Haberler

Kılıçdaroğlu, CHP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu: (2)

Güncelleme:

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Devleti yöneten birisi 'Çarşamba günü çok önemli bir şey açıklayacağım.' diye açıklama yapmaz. Operasyonlar gizli yapılır, kimseye haber verilmez. Düğün bayramla devlet yönetilmez." dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Devleti yöneten birisi 'Çarşamba günü çok önemli bir şey açıklayacağım.' diye açıklama yapmaz. Operasyonlar gizli yapılır, kimseye haber verilmez. Düğün bayramla devlet yönetilmez." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, çocukları terör örgütünün elinde olan ailelerle basın toplantıları yaptıklarını, dönemin başbakan ve bakanlarına soru önergeleri verdiklerini ve bu soru önergelerine verilen yanıtta sıradan, olayın özüne inmeyen, "Terör örgütleriyle mücadeleye yönelik keşif, gözetleme ve operasyonel faaliyetler azim ve kararlılıkla devam etmektedir." ifadesinin yer aldığını söyledi.

Irak'ın Gara bölgesinde şehit edilen 13 Türk vatandaşının aileleriyle Malatya ve Ankara'da görüştüğünü belirten Kılıçdaroğlu, ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını ifade etti.

Şehit haberinin ardından olayla ilgili bilgi edinmeye çalıştıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "Bilgiler parça parça önümüze gelmeye başladı. Açıklamayı Malatya Valisi yapıyor. Niçin? Bu ülkenin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan bir kişi var. Milli Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturan bir kişi var. Açıklamayı niye vali yapıyor?" diye sordu.

Benzer bir olayın İdlib'de yaşandığını, "33 askerin şehit edilmesi" açıklamasını Hatay Valisi'nin yaptığını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Neden? Çünkü kabahatlerini, kusurlarını, yanlışlarını, eksikliklerini biliyorlar." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Çarşamba günü çok önemli bir haber vereceğim." açıklamasını anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Bir müjde verecekti. Ona göre ordu müdahale edecek, bu kardeşlerimiz kurtarılacak, Türkiye'ye getirilecek ve müjde verilecekti. Biz de bekledik böyle bir müjdeyi. Biz de arzu ederiz, hiç kimsenin burnu kanamadan bu kardeşlerimizin alınıp Türkiye'ye getirilmesini ve terör örgütüne de iyi bir ders verilmesini. Ama bunların tamamı şehit oldu, hayatlarını kaybettiler. Açıklama yapmaktan korktular.

Devleti yöneten birisi 'Çarşamba günü çok önemli bir şey açıklayacağım.' diye açıklama yapmaz. Operasyonlar gizli yapılır, kimseye haber verilmez. Rahmetli Ecevit terör örgütünün başındaki kişiyi alıp getirirken bile eşine haber vermemiştir. Devlet böyle yönetilir. Düğün bayramla devlet yönetilmez. Devlet yönetimi, devletin nasıl yönetilmesi gerektiğini bunlar bilmiyorlar. Bırakın devleti, bir köy bile yönetilmez böyle. Bunlar bir köy bile yönetemezler."

"Kinle, öfkeyle devlet yönetilmez"

13 şehidin gelmesinin ardından "AK Parti'ye ait trollerin" harekete geçtiğini iddia eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Hani bu mezarlıktan geçenler korkularını sindirmek için şarkı, türkü söylerler. Benzer bir tablo. Suçlamaya, ayrıştırmaya başladılar. Oysa şehitler 83 milyonun şehidi. Siyasi görüşleri, kimlikleri farklı olabilir. Farklı görevler yapabilirler ama bu ülke için hayatlarını verdiler onlar. Bu ayrılık gayrılık, bu korku neden? Farklı bir iklimi Türkiye'ye getirmeye çalışıyorlar. Her alanda ayrıştırdılar. Şehitler üzerinden de ayrışmayı getiriyorlar. Çok tehlikeli bir tutum bu. Daha defnedilmemiş, yaralar tazeyken bunu yapıyorlar. Talimat üzerine, sarayın talimatı üzerine yapıyorlar. Üzülüyorum, içim acıyor. Şehitler gelmiş daha cenazeler kalkmamış kavga ediyorlar. Sen-ben kavgası mı bu? Devleti yönetemiyorlar, yönetme güçleri yok. Bilgileri, birikimleri yok. Kinle, öfkeyle devlet yönetilmez. Devlet bilgiyle, birikimle, sevgiyle yönetilir."

