Haberler

İlk Randevu!

VATAN GAZETESİ YAZARI REHA MUHTAR BUGÜNKÜ KÖŞESİNDE ERKEKLERİN VE KADINLARIN İLK RANDEVUYA VERDİĞİ ÖNEMİ DİLE GETİREN BİR YAZI KALEME ALDI!

İşte Reha Muhtar'ın bugünkü yazısı:

'İlk randevu

"Akşama ilk randevum var, yeni tanıştığım ve hoşlandığım bir erkekle..." dedi kız...

İçindeki heyecan, gözlerine yansımıştı...

Yeni ve belki de güzel bir şey yaşayacaktı...

Mutlu edecek bir beraberlik... Kim bilir belki de aşık olup uçacaktı...

Hoş, bakımlı ve iyi eğitim almış 28-29 yaşlarında bir genç kadındı...

Ne olacağının bilinmezliğinin yarattığı tatlı merakı yaşadığı o saatlerde tanıdım onu...

Bir taraftan mesajlaşıyor bir taraftan masayla konuşuyordu...

HHH

İlk buluşmalarında hızlı bir yemek yedikten sonra sinemaya gideceklerdi.

Bir gece önce gecce kulübünde geç saatlere kadar eğlenmişler, birbirleriyle buluşmak için sözleşmişlerdi...

Erkek spordaydı, spor sonrası randevu sıradaydı...

"Modern zamanların kadın-erkek randevuları" kıvamında bir buluşmaydı...

Her gün yüzlercesi, binlercesi metropollerin gece hayatına bulanmış, modernite parfümlü, fast-love tipi ilişkilerinden biri miydi acaba?..

Yoksa acaba "işte o" dedirten ve kadını uçuracak bir ilişki miydi kapıda bekleyen?..

***

Akşam gidilmesi planlanan film, ne insanı romantik dünyalara sürükleyecek bir aşk filmi, ne herkesin duygu ve düşünce dünyasını altüst eden bir klasik, ne de hayatı sorgulayacak bir dramdı...

Amerikan FBI örgütünün gerilimli macerasını anlatan duygu dünyası için sıradan, vurdulu kırdılı, heyecanlı, tansiyonlu bir filmdi işte...

O an, hali vakti yerinde, sporunu yapan, okumuş yazmış, orda burda gezmiş tozmuş bir erkeğin bile, genç bir kadın karşısında ilk buluşmada, ne kadar empati yoksunu bir hırbo haline gelebileceğini gördüm...

Genç kadın adına üzüldüm...

Üzüldüm çünkü bir erkeğin ilk buluşmada bir kadını önce hızlı bir yemek, akabinde de vurdulu kırdılı bir filme götürmesi kadar, kadının asabını ve kimyasını bozan bir şey olamazdı...

Öyle bir erkekten bir cacık bile yapılamazdı ve kadınlar bunun farkındaydı... Modern ve fast hayatın ortaya çıkardığı erkek figürü böyle bir figürdü...

Bir kadını ilk buluşmada "tanımaya bile enerjisi olmayan, 2-3 saatlik flörtöz bir yemeği gereksiz bulan" bir erkek tipiydi bu...

Bir kadın, beğendiği bir erkekle ilk çıkacağı gün 30 dakikalık fast-food yemekten ve arkasından girilecek sinemada bir FBI özel timinin gerilimli macerasından nasıl hislenir ki acaba?..

***

Nasıl etkilenebilirdi ki böylesi bir erkekten?..

Genç bir kadınla daha ilk buluşmada flörtöz bir yemeği bile çok gören, hadi o olmadı, hiç olmazsa "bir duygu, bir dram, bir aşk, bir klasik" filmin duygu derinliklerinde bile gezinmekten kaçınan bir erkeğe "kazma" denmezdi de ne denirdi?..

Hırbo bir erkek duyarsızlığı mıydı sözkonusu olan, yoksa modern çağların fast-food, fast-love ve fast-end ( hızlı yemek, hızlı aşk, hızlı bitiş) biçiminde özetlenecek modern ilişkilerinin bir yansıması mıydı yaşanan?..

Galiba ikisi de...

Modernite her şeyi hızlı yaşatıyor, hep yeni şeyler istiyor, her şeyi hızla tüketip yenisini hizmete sunuyordu...

Yeni hizmete sunulan şey, her zaman bir "ürün" olmayacaktı, bir süre sonra "insan" da kullanılıp atılacak, yenisi arzulanacaktı...

Ne acı!..

Bir FBI özel timinin Arabistan çöllerindeki vurdulu kırdılı, kan ve ceset dolu sıradan bir avantür filmi, fast-aşk'lara temel olacaktı...

Çağdaş diye satılan, gece hayatı soslu, çeşit çeşit kadın ve erkekli yeni modernite hayatlar, aşkı böyle fast'leştirerek bayağılaştıracaklardı...

Buluşmanın sonunu merak etmedim...

Genç kadına "mutlu musun?" diye sormak gafletinde bulunmadım...

Deniz kenarına gitmek istiyorum bu Pazar günü...

Uzun bir kahvaltı eşliğinde paylaşacak kim bilir neler vardır kızımla şimdi?. '

Kaynak: Gecce / Magazin

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title