Haberler

Merkez Bankası Eski Başkanı Erçel'den Ekonomi Değerlendirmesi

Merkez Bankası Eski Başkanı Gazi Erçel, "Benim Dönemimde Ben 'Bağımsız' Değil, 'Yalnız' Merkez Bankası'ydım" Dedi.

Merkez Bankası eski Başkanı Gazi Erçel, "Benim dönemimde ben 'bağımsız' değil, 'yalnız' Merkez Bankası'ydım" dedi.

TİM Akademi tarafından Kahramanmaraş'ta düzenlenen "Değişimi Gerçekleştirmek, Geleceği Tasarlamaktır" konulu seminer öncesi gazetecilerin sorularını cevaplandıran Erçel, "Merkez bankaları kendi işlerini yapıyorlarsa çok fazla müdahale edilmez. Dolayısıyla o da bağımsızlığını kazanmış demektir. Benim dönemimde ben 'bağımsız' değil, 'yalnız' Merkez Bankası'ydım. Çünkü yalnızlıkla bağımsızlık arasında önemli bir fark vardır. Siz 5 tane hükümetle çalışırsanız ve o hükümetler de değişirse, o zaman yalnız

kalıyorsunuz. O zaman sizin hem kurumsallaşmanız hem de politikanızı kendiniz çizmeniz gerekiyor. Dolayısıyla kurumsallaşma da artınca, bağımsızlık artınca, sessizlik de daha fazlalaşıyor. Onun hareketleriyle, işaretleriyle sistem yerine oturuyor" diye konuştu.

Kur politikalarının ihracata sekte vurmaması gerektiğinin altını çizen Erçel, şöyle konuştu:

"Bunun için ne yapılması lazım? Türk Lirası'nın bu kadar değer kazanmaması lazım. Türk parasının belirli miktarda değer kazanması makul karşılanabilir ama, yüzde 35-40'larda değer kazanmış Türk Lirası ihracatı belki bulunduğumuz zamanda değil ama ileride önleyecektir. Dolayısıyla bir formül bulunması lazım. Şu anda dalgalı kuru uyguluyoruz. Onun yerine yönlendirilebilir kur politikasını uyguladığınız zaman; onun da metotları, onun da sistemleri var. Onu yaparsanız hiç yoktan kurdan ihracatın veya ülke

ekonomisinin fazla zarar görmemesini sağlarsınız."

Türk ekonomisinde eskiden sorun olan enflasyon ve bütçe açığının birtakım yerlerde yapılan reformlarla önemli ölçüde halledildiğini söyleyen Erçel, "Ama buna karşın cari işlemler açığı, sıcak para ve bunun doğurduğu kırılganlıklar, yüksek büyümeye karşı gelir dağılımındaki hali hazırda o iyileşmenin gözlenmemesi de ekonomimizin eksi taraflarıdır. Şu da var tabii; ekonomi politikaları bir bütündür. 'Bu ekonomi politikaları bu hükümet veya bir başka hükümet tarafından uygulandı da bu sonuçlar alındı'

diyemem. Çok önceden başlamış bir süreçtir. 1990'lı yılların sonlarında bu türden ekonomi politikaları başlamıştır. Ondan sonra elden ele dolaşmıştır. Bu bir süreçtir. Burada yapacağınız iş; artılarınızın ne olduğunu bileceksiniz ve onları güçlendireceksiniz, eksilerinizin de ne olduğunu bileceksiniz ve o eksileri kapatacaksınız" ifadelerini kullandı.

Bankacılık sisteminde önemli bir değişim olduğunu hatırlatan Erçel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bankacılıkta olumlu yöne gidiş var. Bankacıların risk alırken dikkat etmeleri gereken kurallar var. Onları bankacılık sektörü uyguluyor. Yabancı bankalar da buna yardımcı oluyor. Dolayısıyla eskiden bankacılık sisteminden dolayı kırılganlaşan bir takım eksiler hali hazırda ortalıklarda görünmüyor. Bankacılık sisteminin iyi bir şekilde denetime tabi tutulması olumlu gelişmeleri artırıyor. Tabii ki içeride her şey ne kadar düzenli olursa olsun yurt dışından gelen birtakım olumsuzluklar eğer varsa ondan da

etkilenir. Şu anda dış yatırımcıların çok fazla risk alma iştahları var. Belirli bir karışıklıkta bu paraları geri çekmeye kalkarlarsa yalnız Türkiye değil, bütün dünya ekonomileri de bir anda büyük bir sarsıntı geçirebilir."

Türkiye'de istikrarlı hükümetlerin her zaman ekonomiye yararlı olacağını dile getiren Gazi Erçel, "Türkiye'nin geçirdiği deneyimlerden hepimiz biliyoruz. Türkiye'de pek öyle uyumlu bir koalisyon olmuyor. Başlıyor, ondan sonra belirli bir zaman sonra gidiyor. Dolayısıyla öyle bir mekanizmalar kurmalıyız ki 4 sene mi olur, 5 sene mi olur hükümetlerin veya onların politikalarının veya onların vizyonlarının bu süre içerisinde devam etmesini, hatta bu süre içerisinde devam ederken bir şekilde kurumsallaşmayı

gerçekleştirmek gerekiyor. Yani iyi kurumlara sahip olursanız o zaman politik etkinliğin azalması olabilir. Kısa zamanda koalisyonlara nereden bakarsanız bakın sorun yaratıyor. Onun için ülkemizde daha koalisyon kültürü oluşmadı. Onun için kurumların iyi işlemesine ve yerine oturmasına özen göstermemiz lazım. Bunu gerçekleştirelim ki bu siyasal etkileri ortadan kaldıralım" şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ekonomiye etkisinin sorulması üzerine Erçel, "Cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl olacağını kimse bilmiyor. Parlamento mu seçecek, halk mı seçecek kimse bilmiyor. Olumsuz bir belirsizlik olarak karşımızda duruyor. Ne olacağını bilmiyoruz. Bilmediğiniz şeyin belirsizliği çok da güçtür. Bu belirsizlik artınca normal risk primleri artıyor. İşte Merkez Bankası faizleri indiremiyor" cevabını verdi.

(ACB-MT-CC-E)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title