Haberler

Hindistan'ın devlet terörizmi: IIOJK'deki tek değer yargısı

Güncelleme:

Bu makaleye ünlü Hintli politikacı Mamta Banerjee'nin "Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin ellerinden kan damlıyor" ifadesini içeren bir alıntıdan başlayalım.

Delhi Yüksek Mahkemesinin en üst düzey yargıçlarından biri olan Yargıç Rajinder Sachar bile raporunda Modi tarafından işlenen açık saldırı ve şiddet eylemlerinin insanlık tarihinde karanlık bir sayfa oluşturduğu sonucuna vardı.

Bu bilgi kaynaklarının her ikisinin de kökleri, Hindutva'dan ilham alan aşırıların ellerinde Müslümanlara karşı on yıllardır uygulanan kitlesel zulümden kaynaklanıyor ve bu zulüm, tüm bu nefret dolu taktikleri kullanan Modi hükümetinin görevi sırasında, Delhi'nin resmi himayesinde popüler bir eğilime dönüşüyor:Yasadışı Hint İşgali Altındaki Cammu ve Keşmir'de bitmeyen kaba kuvvet kullanımıyla. Bu nedenle tarafsız gözlemciler, korku, kaos ve devlet terörizminin, Modi hükümetinin IIOJK olarak bilinen topraklardaki yönetim modelinin temel unsurları olduğunu düşünüyorlar.

Yeryüzünde (korkunç) sayılan her şey burada da oldu: Keşmirli kadınlara, otoritesi ve yetkisi tartışmasız olan güçlü Hintli askerler tarafından toplu tecavüz; kitlesel zorla ortadan kaybetmeler; yargısız infaz; masum Keşmirlilerin evlerinin ayrım gözetmeksizin yıkılması; arama operasyonları görünümündeki tarama ve temizlik operasyonları; olayların gerçeklerini kamuoyuna bildiren gazetecilerin yasadışı ve uzun süreli olarak tutuklanmaları; Keşmirlilerin misket silahları, kuşatma, kıskaca alma ve iletişim ablukasıyla körleştirilmesi. Herhangi bir insanlık dışı eylemin, utanmadan ve doğal adalet normlarına ve insan özgürlüğü ve haklarının evrensel beyannamelerine hiç aldırış etmeden cezasız kalacak şekilde işlendiğini düşünün.

Hindistan'ın devlet terörizmi: IIOJK'deki tek değer yargısı

Pek çok aklı başında ses, evrensel yasalara, haklara ve özgürlüklere saygısızlık ve bitmeyen kaba kuvvetin, bugünkü gelişmiş uygarlık ve barışçıl birlikte var olma açısından uzun bir yol kat eden dünyamızda nasıl haklı gösterilebileceğini sorgulamaya başladı.

Aklı başında olan herkes için daha da şok edici bir açıklama, Hindistan'ın bu bakımdan eylemlerine devam etmesidir. Bu eylemler uygunluk, ideolojik önyargılar ve piyasa çıkarları bahane edilerek küresel büyük güçlerin isteğiyle devam etmektedir (sanki bu türden eylemler yaşam hakkı, barışçıl gösteri yapma hakkı ve ifade özgürlüğü haklarından daha önemliymiş gibi).

Maalesef, Hindistan'ın Keşmir'e özgü hegemonik eylemleri ve devlet destekli şiddeti, evrensel ve resmi olarak tüm forumlarda ve evrensel özgürlük bildirgelerinde tanınmış olan Keşmir'in barışsever ve şiddeti sevmeyen kardeşliğine karşı yıllar boyunca işlenen zalimliklere rağmen dünya vicdanını hiç sarsmadı.

Nitekim Hindistan evrensel yasalar ve antlaşmalar ve hatta temel ve dokunulmaz haklar bakımından ortaya konulmuş olan hiçbir şeyi umursamıyor.

Kendi kaderlerini tayin hakkını talep eden masum Keşmirliler için 70 yıldan daha önce 5 Ocak 1949'da UNCIP (Hindistan ve Pakistan Birleşmiş Milletler Komisyonu) tarafından kabul edilen bir karara rağmen, bu kabalık ve zulümlerin sergilendiği tiyatroda, yani IIOJK'de bir cehennem yaratıldı.

Bu karar, kendi kaderini tayin hakkını insanlık onurunun hayati bir bileşeni olarak kabul ediyordu ve bu kararda, IIOJK'nin kime katılacağı sorununun özgür ve tarafsız demokratik bir plebisit yoluyla kararlaştırılacağı da açıkça belirtilmişti. Şimdiye kadar bu yönde hiçbir şey yapılmadı. Büyük güçler de (bazı durumlarda Çin'in desteğini de engelleyerek) Keşmirlilerin haklı davasının arkasında durmadı.

Hindistan'ın devlet terörizmi: IIOJK'deki tek değer yargısı

Bu ilgisizliğin bir sonucu olarak, 72 yıldan sonra bile Keşmirliler, Yeni Delhi hükümetininacımasız yasalar ilan ederek ve son zamanlarda Keşmir'in özel statüsünü Hindistan anayasasının 370 ve 35 A maddelerini anayasaya aykırı ve haksız bir şekilde yürürlükten kaldırarak meşrulaştırmaya çalıştığı vahşi bir Hint işgali altında yaşıyorlar..

Şaşırtıcı bir şekilde, bu Hindistan'ın kendi Başbakanı Jawaharlal Nehru'nun Keşmir halkının iradesini kullanması için bir halk oylaması düzenlenmesi konusundaki taahhütlerine ve kamuya açık beyanlarına da aykırıdır.

