Haberler

Konya: Konya'da "Süne ile Biyolojik Mücadele" Konulu Toplantı

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Bitki Koruma Hizmetleri Daire Başkanı Mehmet Emrah Şahin, Süne Problemini İnsanların Ormanları ve Meraları Yakarak Ortaya Çıkardığını Belirterek, Süne ile Biyolojik Mücadele İçin Yapılanların Doğadan Bir Nevi Özür Dilemek Olduğunu Söyledi.

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü Bitki Koruma Hizmetleri Daire Başkanı Mehmet Emrah Şahin, süne problemini insanların ormanları ve meraları yakarak ortaya çıkardığını belirterek, süne ile biyolojik mücadele için yapılanların doğadan bir nevi özür dilemek olduğunu söyledi.

Konya Valiliği, Konya Ticaret Borsası (KTB) ve Konya Tarım İl Müdürlüğü'nün ortaklaşa düzenlediği "Süne İle Biyolojik Mücadele" konulu bir toplantı düzenlendi. Konya Ticaret Borsası'nda düzenlenen toplantıya Vali Yardımcısı Nevzat Dalkıran, Tarım İl Müdürü İbrahim Doster, KTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kara, ilçe kaymakamları, ilçe belediye başkanları ve ilçe tarım müdürleri katıldı. Toplantıda konuşan Tarım İl Müdürü İbrahim Doster, süne ile mücadelenin 1989 yılında başladığını ve süne bulaşmış 6 milyon dekar alanda bu mücadelenin sürdüğünü belirtti. Doster, "2003 yılına kadar bu mücadeleyi devlet sürdürüyordu. 2003 yılından sonra bu mücadeleye sivil unsurlar da müdahil oldu. Ancak o yıllarda bu mücadelenin büyük kısmı havadan ilaçlama ile yapılıyordu. Bu ilaçlamanın zararlarını gördük ve uygulamadan vazgeçtik. Yerden ilaçlama yöntemleri ile ise 2 milyon dekar alanda süne yumurtası oranını ortalamanın aşağısına çektik. Ancak bunun devamı getirilmelidir. Bundan sonra ise kimyasal mücadeleden çok biyolojik mücadele yollarını kullanacağız. 2006 yılında 2 milyon 300 bin süne parazitoidi doğaya salındı. Çevre ve Orman Bakanlığı ile yapılan protokol ile bu sene 75 bin ağaç ilimize gönderildi ve dağıtımı yakında başlayacak" dedi.

"SÜNE SORUNU BİZİM ESERİMİZ"

Koruma Kontrol Genel Müdürlüğü Bitki Koruma Hizmetleri Daire Başkanı Mehmet Emrah Şahin ise, Türkiye'de geçmişte süne mücadelesi için kestirme yöntemler kullanıldığını ve bunun istenmeyen sonuçlara yol açtığını dile getirdi. Şahin, "O zaman bunun en kestirme ve etkin yöntemi olan uçakla ilaçlama yöntemi kullanıldı. Zararsız olan süneyi zararlı hale getirmek için çiftçilerimiz ormanları ve meraları yok etti. Uçakla ilaçlama o yıllarda çoğu ülkenin kullandığı bir yöntemdi ancak zararlarının görülmesi üzerine vazgeçilmişti. 2000'li yılların başında başka yöntemler aranmaya başlandı. Önce uçakla mücadeleye son verildi şimdi ise kimyasal mücadeleden vazgeçilmek üzere. Örneğin bir zamanlar kullanılan DDT ilacı en etkin yöntem ilan edildi ve icat eden bilim adamına Nobel Kimya Ödülü verildi. Şimdi ise insan sağlığını nasıl tehdit ettiği anlaşıldı ve yasaklandı" diye konuştu.

Süne sorununun ilk olarak Güneydoğu illerinde görüldüğünü ve giderek İç Anadolu, Akdeniz ve Ege'ye sıçradığını da ifade eden Şahin, "Tarım hamlesi ve sanayileşme ile ormanlar ve meralar tarla haline getirildi. Eskiden bu işleri karasabanla yapamıyorduk ancak makinelerin çıkması ile bu daha da kolaylaştı. Bunu yapmakla bize zararı olmayan sünenin orman ve meradaki hayatına son verdik. Ona daha iyi besleneceği ve yumurtlayacağı tahılları biz sunduk. Sünenin düşmanı olan parazitoidlerin de yaşama alanlarını yok ettik. Biz doğaya zarar verdik ve doğa bizi affetmedi. Bizler ise şimdi doğada daha önce var olan şeyleri yeniden canlandırmaya çalışmakla bir nevi doğadan özür dilemiş oluyoruz. Parazitoid üretmek zor değil. Ancak yaşama alanları olmayan bu canlıları doğaya salmak onları zorla ölüme göndermekten başka bir şey değildir. Bu nedenle 5 yılda 15 milyon, diğer 5 yılda ise 50 milyon fidanı toprakla buluşturacağız. Ancak bu fidanlarında korunması için hepimizin çaba göstermesi şart" şeklinde konuştu.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title