Suudi Arabistan'ın diplomatik ve ticari ilişkilerini kestiği Lübnan'da krizin derinleşmesinden endişe ediliyor

Suudi Arabistan'ın diplomatik ve ticari ilişkilerini kestiği Lübnan'da, mevcut ekonomik kriz ve henüz 2 aylık olmayan koalisyon hükümetindeki çatlakların büyümesinden endişe duyuluyor.

Lübnan Enformasyon Bakanı George Kardahi'nin daha önce Riyad yönetiminin "Yemen'deki politikasını eleştirmesini" gerekçe göstererek, Beyrut'taki Büyükelçisi'ni geri çağıran Suudi Arabistan, Lübnan'dan ülkesine yapılacak ithalata da yasak getirdi.

Riyad'ın ardından Bahreyn yönetimi de benzer adımı attı. Bu gelişmenin hemen ardından Lübnan lirası dolar karşısında yüzde 10'luk bir değer kaybetti.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati, krize neden olan Kardahi'den ülkenin menfaatleri için fedakarlık yaparak, imalı bir şekilde ya özür dilemesi veya istifa etmesi teklifinde bulundu.

Ülkedeki İran ve Hizbullah'a yakın 8 Mart Blokunda yer alan Hristiyan Bakan Kardahi ise Mikati'nin çağrısına rağmen sessizliğini bozmadı. Kardahi, daha önce de özür dilenecek bir durum olmadığını ifade etmişti.

Hizbullah yayımladığı yazılı açıklamada, Kardahi'nin istifaya zorlanmasını kabul etmediklerini bunun Lübnan'ın egemenliğinin ihlal edilmesi anlamına geldiğini savundu.

Yerel medyada ise koalisyonun bir parçası olan Hizbullah'ın, Mikati'ye, Kardahi'nin istifa etmesi halinde partinin hükümetten tüm bakanlarını çekeceği uyarısında bulunduğu iddia edildi.

Eski Lübnan Başbakanı ve Müstakbel Hareketi lideri Saad el-Hariri ise Körfez ülkeleriyle yaşanan gerilimden Hizbullah'ı sorumlu tuttu.

Hariri, dün yaptığı açıklamada, şu ifadeleri kullandı:

"Bu olayın sorumluluğu her şeyden önce Araplar ve Körfez ülkeleri arasında düşmanlık yayan Hizbullah'ın ve dizginleri, siyasi cücelerin, basının ve Arap yönetimlerinin onuruna saldıranların eline veren yönetimindir."

Dürzi İlerici Sosyalist Partisi lideri Velid Canbolat da Riyad ile ilişkilerin bozulmasına neden olmakla suçlanan Kardahi'nin görevden uzaklaştırılması çağrısında bulundu.

Canbolat, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Felaketler için yeter artık. Çok geç olmadan Körfez'deki Arap ülkeleriyle ilişkilerimizi yıkmadan bakanı görevinden uzaklaştırın." ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.

Suudi Arabistanlı Siyaset Uzmanı Mansur el Malik de yine sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı kısa değerlendirmede, şunları kaydetti:

"Suudi Arabistan ve Arap ülkelerinin Lübnan'a yönelik siyasi ve ekonomik yaptırımlarının hedefi, Lübnan'daki İran rejimini düşürmektir."

Başbakan Mikati ise Suudi Arabistan'ı kaybetmeden, hükümeti de düşürmeden Dışişleri Bakanlığında kurulan bir kriz masasıyla sorunu çözmeye çalışıyor.

Lübnan'ın sanayi ve tarım ihracatının yüzde 50'si Körfez ülkelerine yapılıyor

Lübnan Sanayiciler Cemiyeti Başkanı Fadi el-Cemil, basına yaptığı açıklamada, krizin ardından ülkedeki tüm üreticilerin gözünün Riyad'ın kararını revize etmesine çevrildiğini söyledi.

Cemil, ülkesinin sanayi ihracatının yüzde 50'sinin yani yaklaşık 400 milyon dolarının Körfez ülkelerine yapıldığı bilgisini vererek, "Tüm ithalatın durdurulması kararı bir sürprizdi. Bu, üreticinin elindeki malın limanlarda beklemesi demektir." dedi.

