Haberler
BBC

Koku duyusunu kaybeden şef: Joshna Maharaj

Güncelleme:

Ocak ayında şef Joshna Maharaj bir sırrını açıkladı; beş yıldır düzgünce koku alamıyordu.

Ocak ayında şef Joshna Maharaj bir sırrını açıkladı; beş yıldır düzgünce koku alamıyordu. Şimdi ise kaybettiğini geri kazanmak için uğraş veriyor.

Maharaj'ın koku kaybı aşamalı oldu, geriye baktığında bu yolda çok daha öncesinden tehlike işaretleri olduğunu fark ediyor.

İlk olarak yemekleri yakıyordu. Dilimlenmiş yaz meyveleri ile yaptığı şeftali tatlıları, kahverengileşmiş değil de yanık olarak çıkıyordu:

"Bazen yanık kısımları kesip işin içinden sıyrılabilirsiniz. Ama bu sefer böyle olmadı. Çöpe gittiler."

Bir gün arkadaşlarıyla bir barbekü restoranına girdi ve et kokusunu alamayan tek kişiydi.

"Bütün bu matematiği geriye dönüp birleştirdiğim bir an oldu ve 'Bir saniye, burnum olması gerektiği gibi koku almıyor' dedim.

"Dürüst olmak gerekirse, bunun profesyonel anlamda getireceği sonuçları düşününce fena halde panikledim. ve her şeyin üzerini kapattım."

Maharaj kendi kendine "Bunu bir sır olarak saklayacaksın, kimseye bahsetmeyeceksin" dedi.

Toronto doğumlu şef, gıda aktivisti ve yazar, üniversiteden hastanelere kadar büyük kamu kurumları ile birlikte çalışarak kaynak sağlama, yemek yapma ve yeme içme yöntemlerini yeniledi.

Şimdi ise koku duyusunu tamamen kaybetti.

Burnunun ona ihanet etmesine karşın pişirdiği her yemekte zamanlayıcı kullanmak konusunda daha da dikkatli oldu.

Yemek pişirme tarzı mega-tatlar'a doğru değişti:

"Yüzünüze çarpacak bir sürü sarımsak, soğan, zencefil ve kocaman bir köri veya yoğun ravent ya da bolca çilek."

Koku duyusunu kaybettiği için hazırladığı tatları da artık tam olarak alamıyordu, bu sebeple daha cesur menüler hazırlamalıydı.

Koku kaybının yaygın bir enfeksiyondan beyin zedelenmesine kadar pek çok nedeni olabilir. Son zamanlarda araştırmacılar tat veya koku kaybının koronavirüs belirtisi olduğunu keşfettiler.

Maharaj'ın durumu ise burun yollarında poliplere (kronik iltihapla bağlantılı kanserli büyümelere) yol açan aşırı sinüzitten kaynaklandı.

Yıllar boyu sürekli tıkanıklık hissi ile mücadele etti.

"Her şeyi denedim. Çin ilaçları, yeme alışkanlığı değişikliği, akupunktur, sürekli olarak dekonjestan kullanımı... Evimde halımın altında gizlenen küften bile şüphelendik."

2019 Şubat'ta polipleri aldırmak için ameliyat oldu ve septumunu düzeltti. Ağustos ayında geçici şekilde koku duyusunu geri kazandı.

İlk aldığı koku Bangalor gezisinde bir mangonun kokusu oldu. Burnu daha sonra ona otel lobisindeki çiçeklerin ve tütsünün kokusunu getirdi. Ancak iki hafta içinde koku duyusu tekrardan kayboldu.

2019 yılı kış tatilinde kendini Hırvatistan'da buldu ve bu gezi ona neler kaçırdığını hatırlattı. Ailesi sokaktaki ve restoranlardaki leziz kokularla ilgili yorumlar yapıyordu.

Özlediği kokular var; kamp ateşleri, tavada kızaran sarımsak ve zencefil kokusu ya da yeni doğan bebek kokusu.

