Haberler

    Güzel insanların ülkesi: Estonya

    ESTONYA'yı gezdikten sonra anladım ki burası favori ülkelerimden. Ülke genelinde İskandinav ve Rus etkilerini sıklıkla hissedecek ve kendinizi bu ülkenin büyüsüne kaptıracaksınız...

    ESTONYA'yı gezdikten sonra anladım ki burası favori ülkelerimden. Ülke genelinde İskandinav ve Rus etkilerini sıklıkla hissedecek ve kendinizi bu ülkenin büyüsüne kaptıracaksınız... Gezi boyunca önünüze çıkacak halen çalışır vaziyette ve inanılmaz güzellik ve çeşitlilikteki eski yel değirmenleri ülkenin bir başka süsü... Ülkede tam bin 500 tane ada var ama bu adalardan sadece on tanesinde yaşam alanı bulunuyor. En büyük iki adası, Saaremaa ile Hiiumaa adası. Estonya, diğer Baltık Ülkeleri Litvanya ve Letonya'da olduğu gibi inanılmaz güzellikte yeşillikler, doğal parklar ve tarihi güzelliklerle dolu bir ülke...

    Dünyada en fazla ateist nüfusa sahip ülkelerden biri olan Estonya'da halkın sadece yüzde 15'lik bir kısmının Allah'a inandığını tespit edilmiş... İnsanları gerçekten çok modern ve fiziksel yapıları da ayrı bir güzel....

    BİR ŞEHRİN GİRİŞİ ANCAK BU KADAR GÜZEL OLABİLİR

    Gezime ülkenin başkenti Tallinn'den başladım ve şehre Letonya gezi sonrası yaptığım otobüs yolculuğu ile girdim. Şehre girişini görünce ilk düşüncem "Bir şehrin girişi ancak bu kadar güzel olabilir" oldu. Daha şehri görmeden çok beğendim... Kilometrelerce sağlı sollu uzanan sevimli mi sevimli 'Tallinn Evleri' ve muhteşem bahçeler nedeniyle kafamı pencereden ayıramadığımı söyleyebilirim. İskandinav tarzında inşa edilmiş bu 2- 3 katlı, rengarenk güzel ahşap evlerin görselliği mükemmel... Estonya'nın başkenti Tallinn'in çevirimi 'Dänenstadt' yani 'Danimarkalı Şehir'. 1997'de UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne giren bu 'Ortaçağ Şehrine' giden hemen herkes, kendini şehrin büyüsüne kapılıyor. Aslında diğer birçok Doğu Avrupa şehrinde olduğu gibi, bir turizm merkezi olarak değerlendirilmemesine rağmen bence bu şehir kesinlikle görülmeye değer!

    ORTAÇAĞ'A IŞINLANMAK

    Kuşkusuz Tallinn'deki en ünlü ve tanınan bölge eski şehir bölgesi... Eski şehre girişte, ilk olarak son derece etkileyici gözetleme kulelerinin ve devasa bir şehir duvarının önünde duruyorsunuz. Sonra 12. yüzyıldan kalma sanki hiç bozulmamış bu şehir kapısından, eski şehre adım atar atmaz biranda kendinizi Ortaçağ'a ışınlanmış hissediyorsunuz... Bütün eski şehir merkezi her anlamda sanki bir film setini andırıyor... Ortaçağ tarzı tüccarların kıyafetleri ve standlarını dolaşırken sanki zamanda geri yolculuk yapıyorsunuz... Arnavut kaldırımlı daracık sokakları, tarihi binaları, pitoresk Katharinenpasajı, Avrupa'nın en eski eczanesi, bir zamanlar 159 metrelik uzunluğuyla dünyanın en uzun binası olan Olaikirche

    (Olai Kilisesi) muhteşem güzellikteki Belediye Pazar meydanı... Ortaçağ hakkında seyrettiğim bütün filmlerin ve okuduğum resimli kitapların gerçeğe dönüşmüş hali sanki!...

