Migros'un Satışı Sektörü Etkiler mi ?

Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Yönetim Kurulu Başkanı Nuşin Oral, Türkiye'de 140 milyar dolarlık pazarda organize perakendenin payının yüzde 40 olduğunu ve gıda perakendesinde ilk üçün toplamının 10 milyar dolara ulaşmadığını belirterek, Migros'u yabancılardan birinin alması durumunda bir hakimiyetin söz konusu olamayacağını kaydetti.

Oral,  Migros'un satışının aslında tüketiciler açısından pozitif bir gelişme olacağını, ne kadar büyük alım yapılırsa tüketicilere sunulan imkanların o kadar fazla olduğunu kaydetti.

Büyük perakendecilerin fiyatlar konusunda bir kalkan görevi gördüğünü, dolayısıyla Migros'un satışının, fiyat açısından tüketiciye faydalı olacağını ifade eden Oral, “140 milyar dolarlık pazarda organize perakendenin payı yüzde 40 oranında. Gıda perakendesinde ilk üçün toplamı daha 10 milyar dolara ulaşmıyor. Dolayısıyla, (Migros'u) yabancılardan biri alırsa burada bir hakimiyet söz konusu olamaz. Türkiye'de hala diğer market yapıları çok kuvvetli role sahip. Şu anda en büyüklerin birleşmesinde bile pazarın aslında yüzde 5'ine bile hakim olmayan bir durum söz konusu” şeklinde konuştu.

İngiltere örneğini veren Oral, bu ülkede en büyük 3 market zincirinin piyasanın yüzde 80'ine hakim olduğunu, Türkiye'de ise piyasanın en büyük 15 market zincirinin daha yüzde 20'sine ulaşmadığını ifade ederek, “Bu nedenle hakim durum için daha gidilecek çok yol var, en az 15-20 sene” dedi.

“FİYAT REKABETİNDE YEREL OYUNCULAR İÇİN FARKLI BİR DURUM OLMAZ”

Nuşin Oral, birleşme ve satın almalar düşünüldüğünde Migros'un satışının da aslında küreselleşmenin doğal sonucu olduğunu, Türkiye'nin küresel sermayeden gittikçe daha fazla pay almaya başladığını vurgulayarak, Migros'u yabancının alması halinde Türkiye perakende piyasası için yabancı hakimiyeti gibi bir şeyin de söz konusu olamayacağını, çünkü hala yöresel marketler ile küçük market yapılarının çok kuvvetli olduğunu söyledi.

Türkiye piyasasında perakende tarafında ölçek ekonomisinin yakalanamaması durumunda perakendecilerin global anlamda rekabet edemeyeceklerinin altını çizen Oral, satın almalar ve birleşmeler doğru yönde olduğu sürece bunun perakendeye canlılık getireceğini kaydetti.

Migros'un satışı ile fiyat rekabetinde yerel oyuncular açısından bugünkünden çok farklı bir durum olacağını zannetmediğini dile getiren Oral, “Ölçek ekonomisi sonuçta fiyatları ucuzlatıyor. Bu fiyatların da etkisiyle son 3 yılda perakendenin enflasyonu ciddi oranda aşağı çektiğini görüyoruz” diye konuştu.

“KİMSE (YARIŞTA GERİ KALDIK, ÇIKALIM) DEMEZ”

AMPD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Servet Topaloğlu ise, Migros'un satışının ciddi bir operasyon olduğunu vurgulayarak, şu görüşleri aktardı:

“Migros'un Tesco veya Carrefour gibi bir şirket tarafından satın alınması Türkiye'de bir facia mıdır? Kesinlikle değildir. Çünkü Türkiye pazarı çok büyük. Birinciyle ikincinin birleşmesi durumunda bile, toplam perakende pazarında yüzde 20'nin altında bir pazar payına sahip olacaklar ki, yüzde 20'lik rakam çok küçük. Avrupa'da pazarın yüzde 30-35'ini, 40'ını yapan tek perakendeciler var. Türkiye ölçeklerinde 20'şer milyar dolarlık iki şirketin birleşmesini konuşuyor olsaydık belki tartışılırdı. Ancak böyle büyük bir işlem söz konusu değil.”

Topaloğlu, Migros'un satışının ardından organize perakendenin daha da gelişeceğini vurgulayarak, “Kimse (Migros'u Carrefour veya Tesco aldı veya BİM aldı. Biz alamadık, yarışta geri kaldık. O zaman bırakalım, çıkalım bu alandan) demeyecektir. Karşı ataklar düşüneceklerdir” dedi.

Migros'un satılmasının tüketiciler açısından fiyat bazında olumsuz bir durum yaratmayacağına ve en ufak bir negatif unsur görmediklerine işaret eden Topaloğlu, “Tam tersine bence, Türkiye perakende pazarı olması gereken yere doğru gidiyor. Bunu kimse yadırgamasın. Herkes buna göre hesaplarını, planlarını yapsın” diye konuştu.

“WAL-MART'IN GELME İHTİMALİNİ ZAYIF GÖRÜYORUM”

Servet Topaloğlu, Wal-Mart'ın Türkiye'ye gelme ihtimalini zayıf gördüğünü kaydederek, Wal-Mart'ın şu anda ABD pazarında zor durumda olduğunu, kendi evinde pazar payını yerel perakendecilere karşı kaybettiğini, organik büyümesinin de mümkün olmadığını söyledi.

Türkiye'de yerel perakendecilerin gücünü hiç yabana atmamak gerektiğine dikkati çeken Topaloğlu, son yıllarda yerel perakendecilerin pazar paylarının, ulusal ve uluslararası perakendecilere göre daha fazla arttığını ve daha fazla büyüdüklerini belirtti.

İtalya'da hala İtalyanların, Fransa'da Fransız firmalarının, Almanya'da Alman firmalarının dominant olduğuna işaret eden Topaloğlu, “Perakendede büyük ülkelerde o ülkenin büyük oyuncuları pazarlarını kolay kolay teslim etmezler. Mesela Carrefour Almanya'ya, Metro Fransa'ya, Tesco Almanya'ya giremiyor. Biz, yerel veya ulusal perakendeciler olarak belki özeleştiri yapabiliriz. Neden Türkiye'nin en büyük perakendecisi bir Türk perakendecisi değil? Bunu kendimize sorabiliriz. Ev ödevlerimizi yapıp tekrar o konuma geçmek için uğraş verebiliriz” görüşlerini dile getirdi.

Haberler