İzmir: Türkiye'nin Ab Üyeliği Tartışmaları
Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı'nın hazırladığı '2007-2013 Avrupa Birliği Bütçesinin Arkaplanı-Perspektifleri ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne Tam Üyeliğinin Bütçe Üzerine Etkileri' başlıklı rapor, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğinin ekonomik eksen de değil, politik eksende verilecek kararlarla gerçekleşme imkanı bulabileceğini ortaya koyuyor.
Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı'nın hazırladığı '2007-2013 Avrupa Birliği Bütçesinin Arkaplanı-Perspektifleri ve Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne Tam Üyeliğinin Bütçe Üzerine Etkileri' başlıklı rapor, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyeliğinin ekonomik eksen de değil, politik eksende verilecek kararlarla gerçekleşme imkanı bulabileceğini ortaya koyuyor.
Türkiye Araştırmalar Merkezi Vakfı'nın 2007-2013 Avrupa Birliği Bütçesi ve Türkiye'nin Birlik üyeliğinin birlik bütçesine etkilerini ele alan araştırma, Türkiye'nin bütçenin kalemlerinde büyümeyi getireceğini, ancak tam üyeliğin birlik bütçesine getireceği yükün, Türkiye'nin birlik üyeliğine karşı çevrelerce savunulanın aksine çok büyük olmayacağını ortaya koyuyor.
2013 yılına kadar geçerli olacak bütçede en erken 2007 yılı başında tam üyelikleri öngörülen Bulgaristan ve Romanya'nın getireceği yük öngörülmüşken, Türkiye'nin üyeliğinin 2014-2020 yılı bütçe kalemlerini yer alacağının ifade edildiği raporda, en önemli tartışma konusunun tarım destekleri konusunda ortaya çıktığı, ancak aynı ölçüde maliyet getiren Polonya'nın birlik üyeliğinde görüldüğü üzere mevcut sistemde reform yapılmasına gerek duyulmaksızın, koşullara uygun oran ayarlamalarıyla bu tür sorunların aşıldığı, Türkiye'nin tam üyeliğinin getireceği mali yük üzerinden değil politik kararlar çerçevesinde gündeme gelebileceği veya gündemden düşebileceği belirtiliyor.
Raporun sonuçlarını değerlendiren Türkiye Araştırmalar Merkezi (TAM) Vakfı Direktörü, raporda ortaya konduğu gibi, 'Birliğin hazım kapasitesi', 'Türkiye'nin Avrupa standartlarına uyumu' ve 'AB üye ülkelerinin Türkiye'nin katılının sağlayacağı faydaların bilincine varması' noktalarında düğümlendiğini, bu üç noktanın politik çerçevede değerlenecek konular olduğunu ifade etti. Bu bağlamda günden güne daha fazla tartışılır hale gelen Avrupa kimliği konusunda Türkiye'nin aktif tavrı ve kendi hususiyetlerini Avrupa Birliği içerisinde en iyi şekilde anlatması gerektiğinin altını çizen Şen, "Türkler 700 yıldır Balkanlarda Hıristiyan toplumlarla iç içe yaşamış, ondan etkilendiği kadar, o da ondan etkilenmiştir" dedi.
TAM Direktörü, tarihsel anlamda bu ortaklaşmanın yanında, Rönesans, Reform ve aydınlanmanın süzgecinden geçen Avrupa'nın kendisine seküler bir kimlik oluşturduğunu, bu bağlamda laik ve demokratik değerler üzerine kurulu Türkiye Cumhuriyeti ile birebir uyuştuğunu söyledi.