    ŞEHRİN SİZİ SÜRÜKLEMESİNE İZİN VERİN

    Birkaç saat içinde Tallinn'deki hemen hemen tüm önemli yerleri yürüyerek ziyaret edebilirsiniz. Ama benim önerim sadece bir rehber eşliğinde veya şehir haritası izlemeden bu şehrin sizi sürüklemesine izin verin. İskandinavya ve Rusya etkileri altında kalmış farklılıklar ve tezatlar şehri Tallinn. Eski şehrin kapısından çıktığınız anda kendinizi bir anda tekrar günümüz dünyasında bu kez modern Tallinn'de buluyorsunuz. Örneğin özellikle gençler arasında çok popüler olan Kajamala semtinde, yaratıcı, modern, çılgın ve her şeyden önce eski şehre çok tezat ama heyecan verici bir enerji var.

    İSVEÇ, FİNLANDİYA VE RUSYA'DA GİBİSİNİZ

    Baltık Denizi'ndeki bu küçük ülke bir zamanlar Danimarka'nın, Almanya'nın, İskandinavya'nın ve son olarak da 1990'da Estonya'nın bağımsızlığına kadar Sovyetlerin işgali altında kalmış... Estonya'da bu etkilerin tümünün en güzel görüldüğü şehir Tallinn... Tallinn sokaklarında yürürken 1920'li yılların renkli ahşap evlerini gördüğünüzde kendinizi sanki İsveç veya Finlandiya'da gibi hissediyorsunuz... Bir kaç adım sonrasında ise bir anda Rus çarlığı ve Sovyet yönetimini anımsatan çok sayıda anıtla karşılaşıyorsunuz. Bu etki sadece eski şehir bölgesindeki Domberg'in tepesindeki görkemli Alexander Nevsky Katedraliyle sınırlı kalmıyor, otobüs istasyonunun önündeki eski bir Rus otobüsü, Maarjamär Anıtı, Soprus sineması, TV kulesi veya komünist dönemdeki gri apartman blokları size sanki Rusya sokaklarında dolaşıyormuşsunuz hissini veriyor...

    SKYPE'IN DOĞDUĞU ŞEHİR

    Tallinn aynı zamanda Teknoloji Şehri ve Skype'ın doğduğu yer, ne yalan söyleyeyim ülkeye seyahatimden önce Estonya'nın bu kadar gelişmiş olabileceğini ben de bilmiyordum. Ama artık mesela dünyada sadece birkaç şehirde Tallinn'deki gibi iyi bir internet kullanılabilirliği olduğunu biliyorum. Estonya'da her vatandaş İnternet bağlantısı hakkına sahip olduğundan, neredeyse bütün ülke çapında kablosuz ağ bağlantısı var... Örneğin Tallinn'de hemen her köşede ücretsiz ve hızlı bir Wi-Fi ağı var.

    Estonyalılar, günlük hayatlarını da sadece çevrimiçi, SMS veya kimlik kartlarındaki akıllı kartla düzenliyor. ve devlete bağlı bürolar ve tüm bürokratik işlemler yalnızca çevrimiçi çalışıyor.

    19 SAAT GÜNEŞ TEPEDE

    Tallinn'deki dünyaca ünlü yaz geceleri de 'Beyaz Geceler', yaşanması gereken çok özel bir deneyim. Bu geceler, büyülü zamanlar olarak da adlandırılıyor. Sabah saat 04.00'te doğan güneş gece 23.00'e kadar sürüyor... Şehrin en önemli ve en güzel plajı olan Pirita, kentin kuzeydoğusunda ve tarihi kent merkezine yaklaşık 8 kilometre mesafede. Şehirde uzun kalacak olursanız 2 kilometre uzunluğundaki plaja gitmeyi ve Pirita'nın banliyösüne uğramayı ihmal etmeyin derim...