Lübnan Ziraat ve Tarım Cemiyeti tarafından yapılan yazılı açıklamada ise ülkenin gelen yasakla birlikte uğrayacağı zarar hakkında bazı veriler paylaşıldı.

Ülkenin yıllık 173 bin ton, toplamda tarım ürünleri ihracatının yaklaşık yüzde 55'ini Suudi Arabistan ve diğer Körfez ülkelerine yaptığı belirtildi.

Açıklamada, gelen yasaklarla birlikte günlük zararın 250 bin dolar olduğu kaydedildi.

"Lübnan'a döviz girdisinde ciddi düşüşler yaşanabilir"

Lübnanlı Ekonomi Uzmanı Velid Ebu Süleyman, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan'ın kararının endüstri, tarım ve sanayi alanında ağır bir şekilde hissedileceğini belirtti.

Ülkenin halihazırda derin bir ekonomik kriz içinde olduğunu ifade eden Ebu Süleyman, şöyle devam etti:

"Bu yaptırımlar, daha çok özel sektörün gelirini vuracak. Böyle olması halinde Lübnan'a döviz girdisinde ciddi düşüşler yaşanabilir. Bu da ekonomide başka bir daralma sebebi olacak."

Ebu Süleyman ekonomik açıdan endişe verecek bir başka durumun da "Riyad'ın kararına destek vermek ve onunla dayanışmak için Körfez İşbirliği Konseyindeki diğer ülkelerin de Lübnan'a yaptırım uygulamak istemesi" olduğunu dile getirdi.

"Suudilerin Lübnan'daki yatırımları düşecek"

Lübnanlı bir diğer Ekonomi Uzmanı Patrick Mardini de Suudi Arabistan'ın Lübnan'daki farklı yatırımlarının durmasının söz konusu olduğunu belirtti.

Riyad'ın kararının Lübnan için ağır bir faturası olabileceğini söyleyen Mardini, "Suudi Arabistan'a ihracat duracak. Suudilerin Lübnan'daki yatırımları düşecek." diye konuştu.

Patrick'e göre, Lübnan'ın ihracat yaptığı ülkelerin başında Birleşik Arap Emirlikleri'nden sonra Suudi Arabistan ardından Suriye, Güney Afrika ve Irak geliyor.

Lübnan-Suudi Arabistan krizine giden süreç

Lübnan Enformasyon Bakanı Kardahi, daha önce katıldığı ve 27 Ekim'de yayınlanan bir televizyon programında Husiler ve Yemen'e ilişkin bir soru üzerine Riyad'ı suçlayıcı ifadeler kullanmıştı.

"Hizbullah gibi Husilerin de silahlı bir örgüt olarak kendi toprağını savunduğunu düşünüp düşünmediğine" ilişkin soruya Kardahi, "Tabii ki toprağını koruyor. Şahsi görüşüm, Yemen'de bu savaşın sona ermesi gerekiyor. Savaş uçaklarıyla evler, binalar, köyler ve şehirler saldırılara maruz kalıyor." yanıtını vermişti.

Enformasyon Bakanı Kardahi'nin bu ifadeleri üzerine Başbakan Necib Mikati, yazılı bir açıklama yayımlamıştı.

Açıklamada, Kardahi'nin bakanlık görevine başlamadan önce bir televizyon programında Yemen'le ilgili bazı ifadeler kullandığı, bunun hiçbir şekilde şu anki konumunu yansıtmadığı belirtilmişti.

Kardahi'nin açıklamalarının reddedildiği vurgulanırken söz konusu ifadelerin hiçbir şekilde Lübnan'ın Arap ülkeleri ve özellikle Suudi Arabistan ile olan siyasetini yansıtmadığı kaydedilmişti.

Suudi Arabistan, dün Lübnan Enformasyon Bakanı George Kardahi'nin, Riyad'ı eleştiren ifadeleri üzerine Beyrut'taki Büyükelçisi Velid bin Abdullah el-Buhari'yi geri çağırıp, Lübnan'dan tüm ithalatı da durduğunu açıklamıştı.

Riyad'ın bu kararı üzerine Mikati ise durumdan derin üzüntü duyduklarını belirterek kararın gözden geçirilmesi temennisinde bulunmuştu.

Kaynak: AA / Güncel