Haberler

İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kuruluyor

Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kurulmasını öngören tasarının, Fransa, Almanya, İngiltere, Hollanda ve İsveç'teki insan hakları ve ayrımcılıkla mücadeleye yönelik tasarılardan daha güçlü tasarı olduğunu kaydetti.

Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu kurulmasını öngören tasarının, Fransa, Almanya, İngiltere, Hollanda ve İsveç'teki insan hakları ve ayrımcılıkla mücadeleye yönelik tasarılardan daha güçlü tasarı olduğunu kaydetti.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonunda, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu Tasarısı görüşülüyor.

Tasarı üzerinde milletvekillerinin eleştirilerini yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Elvan, tasarıdaki düzenlemeler hakkında 2009-2010 yıllarında kapsamlı çalışmalar yapıldığını bildiklerini söyledi.

Çalışmalar sırasında 39 sivil toplum örgütünün görüşünün alındığını ve bunların tamamını değerlendirdiklerini kaydeden Elvan, tasarıya son şekli verilirken Paris prensiplerinin dikkate alındığını, oradaki her bir maddeyle bu tasarıdaki maddenin karşılaştırmasının yapıldığını bildirdi.

Elvan, tasarı hazırlanırken AB müktesebatının dikkate alındığını ifade ederek, reformlara yönelik çalışmaları yürütürken Fransa, Almanya, İngiltere, Hollanda ve İsveç'teki uygulamalara baktıklarını bildirdi. Elvan, bu beş ülkedeki düzenlemeleri incelediklerini belirterek, "Şunu çok açıklıkla ifade ediyorum. Bu beş ülkedeki insan hakları ve ayrımcılıkla mücadeleye yönelik mevcut olan tasarılardan daha güçlü bir tasarıdır" dedi.

"150 kişiyle mi bu işler yapılacak" denildiğini kaydeden Elvan, 50-60 kişinin çalıştığı kurumların yanı sıra, 7-8 kişi çalışan kurumların da bulunduğunu vurguladı.

Elvan, 150 kişilik kadroyu oluştururken mümkün olduğunca esnek yapı olmasını istediklerini söyledi. Elvan, "Anayasa ve yasalar, oralara yazacağız hususlar önemli ama daha önemli olan insanın zihniyeti, kafa yapısı" diyen Elvan, "Siz dünyanın en güzel Anayasa ve yasasını da yapsanız, sizin zihniyetiniz insan haklarını özümsememişse, buradan çok olumlu netice alamazsınız. Burada esas önemli olan; insan haklarının özümsenmesi, ayrımcılığın ne kadar iğrenç verici bir husus olduğunun herkes tarafından benimsenmesi" diye konuştu.

"Ayrımcılıkla ilgili tanım yok" eleştirisini dile getirildiğini anımsatan Lütfi Elvan, bu konuda AB'nin ayrı, BM'nin ayrı tanımlar yaptığını belirtti.

Elvan, "Biz öyle bir yapı oluşturalım ki bu kurum, mümkün olduğu ölçüde esnek bir yapıda olsun, kurumun kendi içinde karar alabilecek karar mekanizmaları olsun. Aslında biz alanı genişletiyoruz, daraltmıyoruz" diye konuştu.

"Biz mümkün olduğu ölçüde kurumu rahat bırakalım istedik"

"Ayrımcılık, insan hakları ve işkenceyi önleme konusunda ayrı ayrı kurumlar olsun" denildiğini dile getiren Elvan, şöyle konuştu:

"Biz bunları detaylıca tartıştık. Olamaz mıydı? Olabilirdi. Ama bunlar iç içe geçmiş hususlar. Siz insan hakları konusunu ayrımcılıktan çok fazla ayırt edemezsiniz. 2 ya da 3 farklı kurum oluşturduğunuz anda kurum kargaşası çıkacaktır. Bir kurum 'benim yetkimde', diğer kurum da 'benim yetkimde' diyecektir ve sorun ortada kalacaktır. Yoksa ilave bir kurum niye oluşturmayalım? Hollanda, Fransa ve İngiltere'de, ayrımcılık ve insan hakları ile ilgili kurumların, aynı kurum altında olmasının önemine çok fazla sayıda vurgu yapmışlar, bunun gerekçelerini anlatmışlar. Bunlar bize makul geldi. Bu ülkelerde ayrımcılık ve insan hakları kurumu beraber. Biz mümkün olduğu ölçüde 'Kurumu rahat bırakalım, kurum kendi içinde etkin bir yapı oluştursun' istedik."

