Mersin iftar saati: 19 Mayıs 2020 Salı Mersin İftar vakti (2020 Ramazan İmsakiyesi)
Mersin'de iftara kaç saat kaldı araştırılıyor. Ramazan ayının 26. gününde Mersin iftar saati sorgulanmaya başladı. Mersin'de yaşayan vatandaşlar, akşam ezanı ile birlikte açacakları oruç için iftar saatini bekliyor. Buna göre, 19 Mayıs Salı günü Mersin iftar saati kaç? Mersin iftar vakti nedir? İşte, Diyanete göre Mersin iftar saatleri…
Ramazan ayının yirmi altıncı günü nedeniyle Mersin halkı, imsak vakti 03:47'de sahura kalkarak oruç için niyetlendi. Peki, Mersin iftar vakti kaçta? On bir ayın sultanı Ramazan'da, akşam ezanı ile açılacak oruçlar için yemekler hazırlanırken iftar saat merak ediliyor. 19 Mayıs Salı günü akşam ezanı kaçta okunacak? Sofralardan bereketin eksik olmadığı üç aylardan biri olan Ramazan ayında Mersin iftar saati kaçta? İşte, Mersin iftar vakti:
19 MAYIS SALI GÜNÜ İFTAR SAATİ: 19:52
Diyanet İşleri Başkanlığı imsakiye takvimine göre hazırlanan sayfada, bulunduğunuz ili seçerek bir ay boyunca imsak, iftar saatlerini içeren 2020 imsakiye takvimine ulaşabilirsiniz.
KAÇ ÇEŞİT YEMİN VARDIR?
Üç çeşit yemin vardır. Bunlar; yemîn-i lağv, yemîn-i ğamûs ve yemîn-i mün'akidedir:
a) Yemîn-i lağv; bir şeyin doğru olduğu zannedilerek veya ağız alışkanlığıyla yapılan yemindir. Kişinin birini görmediği hâlde gördüğünü zannederek "Vallahi gördüm." veya yemin kastı olmaksızın yemin sözlerini söylemesi, yemîn-i lağv olarak kabul edilmiştir. Bu şekilde yapılan yeminden dolayı keffâret gerekmez. Kur'an-ı Kerim'de, kasıtsız olarak ağızdan çıkıveren yeminlerden dolayı kişinin sorumlu tutulmayacağı bildirilmiştir (Bakara, 2/225; Mâide, 5/89). Bununla birlikte, ağız alışkanlığıyla konuşurken sıkça yemin edenlerin, bu alışkanlıklarından vazgeçmek için çalışmaları gerekir.
b) Yemîn-i ğamûs; yalan yere edilen yemindir. Bir kimsenin olmamış bir şey için bilerek olmuş diye veya olmuş bir şey için bilerek olmadı diye yemin etmesidir. Bu en büyük günahlardan biridir (Buhârî, Eymân, 16; Müslim, İman, 220). Böyle bir yemin Hanefîlere göre keffâretle telafi edilemez. Bu şekilde yemin eden kişinin, bilerek ve Allah'ın adını anarak yalan yere yemin ettiği için, pişman olarak, bir daha böyle bir hataya düşmemek üzere Allah'tan af dilemesi gerekir. Yalan yere yaptığı yemin sebebiyle başkasının hakkının zayi olmasına sebep olan kimse, bu zararı tazmin edip zarar verdiği kimselerden helallik istemelidir.
c) Yemîn-i mün'akide; mümkün olan ve geleceğe ait bir şeyi yapmak veya yapmamak üzere yapılan yemindir. Bir kimsenin şu işi yapacağım veya yapmayacağım diye yemin etmesi böyledir. Bu yeminin Allah'ın isimlerinden biriyle veya O'nun sıfatlarıyla ya da örfte yemin anlamına gelen sözlerle yapılmış olması gerekir(İbn Âbidîn, Reddü'l-muhtâr, V, 478, 481-486). Bu yemini eden kişinin, dinin yasakladığı bir şeyi yapmaya veya emrettiği bir şeyi terk etmeye yönelik olmadıkça ettiği yeminin gereğini yapması gerekir. Yeminini bozarsa keffâret öder (Merğînânî, el-Hidâye, IV, 13).