Buna ek olarak, Nehru'nun Keşmir topraklarının ne Pakistan'a ne de Hindistan'a değil, yalnızca Keşmirlilere ait olduğunu belirten sözlerinin de daha önce kayıtlara geçtiği bilinmektedir.

Keşmir'de son 500 günden beridir devam eden şey, elleri tetikteki Hint birliklerinin kuşatması altında çok katı ve boğucu bir tecrit ile karşı karşıya olan silahsız ve barışsever Keşmirliler üzerinde Hint kuvvetleri tarafından kurulmuş olan bir terör saltanatıdır.Buna ek olarak, arama operasyonları sırasında ve sahte karşılaşmalarda yargısız infazlar yapılmasını da içeren uzun bir Hint zulümleri listesi de vardır. Bunun yanı sıra, insanlık dışı tecavüz eylemleri de Keşmirlilere boyun eğdirmek ve aşağılamak için oldukça sık yapıldı.

Ancak son zamanlarda Hindistan'ın eylemleri bir şekilde ifşa edildi ve bu nedenle bu eylemler uluslararası toplum, BM ve uluslararası İnsan Hakları örgütleri tarafından optimum düzeyde olmasa da geniş bir çapta reddedildi.

Hindistan'ın bu konudaki kararlılığı bu küresel kavrayışa rağmen azalmadı. Sonuç olarak, IIOJK halkı, IIOJK Başı Bozuk Alanlar Yasası, Silahlı Kuvvetler Özel Yetkileri Yasası ve Kamu Güvenliği Yasası gibi kara kanunlara dayanarak bölgeyi dünyanın en büyük askeri bölgesine dönüştüren Hint işgal güçleri tarafından toplu bir cezalandırmaya maruz kalıyor. Hint birliklerinin gücü özgürlük mücadelesini ezmek için acımasızca kullanılıyor. Hindistan, küstahça'özel' koşulların onları 'özel' (acımasız) yasaları benimsemeye zorladığını iddia ederek yasadışı eylemlerini haklı göstermeye çalıştı ancak bu yasalar uygar ve hoşgörülü dünya tarihinde emsali olmayan yasalardır.

Tüm dünyada, Hintlilerin hayvanlıklarıyla ilgili yayınlanan raporların sayısı ne kadar olursa olsun, her şeyin yasalara göre yapıldığı izlenimi veriliyor. Gerçekte, sözde 'hukuk' kelimesi sadece gözyaşından ibarettir çünkü Hint askerleri bugüne kadar on binlerce masum Keşmirliyi öldürdü, yüzlerce kadına tecavüz etti, binlerce protestocuyu ortadan kaldırdı ve çok sayıda kişiyi yargısız infaz yoluyla şehit etti.

Elimizde hazır bulunan rakamların sadece bir kısmına göre, yalnızca son bir yıl boyunca, Hindistan askerleri 474 Keşmirliyi şehit etti ve 313 'arama' operasyonuyla 657 evi yıktı ve ayrıca Hindistan'daki baskının gerçek yüzünü ifşa eden birçok gazeteciyi hapsetti.

Ve Keşmirliler Hindistan'ın adaletsizliklerine karşı kendilerini örgütlemeye çalıştıklarında, Yeni Delhi tepkisini daha da acımasız bir hale getirdi ve acımasız devlet terörizmi yoluyla Keşmirlileri susturmak için bir dizi zulme daha başvurdu.

Hindistan'ın devlet terörizmi: IIOJK'deki tek değer yargısı

Şimdi, IIOJK'deki mevcut durum, insanların yaşam, yemek, sağlık, ifade ve toplanma özgürlüğü gibi temel haklarından mahrum bırakıldığı yakın tarihimizin en kötü durumlarından birisidir.

Dahası, Hindistan adaletsiz konumunu pekiştirmek için, 370 ve 35 A'nın yürürlükten kaldırılması da dâhil olmak üzere, sürekli, yasadışı ve tek taraflı adımlarla 05 Ağustos 2019'da tüm anayasal sınırları çiğnedi.

Nitekim Narendra Modi hükümeti IIOJK'de BM üyesi olarak yerine getirmesi gereken başlıca yükümlülüğünü ve uluslararası kardeşliği hiçe sayarak bir korku ve kaos ortamı yarattı.

Pakistan'ın bu haklı davaya katkısıyla ilgili olarak, vicdanlı insanlar ve her türden görüşün öncü ışıkları, IIOJK halkının meşru mücadelesine sürekli olarak ahlaki, siyasi ve diplomatik destek veriyor ve bu destek BM Güvenlik Konseyi kararlarına uygun olarak Keşmirlilerin kendi kaderlerini tayin hakkı gerçekleşene kadar devam edecek.

Özetle, temel ideolojisi "aşağılık olanlara" yönelik nefret üzerine kurulu olan ve Hintli zorbalar tarafından çok sık ve küstahça yapılan zalimliklerin karşısında "vahşet", "baskı" ve "eziliş" terimleri ifadesiz ve eksik kalıyor. Ve üstünlük taraftarı Hinduların gözünde, başka kim sürekli devam eden devlet baskısına karşı sesini yükseltmeye hakkı bile olmayan Müslüman Keşmir halkından daha "aşağılık" olabilir ki.

Mian Saifur Rehman tarafından yazılmıştır.

Kaynak: Haberler.com / Dünya

Birleşmiş Milletler Hindistan Masum Haberler

title