Devleti yönetenlerin her türlü eleştiriye açık olmak ve ders çıkarmak zorunda olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"'Beni niye eleştirdin? Seni ezeceğim, sana iftira atacağım.' Hangi akıl, mantık var bunlarda. Bir de kendilerini başka bir pozisyonda tutuyorlar. 'Biz Müslümanız' diye, diğerleri değil. Allah akıl fikir versin bunlara. Toplumu ayrıştırıyorlar, bölüyorlar. Bütün vatandaşlarıma söz veriyorum; kimliğiniz, yaşam tarzınız, siyasi görüşünüz, inancınız ne olursa olsun bu coğrafyada yaşıyorsanız benim başımın üstünde yeriniz var. Asla ayrımcılık yapmayacağım. Türkiye bu acıları yaşıyor. Duyduğumda önce inanamadım. Erdoğan sanki bu olaylar hiç olmamış gibi beyefendi bir yaylaya kahvaltıya gidiyor. Rize ile Trabzon arasında her 15 metreye bir polis dikiyorlar. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir şey. Sen kendi vatandaşına güvenmiyorsun. Böyle bir garabet Türkiye Cumhuriyeti devletinde hiç yaşanmadı ve biz yaşıyoruz. Yaylaya çıkıyorsun sabah kahvaltısı yapmaya. 13 kişi hayatını kaybetmiş, şehidimiz var. Umurunda bile değil."

"Bırakın da bu insanlar acılarını yaşasınlar"

Vatandaşlardan, AK Parti'nin Rize İl Kongresi'ni internetten izlemelerini rica eden Kılıçdaroğlu, "O gülüşmeler, o kahkahalar, o fıkralar. 13 kişi hayatını kaybetti. Hangi ahlaka göre siz bunu yapıyorsunuz? Hangi inanca göre yapıyorsunuz bunu? Ben böyle bir inanç bilmiyorum. Böyle bir ahlakı da hiç görmedim. 13 kişi hayatını kaybetmiş, şehidimiz var. Bari onlara saygı duy. Sen konuşmuyorsun, bakanların konuşmuyor topu atmışsın Malatya Valisi'ne, o açıklamayı yapıyor. Kaçacak delik arıyorlar. Kusurlarını, eksikliklerini çok iyi biliyorlar." diye konuştu.

AK Parti'nin "güle oynaya" kongre yaptığını iddia eden Kılıçdaroğlu, "Şehit annesini telefonla bağlatıyorlar. Oda ayrı bir dram. Erdoğan'ın keyfi yerinde, anne ağlamaklı. Ders vermeye kalkıyor. Allah bu millete sabır versin. Bir şehit annesi ya. Onu propaganda malzemesi olarak kullanıyor. Şehitlere ne kadar yakın olduğunu Türkiye'ye anlatmak için kullanıyor onu. Oysa bütün Türkiye görüyor onu. Nasıl güldüğünü, nasıl eğlendiğini, nasıl keyif içinde olduğunu bütün Türkiye görüyor. Askerlerimiz, sivillerimiz, devlet görevlilerimiz hayatını kaybetmiş o beyefendinin derdi başka. Bırakın bari bu anne matemini yaşasın." dedi.

Bir annenin matemini yaşamasına dahi izin verilmediğini ileri süren Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"O annenin acısını, dramını acaba o saray ve çevresi biliyor mu? O dramı biliyorlar mı acaba? O annenin o evladını nasıl yetiştirdiğini, askere nasıl gönderdiğini acaba onlar biliyorlar mı? Ellerine kına yaktığını onlar biliyorlar mı? Bari bırakın da bu insanlar acılarını yaşasınlar. Buna bile izin vermiyorlar. Konuşuyor şunu söylüyor, 'Oğlunuz şehit oldu, siz bu şerefi yaşadınız.' Lafa bak. Eee, o şeref en çok sana yakışır. Göndersene çocuklarını askere. Niye bedelli askerlik yaptırdın? Eğer sen böyle bir şerefi istiyorsan, böyle bir şerefi kabul etmek istiyorsan ve bu şerefi başının üstünde ailelerine de miras olacak şekilde yaşamak ve içselleştirmek istiyorsan çocuklarına bedelli yaptırmazsın, gönderirsin askere. Irak'a gönderirsin. Neden bu ülkede fakir fukaranın çocukları bedel ödüyor da, varsılların çocukları bedel ödemiyor? Hangi AK Parti'li milletvekilinin çocuğu bedel ödedi bu ülkede? Gerçekten içimiz acıyor. Arkadaşlarımız defalarca basın toplantıları, ailelerle defalarca görüştüm, milletvekillerimiz soru önergeleri verdiler. Karşıda bir duvar var. Şimdi o duvardan nasiplenmeye kalkıyorlar ama korkarak, ürkerek. Bu olmaz."

-"83 milyonun sorusudur"

Kılıçdaroğlu, Gara operasyonuyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan'a cevaplaması istemiyle hazırladığı 5 soruyu okudu. Bu soruların cevabını millet adına Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan beklediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Soru 83 milyonun sorusudur. Öyle baksın, kim varsa. Bu ülkede kim yaşıyorsa, kimin eli kalem tutuyorsa, kimin akli baliğ olmuşsa bu soruların cevabını istesin." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cevaplamasını istediği soruları şöyle sıraladı:

"- Bölücü terör örgütünün tam 5,5 yıl elinde tuttuğu vatan evlatlarını kurtarmak için 2015 tarihinden bu yana Başbakan ya da Cumhurbaşkanı olarak ne yaptınız? Bir İsrail askeri Filistinliler tarafından alındığında dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Herkes sahip çıkıyor. 5,5 yıl bunları unutturdun. Unutturdular. Soru önergesi vermesek, basın toplantıları yapmasak zaten kimsenin de haberi olmayacak.

