Lefkoşa: Türkiye ile KKTC Arasında İşbirliği Protokolü İmzalandı

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ferdi Sabit Soyer, Avrupa Birliği (AB) hedefinde Türkiye ile işbirliği içerisinde hareket edeceklerini vurguladı. Başbakan Soyer, "Kıbrıs Rumların değildir. Türklerin de eşit söz hakkı olduğu bir adadır, bizim ortak yurdumuzdur, Türkiye de Avrupa'nın bir parçasıdır" dedi.

KKTC Başbakanı, bugün işbirliği protokolü imzalamak için KKTC'de bulunan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi Oğuz Demiralp'i ve beraberindeki heyeti kabul etti. KKTC-Türkiye arasında, AB sürecinde iki ülkenin işbirliği yapmasına yönelik protokol imzalandı.

Başbakan Ferdi Sabit Soyer'in Demiralp'i kabulünün ardından gerçekleştirilen törende protokole Başbakanlık Müsteşarı Doğan Şahali, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi Oğuz Demiralp, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Daire Başkanı Nilgün Arısan ve AB Koordinasyon Merkezi Başkanı Erhan Erçin imza koydu. Kabulde konuşan Başbakan Soyer, bugün imzalanacak işbirliği protokolünü karşılıklı olarak en ileri noktaya taşımaları gerektiğini ifade etti. Türkiye ve KKTC halkının Atatürk'ün işaret ettiği muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için gerekli olan AB'yi stratejik bir hedef olarak belirlediklerini vurgulayan Soyer, bunun her şeyden önce bölgede barışa, istikrara ulaşmak ve Avrupalı kimliğine kavuşmak için şart olduğunu belirtti.

Bugünkü durumda AB ilkelerine aykırı bir tarzda da olsa Rum Yönetimi'nin bir yandan Kıbrıs Türk halkına haksız bir çözüm dayattığını, diğer yandan da Türkiye'den intikam alma amacıyla AB üyelik sürecini olumsuz yönde etkilemeye çalıştığını ifade eden Soyer, Rum Yönetimi'nin bu davranışlarının insani, vicdani ya da demokratik olmadığını ve AB ilkelerine aykırı olduğunu vurguladı. Soyer, AB'nin bazı muhafazakar politikacılarının ve güçlerinin Avrupa'yı ve AB'yi kendi dar görüşleri çerçevesinde şekillendirmeye çalışmasını kabul edilemez bulduklarını ve AB'nin sağ duyulu halklarına, kararlılıklarını göstermeleri gerektiğini yineledi. Güney Kıbrıs'ın çözüm olmadan AB'ye üye olduğunu ancak AB'nin Kıbrıs'ta BM zemininde bir çözümü desteklediğinin de protokol 10'la açık bir şekilde belirlendiğini hatırlatan Soyer, bunun aynı zamanda Avrupa'nın yükümlülüğü olduğunu vurguladı. AB hedefinde kararlılıkla Türkiye'yle işbirliği içerisinde hareket edeceklerini vurgulayan Soyer, "Kıbrıs Rumların değildir. Türklerin de eşit söz hakkı olduğu bir adadır. Bizim ortak yurdumuzdur, Türkiye de Avrupa'nın bir parçasıdır" dedi.

Başbakan Soyer, Türkiye'nin AB'ye üyeliği konusunda bir takvim düzenlemesi yapılmaya çalışıldığını ve var olan soru işaretlerini lehine döndürmek için Rum Dışişleri Bakanı Yorgos Lillikas'ın da Fransa'ya gideceğini öğrendiklerini açıkladı. Lilikas'ın verdiği demeçte "Takvim gereklidir" dediğinin altını çizen Soyer, Kıbrıs sorunu sürecinde takvime hayır diyenlerin şimdi Türkiye'nin üyeliği söz konusu olduğunda takvime sarılmış olunmasını ilkesizlik olarak niteleyerek, AB'nin bu ilkesizliğe taraf olmayacağına inandığını belirtti.

"AVRUPA YOLUNDA YÜRÜMEK UZUN SOLUKLU BİR MÜCADELE"

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi Oğuz Demiralp ise, KKTC'de Türkiye'nin AB İşlerinden Sorumlu Genel Sekreteri olarak bulunduğunu belirterek, bu ziyaretin amacının Türkiye ile KKTC arasında AB konusunda işbirliği protokolü imzalamak olduğunu belirtti. Protokolün temel olarak, AB konusunda nasıl işbirliği yapılabileceği, uzman değişimi ve müktesebat uyumu konusunda yapılabilecekler gibi teknik konuları kapsadığını anlatan Demiralp, bu protokolün verimli bir işbirliğinin başlangıcı olacağına inandığını ifade etti. Demiralp, içinde bulunulan dönemde böyle bir protokolün imzalanmasının büyük önem taşıdığını belirterek, bu protokolün aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin ve KKTC'nin Avrupa'da el ele yürüyeceklerinin ve mücadeleyi bırakmayacaklarının mesajı olduğunu kaydetti. Avrupa yolunda yürümenin uzun soluklu bir mücadele olduğunu vurgulayan Demiralp, Türkiye ve KKTC'nin bu mücadeleyi dayanışma içerisinde yürüteceklerini, kısa dönemde karşılaşılan zorluklarında yılgınlığa sebep olamayacağını söyledi. Demiralp, bunun Kıbrıs Türk halkı için birlikte verilen bir mücadele olduğunu belirterek, Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın da bu mücadele doğrultusunda şu an Avrupa'da görüşmeler yaptığını ve şartlar ne kadar zor olursa olsun Kıbrıs Türk halkının Avrupa'da bir geleceği olduğunu belirtti. Demiralp, bu geleceği sağlamak için Türkiye'nin de gereken katkıyı yapacağını vurgulayarak, Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkilerin gittikçe güçleneceğini kaydetti.

TC Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'yle KKTC Başbakanlık Avrupa Birliği Koordinasyon Merkezi arasında imzalanan protokol, Avrupa Birliği uyum çalışmalarının iki kurumun elde ettiği tecrübe ve birikimlerin paylaşılabilmesine yönelik işbirliği ve bu amaçla iki kurum arasında çalışabilir bir koordinasyon mekanizmasının oluşturulmasını amaçlıyor.

Protokolde, iki kurum arasında eğitim desteği sağlanmasına yönelik düzenlemeler yapılması, hazırlanacak eğitim çalışmalarının AB uyum konularında kurumsal kapasite oluşturma, mevzuat hazırlama, etki değerlendirme çalışmalarını kapsayacak şekilde düzenlenmesi, iki kurum ve ihtiyaç duyulacak kamu kurumları arasında uzman değişim programları hazırlanması ve hayata geçirilmesine yönelik koordinasyon çalışmaları yapılması öngörülüyor.

Türkçe'ye çevrilen AB mevzuatının paylaşılması, ayrıca çeviri konularında ihtiyaç duyulan katkı ve desteğin karşılıklı tesis edilmesi ve AB uyum çalışmaları kapsamında iki ülke kurumları arasındaki koordinasyonun karşılıklı sağlanması yönünde çalışmaların yürütülmesi gibi konular da protokol kapsamında bulunuyor.

Haberler