Haberler

İstanbul: Medeniyetler İttifakı Projesi 4. Yüksek Düzeyli Grup Toplantısı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Papa Bir Devlet Başkanı Olarak Türkiye'ye Geliyor Diye, NATO'daki Zirve Toplantısına mı Gitmeyeyim, Benim Böyle Bir Davetten Kaçmam Söz Konusu Olamaz" Dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Sayın Papa bir devlet başkanı olarak Türkiye'ye geliyor diye, NATO'daki zirve toplantısına mı gitmeyeyim, benim böyle bir davetten kaçmam söz konusu olamaz" dedi.

Erdoğan, yabancı bir basın mensubunun sorusu üzerine, "Nisan ayından önce cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda konuşmayacağım, gündemimizde bu yok" diye konuştu.

Erdoğan'ın, Medeniyetler İttifakı Projesi 4. Yüksek Düzeyli Grup Toplantısı kapsamında, konuklar onuruna Çırağan Sarayı'nda verdiği öğle yemeğinde, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Kofi Annan, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, Kültür ve Turizm Bakanı Atilla Koç, Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr. Ali Bardakoğlu, İspanyol Barış Vakfı Başkanı ve UNESCO'nun eski Başkanı Federico Mayor, İran eski Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi ile birlikte Türk ve İspanyol işadamları da hazır bulundu.

Yemeğin ardından Başbakan Erdoğan, İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero ve BM Genel Sekreteri Kofi Annan, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir basın mensubunun, 'toplantıya neden Arap basını katılmadı?' yönündeki sorusu üzerine Zapatero, "Tabii ki İslam dünyası ve batı dünyası için önemli bir anlaşma yaptık. Barışı isteyen herkes için önemli bir anlaşma. Bütün ülkeler için önemli olduğunu düşünüyorum. Arap ülkeleri için de" diye konuştu. Başbakan Erdoğan ise, "Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Moussa burada. Ben inanıyorum ki körfezden de basın mensupları var. Bu bakımdan endişeniz olmasın" dedi.

'Rapor kapsamında metinde dinin önemi vurgulanıyor. Bu zamanlarda laiklikle ilgili bir bölüm olması gerekmez miydi?' sorusuna Zapatero, "Bu, ortak bir yaşam için yaptığımız bir metin. Yaptığımız araştırmalar, 21. yüzyılın başlangıcı. Herhangi bir dinin, inancın önemi yoktu biz buna başladığımızda. Bu nedenle dinin önemini ve varlığını kabul ederek, buna saygı duyulması gerektiğini, bunların bir şekilde hoşgörüyle karşılanması gerektiğini vurgulamak istedik. Bu bir laik vizyondan yola çıkıyor. Çünkü demokratik bir toplum, her şeyden önce özgür toplumdur. 21. yüzyılın başında demokratik bir toplumda biz, bir çok kişinin inançları olduğunu, bununla birleştiklerini ya da ayrıldıklarını biliyoruz. Bu, bazen karşı karşıya gelmelerine neden oluyor" cevabını verdi.

"DİNİ REDDEDEN BİLE BİR İNANCI KABUL ETMEK ZORUNDADIR"

Aynı soruya ilişkin konuşan Erdoğan da, "Medeniyetler ittifakı içinde böyle bir ayırıma gitmek yanlış. Laik olan veya olmayan topluluklar olabilir. Din noktasında, dini reddeden bile bir inancı kabul etmek zorundadır. Ona da dinsizlik dini diyenler olmuştur. Biz, daha çok dinlerin ittifakı, kültürler arası diyaloglara medeniyetler arasındaki ittifakta önem verdik" dedi.

İspanya Başbakanı Jose Luis Rodriguez Zapatero, İspanyol askerlerinin Afganistan'da bulunmasının son derece olumlu olduğunu söyleyerek, bu konunun, güvenliğin yanı sıra, çok büyük insani bir boyutu olduğuna dikkat çekti. Zapatero, "Ben kendilerine destek olmaya çalışıyorum. Filistin'deki durum da çok ciddi. Raporda da Ortadoğu ile ilgili doğru bir anlatım var. Bu bir çok çatışmanın çatışması. Uluslararası toplum bir şekilde harekete geçmek zorunda. İspanya bir girişim üzerinde çalışıyor. Bu girişimi haftaya bitireceğiz. Bu girişim Avrupa'dan yeşerecek. Özellikle AB'nin desteğine de ihtiyacımız olacak. Özgürlüklerin temelinde barış var. Fanatiklerin mekanını dar edeceğiz. Onların kolay çalışmasını engelleyeceğiz. Hoşgörüyü kabul eden ve fanatizmi kınayan bir sürü kişiyi kazanmış olacağız" açıklamasında bulundu.