Terör örgütünün başı Abdullah Öcalan'dan seçimlerde size yardımcı olması için mektup dilenirken, neden vatan evlatlarının serbest bırakılması için çağrı yapmasını istemediniz? İstanbul seçimleri sizin için 13 vatan evladından daha mı kıymetliydi?

Yıllarca 'Dostum Trump' diye böbürlenip durdunuz. Neden dostluğunuzu, vatan evlatlarını terör örgütünün elinden kurtarmak için kullanmadınız? Bölgede Amerikalılar çok güçlü. Senin de en yakın dostun Trump. Neler yaptığınızı biz de biliyoruz, Amerikalılar da biliyor. Sen bu dostluğunu vatandaşlarımızın, askerlerimizin, sivillerimizin kurtarılması için kullanmadın. Papazı veriyorsun. Trump telefon ederdi belki onlar da 13 kişiyi vereceklerdi. 13 şehidimiz olmayacaktı. Niye kullanmadın? Kim engel oldu?

Daha önce benzer hadiselerde sorunun çözümünde büyük katkıları olmuş İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hakları Derneği ve Mazlum Der gibi ulusal insan hakları örgütleri ile uluslararası insan hakları örgütlerinden terör örgütünün elinde tuttuğu evlatlarımıza zarar gelmemesi ve serbest bırakılmaları için en azından çağrıda bulunmak hiç mi aklınıza gelmedi? Öyle ya daha önce gidip teslim almışlardı terör örgütünden. Hatta bir de milletvekili gitmişti. İnsanlar sağ salim Türkiye'ye getirildiler. Neden 13 kişiye sahip çıkmadınız bugüne kadar?

Dün Rize'de yaptığınız açıklamalarda sınır ötesi operasyonun hedeflerinden birinin de şehit olan 13 evladımızın kurtarılması olduğunu ancak başaramadığınızı söylediniz. 13 vatandaşımızın kurtarılması amacıyla başlatılan operasyondaki başarısızlığı kim üstlenecek? Bu işin sorumlusu kim? Rehine kurtarma operasyonuna gidiyorsun, bütün rehineler ölüyor. Akıl tutulması var burada."

"Burunları kanamadan Türkiye'ye getirilebilirdi"

Kılıçdaroğlu, 13 Türk vatandaşının şehit edilmesiyle ilgili korkudan kimsenin açıklama yapamadığını iddia ederek şunları söyledi:

"Valiye, 'Sen bir açıklama yap' diyorlar. Bunlar devleti yönetemezler. Yönetmiyorlar, yönetemiyorlar zaten. Bilgileri yok, birikimleri yok, iradeleri yok. Bir devlet böyle mi yönetilir? Normalde birisinin bu sorumluluğu alıp istifa etmesi lazım. Rehine kurtarmaya gidiyorsunuz tamamı ölüyor. Ayrıca 3 askerimiz... Nasıl oluyor bu? Bunun hesabını kim verecek? AK Parti'li kardeşlerime özellikle söylüyorum 13 şehidimizin kanları yerdedir. Onlar Türkiye'ye gelebilirdi, getirilebilirdi. Burunları kanamadan Türkiye'ye getirilebilirdi. Kendilerine göre gittiler sözde terör örgütünden alacaklar, çarşamba gelecek, Erdoğan çıkıp medyaya açıklama yapacak, 'Biz kahramanız, biz şöyleyiz, biz 13 kişiyi kurtardık.' Hedef buydu. Davulla, zurnayla rehine mi kurtarılır Allah aşkına. Rahmetli Ecevit Kıbrıs çıkarmasını yaparken eşine bile haber vermemiştir. Bu davul zurnayla 'Harekat başlattık' diyor. 13 şehidimizin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan'dır, Kimse başka bir şey düşünmesin. Bu 5 sorunun cevabını bekliyorum. Ben değil, bu millet bekliyor. 7'den 70'e bu millet bu 5 sorunun cevabını bekliyor."

AK Parti TBMM Grup Toplantılarının Çarşamba günleri yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Savunmaya geçti şimdi. Salı toplantılarını çarşamba günü yapıyor beyefendi. Biz ne diyeceksek kendisini savunacak. 5 soruyu sordum. 5 sorunun cevabını yarın senden bekliyorum. Ben beklemiyorum 83 milyon insan bu 5 sorunun cevabını bekliyor senden." diye konuştu.

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel

Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye Haberler

title