İstanbul: Abdullah Gül-dora Bakoyannıs Görüşmesi

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye ile Yunanistan arasında Ege'de uygulanan güven arttırıcı önlemlerin sayısının 19'a ulaştığını belirterek, "Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ın tamamı arasındaki işbirliği ve güven ortamının gelişmesi AB ortamında ayrı bir sütun oluşturur" dedi.

Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis ise "Her iki hükümet olarak karşılıklı bir şekilde güven önlemlerinin artırılması, halklarımız arasında güven ortamının daha da fazla geliştirilmesine katkıda bulunma konusunda mutabakata vardık" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Dora Bakoyannis, Conrad Otel'de gerçekleştirilen 4. Türk-Yunan Gazeteciler Konferansı'nın ardından basına kapalı bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından iki bakan, ortak bir basın açıklaması yaptı. Öncelikle söz alan Abdullah Gül, görüşmelerin çok olumlu geçtiğini söyledi. Gül, "Bu çerçeve içinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirmek ve geliştirme arzumuzu ortaya koyduk. Ticaret, ekonomi, enerji, turizm ve banka gibi bir çok alanda önemli gelişmeler kaydettik. Tüm bunlar yeniden ele alındı. Bütün bu alanlardaki ilişkileri daha da ileri götürme konusunda mutabakata vardık. Bu çerçevede bir çok alanda somut adımlar attık" dedi.

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, mutabakata varılan konuları şu şekilde sıraladı:

"İpsala sınır geçiş bölgesinde iki ülke arasında ikinci bir geçiş yolu köprüsü inşa edilmesi hakkında anlaşmayı imzaladık. Bu konu hakkında görüşüldü ve mutabakata varıldı. Meriç Nehri bölgesinde taşkınların önlemesi konusunda işbirliğimizi kuvvetlendirmek amacıyla uzmanlar komitesi kurulmasını kararlaştırdık. İşbirliğimizin güçlenmesine karar verdik. Buna Bulgaristan katılmasında büyük bir mutluluk duyacağız. İki tarafın genelkurmay başkanları arasında doğrudan hak tesis edilmesi konusunda mutabık kalınmıştır. Sayın genelkurmay başkanımız Yunan muhatabını ülkemize davet etmiştir. Bu ziyaretin yakın bir zamanda gerçekleşmesinden memnuniyetle duyacağımızı karşılıklı olarak dile getirdik. Ziyaretin tarihi ayrıca tespit dilecektir. 1988'de Atina ve İstanbul mutabakatlarının unsurlarını yerine getirme anlayışımızı yenileyerek, Ege'de 1 Temmuz 1 Eylül dönemlerinde uygulanacak olan morotoryumun 1 ay uzatılmasına karar verdik. Eskişehir ile Larissa hava hareket merkezleri arasında tesis edilen doğrudan hatla ilgili teknik hazırlıklar tamamlanmış olup 1 Temmuz 2006 itibarıyla hizmete girecektir. Sahil güvenlik komutanlıkları arasında karşılıklı ziyaret ve istişareler düzenlenmesi konusunda mutabık kaldık. İki ülke arasında askeri doğal tatbikatlar düzenlenmesinde anlaştık. İlk tatbikatın 2006 Kasım ayında Türkiye'de gerçekleşmesi uygun görülmüştür. Yunan doğal afetlere karşı ortak sivil görev gücü tarafından da 2006 sonbaharında ortak tatbikat düzenlenmesi öngörülmektedir. Böylece Türkiye ile Yunanistan arasında Ege'de uygulanan güven arttırıcı önlemlerin sayısı 19'a ulaşmıştır".

"EL BİRLİĞİ İÇİNDE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

Belirtilen hususlar arasında askeri düzeyde 3 güven arttırıcı önlemler bulunduğunu belirten Gül, "Esasen daha önce kabul edilmiş bulunan 16 önlem gerektiği gibi uygulanmaktadır. Bardağın dolu tarafını görerek eksik tarafını ihmal etmememiz gerekir, bu adımlar biraz daha bardağı doldurmaktadır, ileride her iki ülke arasındaki ilişkilerin çok daha ileri düzeye gideceğinden eminim. El birliği içinde çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Sonrasında söz alan Bakoyannis, samimi, açık kalpli ve yapıcı bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi. Bakoyannis, "Her iki hükümet olarak karşılıklı bir şekilde güven önlemlerinin artırılması, halklarımız arasında güven ortamının daha da fazla geliştirilmesine katkıda bulunma konusunda mutabakata vardık. Siyasetçilerin görevi çözüm bulmak. Türkiye ve Yunanistan arasında ikili ilişkilerde hala sorunlar mevcut. İki ülke arasındaki ticari ilişkilerdeki gelişme, kayda değerdir. Bugün Meriç'te karşılıklı olarak bir köprü inşaatı üzerinde varmış olduğumuz anlaşma ve aynı zamanda Meriç bölgesinde yaşanacak taşkınlar konusunda varmış olduğumuz mutabakatla yerel toplumları da güçlendirmiş oluyoruz. Sayın Gül ve ben karşılıklı olarak halklarımız lehine olabilecek yararların çerçevesini oluşturuyoruz" dedi.

