Haberler

"Tekstilde Yeniden Yapılanma ve Küresel Rekabette Yeni Ufuklar" Paneli

Türkiye İhracatçılar Meclisi (Tim) Başkanı Oğuz Satıcı, Türkiye'nin Sorunlarının Ekonomik, Teknik veya Siyasal Değil, Kültürel ve Psikolojik Olduğunu Söyledi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı, Türkiye'nin sorunlarının ekonomik, teknik veya siyasal değil, kültürel ve psikolojik olduğunu söyledi.

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) tarafından düzenlenen "Tekstilde Yeniden Yapılanma ve Küresel Rekabette Yeni Ufuklar" konulu panel, Kahramanmaraş'ta gerçekleştirildi. Yimpaş Otel'de düzenlenen panel, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı. Panelin açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Kahramanmaraş Şube Başkanı İsmail Alkış, Kahramanmaraş'ın tekstilde lider duruma geldiğine işaret ederek, tekstilde işbirliğinin önemine değindi. Daha sonra, panele geçildi.

Panelin oturum başkanlığını yapan MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Bolat, Türkiye'nin son günlerde yaşadığı tartışmalar ışığında Kahramanmaraş'ta tekstil zirvesi yapıyor olmalarının belki de tuhaf kaçabileceğini ifade ederek, "Son 15 gündür Türkiye'de siyasi ortamda yaşananlar gerçekten baş döndürücü bir hızla gerçekleşti. Bu anlamda özellikle anayasal sistem ve parlamentoda tecelli eden milli irade ve ulus itibarımız anlamında ciddi sıkıntıların olduğu 15 günü bıraktık. Ancak, demokrasinin güzelliği ülkede

yeni bir seçim ortamının başlamış olmasıdır. Kaçınılmaz olan erken genel seçimlerle demokrasinin güçlendirilmesi ve parlamentonun güçlendirilmesi anlamında yeni bir geleceğe ümitle bakıyoruz, bakmak istiyoruz" dedi.

"Siyaset kazanı son 1 aydır fokur fokur kaynarken, aslında işin esası çorba kazanının kaynaması" diyen Bolat, "Hepimizin derdi iş ve aş. Hayat devam ediyor. Ekonomi ve iş dünyası yoluna devam ediyor. Biz kısır tartışmalarla enerjimizi tüketirken, elin adamı kıs kıs gülüyor. İhracat rekorları kırmanın peşinde. Bizim de derdimiz bu olmalı. Aklı selim ve sağduyulu güzel ülkemizde demokratikleşme, sivilleşme ve ekonomik gelişme sürecinin devam etmesi ve daha da ileriye götürülmesi gerekmektedir. Nitekim ülke

ekonomimizin yapısı, direnci ve halkın psikolojisi bu siyasetteki kaos ortamının reel ekonomiye ve mali piyasalara fazlaca zarar vermesini önledi" şeklinde konuştu.

TİM Başkanı Oğuz Satıcı ise, tekstil sektörünün Türkiye için çok önemli olduğuna vurgu yaparak, "Ancak tekstil sektörünün tarihi gelişimini bu sektörün içinde olan olmayan birçok arkadaşım maalesef bilmiyor. Türkiye'nin aslında sorunlarının hiçbirisi ekonomik, teknik hatta siyasal birtakım sorunlar da varsa siyasal değil, bunların hepsi kültürel ve psikolojik sorunlardır. Ama biz birçok şeyi yarım bilerek, yarım ile tamı gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Bunu geliştirerek kültürel derinliğimizi ister

sektörel anlamda olsun ister sosyal anlamda olsun çoğaltarak ileriye doğru taşımalıyız. Açıkça söylüyorum bu sektörün hiçbir problemi yok" diye konuştu.

Tekstil sektörünün son yıllarda çok hızlı geliştiğini kaydeden Satıcı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Öyle hızlı geliştik, öyle bir farklı noktaya geldik ki şunu görmezlikten geldik. 1980'lı yılların başında Türkiye'nin toplam gayri safi milli hasılası 8 milyar dolardı. Bugün sadece tekstilin 2007 yılı hedefi 20 milyar dolardır. 2006 yılı rakamlarıyla baktığımızda tekstil hazır giyimin toplam ihracatı 20 milyar dolardır. İç pazardaki büyüklüğün de 10 milyar dolar olduğunu düşündüğünüzde toplam 30 milyar doları bulmaktadır. Yani 1980'li yılların başındaki Türkiye'nin neredeyse 3 misli büyüklüğüne gelmiş.

Bütün Türkiye'nin 3 misli büyüklüğüne gelmiş. Bunlar az işler değil, kısa zamanda çok iş yaptık. İngiltere'nin, Almanya'nın, Fransa'nın, İtalya'nın 100 yıla sığdırdığını biz geldik 25 yılın içerisine sığdırdık. Tabii ki kolay olmadı, tabii ki bunun getirdiği sıkıntılar oldu. Hesapsızlıklarımız oldu. Şirketimizi büyütürken yanlışlıklar yaptık. Sektör yapmadı, bunu biz yaptık. Biz yatırım yaparken nasıl yatırımcı olduğumuzu bilmedik. Hesabımızı, kitabımızı doğru yapmadık. Şimdi artık bu hesabı kitabı doğru

yapmanın zamanı. Bilgi ve birikimimizi uzun döneme yayarak, bizi güçlendirecek, bizim alt yapımızı sağlamlaştıracak ona bakacağız."

