Haberler

İstanbul: Çocuklarda Yaz Hastalıkları

Havaların ısınmasıyla birlikte, kapalı mekanların dışına çıkan çocukları, güneş ve deniz gibi kemik gelişimleri için önemli olan unsurların yanında bir çok tehlikenin de beklediği belirtildi.

Havaların ısınmasıyla birlikte, kapalı mekanların dışına çıkan çocukları, güneş ve deniz gibi kemik gelişimleri için önemli olan unsurların yanında bir çok tehlikenin de beklediği belirtildi.

Yaz aylarında çocuklarda, güneş ışınlarının direkt etkisi ile oluşan güneş çarpması ve yanıklara çok sık rastlandığını belirten Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ercan Tutak, havanın ısınmasıyla görülen diğer şikayetleri de şu şekilde sıraladı:

"Sıcakla artan terleme ve bunu karşılayamayan ter bezleri nedeni ile oluşan isilik, mantar gibi 'fotodermatoz' denen cilt rahatsızlıkları. Bisiklet, kaykay paten kullanılarak yapılan aktiviteler sonucu düşme, çarpma ile oluşan travmalar. Aşırı ve bazen de temiz olmayan su tüketimi ile mide asidini aşabilen mikroorganizmaların yol açtığı mide bağırsak hastalıkları, yaz ishalleri. Ağaçlık, açık alanlarda piknik, gezinti yapılırken sık karşılaşılan arı, böcek, yılan ve akrep sokmaları. Havuzda yüzme sonucu oluşan göz ve deri enfeksiyonları".

Özellikle yaz döneminde çocuklarda daha sık görülen hastalıklar, karşılaşılan kazalar ve ilkyardım konusunda bilgi aktaran Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ercan Tutak, sarışın, renkli gözlü ve beyaz tenli çocuklar güneş ışınlarından daha fazla etkilendikleri için ailelerin daha dikkatli olması gerektiğini ifade ederek, "Öncelikle güneş çarpmalarından korunmak için güneş ışınlarının dik geldiği 10 ile 15 saatleri arasında açık havaya mümkün olduğunca çıkmamalı. Bol sıvı tüketmeli, güneş koruyucu kremler kullanmalı. Güneşten koruyucu kremlerin 30 faktör koruyuculukta olması gereklidir. Güneş yanığı eğer sadece deride kızarıklık ve ağrı hissi ile kendisini gösteriyorsa bu birinci derece bir yanıktır ve 24 - 48 saat kadar süren ağrı, deride gerilme, yanma hissi devam edecektir. Deriyi nemli tutacak kremler ve ağrıyı kesecek şuruplar tedavide kullanılabilir. Deride kabarma ve içi su dolu kesecikler varsa artık 2. derece yanık söz konusudur. Bu durumda bir doktora başvurulması ve özel yanık pansumanlarının yapılması gerekecektir" dedi.

DÜŞMELERDE, TRAVMA ŞİDDETİNİ KORUYUCULAR AZALTIR

Dr. Tutak, oluşabilecek rahatsızlıklara karşı uygulanması gereken tedavi yöntemlerini şöyle sıraladı:

"İsilik tedavisi: Çevre ısısı arttıkça, deriden ter salgılanması artar ve su kaybı sonucu susama hissi doğar, su alımı ile vücudun normal sıcaklığı koruma altında tutulmaya çalışılır. Bu dengeyi bozan aşırı sıcaklık hallerinde ter bezleri kanalları tıkanır ve halk arasında isilik denen boyun, omuzlarda daha sık olmak üzere vücudun daha fazla terleyen bölgelerinde küçük kırmızı ve kaşıntılı cilt lezyonları belirir. Tedavisinde her gün ılık suyla banyo yapılması önerilir. Cildin nefes almasını önleyecek yağlı kremleri vücuda sürmekten kaçınmak gerekir.