Ortak hedeflerinin, ilişkilerdeki güven ortamının oluşturulmasına yönelik olarak dinamizm doğurmak olduğunu ifade eden Dora Bakoyannis, "Ege'deki güven artırıcı önlemler konusunda varmış olduğumuz mutabakat çerçevesinde çalışmalara devam ediyoruz, bu önlemlerin bir ay daha uzatılması konusunda mutabakata varıldı. Özellikle doğal afetlerle mücadele konusunda ortak tatbikatlar düzenlenmesini, Acil insani ihtiyaç durumlarında varılmış olan mutabakat zaptı çerçevesinde işbirliğine karar verildi. Sahil güvenlik ile liman kuruluşları başkanları arasında karşılıklı ziyaretlerin gerçekleştirilmesi, iki ülkenin genelkurmay başkanı arasında doğrudan telefon hattı açılması mutabakatına varıldı. Bugün doğru yönde bir adımın daha atıldığına inanıyorum. İki ülke arasında gerçek anlamda güven ortamının yaratılmasına yönelik bir adım atıldı. Hedefimiz meselelerin özünü tartışmaya yönelik görüşmelerimize devam etmektedir" diye konuştu.

Bakoyannis, en büyük hedefin, ilişkilerde güveni sağlamak olduğunu belirterek, "Siyasi yakınlaşma, aynı zamanda bir hedefimiz olduğu gibi, halklarımızın bize vermiş olduğu bir emirdir" ifadelerini kullandı.

"2004 YILINDA BÜYÜK BİR FIRSAT KAÇIRILDI"

Açıklamalarının ardından iki ülke bakanları, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bir soru üzerine, "Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs'ın tamamı arasındaki işbirliği ve güven ortamının gelişmesi AB ortamında ayrı bir sütun oluşturur" dedi. Adadaki gerçeklerin dikkate alınarak bir çözüm bulunmasını ümit ettiğini ifade eden Gül, "2004 yılında büyük bir fırsat kaçırıldı ama bundan sonra kapsamlı bir çözüm için uğraşmak gerekir. Pazartesi günkü toplantı AB ile ilgili Türkiye'nin bilim ve teknoloji faslında fiili müzakerelere başlamasıyla ilgili. Dünkü toplantıda bu konuda AB'nin ortak bir pozisyonu çıkmadı. Üyelerden birinin Rum tarafında yapılan seçim ve bakan değişikliği gibi bir durum söz konusu, gördüğümüz kadarıyla bundan dolayı bir yetki kullanımı mümkün olmadı. AB'nin ortak pozisyonunun kararının ortaya çıkması, Bakanlar Kurulu'nun pazartesi günü sabah yapacağı toplantıya kaldı. Bizim toplantımız pazartesi günü akşama doğru. Bakanlar Kurulu'nun ilk gündeminde bu konu görüşülecek ve neticeye göre biz de kararımızı vereceğiz. Brüksel'e gitme konusu kabine toplantısında netleşir" diye konuştu.

Bakoyannis ise devam etmekte olan görüşmelerle ilgili olarak AB'deki ortak hedefin, her zaman ortak bir anlayışın bulunması yönünde olduğunu söyledi. Bu konuyla ilgili olarak Yunanistan'ın tutumunun da, geçen Eylül ayında AB tarafından yapılmış olan açıklama üzerine olduğunu ifade eden Bakoyannis, "Sayın Gül ile yapmış olduğumuz görüşmelerin temeli, genel anlamda halklar arasında güveni artıracak olan karşılıklı güvenin oluşturulmasına yönelik. Yunanistan, Türkiye'nin AB yönelimini desteklemektedir. Türkiye'nin bu AB yöneliminin bazı kriterleri de var. Belirli şartlar mevcut. Biz ümit ediyoruz ki Türkiye bu kriterlere hitap edecektir. Bu arada Türkiye'den iki şey bekliyoruz. Türkiye'den isteklerimizden birincisi AB kriterlerini başarıyla tamamlaması, ikincisi de genel olarak bölgede bir güven ortamının artırılması ve karşılıklı olarak güven duygusunun yaratılması için bu müzakerelere, temaslara devam etmemizdir" açıklamasında bulundu.

Abdullah Gül bir soru üzerine, Türkiye ve Yunanistan'ın verdiği karar çerçevesinde müsteşarlar seviyesinde görüşmeler yapıldığını belirterek, "Görüşmelerin 34 tanesi yapıldı. Her iki ülkeyi de tebrik etmek gerekir çünkü her iki ülke de gayet dikkatli bir şekilde davrandı. Görüşmeler devam edecek ve önem veriyoruz" diye konuştu.

Bakoyannis son olarak, Ege'deki kazanın ardından yaşanan tartışmaların sorulması üzerine, "Bu çok karmaşık bir soru. Okumadığım bazı Yunan yazarların ortaya atmış olduğu bir tez soruldu bana. Yunanistan bu spesifik alan üzerinde uçuşların güvenliğinden sorumludur. Sivil uçuşlarından bahsediyorum. Turizmin önemli olduğu iki ülke için bu durum çok önemli. Her ülkenin kendi hakları bellidir, uluslararası hukuk bellidir, bunun haricinde biz daha da karşılıklı olarak anlayışın daha da yakınlaştırılması yönünde çaba gösteriyoruz" ifadelerini kullandı.

Haberler