruf prensibi neticesinde sağlanan kaynakla telafi edilmektedir" denildi. Türkiye'nin bu kritik coğrafyada kendi varlığını devam ettirmesi ve milli hak ve menfaatlerini en üst düzeyde koruyabilmesi için öncelikle çok güçlü bir silahlı kuvvetlere sahip olmasının tarihi bir zorunluluk olduğu kaydedildi. Batı ile doğu kültürünü birleştiren ve kaynaştıran Türkiye'nin modern ve güçlü silahlı kuvvetleriyle yalnız kendi menfaatlerini korumayacağı, aynı zamanda istikrar unsunu olarak dünya barışı için büyük bir rol üstleneceği ifade edildi. Türkiye'nin yer aldığı coğrafi bölgenin, politik, etnik ve dinsel bakımdan karmaşık ve kırılgan yapısı ile olası çatışmalara uygun bir zemin olduğuna dikkat çekilen açıklamada, "TSK hedeflediği kuvvet yapısıyla, yer aldığı hassas coğrafi bölgede çıkabilecek çatışmalara ve istikrarsızlığa neden olabilecek her türlü faaliyete, milli ve uluslararası hukuk çerçevesinde süratle ve etkinlikle müdahale edebilecek, BM ve özellikle NATO kapsamındaki ülkelerle çok daha bütünleşik ve etkili harekat icra edebilecektir. Böylelikle bölgesinde ve dünyada istikrar unsuru olmaya devam edecektir. Hedeflediği bu kuvvet yapısını gerçekleştirebilmesi, Devlet Bütçesi'nden aldığı payla doğru orantılıdır" denildi.

(MÜG-OK-OK-Y)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title