"KENDİ İŞİMİZDE DAHA YARATICI OLMALIYIZ"

Küresel rekabetin bir parçası olabilmek için öncelikle kendi içimizde, kendi ülkemizin sınırları içerisinde rekabetçiliği doğru okumak gerektiğinin altını çizen Satıcı, "Maalesef bu konuda da yeterince becerikli değiliz. Rekabetçi olmanız için daha yaratıcı olmanız gerekiyor ve daha akılcı davranmamız gerekiyor. Bunun için de işbirliği içerisinde olduğumuz alanlardan faydalanmayı bilmeliyiz. Biz, kendi işimizde daha yaratıcı olmalıyız" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin tekstilden daha uzun yıllar ekmek yiyeceğini söyleyen Satıcı, "Doğru malı ürettiğiniz sürece, kaliteli malı ürettiğiniz sürece, zamanında üretip servisi doğru yaptığınız sürece, hesabınızı kitabınızı doğru yaptığınız sürece bu işten çok daha uzun yıllar Türkiye ekmek yiyecek. Şimdi Türkiye'de herkes markadan bahsediyor. Tabii bunlar olacak. Ama zamanla olacak. Hiçbir şey sabahtan akşama olmuyor. Marka dediğin şey, içerisine ne koyduğunuza bağlı. Bunun içine kaliteyi koymalısınız, zamanı

koymalısınız, dürüstlüğü koymalısınız, sermayeyi koymalısınız" şeklinde konuştu.

Türkiye'de mutlaka akıl yürütme biçiminin değişmesi gerektiğini vurgulayan Satıcı, şöyle konuştu:

"Öncelikle sektör için şunu yapmalıyız. Olduğunuz yerde rekabetçilik, ondan sonra etrafınızdaki rekabetçilik şartları, sonra Türkiye dışındaki rekabetçilik şartları, sonra dünya. Yani küresel rekabetin içerisinde olabilmek için bölgesel rekabetin içerisinde olmanız gerekiyor. Bölgesel rekabetin içerisinde olmanız için de kendi ülkenizde de işinizi gücünüzü hesabınızı yaparken rekabet koşullarını doğru yapmalısınız. Ayrıca, bölgesel güç haline kendimizi çevirmemiz gerekiyor."

Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ahmet Nakkaş da, son 4 yıldır Türkiye ekonomisinin tamamen enflasyonik bir dönemden geçtiğini belirterek, "Bu değişim; makro ekonomik dengeleri, uluslararası alandaki rekabeti sürdürebilmemiz açısından son derece önemliydi. Türkiye'nin makro ekonomik dengelere ulaşması gerekiyordu. Türkiye istikrarı makro ekonomide sağladı. Ekonomik büyüme de hızlandı. Ancak makro ekonomiyle büyüme, toplumun her kesiminde aynı anda hissedilemedi. Sadece piyasa koşulları

altında rekabet Türkiye'de cari açık ve işsizlik gibi sorunları çözemedi. Yabancı sermaye, girdiği sektörlerde yerli üreticiyi yok olmayla karşı karşıya bıraktı. Bununla birlikte acilen mikro ekonomik düzenlemelere de ihtiyaç duyuldu. Ancak mikro ekonomik paket bir türlü gerçekleştirilemedi. Yeni bir ekonomik programın önceliği, sektörlerin ve işletmelerin rekabet gücünün artırılması olmalıdır. Bu amaçla rekabetçi sektörler belirlenmelidir. Ayrıca, bununla ilgili stratejiler oluşturulmalıdır. Özellikle

uluslararası rekabet edebilecek sektörler mutlaka belirlenmelidir" diye konuştu.

Kahramanmaraş Ticaret ve Sanayi Odası (KMTSO) Başkanı Mehmet Balduk ise, sektörde teknoloji yenilemenin önemini hatırlatarak, "Bunu gerçekleştiremezseniz nasıl ayakta kalabilirsiniz? Ancak farklılık yaratarak bunu başarabilirsiniz. Ayrıca, maliyetlerde verimlilik sağlayarak bunu yakalayabilirsiniz. Rakibinizden daha ucuza mal ederek ayakta kalabilirsiniz. Ar-Ge'yi mutlaka yapmak zorundasınız, ancak yatırımlarınızı teknolojik gelişmelere paralel olarak gerçekleştirmek zorundasınız. Son dönemde tekstil

sektörünü yok etmek isteyen bir lobi oluşmuşken, biz dimdik ayaktayız. Ancak, en büyük sorunumuz nitelikli eleman sıkıntısı. Bu anlamda mesleki eğitim çok önemli. Bunun üzerine gitmemiz gerekiyor" dedi.

(ACB-MT-ÖZ-E)

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Ekonomi

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title