Haberler

"Makine Zirvesi-Vizyon 2030"

Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, açıklanan İVME Finansman Paketi'nde, makine sektörünün paket içerisinde önemli bir yer tuttuğu belirterek, Bu önemli bir adım. Eksiklikler olabilir ancak her şey tamamlanır. Bunun dışında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız çok önemli çalışmalar yapıyor.

Ticaret Bakan Yardımcısı Rıza Tuna Turagay, açıklanan İVME Finansman Paketi'nde, makine sektörünün paket içerisinde önemli bir yer tuttuğu belirterek, Bu önemli bir adım. Eksiklikler olabilir ancak her şey tamamlanır. Bunun dışında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız çok önemli çalışmalar yapıyor." diye konuştu.

Makine İmalat Sanayii Dernekleri Federasyonu (MAKFED) tarafından düzenlenen "Makine Zirvesi-Vizyon 2030"da konuşan Turagay, Ticaret Bakanlığı olarak makine ve imalat sektörünün kendileri için çok önemli bir sektör konumunda olduğunu belirtti.

Turagay, makine sektöründeki ihraç birim fiyatının 6 dolar olduğunu dile getirerek, Türkiye'nin ihraç birim fiyatının ise 1,33 dolar olduğunu aktardı.

Makinenin getirdiği katma değerin çok açık ve net olduğunu söyleyen Turagay, "Son 10 yıla baktığımız zaman, maalesef 150 milyar dolara yakın makine sektöründe, dış ticaret açığı veriyoruz. İşte sorun burada. Bir şekilde ihracatımızı artırmalıyız, cari işlemler açığımızı, dış ticaret açığımızı sektör genelinde azaltmalıyız." ifadelerini kullandı.

Bazı problemlerin sebeplerini özel sektörün kendilerinde araması gerektiğini vurgulayan Turagay, şunları kaydetti:

"Maalesef biz birleşmeyi sevmiyoruz bu konularda. Herkes birbirinin rakibi oluyor. Dolayısıyla birleşme yerine, biz firma sayısını büyütmeye gidiyoruz. O zaman da neyi kaçırıyoruz? Ölçek ekonomisini kaçırıyoruz, rekabet gücünü kaybediyoruz. Dünyanın toplam ticaretine baktığımızda, makine sektöründe 2,3 trilyon dolarlık bir ihracat hacmini görüyoruz. Bizim ihracatımız 17,1 milyar dolar. Çok net söylemeliyim, bu çok düşük. Yani bunu yüzde yüz daha da artırmamız lazım. Çünkü makine sektörü, çok stratejik bir sektör."

Turagay, bugün dünyada ticaret savaşlarından bahsedildiğini, aslında bunun altında yatanın teknoloji savaşları olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün dünya ticaret hacminin yüzde 13'ünü yüksek teknolojili ürünler oluşturuyor. Bu yüzde 13'ün içerisinde Çin'in payı yüzde 24, Almanya'nın payı yüzde 9, Amerika'nın payı yüzde 7. Bu rakamlar aslında Amerika ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşlarının altında yatan nedenin teknoloji savaşları olduğunu açık ve net ortaya koyuyor.

Biz bu teknolojilerin gerisinde kalmamalıyız. Bunun için öncelikle verimliliğimizi artırmamız lazım. Üretimimizin artırmamız lazım, verimliliğimizi artırmamız için de dijital dönüşümden azami ölçüde yararlanmamız lazım. Onun için yetişmiş insan gücüne ihtiyacımız var. Esnek üretim yapısına ihtiyacımız var. Bu gelişen teknolojilere ayak uydurabilecek, yetişkin, kaliteli, eğitim sistemine ihtiyacımız var. Bunlarla ilgili de olumlu adımlar atılıyor."

Rıza Tuna Turagay, akıllı üretim modelinin devreye girdiği bir sistemde, bu teknolojiye ayak uydurmaları gerektiğini aktararak, "Bunun için çok çalışmamız lazım. İVME Finansman Paketi açıklandı. Makine sektörü bu paket içerisinde önemli bir yer tutuyor. Bu önemli bir adım. Eksiklikler olabilir ancak her şey tamamlanır. Bunun dışında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız çok önemli çalışmalar yapıyor." diye konuştu.

