Haberler

    'Kültür-sanat'sız bir dünyaya uyanmamak için...

    Güncelleme:

    Salgın kültür-sanat ve eğlence sektörüne büyük hasar verdi.

    Salgın kültür-sanat ve eğlence sektörüne büyük hasar verdi. Pek çok mekanın kapıları hala kilitli... Açık hava konserleri de yasaklanınca müzisyeninden sesçisine bu sektöre emek veren birçok kişi işsiz kaldı. Zor günler geçiren sektör çalışanları sosyal medyada bir kampanya başlattı: #MüziğeSesVer etiketiyle çağrıda bulunup sosyal medya profillerini kırmızıya boyadı!

    "Canlı müzik olmasa bile sergi, atölye açabiliriz"

    Sosyal medyadaki bu desteğin ardından işletmecilere mikrofon uzattık... Yasaklardan en çok küçük ölçekli mekanlar etkilendi. Kadıköy'ün 24 yıllık, simge mekanlarından Karga da diğer pek çok mekan gibi 16 Mart'ta kapısına zincir vurdu. 16 kişinin çalıştığı Karga'nın işletme müdürü Murat Seçkin "Çalışanlarımızla iletişimi koparmadık" diyerek başlıyor söze: "Bizim isteğimiz sosyal mesafe kuralları çerçevesinde ürün, yiyecek, içecek hizmeti verebilmek. Belki konser yapamayız ama sergi, atölye açabiliriz. Vergi indirimi, ücretsiz izindeki çalışanlarımızın sigorta primlerinde kolaylık sağlanması bizleri bir nebze de olsa rahatlatacaktır."

    18 yıllık IF Performance'ın marka sahibi Selim Gültepe ise kredilerden yararlanamadıklarını anlatıyor, "Üstelik" diyor: "Geçmişten kalan vergi ve SGK ödemeleri de başladı. Ötelenmelerini talep ediyoruz."

    İstanbul'un en popüler gece kulüplerinden Klein'ın kurucu ortağı İsmail Alper de "Mekanlarımız açılsın, kurallara uyalım ve her gün kontrol edilsin" diyerek önerilerini sıralıyor.

    "Konser salonu diye bir ruhsat yok"

    400 çalışanlı Jolly Joker'in genel müdürü Can Aydoğdu da Kısa Çalışma Ödeneği'nden yararlanamayan personele destek verdiklerini açıklayarak "En büyük kriz belirsizlik. Hangi işletmelerin açılıp hangi işletmelerin açılamadığını anlayamadık. Bizim mekanlarımız konser salonu olmasına rağmen belediye bar veya gece kulübü olarak ruhsat veriyor. Konser salonu diye bir ruhsat yok. Bu yüzden istesek de işletmelerimizi açamadık. Mekanlarımızın nasıl döneceği üzerine altı ayda 20 farklı simülasyon yaptık. İsterse sanatçılar çeyrek kaşe alsınlar, bu işletmeler açılıp kira ve personel giderlerini kattığınızda bırakın kar etmeyi, kontrollü zarar etmek bile imkansız hale geliyor. Dünyanın birçok yerinde bu sektörlere özel devlet destekleri açıklandı. Mekanlarımız kapalı olduğu zaman maliyetlerimiz sıfır olmuyor. Hala kira ödüyoruz" diyor.

    BU BİR LÜKS DEĞİL, İHTİYAÇ

    Doç. Dr. Itır Erhart, akademisyen, Adım Adım hareketinin kurucusu

    Kırmızı profil hareketinin amacı nedir?

    Kültür-sanat sektörünün çalışanları için ekonomik kayıplar çok büyük. Bazıları içinse altından kalkılması güç boyutlarda. Kırmızı profil hareketi sektör çalışanlarına destek vermek, "Yanınızdayız" demek için başlatıldı.

    Neler yapılabilir?

    Kültür-sanat lüks değil. Barınma, beslenme gibi bir ihtiyaç. Tiyatronun, müziğin, resmin olmadığı distopik bir dünyaya uyanmamak için kamu, yerel yönetimler, özel sektör, sivil toplum ve bireyler olarak iş ve güçbirliği yapmalı ve sürdürülebilir çözümler üretmeliyiz.

    Bireyler etkili olabilir mi?

    Güçlerimizi birleştirirsek salgın kaynaklı sorunların tamamını da çözebiliriz. 33 tiyatronun dahil olduğu 'Bizde Yerin Ayrı', sanat emekçileri ve aileleri için başlatılan 'Dayanışmanın 100'ü Şiir Kampanyası'na destek verebiliriz.

    Nasıl bir çözüm önerirsiniz?

    Şu anda en büyük ihtiyaç finansal destek. Örneğin yerel yönetimler ve şirketler birer tiyatro sahiplenip bu süreç boyunca tüm ihtiyaçlarını karşılamak için destek verebilir.  Bu sayede hem çalışanlar yaşamlarını idame ettirebilir hem de tiyatrolar açık kalır. Kurumların ve bireylerin desteğiyle bir kültür sanat fonu yaratılabilir ve bu fon ihtiyaca göre dağıtılabilir.

    ORTADA BİR MÜZİK SEKTÖRÜ KALMAYABİLİR

    Tolga Akyıldız, Hürriyet müzik yazarı

    Öncelikle 'Kültür ve Sanat Tesislerinde Kontrollü Normalleşme Süreci Genelgesi'ndeki kurallara uyulmak koşuluyla Hıfzıssıhha Kurulları'nca alınan kararların kapsamı dışındaki tiyatro, opera ve bale gösterilerine acilen konser etkinliklerinin de eklenmesi gerekiyor. Sosyal mesafe ve hijyen koşullarını sağlayarak yapılacak ve oturma düzeni olan açık hava ya da kapalı mekan konserlerini kapsam dışında bırakmak adil değil.

    Türkiye'de müzik işçileri tüm kriz ve ulusal yas dönemlerinde olduğu üzere salgın sürecinden de en ağır darbeyi alıyor. Çünkü sanılanın aksine sektör paydaşlarının gelirleri büyük oranda konser ekonomisi üzerine kurulu. Yani müzisyen ve müzik sektörü çalışanlarının konsersiz geçinmesi mümkün değil. 'Müzisyenler zengindir' iddiası bir şehir efsanesi...

    'Kırmızı profil' gibi sosyal medya reflekslerini samimi ve iyi niyetli buluyorum ancak bu da yeterli değil. Sektörün hemen bugünden itibaren tüm paydaşlarıyla örgütlenerek hayati sorunlarını ve çözüm önerilerini daha güçlü şekilde ifade etmesi şart. Aksi takdirde koşullar normalleştiğinde ortada bir müzik sektörü kalmayacak.

    Kaynak: Hürriyet / Magazin

    Sosyal Medya Kadıköy Haberler

    500
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title