Hamburg Atatürkçü Düşünce Derneği'nde Sözde Soykırımı Tartışıldı

Hamburg ve Çevresi Atatürkçü Düşünce Derneği (HADD), düzenlediği toplantıda sözde Ermeni soykırımı ve Avrupa Birliği (AB) gerçeğini tartıştı.

Türkiye'nin Hamburg Konsolos Yardımcısı Turan Çetiner, Hamburg Din Ataşesi Rıdvan Nizamoğlu, Hamburg eski Başkonsolosu Ülkü Başsoy'un da hazır bulunduğu toplantıda açılış konuşmasını yapan HADD Başkanı Gökten Küçük, derneğin çalışmaları hakkında kısaca bilgi verdi. Toplantıda bir konuşma yapan Federal Sol Parti Milletvekili Prof. Dr. Hakkı Keskin, Erfurt Üniversitesi'nin ARD ve ZDF televizyonlarında da yayınlanan İslam araştırmasıyla başladı. Söz konusu kanallarda İslam hakkında verilen bilgilerin yüzde 80 olumsuz içerikli olduğunu belirten Keskin, "Bu kanalların çizdiği olumsuz tablolar, insanların, siyasetçilerin dimağına da kazınıyor. Sosyolog Necla Kelek hanıma göre Türk evliliklerinin yüzde 70'i zoraki evlilik. Bu açıklamalar Almanlar tarafından büyük kabul görüyor, ödül alıyor. İslamiyet ve Türkiye'nin konuşulduğu her yerde Sosyolog Necla Kelek ile Avukat Seyran Ateş'in adı geçiyor. Çünkü bu bayanlar Türklere karşı olan önyargıları katmerli bir şekilde yansıtıyor" dedi.

Kelek'in açıklamalarının bilimsel gerçeklere dayanmadığını ifade eden Keskin, 50 kadar Türk ve Alman bilim adamının bu konuda araştırmalarını açıkladığını belirtti.

Türkiye'nin AB konusunda yükümlülüğünü yerine getirmediği konusunun sürekli gündeme getirildiğini ifade eden Keskin, bu yükümlülüğün tek taraflı olmadığının altını çizerek, "Avrupa Komisyonu da KKTC ile Avrupa arasındaki izolasyonu kaldıracağı sözü vermişti. Şimdi olaya tek taraflı bakılıp sadece Türkiye suçlanıyor. Bu demokratik bir tavır değil. Almanya'da SPD, Yeşiller, Federal Sol Parti milletvekilleri bir araya gelerek, uzlaşma için ortak toplantı kararını açıkladı ama Alman basını buna küçücük yer verdi. Siyasetçilerin de Türkiye konusundaki tutucu tavırlarına şahit oluyoruz" şeklinde konuştu.

Sözde soykırım tezine de değinen Keskin, "Soykırım konusunda Birleşmiş Milletler'in (BM) belirli bir tarifi var. Irkçı ve planlı yapılan hareketler soykırım olarak adlandırılıyor. Türkiye bununla suçlanamaz. Soykırım tezini kabul etmeyenler, aşırı milliyetçi, inkarcı olarak damgalanıyor. Ermeni sorununun araştırılıp tartışılması taraftarıyız. 1915'te yaşananlar trajedidir. Yüz binlerce Ermeni, Türk, Kürt vatandaşımız ölmüş, öldürülmüştür. 'Ne oldu? Nasıl oldu? Hangi dış güçlerin parmağı vardı?'gibi sorular da, iki taraflı araştırılmalıdır. Osmanlının çöküş döneminde Çarlık Rusya'sıyla birleşip, yaşadığı ülkeye başkaldıran Ermeniler tehcir edildi. Her şeye rağmen tehciri savunmuyorum; zorlamalar bizi bir yere götürmez. İki taraf da özgürce tartışabilmeli" diye konuştu.

Kendisinin çekinceli imza koyduğu Federal Parlamento kararında soykırım kelimesi geçmediğini belirten Hakkı Keskin, "Analiz bölümünde, olaylar tek taraflı yansıtıldığı için çekincemi koydum. Yoksa karar zaten benim 2000 yılında yayınladığım bildirgemin aynısı" dedi.

Konuklardan Avukat Mülayim Hüseyin'in, "Niçin sözlerinizde Kıbrıs Cumhuriyeti'nden bahsetmiyorsunuz? Yoksa kabul etmiyor musunuz?" sözlerine cevap veren Keskin, "Kıbrıs tabii ki var ama bir Türk kesimi var, bir de Rum kesimi. Gerçek anlamda iki topluluğu öngören yasalar 1960'larda kaldı" şeklinde konuştu.

Hüseyin'in ısrarla, tehcirin "planlı bir katliam" olduğunu söylemesi üzerine eski Hamburg Başkonsolosu Ülkü Başsoy ise "Tartışılmayan fikirler keskinleşir. Ermeni sorunu konusunda lehte ve aleyhte insanlara bir araya gelip tartışmadıkça konu taşlaşır. O zaman barış içinde yaşayamayız. Ermeniler bizim dostlarımız, sınırdaşımız. Suçlamayla bir yere varılmaz" yanıtını verdi.

(NU-CY-CY-ÖK-D)

Haberler