İstanbul: Sabancı Müzesi, Rodin'in Eserlerini Sanatseverlerle Buluşturmaya Hazırlanıyor

Düşünen Adam, Öpüşme, Cehennemin Kapısı, Balzac gibi yapıtlarıyla tanınan Fransız heykeltıraş Auguste Rodin'in eserleri, Sakıp Sabancı Müzesi'nde 14 Haziran'dan itibaren sanatseverlerin beğenisine sunulacak.

Paris'teki Rodin Müzesi'nin koleksiyonundan seçilen 203 eseri içeren sergide ünlü sanatçının bronz, alçı, mermer heykelleri, arşiv fotoğrafları, antik heykel koleksiyonundan parçalar ve çok sayıda deseni yer alıyor. Heykel sanatını bir dünya ustasının eserleri aracılığıyla geniş kitlelere tanıtmayı hedefleyen Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nin sergileyeceği 100'e yakın heykel arasında sanatçının Düşünen Adam, Öpüşme, Calais Burjuvaları, Balzac ve Yürüyen Adam gibi başyapıtları da bulunuyor. Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nin (SSM) ev sahipliği yapacağı Heykelin Büyük Ustası Rodin İstanbul'da sergisinde yer alacak 203 eser, galerilere yerleştirildi. Atlı Köşk'e adını veren ve 1952 yılından bu yana boğazı selamlayan bronz at heykeli de ilk kez yerinden kaldırıldı. Bronz at heykelinin yerine, sergide yer alacak Victor Hugo anıtı yerleştirildi. Rodin'in 16 Eylül 1889 tarihli bir kararnameyle Pantheon için bir Victor Hugo anıtı siparişi almasıyla hikayesi başlayan bronz anıt, 185 cm boyunda 285 cm genişliğinde.

Sponsorluğunu Akbank'ın üstlendiği Heykelin Büyük Ustası Rodin İstanbul'da sergisi, 13 Haziran - 3 Eylül 2006 tarihleri arasında Sakıp Sabancı Müzesi'nde ziyaret edilebilecek.

AÇILIŞ ÖNCESİ BASIN TOPLANTISI DÜZENLENDİ

Serginin açılışı öncesinde, Sakıp Sabancı Müzesi'nde basın toplantısı düzenlendi. Toplantıya Paris Rodin Müzesi'nden Jacques Wilain, Akbank Genel Müdür Yardımcısı Hayri Çulhacı ve toplantının ev sahibi Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer katıldı. Öncelikle söz alan Paris Rodin Müzesi'nden Jacques Wilain, Rodin bir fotoğraf sanatı hayranı olduğunu belirterek, "O, fotoğrafı bir bütünüyle sanat olarak görüyordu. Muazzam desenleri vardı. 1880 yılının başlarında siyah boya kullanıp, umutsuzluğu, karamsarlığı simgeleyen desenler kullanıyordu. Fakat 1900'lü yıllarda bu renklerde değişme oldu. Pembe gibi renkler kullanarak neşeli, keyifli eserler yapmıştı. Rodin bir eseri yapmaya başladığı zaman, aslında o eseri bitirmiş sayıyordu. Herkes bunun yarım kaldığını düşünse de, o başlanmış olmanın bitirmek olduğuna karar veriyordu. Grekoromen sanatına hayrandı. Eserlerde bir estetik görmekteyiz. Parça parça, kırık dökük gibi görünen eserler aslında onun eseridir ve tamamlanmıştır. Bu estetiklerde geleceğe yönelik çalışmalar, o zamanlarda bir çok kişiyi şok etmiştir. Yarım kalmış eserler, batı kültürünün geleneksel çizgisinden uzaklaşmıştır. Ayrı bir çizgi yakalamıştır" dedi.