"Amacımız, ihracatımızı arttırmak"

Amaçlarının, 1980'lerde başlayan ve önemli miktarda kaynak aktarılan özel sektöre, bu sefer kaynakları doğru noktalarda, Ar-Ge aşamasından başlayıp, yatırıma, yatırımdan ticaretleşmeye, oradan da ihracata kadar uzun bir perspektif, uzun bir zincir kurabilmek olduğunu kaydeden Turagay, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Biz de dış ticaretteki, devlet yardımlarımızı buna paralel olarak ayarlıyoruz. Bununla ilgili gerekli çalışmaları yapıyoruz. Geçen sene 168 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Yüksek teknolojik ürünlerin ihracatımızdaki payı sadece yüzde 3,4. Bu çok düşük bir rakam, biz eğer rekabetçi olmak istiyorsak, bu payı artırmamız lazım. Bu payı artırabilmemiz için de orta ve yüksek teknoloji ürünlerin ihracatına dönük gerekli adım mekanizmalarını sisteme koymamız lazım.

Bu sistem içerisinde de makine sektörü bizim için en önde gelen sektörlerden biri olacak. Bu konuda da diğer bakanlıklarımızla, hükümetimizle, Strateji Başkanlığımızla koordineli olarak çalışıyoruz. Amacımız, ihracatımızı artırmak. Türkiye, 1980'lerden bu yana ihracata dayalı sanayileşme stratejisi izliyor. 168 milyar dolar dünya ticareti içerisinde binde 9'luk bir pay, bizim potansiyelimizi yansıtmıyor. Bunu sizlerin gayretleri, bizlerin destekleri, üniversite kamu özel sektör iş birliğiyle özellikle makine sektörü için çok daha yüksek rakamlara ulaşacağımıza inanıyorum."

"Biz bu sektörleri büyüteceğiz, bu sektörlerde bizim katma değerlerimizi büyütecek"

MAKFED Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Dalgakıran da yaptığı konuşmada, bugün Türkiye'nin makine sektörünün 2030 yılına kadarki vizyon ve stratejisini oluşturacaklarını belirterek, makinenin sektörünün Türkiye ekonomisini büyütüp geliştirecek bir lokomotif olduğunu vurguladı.

Enerji ve yatırım mallarının cari açıkta önemli bir konu olduğunu belirten Dalgakıran, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Eğer biz bu makine sorununu çözersek, ülkemizin 150 yıllık cari problemini çözmüş olacağız. Orta gelirden, yüksek gelire geçen Kore ve Tayvan bunu makine, elektronik ve yazımla gerçekleştirdiler. Şu anda 6 dolar kilogram olan birim ihracatımızı, 15 dolara çıkarmak istiyoruz. Bu 15 dolara makinecilerin tek başına yapabileceği bir iş değil. Elektronikçilerin ve yazılımcıların yanımızda olması lazım. Biz bu sektörleri büyüteceğiz, bu sektörlerde bizim katma değerlerimizi büyütecek."

Türkiye'de makine alımlarında iç pazarın hala yeterince ilgi görmediğini kaydeden Dalgakıran, ithal edilen makinelerin yüzde 70'inin Türkiye'de de üretildiğini söyledi.

MAKFED Başkanı Dalgakıran, Federasyon olarak kamudan isteklerini, nitelikli iş gücü, doğru bir rekabet ortamı ve gelişmiş ülkelerdeki rakipleri gibi eşit finansal koşullara sahip olmak şeklinde sıraladı.

"Makine Sektörü İş Birliği Protokolü" imzalandı

Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan ise ileri, verimli ve milli endüstri yolunda tüm tarafların ortak katkısıyla hayata geçen İVME Finansman Paketi'nin Türkiye'yi ileriye taşıyacak yenilikçi uygulamalar getiren ortak vizyonun bir sonucu olduğunu söyledi. Arslan, şöyle devam etti:

"Bu paketin finansmanı noktasında çok güçlü irade ortaya koyan tüm kamu bankalarımız adına, başta Hazine ve Maliye Bakanlığımız olmak üzere emeği geçen kurumlarımıza teşekkür ediyorum. Makine sanayisinde faaliyet gösteren tüm alt sektörlerin tepe noktası olan MAKFED ile imzalayacağımız protokolün ülkemizin sanayisinin gelişmesi ve ekonominin daha ileri gitmesi noktasında hayırlara vesile olmasını diliyorum."

Konuşmaların ardından MAKFED ile bankalar arasında İVME Finansman Paketi kapsamında hayata geçirilen "Makine Sektörü İş Birliği Protokolü" imza seremonisine geçildi.

Protokol, Halkbank Genel Müdürü Osman Arslan, Vakıfbank Genel Müdürü Abdi Serdar Üstünsalih, Ziraat Bankası Pazarlama Grup Başkanı Turgut Gülcihan ve MAKFED Başkanı Adnan Dalgakıran tarafından Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal'ın katılımıyla imzalandı.

Kaynak: AA / Ekonomi

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title