Düşme, çarpma sonucu oluşan travmalar: Bisiklet, kaykay, paten gibi aktiviteler için başlık, dizlik, bileklik, dirseklik gibi koruyucuların kullanılması olası kaza sırasında travma şiddetini belirgin ölçüde azaltacaktır. Travma sonucu vücudun bir yerinde kanama varsa öncelikle kanamanın yerini görebilmek için giysiler dikkatlice çıkarılır, gerekirse kesilir. Kanayan yer görülür ve üzerine temiz bir bez veya varsa steril bir tampon yerleştirilir, kanama olan uzuv kalp hizasının üzerine kaldırılır ve üzeri sıkıca sarılarak elle baskı yapılarak kanama durdurulmaya çalışılır. Buna rağmen kol veya bacakta kanama devam ediyorsa kanama olan yerin üzeri bir bez ile sarılarak atar damar dolaşımını tamamen engellemeyecek şekilde sıkılır. En yakın sağlık merkezine götürürken ellerde uyuşma, parmaklarda morarma varsa yeterli kan dolaşımını sağlamak için bağlanan turnike gevşetilir. Kırık kendisini kol veya bacakta eklem dışında anormal hareket, ağrı, şişlik ve hareket kısıtlılığı ile gösterir. Bu durumda kırık olması muhtemel bölgeyi bir üstündeki eklemi de içine alacak şekilde kalın giysi, karton, varsa atel ile hareketsiz, sabit bir konuma getirilir ve en yakın sağlık merkezine götürülür. Kırıktan şüphe ediliyorsa şişen bölgeyi çekip yerine yerleştirme gibi bir işlemi hekim dışında biri asla yapmamalıdır".

MİDE BAĞIRSAK ENFEKSİYONLARI

İçme suları ve yiyeceklerin mide ve bağırsak enfeksiyonlarına neden olmamaları için içme sularının ve yiyeceklerin yıkandığı suların temiz su kaynaklarından elde edilmiş olmasına özen gösterilmesi gerektiğine vurgu yapan Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ercan Tutak, "Mümkün olduğunca dışarıda bekleyen yiyeceklerden satın almamalı ambalajlı ürünleri tercih etmeli. Açıkta satılan dondurma özellikle çocuklar için büyük tehlikedir. Tam pansiyon otellerde açık büfelerde sunulan yiyeceklere de dikkat etmek gerekir. Uzun süre açıkta kalan özellikle sütlü, kremalı, mayonezli, etli yiyeceklerde sıcağın etkisiyle çoğalan bakterilerin neden olduğu gıda zehirlenmesi kendisini kusma, karın ağrısı ve ardından ishalle gösterir. Bu şikayetlerle başvuran ikiden fazla kişinin olması halinde gıda zehirlenmesi düşünülerek yenilen yiyeceklerin sorgulanması ve aynı yiyecekten yiyen kişilerin şikayetlerinin ortaya çıkması beklenmeden gözlem altına alınması gerekir. Tedavisi kusma ve ishal ile kaybedilen su, tuz, karbonat, potasyum gibi maddelerin damardan serum şeklinde yerine konulmasıdır. Kusma ve ishal vücudun savunma mekanizmalarındandır. Bu sayede gıda zehirlenmesine neden olan toksinler ve bakteriler vücuda daha fazla zarar vermeden dışarı atılmak istenir. Bu yüzden ishal ve kusma giderici ilaçların kullanılmasından kaçınmak gerekir" dedi.

