Haberler

İstanbul Yazı ile Müziğin Dansına Sahne Olacak

Sibel Ertürk Kurtoğlu - Dünyadaki Sayılı Ud Virtüozlarından Biri Kabul Edilen, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Öğretim Üyesi Mehmet Bitmez'in 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul İçin Hazırladığı ve 31 Mayısta Cemal Reşit Rey Konser Salonunda Sahnelenecek 'Yazı'nın Müziği' Adlı Projede, Bestekar Padişahların Eserleri ile Hat Kaleminin Feryadı Birbirine Karışacak

Sibel Ertürk Kurtoğlu - Dünyadaki sayılı ud virtüozlarından biri kabul edilen, İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı öğretim üyesi Mehmet Bitmez'in 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul için hazırladığı ve 31 Mayısta Cemal Reşit Rey Konser Salonunda sahnelenecek 'Yazı'nın Müziği' adlı projede, bestekar padişahların eserleri ile hat kaleminin feryadı birbirine karışacak.

Projenin sahibi ve sanat yönetmeni Udi Mehmet Bitmez, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 17 ve 20. yüzyıl arasındaki sultan bestekarların hayatlarını konu edinen projeyi İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'na sunduğunda çok büyük destek gördüğünü belirtti.

Son derece yüksek sanat estetiğine ve kabiliyetine sahip III. Selim'den II. Abdülhamid'e kadar olan sultanların devlet adamlığının yanı sıra, hem makam mucidi hem de hattatlıklarıyla ön plana çıktıklarını anlatan Bitmez, 'Proje, bestekar sultanların eserlerinin icrasıyla hüsn-i hat sanatının örtüşebileceği düşüncesiyle kurgulandı' diye konuştu.

Bitmez, 'Yazı'nın Müziği' adlı konserde, Mehmet Bitmez (ud), Ahmet Toz (ney), Furkan Bilgi (kemençe), Turgut Özüfler (kanun), Furkan Resuloğlu (tanbur), Volkan Ertem (viyolonsel), Erkan Kanat (kudüm, bendir ve halile), İzzet Kızıl (büyük bendir) ve Jarrod Cagwin'den (büyük bendir) oluşan 'İstanbul Sazkar Topluluğu' ile piyanist Tuluğ Tırpan'ın sahne alacağını belirtti.

- HATTAT, KONSER SIRASINDA 3. SELİM'İN ADINI YAZACAK-

Mehmet Bitmez, eserlerin icrası sırasında da hattat Fuat Başar'ın, çok kalın yazı anlamına gelen 'celi sülüs' tarzındaki yazı şekliyle 3. Selim'in 'Sultan Selim-i Salis' olarak adını yazacağını bildirdi.

Dönemin klasik eserleri, modern dönemi başlatan sirtolar ve longaların seslendirileceği projede, hattat Fuat Başar'ın müzisyenlerin arasında oturarak sanatını icra edeceğini anlatan Bitmez, 'Konser, hat ve müziği bütünleştirerek izleyenleri zaman yolculuğunda buluşturacak' dedi.

- İZLEYİCİ HAT SANATIYLA BÜTÜNLEŞECEK-

Mehmet Bitmez, sanatseverlerin, konser salonuna, fuayedeki ünlü hat levhalarının yer alacağı sergiyi gezerek gireceğini ve konserin başlamasını bekleyeceğini belirterek, konserin seyrine ilişkin şu bilgileri verdi:

'Piyanist Tuluğ Tırpan dışındaki İstanbul Sazkar Topluluğu sahneye çıkarken perdeye sultanların resimleri yansıtılacak. Topluluk, yerine oturduktan sonra hattat Fuad Başar'a yazıya başlaması için komut vereceğim. Bu sırada kumanda odası, perdedeki görüntüyü değiştirerek, Fuad Başar'ı ekrana getirecek. Hattat Başar, üzerine mikro mikrofon yerleştirilen kalemiyle aharlı kağıt üzerine yazısını yazmaya başlayacak. Hattat kalemi hokkaya götürürken çıkarttığı rüzgar sesi, kalemi hokkaya batırırken ve hokkanın kenarında mürekkep fazlasını azaltırken çıkarttığı tüm sesler, kalemi tutan parmaklarının arasından çıkan kalp atışının sirayet ettiği nabız atışları mikrofon vasıtasıyla dinleyicilere sunulacak. Kalemin kağıt üzerindeki hareketleriyle çıkan sesleri adeta yazının müziği olarak kolonlardan dinleyicilere sunulacak. Yazının sesi, 18 saniye sürecek. Sonra ney taksimi başlayacak. Neyin taksime başlamasından yaklaşık 15 saniye sonra ritm grubu yavaş yavaş yükselen bir sesle konsere dahil olacak. Konser, topluluğun dahil olmasıyla Sultan 3. Selim'in 'Suz-i Dilara Peşrev'i ile başlayacak.'