    Şehirde yok yok sanki... Aynı zamanda inanılmaz yeşil bir şehir ve en popüler parkı olan Kadriorg, eski şehre yaklaşık 40 dakikalık yürüme mesafesinde. Parkta ayrıca birkaç müze ve muhteşem bir şato bulunuyor... Tallinn, yarısı tepelerden oluşan bir şehir. Bu şehir teraslarını gezmek Tallinn'de yapılması gereken şeylerin başında!

    ŞİFALI KAPLICALARLA ÜNLÜ HAAPSALU

    Başkent Tallinn'e bir saat uzaklıktaki mesafede bulunan ve çok eski bir kaplıca kültürüne sahip olan bu sevimli şehir ayrıca "Beyaz Kadın" efsanesiyle de ünlü. Bir zamanlar iyileştici özelliklerdeki ünlü kaplıcaları nedeniyle Rus aristokrasisi için popüler bir yaz tatili yeri olan Haapsalu, günümüzde hala dünyanın her yerinden kaplıca ve sağlık turistlerinin akın ettiği bir yer.

    Haapsalu, daracık sokakları, küçücük ve sevimli bir belediye binası ve romantik ahşap konutlarının yanı sıra ilgi çekici hikayesiyle de gerçekten görülmeye değer bir şehir. Şehrin kıyısındaki romantik gezinti yolunda, ayrıca Estonya'nın en güzel ahşap yapılarından biri olan Kablıca Binasını da görebilirsiniz... Ama Haapsalu gezimden benim aklımda kalan ve beni en çok etkileyen şey Beyaz Kadın'ın hikayesi oldu...

    SAAREMAA VE HİİUMAA ADASI

    Estonya'nın en büyük adasında bence en güzel görüntü, hala çalışır durumdaki eski yel değirmenleri... Küçük köylerindeki taş kiliseleri ve çam ormanları da adayı görülmeye değer kılıyor... Estonya'nın ikinci büyük adası Hiiumaa'nın en ünlü simgesi ise 600 yılı aşkın süre önce inşa edilmiş ve hala hiç bozulmamış Tahkuna Deniz Feneri. Fenerin yüksekliği 104 metre, merdivenlerden çıkmayı göze alırsanız bütün adayı görebileceğiniz bir seyir terası var. Dünyada Tahkuna Deniz Feneri'nden daha eski sadece 2 tane fener var. Ada aynı zamanda mükemmel sakinliği ve doğasıyla da gezinmeye değer.

    KAFA DİNLEMEK İÇİN İDEAL

    Estonya, olağanüstü doğal güzelliklerle ve tarihi zenginliklerle dolu bir ülke... Yaz aylarında, Pärcu ve Haapsalu, dinlenmek ve gezmek için harika ve oldukça sakin plajlara sahip... Sooma National Parkı ise büyüleyici ve el değmemiş bir bataklık manzarası ile mutlaka görülmeli. Parktaki yürüyüş turları veya kano turlarına katılmak Estonya gezisinin olmazsa olmazlarından... Estonya'yı ziyaretinizde mutlaka birilerinden duyacağınız ve inanmakta güçlük çekeceğiniz bir başka gerçekse kışın, buz yeterince kalın olduğunda açık denizdeki adalara arabayla bile gidilebiliyor olması. Ben yinede bu nasıl bir cesaret demekten kendimi alamadım...

    KALE DUVARI ÜZERİNE ÖRÜLEN 'BEYAZ KADIN'

    Ortaçağ'dan günümüze kadar uzanan bu efsaneye göre inançlı insanların hala Haapsalu Katedrali sınırını oluşturan vaftiz penceresinden, dolunay gecelerinde

    Beyaz Kadın'ı gördüğüne ve iniltilerini duyduğuna inanılıyor...