Akbank Genel Müdür Yardımcısı Hayri Çulhacı, elindeki metine bağlı konuşmak istemediğini belirterek, bir anısını anlattı. Ekşi Sözlük'te bir gencin, "Aslında ben büyük şirketleri sevmem, bankalardan nefret ederim. Fakat Akbank'a teşekkür ederim. Sponsoru olduğu film festivali süresince bana filmleri 2.5 YTL'ye izletti. İşte sponsorluk budur" ifadelerinin yer aldığı yazısını okuyan Çulhacı, "Rodin'in Türkiye ile buluşmasında sponsorluk çok önemli oldu. Akbank'ın yaptığı bu sponsorluk sayesinde fiyatta kırılma oldu ve daha çok sanatsever sergiyi gezecek, bu eserlerle buluşacak. Sabancı Müzesi, Picasso'da 150 bin kişiye kapılarını açtı. Alınacak her biletin bu sponsorluk sayesinde yaklaşık 13 lirasını Akbank ödemiş oluyor. Sponsorlara şefkat gösterilmesini istiyoruz. Böylece daha büyük projelere bu şekilde imza atılacak. Ne kadar fiyat kırılırsa, o kadar talep artar. Bu da sponsorların önemini ortaya çıkarıyor" diye konuştu.

Son olarak konuşan Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer de, "Her şeyden önce geçmişte heykeltıraşlığın merkezlerinden biri olmuş, heykel atölyelerinin çok sayıda olduğu Türkiye'de, böyle bir buluşma çok önemliydi. Bizim müzecilik anlayışımız; bir sanatçının başyapıtını değil, tüm eserlerini sergileyerek onun dünyasını göstermek, ona bir pencere açmak, bir çağı aydınlatmak. Bizim amacımız bu. Uzun uğraşlar ve yazışmalar sonrası bu eserleri Sabancı Müzesi'nde sergilemeyi başardık. 2003 parçalık bir koleksiyon bu. İlk defa Avrupa'da bu sene içerisinde Fransa'dan çıkmış olan en büyük rakamlı koleksiyon oldu" ifadelerini kullandı.

"SERGİYLE BİRLİKTE YENİ AKTİVİTELER DE OLACAK"

Sergiyi gezecek sanatseverlerin çok şanslı olduğunu belirten Dr. Ölçer, "Sergiyle birlikte yeni aktiviteler de olacak. Sergi güzergahında İngilizce ve Türkçe olarak kulaklıkla bilgi verilecek. 4 tane belgesel ve Rodin'le alakalı 4 film gösterilecek. Çocuklarla ilgili program yaptık. Heykelde önemli bir yeri olan fakat daha sonra heykeltıraşlıkta sadece kahramanlık anıtlarına yer verilen ülkemizde salı, çarşamba ve perşembe günleri değişik yaştaki gruplara heykel eğitimi verilecek. Cuma günleri de değişik engelli okullarından gelen gruplara sergi gezdirilecek. Görme engelliler için de, özel alfabeleri sayesinde sergideki eserler hakkında bilgi verilecek. Bu tür konularda sponsorluk çok önemli. Akbank'a çok teşekkür ediyoruz. Dünya kültürlerinin buluşma yeri olan Sabancı Müzesi, bu tür sergilere devam edecek. Konuyla ilgili altyapımız olduğu için çok şanslıyız. Bu serginin büyük ilgi göreceğinden eminim" açıklamasında bulundu.

Dr. Nazan Ölçer, yaz sezonu geldiği için ziyaretçi sayısında artış beklediklerini ifade etti. Yurtdışından gelen turistlerin de sergiye ilgi göstermesini beklediklerini ifade eden Ölçer, "Londra'da Royal Academiy'de de Rodin Sergisi var. Rekabeti severiz. Çıtamız çok yukarıda. Daha önceki sergilerimizde Royal Academiy yetkilileri, onlardan daha iyisini yaptığımızı söyledi" dedi.

