İstanbul: Savaşın Yaşandığı Lübnan'dan Kaçan Türkler İstanbul'da

İsrail askerlerinin bombardımanının sürdüğü Lübnan'dan kaçan Türk kafilesi, İstanbul'a ulaştı. Çocukların da bulunduğu kafilede yer alan bayanlar, yaşadıkları dehşeti gözyaşları içinde anlattı.

Lübnan'dan kaçarak Yayladağı Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye giriş yapan 9'u çocuk 41 Türk, Adana Havalimanı'ndan Türk Hava Yolları'nın (THY) uçağıyla Atatürk Havalimanı'na iniş yaptı. Havalimanında, bölgede yaşadıkları dehşeti anlatan Türk vatandaşları, saatlerdir yolda olduklarını ifade etti. Kafilede bulunan Uğur Batur, "Havalimanı ikinci kez bombalanınca, elektrik ve telefonlar kesilince elçilik bize bir otobüs temin etti. 33 kişi yola çıktık. Zor şartlar altında Türkiye'ye ulaştık. Ekmek ve su bulunamıyordu. Orada kalan insanlar için çok üzgünüz. Bizim çıktığımız kapı kapandı, oradan çıkmaları mümkün değil" dedi.

Ailesiyle birlikte Türkiye'ye gelen Adnan Kınafati, bölgeden kurtulmuş olmanın mutluluğunu yaşadıklarını söyledi. Kınafati, "Korkunç olaylardı. İnsanlar ne zaman öleceğini düşünüyor. Oradaki insanlar çaresiz. Çok şükür Türk konsolosluğu buraya gelmemizi sağladı. Savaşı televizyonda görmekle yaşamak çok başka. İzah edilecek bir durum yok. Eşim ve çocuklarım için çok korktum" diye konuştu. Adnan Kınafati'nin eşi gözyaşı dökerek, "Büyük korku yaşadık. Gece yarısı sesle uyandık. Evi bombalayacaklarını düşündük. Türk konsolosluğunu aradık. Köprüleri imha ediyorlardı. Havalimanı sürekli bombalanıyordu. Ulaşım yolları imha ediliyordu. Orada kalan bir çok insan var. Hepsi canıyla uğraşıyor" ifadelerini kullandı. Kınafati ailesinin küçük yaştaki kızları Aydan da, yaşadıklarını korku içinde anlattı. Aydan, "Çok kötü ses çıkıyordu. Ellerim titredi. Uçak sesleri geliyordu. Çok korktum" dedi.

Kafilede yer alan Türk işadamı Burak Tercan ise şunları söyledi:

"6 senedir Lübnan'da yaşıyorum. Orada şirketim var. Sürekli İsrail ve Lübnan atışması vardı. Bu sadece Sur denilen sınır bölgesindeydi. Atışma başladığını ilk duyduğum zaman sıradan bir haber olarak düşündüm. 24 saatten kısa bir sürede kuşatmalar yaşandı. En son çıkan Türk kafile bizdik ve bizden hemen sonra çıktığımız kapının 200 metre gerisi vurulmuş. Havalimanı veya deniz yolu kullanım dışı. Hep ana noktaları vuruyorlar. Bu kadar bombalamaya karşı ölü sayısının fazla olmaması sevindirici. İsrail, vurmadan önce açıklıyor. 'Şu bölge vurulacak, burayı boşaltın' diyor. Halkın tahliyesini sağlayarak bombalıyorlar. Biz çok ani bir kararla oradan çıktık. Elçilik tarafından bizim çıkmamız gerektiği vurgulandı. Yola çıkmak için 2.5 saat içinde ulaşabildiğimiz tüm Türk vatandaşlarına ulaştık. Bir otobüs kiralayarak yola çıktık. Normalde Beyrut'tan Antakya sınırı 6 saat sürer, biz sadece 4 saatte Lübnan çıkışına ulaşabildik".

Yakınlarıyla kucaklaşan Türk vatandaşları arasında bulunan Tuğçe Tercan da, saatlerdir yolda olduklarını söyledi. Tercan, büyük tedirginlik yaşadıklarını belirterek, "Kapılara binlerce araç yığılmıştı. Biz 4-5 saat beklemek zorunda kaldık. Küçük çocuklar da vardı. Biz gelmeden önce sabaha kadar bomba sesleri geliyordu. Evimiz sarsılıyordu. İnsanların, biraz uzağınızda da olsa öldüğünü bilmek kötü bir duygu" dedi.

Son olarak konuşan Aydeniz Sığıner ise "Tehlikeli bir seyahatti. Dayanışma içinde gerçekleştirildi. Birbirlerini tanımayan insanlar sıkı bir grup oluşturdu. Sınırda 6 saat bekledik. Bir otelin en üst katında kalıyordum. 'Burası bombalanır mı' diye düşünüyordum hep. Bombalanan yerleri görmek, alevleri görmek insanı endişelendiriyor. Orada kalan Türkler var" açıklamasında bulundu.

Haberler