Yaz aylarında sık karşılaşılan bir diğer durumun da çoğu kez koli basilinin neden olduğu ve turist ishali olarak bilinen bağırsak enfeksiyonu olduğuna değinen Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ercan Tutak, "Daha ziyade kanalizasyon suları bezleri kanalları tıkanır ve halk arasında isilik denen boyu ile suvzere vücudun daha flanan tarlalarda yetişen ve iyi yıkanmayan yiyeceklerin yenmesi sonucu oluşur. Yine bu kirli suların karıştığı sularda yüzmek veya bir şekilde bu suların bulaştığı yiyeceklerin yenmesi ile alınan bakteri ve parazitlerin neden olduğu amipli ve basilli dizanteride dışkı miktarı çok değildir. Ancak kanlı, mukuslu dışkılama ve şiddetli, kramp tarzında karın ağrısı gözlenir. Korunmak için yukarıda belirtilen genel önlemlere ilave olarak içeceklere katılan buzların da temiz sulardan hazırlanmış olduğundan emin olunmalı, bundan emin olamıyorsak kapalı şişelerde saklanarak soğutulan sıvılarla serinlemeyi yeğlemeliyiz" şeklinde konuştu.

BÖCEK, ARI, YILAN, AKREP SOKMALARI

Sivrisinek, tatarcık ve örümcek gibi eklembacaklıların sokması ile deride kızarıklık ve şişlik oluşabileceği gibi, bu sokmaların, sıtma ve tatarcık humması denilen enfeksiyon hastalıklarının gelişmesine neden olabileceğinin altını çizen Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ercan Tutak, "Sivrisinek ve tatarcık sokmalarına karşı önlem almak için pencereler ince tül storlarla kaplanabilir yine çocuk beşikleri cibinlik de denen tüllerle korunabilir. Kapalı alanda sprey şeklinde böcek öldürücü kimyasalların kullanılması küçük bebekler için zararlı olabilir. Bu amaçla sivrisinek kovucuları kullanılabilir. Sivrisinek ve tatarcıkların ısırdığı yerde oluşan kızarıklık ve kaşıntılı şişliği hafifletmek için kaşıntıyı önleyen kremler kullanılabilir. Sıtma ise aralıklı yükselen titreme ve ateş nöbetleri ile karakterize bir hastalıktır. Bu durumda doktora başvurmak ve özel ilaçlarla tedavi görmek gerekir. Yılan ve akrep sokmalarında zehrin vücuda yayılmasını önlemek için kızarık olan bölgenin üzeri bir sargı bezi ile atardamar dolaşımını engellemeyecek şekilde sıkılması gerekir. Özellikle yılan sokmalarında diş izinin olduğu yerdeki deri emilerek dışarı tükürmek suretiyle yılan zehri vücuttan uzaklaştırılabilir. Ancak işlemi yapacak kişiye yılan zehrinin zarar vermemesi için ağzında açık yara, diş çürüğü gibi bir durumun olmaması gerekir. Bu ilk yardımın ardından en yakın sağlık merkezine başvurulması ve acilen yılan veya akrep sokmalarına karşı kullanılan özel serumlarla tedavinin devamı ve gelişebilecek diğer yan etkiler açısından ısırılan kişinin 24-48 saat süreyle yatarak gözlenmesi gerekir" diye tavsiyede bulundu.

Havuzda yüzme ile bulaşan enfeksiyon hastalıklarının genellikle göz ve deride görüldüğünü belirten Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ercan Tutak, gözde kızarıklık, çapaklanma, akıntı ve sulanma ile seyreden konjunktivit denen hastalığın, antibiyotikli göz damlaları ile tedavi edilebileceğini söyledi. Bazen havuz suyunun dezenfeksiyonu için kullanılan aşırı düzeydeki klorun da gözlerde tahrişe bağlı alerjik kızarıklık, yanma ve batma hissine neden olabileceğini belirten Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ercan Tutak, bu durumlardan korunmak için havuz gözlükleri, ayrıca ultraviyole ışınlarından korunmak için de özel güneş gözlükleri kullanmanın faydalı olacağına değindi. Lensle havuza girmenin sakıncalar doğuracağını ifade eden Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ercan Tutak, havuzda yayılması kolay olan bir diğer enfeksiyon hastalığın suvzere vücudun daha fın da deride yüzeysel mantar ve iltahabik enfeksiyonlar olacağını, bunlara karşı önlem olarak da havuza girmeden önce ayak mantarlarına karşı kullanılan özel bir solüsyondan geçmek gerektiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title