Kalp Nakli Mucizesi
İzmir'de doktor, hemşire ve kader arkadaşlarının "Bağış kalp" dileğiyle kutladığı doğum gününün ertesi günü Isparta'dan gelen kalbin takıldığı 7 yaşındaki Hasan Hüseyin Demirel, nakil mucizesiyle yeniden hayat bulan hastalar arasına girdi.
İzmir'de doktor, hemşire ve kader arkadaşlarının "Bağış kalp" dileğiyle kutladığı doğum gününün ertesi günü Isparta'dan gelen kalbin takıldığı 7 yaşındaki Hasan Hüseyin Demirel, nakil mucizesiyle yeniden hayat bulan hastalar arasına girdi. Aylarca yapay kalple dört duvarlara mahkum olan Hasan Hüseyin, iyileşip çok özlediği sokağa, oyun arkadaşlarına kavuşurken, anne Ayşe Demirel, "Oğlum o kadar sağlıklı ve mutlu ki, 'anne aylarca çok sıkıldım' diyor, onu sokaktan alamıyorum" dedi.
İzmir'in Bayraklı İlçesi'nde evhanımı Ayşe Demirel (27) ile alüminyum doğramacı Bünyamin Demirel 11 yıl önce kızları Aleyna'yı, 7 yıl önce de oğulları Hasan Hüseyin'i kucaklarına aldı. Ancak Hasan Hüseyin 18 Ocak 2010'da rahatsızladı. Ege Üniversitesi Çocuk Hastanesi'nde bir ay yatıp tedavi gören Hasan Hüseyin'in sağlık durumu giderek kötüleşti. Hasan Hüseyin 6 Aralık 2010'da Ege Üniversitesi Kalp Damar Cerrahisi Kliniği'ne yatırıldı. Kalbi iflas eden talihsiz çocuğa yapay kalp takıldı. Yapay kalp pekçok hastayı ayağa kaldırırken, Hasan Hüseyin sürekli yoğun bakımın yolunu tuttu. Kendisi gibi kalp bekleyen ve yapay kalple hayata bağlanan Barış Keklik, (11) Hamdullah Kanat (3) ve Çiğdem Gürler (2) ile aynı odayı paylaşan Hasan Hüseyin adeta yaşama, çevresine küstü, annesiyle bile konuşmaz oldu. Herkes Hasan Hüseyin'in yüzünü güldürmek için çaba sarf ederken, doğumgünü olan 25 Mayıs'ta sürpriz kutlama programı düzenlendi. Doğumgünü pastasını doktorları, hemşire ablaları ve oda arkadaşlarıyla kesen Hasan Hüseyin mumları üflerken herkes ona bağış kalp dileğinde bulundu. Aylardır beklenen müjde doğumgünü dileğinin üzerinden 24 saat geçmeden gerçekleşti. Isparta'da Süleyman Demirel Üniversitesi Hastanesi'nde beyin ölümü gerçekleşen Süleyman Ceren'in (14) acılı ailesinin kutsal bağışta bulunduğu haberi geldi. ve sonrasında zamana karşı yarış başlatıldı, Hasan Hüseyin'e uygun bulunan kalp hızla İzmir'e getirildi. Doğumgününde Hasan Hüseyin'e bağış kalp dileğinde bulunan Prof. Dr. Mustafa Özbaran, Prof. Dr. Tahir Yağdı, Doç. Dr. Çağatay Engin, Prof. Dr. Sanem Nalbantgil'den oluşan ekip nakli başarıyla gerçekleştirdi. Bir süre yoğun bakım, ardından Çocuk Hastanesi'nde serviste kalan Hasan Hüseyin sonunda özgürlüğüne kavuştu.
YAŞADIKLARINI ANLATTI
Yaşadıkları onca kötü günden sonra oğlunu sağlıklı yepyeni bir hayata başladığını, buna evlatlarını kaybeden Ceren ailesinin kutsal bağışta bulunmasıyla ulaştıklarını anlatırken gözyaşı döken anne Demirel, "Oğlumun doktorları doğumgününde dilekte bulunmuştu, ertesi günü inanamadık, müjde geldi. Ama kalbin uyup uymayacağı henüz belli değildi, kesinleşinceye kadar eşime haber veremedim. Durumu ağırdı. Profesör Dr. Özbaran, Hasan Hüseyin'ini pompadan ayırdıktan sonra kalbinin patladığını söyledi. Kalbi bitmiş, pıhtılaşmalar olmuş. 'Kalbi bir hafta daha götürmezdi, çok şanslıymış' dedi. Bu nakil mucize değil de ne" dedi.
Aylarca bir odada yapay kalpli Barış, Hamdullah, Çiğdem ve anneleriyle birlikte yayıp, birbirimize kenetlendiklerini, dert ortağı olduklarını anlatan Ayşe Demirel, "İçlerinde en ağır oğlumdu. Günlerce yoğun bakımda, uyumuyordum. Onlar oğlumun isteklerini yerine getiriyorlardı, hayatı paylaştık. O zorlu süreçte kime neyi anlatacaksınız, anlatsanız kimse anlayamıyor, anlasalar hiçbir şey değişmiyordu. Bize şans güldü. Ama oğlum iyileşti diye ne kadar sevinip gözyaşı döktüysem, kalbi bağışlanan Süleyman Ceren için, annesi için o kadar üzüldüm, ağladım. Henüz yüz yüze gelmedik ama telefonla konuşup, görüşüyoruz, oğulları oğlumda yaşıyor. Hiçbir anne evlat acısı yaşamasın, zaten bunu kimse istemez. Ama yapay kalple hastaneye mahkum çocuklar yeni bir yaşam bekliyor. Dileğimiz, onların da Hasan Hüseyin gibi nakil olup evlerine dönebilmesi" diye konuştu.
Sağlığına ve özgürlüğüne kavuşan Hasan Hüseyin, evlerinin bulunduğu sokakta arkadaşlarıyla koşup, oynuyor, bisiklete binip akülü arabasını sürüyor. Doktorlarının oğluna günde 15 dakika sokakta oyun izni verdiğini belirten Ayşe Demirel, "2010 Ocak'tan bu yana oğlum hayata küsmüştü, benimle bile konuşmuyordu. Şimdi keyifli, mutlu. Onu sokaktan alamıyorum" dedi.