Birkaç ay önce doğum yapan arkadaşının bebeğiyle ilk tanışma anını "Yüzümü çenesinin altına yasladım ama hiçbir şey olmadı... Kesinlikle çok üzülmüştüm" şeklinde anlatıyor.

Bir arkadaşı aynı zamanda ona koku ve duygu arasındaki bağlantıyı anlattı ve onu kokudaki bozuklukların artan depresyon, kaygı ve izolasyon hissi ile bağlantılı olduğunu gösteren araştırmalara yönlendirdi.

O deneyimler durumunu fark edip, tanımasına neden oldu.

Ocak ayında instagram üzerinden insanlara durumunu açıkladı ve "Burnu ve beyni arasındaki koku trafiğini tamir için çalıştığını" söyledi.


Birleşik Krallık merkezli, toplumsal koku kaybı eğitimi veren Abscent adlı organizasyonu buldu. Bu kurum, koku duyularını kaybetmiş insanlara, kayıplarını birazını veya tümünü geri kazanmalarında yardımcı oluyor.

Organizasyonun kurucusu ChrissiKelly, koku bozukluklarının genel nüfusun yaklaşık yüzde 5'ini etkilediğine inanıyor.

İnsanlar doktor aradıklarında veya kendilerini Kelly'ninki gibi organizasyonlara danışırken bulduklarında 'tamamen perişan halde olduklarını' söylüyor.

Kendi koku alma yetisini 8 yıl önce kaybettiğinde ona ne kadar bağlı olduğunun farkında değildi. Nefes alabilmenin basit zevki ya da yeni yıkanmış çamaşır kokusunu veya eve dönmenin tanıdık kokusunu fark edememişti.

Araştırmalar, koku eğitiminin koku kaybı için bir tedavi olmadığını, ancak koku duyusunu merkezi sinir sistemine ileten koku sinyallerini uyararak kişinin iyileşme şansını artırabileceğini gösteriyor.

Kelly bunun burun için bir fizik tedavi gibi olduğunu söylüyor.

Konsept çok basit.

Genellikle uçucu bir yağ ve meyveli, aromatik ve reçineli olan dört yağ alın ve günde iki kez her kokuyla yaklaşık 20 saniye geçirin, sadece kokuyu yakalamaya değil, ilgili deneyimlere odaklanın.

Maharaj, kendi eğitimi için yaygın olarak tavsiye edilen dört kokuyu seçti; okaliptüs, gül, limon ve karanfil.

Kavanozları yanına aldığında ilk olarak okaliptüsü seçti ve aklına "Spa'daki buhar odası, yeşillik, nane ve biraz tatlılık" hisleri geldi.

Sıra daha sonra limona geliyor ve bu da 'limon peyniri ve limon suyu sıkmayı' aklına getiriyor.

Gül içinse "Sevdiğim tatlılıkla olan bir koku" diyor.

En son sırada karanfil var, ona Noel zamanı yaptığı parfüm toplarını ve kışı, tatilde pişirdikleri o odunsu, tatlı, baharatlı kokuları hatırlatıyor.





Haftalarca kavanozları açtığı zaman hiçbir şey algılayamadı. Sonra Mart ayında kokuya ilişkin ufak belirtiler hissetti. Ancak seçtiği kokulardan olan okaliptüs veya karanfil gibi güçlü kokular değildi...

Dilinin ucundaki kelimeyi hatırlayamamak gibiydi, tamamen yakalayamadı. Kısa bir zaman sonra biraz koku almaya başladı. Haftalar içinde ise tekrar gitmişti.

Abscent UK, koku duyusunu geri kazanmak için en az dört ay sürekli eğitim alması gerektiği ve bu yeteneğin bozuk veya sınırlı geri gelebileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Mükemmel olmasa da Maharaj yıllar süren ezbere yemek yapma deneyiminden sonra 'tat almak ve bu tatları nasıl anladığı üzerinde tekrar çalışmaya başlamak' konusunda heyecanlı.

"Dürüstçe ve doğru bir şekilde bunu deneyimleme özgürlüğümün olması çok, çok heyecan verici."

BBC

Toronto Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title