İzmir: DSP Lideri Sezer İzmir'de

Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkanı Zeki Sezer, Ege Sivil Toplum Birliği (ESTOB) tarafından düzenlenen 'Ortadoğu ve Türkiye' konulu panele katıldı. Ortadoğu'daki sorunlara taraf olmaktan kaçınılmasını tavsiye eden Sezer, aksi takdirde Türkiye'nin zarar göreceğini söyledi.

ESTOB tarafından düzenlenen ve Genel Başkanı Hızır Murtezaoğlu tarafından yönetilen 'Sivil Toplum Soruyor' toplantıları çerçevesinde düzenlenen 'Ortadoğu ve Türkiye' konulu panel, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'in katılımıyla gerçekleştirildi. Panelde konuşan Sezer, Ortadoğu'daki gelişmelere dikkat çekerek, "ABD küresel bir güç olarak küresel politikalar oluşturuyor. Bir yandan Çin, Hindistan ve Rusya gibi yeni güç odakları ortaya çıkıyor. Ortadoğu dünyanın en istikrarsız bölgesi. ABD kontrolü altında tutulmaya çalışılıyor. 1999'da durdurulan terör ABD'nin son Irak müdahalesinden ve AK Parti iktidarından sonra yeniden hortladı. Irak'ta durum 3.5 yıldır daha da kötüye gidiyor. Irak etnik açıdan çok karışık bir ülke. Böyle bir karmaşanın çıkacağı en başından belliydi. Bu işte en büyük zararı Irak halkı gördü ve de görmeye devam ediyor" diye konuştu.

AK Parti hükümetinin Irak konusunda tutarlı ve ciddi bir politika oluşturamadığına dikkat çeken Sezer, "AK Parti Irak konusunda zikzaklar çizdi. Bu politika ayrıca Türkiye'nin AB ile olan ilişkilerini yaraladı. Türkiye'nin Irak ile ilgili kırmızı çizgileri vardı ama bu kırmızı çizgiler Türkiye'nin aleyhine uygulanır duruma geldi. AK Parti iktidarı Kuzey Irak'taki gelişmeleri seyretmekten başka bir şey yapamıyor. İran'ın nükleer güç olması iddiası nedeniyle bölgede yeni bir kriz olması ihtimali de var. İran Türkiye'nin yüzyıllardır barış içinde yaşadığı bir ülkedir. Suriye'de ise baskıcı ve terör örgütlerini destekleyici bir yönetim var. İsrail-Hizbullah çatışmasındaysa Hizbullah İran'ın aracı gibi savaştı. Sonuçta İsrail açısından başarılı olunamadı. Dünya yoğun tepki gösterdi ve sonuçta İsrail'in eli ayağı bağlandı denilebilir. Ortadoğu sorunlarına taraf olmaktan kaçınılmalıdır aksi takdirde Türkiye zarar görecektir" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin enerji politikasına da dikkat çeken Sezer, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığının gittikçe arttığını ifade etti. Sezer, "Yerli kaynaklarımızı değerlendirecek politikaları hayata geçirmemiz gerekiyor. Ülkemizde doğalgaz kaynağı önemli ölçüde bulunmadığı halde doğalgaza yöneliyoruz. Rüzgar enerjisine sahibiz ama yeteri kadar bu enerjiden faydalanmıyoruz. Rusya ile yapılan dış ticaret hacmi 10 milyar dolar ve bunun büyük çoğunlunu da doğalgaz oluşturuyor" dedi.

Türkiye'nin önündeki AB sürecinin çok önemli olduğunu belirten Sezer, "Türkiye genel olarak içeride ve dışarıda kritik bir döneme girdi. AB ile ilişkilerimizde gelişmeler, cumhurbaşkanlığı seçimini, genel seçimler ve ekonomimizi etkileyecek. Türkiye kamuoyunun AB'ye girme arzusu azaldı ve azalıyor. AB Türkiye için doğru bir hedef midir diye sorulabilir. AB, 1999 ve Helsinki koşullarında doğru bir hedefti ancak AB'nin uyguladığı dayatmalar doğru hedef olmaktan çıkarıyor. Kendi duruşumuzu ortaya koymak, Türkiye'nin AB'den daha önemli olduğu gerçeğini ortaya koymak zorundayız" ifadelerini kaydetti.

AB'nin, Türkiye'ye 6 Aralık'a kadar limanlarını Rumlara açması için süre tanıdığını açıkladığını hatırlatan Sezer, "17 Aralık 2004 zirve belgesinde bu yazıyordu ve bu maddeyi imzalayan da Beşir Atalay'dı. Türkiye'nin üyeliği AB'nin hazmetme kapasitesine bağlı. Dayatmalara boyun eğmek yeni dayatmalara yol açar. Türkiye AB'ye mahkum ve muhtaç değildir. Türkiye'nin birliği AB üyeliğinden çok daha önemlidir. Türkiye AB ile olan ilişkilerine önem verdiği kadar dünya ile olan ilişkilerine de önem vermelidir. Kafkasya, Balkanlar ve Orta Asya politikası da yok ayrıca Türki cumhuriyetlerle olan ilişkiler önemsenmiyor. Türkiye Avrasyalaşma politikasının en önemli ülkesidir" diye konuştu.

Haberler