- SADECE HATTATIN KALEMİNDEN ÇIKAN SES DUYULACAK-

Eserlerin icraları sırasında perdeye hattat ve müzisyenlerin görüntülerinin yanı sıra kendi çektiği İstanbul, sultanların objeleri, saray içi ve dışı mekan fotoğraflarından oluşan yaklaşık 600 slaytın yansıtılacağını ifade eden Bitmez, 'Eserin müzikte es işaretinin olduğu belirli yerinde sadece hattatın kaleminden çıkan ses duyurulacak' dedi.

Mehmet Bitmez, programın ilerleyen bölümünde Sultan II. Abdülhamid'in başlattığı batılılaşma hareketi ve yenilikçi düşüncelerinin amacına uygun olarak klasik eser çalmak üzere piyanist Tuluğ Tırpan'ın sahne alacağını belirtti.

Konserin 70 dakika süreceğini belirten Bitmez, 'Müziğin bittiği son notada Fuad Başar da hattına son noktayı koyacak. Konserin finalinde biz seyircileri selamlamaya kalktığımızda kameralar yazıya odaklanacak' dedi.

- SARAYDA ÇALAN LİSZT'İN ESERİ YORUMLANACAK-

Piyanist Tuluğ Tırpan da konserde 19. yüzyılın en önemli piyanistlerinden biri kabul edilen, senfonik şiir tarzının yaratıcısı olan besteci Franz Liszt'in 'Grande Marche d'Abdul Medjid-Khan' adlı eserini çalacağını belirtti. Liszt'in, İstanbul'da Osmanlı padişahının huzuruna çıkarak konser veren en prestijli isim olduğunu vurgulayan Tırpan, şu bilgileri verdi: 'Liszt 1847'de geldiği İstanbul'da yaklaşık 5 hafta kaldı. Liszt İstanbul'da çok sevildi. Kendisine nişan verildi, Sultan Abdülmecid'in 'İrade-i Seniye'siyle ödüllendirildi. Sultan Abdülaziz, Lizst'in damadı ünlü besteci Richard Wagner'in yaptığı tiyatroya maddi yardımda bulundu. Bu yardım Avrupa krallarına örnek olarak sunuldu. Son Halife Abdülmecid Efendi, yağlıboya portresini yaptığı Franz Liszt'in Beyoğlu'nda kaldığı evin müzeye dönüştürülmesini çok istedi; yapamadı. Son Halife'nin Liszt'e ilgisinin nedeni Liszt'in anılarından etkilenip İstanbul'a yerleşen iki Macar piyano hocasıydı. Son Halife çok iyi piyano çalıyordu. Mösyö Volton ve Mösye Hegge, Şadiye ve Sabiha Sultan'a piyano hocalığı yaptı.'

Saraya gelip Sultan Abdülmecid'in huzurunda konserler veren ünlü yabancı sanatçıların büyük bir heyecan yarattığını, Muzıka-i Humayun bünyesindeki müzisyenlerin sanat çalışmalarına hız kattığını anlatan Tırpan, Osmanlı Devleti'nin Resmi Gazetesi Takvim-i Vakayi'nin Aralık 1846 tarihli 309. sayısında sanatkarın İstanbul'a geleceğine dair kısa bir haber de yayınlandığını bildirdi.

- 'HER İKİ SANATI DA ŞÖLEN GİBİ SUNMAK İSTEDİK'-

Hattat Fuat Başar, projenin sahibi Mehmet Bitmez ile yazının da bir müziği olduğu konusunu çok uzun zamandır görüştüklerini belirterek, projenin hayata geçirilmesi hususunda 2010 yılının bir fırsat olduğunu belirtti.

Osmanlı padişahlarının çoğunun sanatkar olduğunu, bunun, dünyada başka ülke devlet başkanlarının çoğuna nasip olmayan bir özellik olduğunu ifade eden Başar, şöyle konuştu:

'Osmanlı padişahlarının hemen hemen hepsi hattat ve çoğu müzisyen. Bunların en önde geleni de bestekarlığı ve hattatlığı ile 3. Selim. Projeye 'Yazı nasıl yazılıyor ve padişahların musikisi ne?' sorusunu sorarak başladık. İnsanımıza her iki sanatı da şölen olarak sunmak istedik. Konserde, padişahlarımızın nasıl yazı yazdıklarını yansıtacağız, musikilerini dinleteceğiz. Konser, dünyada ilk defa sahnelenecek bir sanat faaliyeti olacak.'

Başar, 'Sultan Selim-i Salis' yazarken kalemin ucundan dinlemeden çok anlaşılmayacak ve hoşlanılmayacak bir müzik çıkacağını ifade ederek, 'Gerçekte bu müzik bizim için çok önemli. Kalemin o cızırtısından hangi harfin yazıldığı bile anlaşılabiliyor. Biraz dinlenildiğinde insan ruhuna büyük bir rahatlık veriyor. Padişah müzikleri ve kalemin feryadının bir arada karıştırılması seyredenleri apayrı alemlere götürecek' diye konuştu.

(SBE-KAF-ŞK) - İSTANBUL

Kaynak: AA / Yerel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title