"Hollanda'da kraliyetin onayıyla atanıyor"

Başbakan Yardımcısı Elvan, "kurul üyelerinin hükümet ve cumhurbaşkanı tarafından atanmasına" yönelik eleştiriyi yanıtlarken, Avrupa'dan örnekler verdi. Hollanda'da Adalet ve Güvenlik Bakanlığının teklifi ve kraliyetin onayıyla kurul üyelerinin atandığını belirten Elvan, Fransa'da ombudsmanı cumhurbaşkanının atadığını, üyeleri ise ombudsmanın seçtiğini, İngiltere'de ise Devlet Bakanının atadığını bildirdi.

Elvan, "Burada önemli olan husus, atanan kişilerin kimler tarafından atandığı değil, o atanan kişilerin gerçekten liyakat sahibi olup olmadığı ve kurumu etkin olarak kurumu çalıştırıp çalıştıramayacağı konusudur" sözlerini sarfetti.

Başbakan Yardımcısı Elvan, şöyle konuştu:

"Cinsel yönelime yönelik olarak şunu da ifade edeyim. Burada evet, böyle bir tavsiye kararı var. Ancak Avrupa içerisinde de bununla ilgili ciddi bir tartışma var. Biz Anayasa ve uluslararası sözleşmeleri dikkate aldığımızda, böyle bir terimin buraya konmasının uygun olmayacağını düşündük. Biz, toplumun bütününü kucaklamak ve bu anlayış içinde hareket etmek zorundayız."

Elvan, meslek gruplarının neden tasarıya yazılmadığına ilişkin eleştirilere yanıt verirken, bir mühendisin de insan hakları konusunda bilgili olabileceğini, o yüzden meslek gruplarını yazmadıklarını söyledi.

Kurul üyelerinin atanması konusunda Lütfi Elvan, "Atamalarda hangi ülkeye bakarsanız bakın, siyasi otoriteler yapıyor bunları. Burada önemli olan o kurumdaki işlevsel bağımsızlıktır, o bağımsızlığın tesis edilmesidir" diye konuştu.

Elvan, " Almanya'daki kurul; bırakın yaptırımı, tavsiye vermeyi; insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili kurul sadece ve sadece danışmanlık yapıyor, bunu da bilelim. AB'de durum pembe tablo değil. İnsan hakları ve ayrımcılık alanında tek ses olursak güçlü oluruz" sözlerini sarfetti.

Ankara'daki terör saldırısı gündeme geldi

Başbakan Yardımcısı Elvan'ın, Ankara'daki terör saldırısı hakkında bilgi vermesinin ardından söz alan muhalefet milletvekilleri, bu aşamada toplantıya devam edemeyeceklerini belirterek, toplantının yarına ertelenmesini istedi.

CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, saldırıyı lanetlediğini ifade ederek, "Bizi buraya nasıl getirdiğine bakmak lazım..." ifadesini kullandı.

Bunun üzerine, AK Parti'li milletvekilleri Tanal'a tepki gösterdi. AK Parti Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar, tepkisini, "Bu konuda siyaset yapmayın. Orada ceset toplanıyor, siz burada ceset üzerinden siyaset yapıyorsunuz" sözleriyle dile getirdi.

Komisyon Başkanı Mustafa Yeneroğlu, çalışmaya devam edeceklerini belirterek, "Milletin başı sağ olsun, inşallah daha fazla şehidimiz olmaz, yaralılara da acil şifalar diliyorum" dedi.

Başbakan Yardımcısı Elvan da TBMM Genel Kurulunu yöneten Başkanvekili Akif Hamzaçebi'nin çalışmalara devam edeceği bilgisini aldıklarını, bu nedenle komisyonun çalışmalarına devam edebileceğini belirtti.

Terörizmin de istediği bu, Meclis çalışmasın"

CHP'li Şenal Sarıhan, Ankara milletvekili olduğunu anımsatarak, "Saldırının olduğu yere gitmek istiyorum ama komisyon çalıştığı için gidemiyorum. Bir günle, iki günle bir şey kaybetmeyiz. Genel Kurul çalışıyor ama orada, komisyonlarda görüşülmüş tasarılar ele alınıyor. Bu acele neden? Yarına erteleyelim, ne olacak?" dedi.

HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan, böyle bir aşamada Meclisin çalışıyor görünmesinin tepkiye yol açacağını söyleyerek, toplantıya yarın devam edilmesini talep etti.

AK Parti Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar, yarın sabah Almanya'ya gideceğini, diğer milletvekillerinin de programları olduğunu ifade ederek, "Bu işi aksatmayalım, başladığımız tasarıya devam edelim" diye konuştu.

AK Parti Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz ise "Terörizmin de istediği bu, Meclis çalışmasın. Savaş şartlarında bile çalışmış Meclis'in, böyle bir hadise karşısında ara vermesinin mantığı yok" sözlerini sarfetti.

Daha sonra tasarının görüşmelerine devam edildi.

Kaynak: AA / Politika

Hollanda Almanya Fransa Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title