Dr. Ölçer, Rodin'in sevgilisi ve aynı zamanda sanatçı olan Camille Choudel'in sergide ne kadar yer aldığı sorusuna, "Biz tek başına Rodin'i sunmak istedik. Belki daha sonra Camille Choudel'in eserlerini de sergileriz" cevabını verdi.

"Komşu günleri yapacak mısınız?" sorusu üzerine Dr. Ölçer, "Temmuz ve Ağustos ayında konferanslarımız var. Ayrıca çevreyle bütünleşmek için müzenin çevresindeki komşuları, dar gelirlileri, müzeyle yakın ilişkileri olmayanları müzeye getirmek için komşu günü yapıyoruz. 'Gelmesi, gezmesi sizden, biletler ve çaylar bizden' sloganıyla yola çıktık" diye konuştu.

Dr. Nazan Ölçer son olarak, bronz at heykelinin kaldırılmasıyla ilgili, "Böyle bir şeye karar verdik. En uygun yerin de, atın yeri olduğunu düşündük. Bu çok zordu. At yıllardır buranın simgesiydi. Ailenin de tepkileri olabilirdi. Bunu Sayın Güler Sabancı'ya söyledik. İlk başta vinç atı kaldırdığında çok heyecanlandı fakat sonrasında herkes bunu beğendi" ifadelerini kullandı.

"İSTANBUL ÇOK İYİ BİR KENT"

Paris Rodin Müzesi'nden Jacques Wilain, "Rodin eserlerinin sergilenmesi için neden İstanbul'u tercih ettiniz?" sorusu üzerine, "Neden İstanbul olmasın ki? 15 milyon nüfusu var. Sanatçının varisleri, müzenin haklarına sahip olanlardır. Devlet olarak da müze tüzüğü Rodin'i tanıtmakla yükümlü. Bu yüzden de Rodin'i tanıtmak için bu muhteşem müzede bu sergiyi gerçekleştiriyoruz. İstanbul çok iyi bir kent" dedi.

Toplantının ardından Paris Rodin Müzesi'nden Jacques Wilain, Akbank Genel Müdür Yardımcısı Hayri Çulhacı ve toplantının ev sahibi Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi Müdürü Dr. Nazan Ölçer, basın mensuplarıyla birlikte sergiyi gezerek, Düşünen Adam heykeli önünde poz verdi. Sergideki eserleri merakla inceleyen basın mensupları, özellikle Düşünen Adam heykeline yoğun ilgi gösterdi.

Tam bilet 10 YTL, grup bileti (en az 10 kişi) 7 YTL, indirimli bilet (öğrenci, öğretmen ve 60 yaş üstü ziyaretçiler) 3 YTL karşılığında, 14 yaş altı çocuklar ile 1 refakatçisi, engelliler ve 1 refakatçisi ücretsiz olarak sergiyi gezebilecek.

Rodin, modern çağın en önemli öncüleri arasında sayılabilecek bir sanatçı. Phidias ve Michelangelo'yla birlikte heykel sanatının gelmiş geçmiş en büyük üç ustasından biri. Düşünen Adam, Öpüşme, Cehennemin Kapısı, Balzac gibi yapıtlarıyla insanlığın belleğinde hiç silinmemecesine yer etmiş bir sanatçı. Auguste Rodin, yapıtlarıyla olduğu kadar düşünceleriyle, kavgalarıyla, ünlü aşkları ve çalkantılı yaşamıyla bir çağa damgasını vurmuş. Auguste Rodin, Avrupa sanatının köklü heykel geleneğini 19. yüzyılın gözü yaşlı Romantizm'inden 20. yüzyıla ve Modern çağın büyük sanat serüvenine taşıdı. En küçük heykellerinden en görkemli anıtlarına kadar, hep aynı güçlü soluk ve aynı şaşırtıcı ustalıkla, "heykel"in ne olup ne olmadığını, dönemine ve gelecek kuşaklara gösterdi.

Haberler