Zapatero, raporda herhangi bir ülke, bayrak ya da insandan bahsedilmediğini belirterek, "Sadece çalışma şekli var. Medeniyetler çatışmasını engellemek, buluşma ve diyaloğu teşvik etmek için. Olayların üzerinde bir rapor bu. Bazı önerilerde bulunuyor. Siyasi insanların da üzerindedir bu belge. İnsanlar geçicidir bu dünyada" ifadelerini kullandı. Başbakan Erdoğan ise, "Medeniyetler ittifakı, ülkeler ittifakı değil. Bu medeniyetler ittifakı çalışmasında da, bu medeniyetlere mensup olan ülkelerden buna katılımı olanlar olabilir, olmayanlar olabilir. Şu anda bu işte BM Genel Sekreterliği işin başını almış. İspanya Başbakanı ve bizler bu işte eş başbakanlar olarak yola çıkmışız. Yüksek düzey bir grup da bu işin başından itibaren çalışmasını yapmış, bütün raporu hazırlama uğrunda dünyadaki farklı çevrelerden oluşan bir grup çalışmasını gerçekleştirmişler. Buna güç verenler olacak, karşısında olanlar olacak. Biz yolumuza inançla ve kararlılıkla devam edeceğiz. Hedefimiz barış, dünyada insanların birbirini sevmesi, birbirine yaklaşması. Ne varsa barışta ve sevgide var. Buna olumsuz yalaşanlar, bizi ilgilendirmiyor" şeklinde konuştu.

Bir soru üzerine, basın özgürlüğü konusunda açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Göreve geldiğimizden bu yana özgürlükler noktasında ciddi mesafeler aldık. Bu tamamiyle 'dört dörtlük bitmiş' denilemez. Basın özgürlüğü veya özgürlük kavramı sınırsız mıdır, değil midir bu tartışılıyor. Özgürlük, bir başkasının özgürlük alanına girmeden bu düşünceyi kullanma anlayışıdır, bir başkasının kutsalına hakaret etmeden, saygısızlık etmeden o özgürlük alanını kullanmaktır. Türkiye bu mesafeleri kat etmiş bir ülkedir. Kalan eksikliklerimiz varsa, bunları da gidermeye hazır bir iktidarız" dedi.

"AŞIRILIKLAR BİR POTADA ERİYECEK"

Erdoğan, "Aşırılıkları bir tarafa koyup, orta yolu belirleyen ve bu noktada birleşen farklı inançların, farklı kültürlerin mensupları bir araya gelerek bir güç oluşturmuş vaziyette. Bizim fanatizme, radikalizme pirim vermemiz mümkün değil. Bunlara sıcak bakamayız. Bütün bu aşırılıkları dahi bu potada eritecek bir anlayışla bir yaklaşım içinde olacağız. Şiddet, şiddeti doğurur, bundan mümkün olduğu kadar kaçacağız. Tedbirlerimizi buna göre alacağız. Eğer biz burada özellikle düşünceyi sürekli masaya getirirsek ve bütün diplomatik çalışmalarımızı ağırlıklı olarak gündemde tutarsak insanlık bu noktada ciddi mesafeler alacaktır" diye konuştu.