    Kale duvarına canlı canlı üzeri tuğlalar örülerek öldürülen"Beyaz Kadın" efsanesi..."Beyaz Kadın" efsanesi Haapsalu'nun en ilgi çekici yerlerinden biri olan Lossiplats'taki kalenin etrafında Ortaçağ'da yaşanıyor... Hikayede, o çağlarda piskoposların sadece güçlü adamlar olmakla kalmayıp, kilise devletinin başı olarak neler yaptıklarına şahitlik edeceksiniz...1260 yıllarında kurulan Haapsalu Katedrali, tüm Baltık Ülkeleri'ndeki en büyük tek katlı katedral olarak kendini gösteriyor. 800 metre uzunluğunda bir sur duvarı ile çevrili piskopos kalesinin duvarlarının büyük bölümleri hala eskisi gibi korunmuş. Kalede Haapsalu'nun hikayesini anlatan Laanemaa Müzesini mutlaka ziyaret etmelisiniz... Müzenin, çan kulesine çıkmak biraz kondisyon gerektirse de şehir manzarasını en iyi buradan görebilirsiniz...

    ADINA FESTİVAL DÜZENLENİYOR

    Efsaneye gelince: Ortaçağ'da genç bir dük kendisiyle aynı yaşlarda olan genç bir kadına aşık olur... Düke piskopos tarafından kadınla görüşemeyeceği ve kadınların kaleye girmesinin yasak olduğu söylenir... Ama dük, piskoposun söylediklerine kulak asmayıp sevgilisini gizli gizli kaleye getirir. Kimse anlamasın diye de sevgilisine, kilise korosundaki gençler gibi beyaz elbise giydirir. Ne yazık ki iki sevgili bir süre sonra yakalanırlar. Piskoposun emri ile genç kadın, üzerindeki beyaz elbisesi ile birlikte canlı canlı kale duvarına üzerine tuğla örülerek öldürülür...O zamandan günümüze ağustos aynın dolunay gecelerinde bu duvarın ordan geçen inançlı herkesin, hala kadını görebildiğine ve iniltilerini duyabildiğine inanılıyor... Efsane o kadar ilgi çekiciki, Haapsalu kasabasında her yıl ağustos ayında antik Episcopal kalesinin sınırları içinde "Beyaz Kadın Festivali" düzenleniyor. Bu festival sırasında gündoğumudan alacakaranlığa kadar kasabada pek çok etkinlik gerçekleştiği için, kasaba büyük bir fuar alanına dönüşüyor...

    ESTONYA GEZİ NOTLARI Yaz ayları gezi için ideal. Estonya'daki kışların neredeyse acı verici bir soğuklukta ve karlı geçtiği söyleniyor. Yaz aylarında ise ortalama sıcaklık 20-25 derece. Seyahat için en iyi zaman haziran ayının ortasından ağustos ayının sonuna kadar... Estonyalılar, hafta sonunu şehir dışında yazlık evlerinde geçirmeyi çok seviyorlar... İnsanları diğer Baltık Ülkeleri'ne göre daha candan ve çok modern... Estonca, Türkçenin de bağlı olduğu Ural-Altay dil ailesinin Ural kolunun Fin-Ugor grubuna dahil...

    SİGARA CEZASI 80 EURO

    Estonca, komşu ülkelerin dilleri olan İsveççe, Litvanca ve Rusça'dan tamamen farklı bir dil ve gramer yapısı Fince ve Türkçeye benziyor... İstasyonlar, yeraltı geçitleri gibi halka açık yerlerde sigara içmek kesinlikle yasak ve cezası 80 Euro. Aynı şekilde sokakta alkollü içecekler içmek de para cezasına tabi... Ülke halkı, Küba ile birlikte dünyada en yüksek (%99,8) okuma yazma oranına sahip... Ülkenin toplam nüfusu 1 milyon 323 bin 824 ve topraklarının yarısından çoğu ormanlık alanlarla kaplı... Estonya para birimi Euro. Diğer Baltık Ülkelerine göre biraz daha pahalı olmasına rağmen Avrupa ülkelerine göre daha ucuz.

    Kaynak: Hürriyet / Güncel

    Haberler

    500
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title