Papa 16. Benedick'tin Türkiye ziyaretinin sorulması üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Sayın Papa'nın Türkiye ziyareti, Sayın Cumhurbaşkanımızın resmi daveti üzerinedir. Bu davette Sayın Papa'nın iki özelliği var. Kendisi siyasetçi ve din adamıdır. Bir siyasetçi olarak kendisini Cumhurbaşkanımız karşılayacaktır, din adamı olarak da Diyanet İşleri Başkanımız görüşecek. NATO'nun o tarihte Litvanya'da zirve toplantısı var. Bu toplantıda bizler başbakanlar olarak bir arada olacağız. Sayın Papa bir devlet başkanı olarak Türkiye'ye geliyor diye, NATO'daki zirve toplantısına mı gitmeyeyim, benim böyle bir davetten kaçmam söz konusu olamaz. Dünya dönüyor, biz devamlı işlerimizi yapmakla sorumluyuz. Bu, herhangi bir tavırdan kaynaklanmıyor. Kimse buradan bir şeyler arayıp çıkarmaya gayret etmesin. Orada olma zorunluluğum var, başka türlü bir izah söz konusu değil."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yabancı bir basın mensubunun, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili sorusuna, "Nisan ayından önce cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda konuşmayacağım, gündemimizde bu yok. Anayasamızın ilkeleri, partimizin ilkeleri belli. Nisandan önce de bu konuda asla bir açıklama yapmayacağız. Yapacağımız başka işler var. Şu anda o işlere yoğunlaşarak ülkemizi daha güçlü bir noktaya taşımanın gayreti içindeyiz" yanıtını verdi.

Kofi Annan, bir soru üzerine, bugün sunulan raporun, herkesin kucakladığı bir rapor olduğunu belirterek, "Raporu en iyi şekilde uygulamaya geçirmek gerekmektedir. Buradaki temsilcinin kim olacağına henüz karar verilmedi. Bu, kısa süre sonra kararlaştırılacak" dedi. Rapora ilişkin açıklamalarını sürdüren Annan, "Raporda askeri harekatlar dediğimiz yerler Afganistan, Irak ve Filistin. Sanki İslam saldırı altındaymış gibi bir düşünce, tepkilere neden oluyor. Bu çatışmalar ne kadar çözüme kavuşturulabilirse, burada yapmaya çalıştığımız çaba daha iyi sonuç verecektir. Medeniyetler ittifakı daha iyi oluşturulabilecektir. Böylesine girişimler bir sömürü unsuru haline gelmeyecektir. Askerler bu ülkelerde sonsuza kadar kalmayacaklar. Belli bir süre sonra, yabancı askerlerin ülkelerden çıkması gerekecek. Mantık bunu gerektirir" diye konuştu.

Raporun önemine değinen Annan, "Bugün çok önemli bir rapor sunuldu. Eminim toplantılar sürecektir. Sadece yıllık toplantılar değil, dünyanın pek çok yerinde bu konuda çok sayıda toplantı yapılacaktır. Bu konu genel olarak kamuoyuna mal olacaktır. Bazı görüntüleri nasıl çizdiğimize çok dikkat etmemiz gerekiyor. İttifakın çalışması bu toplantıdan sonra da devam edecek. Ben genel sekreter olarak görevden ayrılacağım ama bu tür konulara olan ilgim devam edecek. Sorunlar ve farklılıklar bir günde giderilemez, tabii ki belli bir süre gerekecektir. Bunların çözümlenmesi ya da durumun düzeltilmesi yeterli çabayla mümkün. Raporun gerilimleri tanımlama şekli gayet sağlıklı. Eğer bunları çözümlemek istiyorsak, hemen harekete geçmeliyiz. Küçük bir grubun ya da bir kaç kişinin bazı eylemlerinin bütün bir halkı ya da bütün insanlığı etkilemesini engellemeliyiz. Bu azınlıklar, sessiz çoğunluk adına harekete geçiyorsa, bu sessiz çoğunluğun sesinin duyulması gerekir" ifadelerini kullandı.

Annan, Kıbrıs konusunda sorular bir soru üzerine ise, "Biz Birleşmiş Milletler olarak hala Kıbrıs konusunun içindeyiz. Bir temsilcim güven artırıcı önlemleri hazırlıyor. Görüşmelerin iki taraf arasında başlaması için gerekli hazırlıkları yapıyor. Ben Sayın Talat ile Cenevre'de önümüzdeki hafta buluşacağım. Herkes Kıbrıs sorununun BM'nin elinde olduğunu ve benim iyi niyet çalışmalarımla en iyi şekilde bunu çözmeye çalıştığımı biliyor. 31 Aralık'ta benden sonraki genel sekretere görevi devrederken, kendisine iyi bir bilgilendirme yapacağım, Kıbrıs konusunu en iyi şekilde çözmesi için yardımcı olacağım" açıklamasında bulundu.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title