Güvenlik Toplantısının İllegal Dinlenmesi
İÜ Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şen: "Her şeyden önce bu kayıtlar hakkında hiçkimsenin yorum yapmaması lazım. Bu kayıtlar tümüyle gözardı edilip, bir anlamda yok sayılmalı çünkü hukuka aykırı yol ve yöntemlerle elde edilen bu tür kayıtlara insanların kayıtsız kalması, hukuk devletinin bir zorunluluğudur" "Haberleşme hürriyetini tahdit, özel hayatın gizliliğini ihlal, devlet sırlarını açığa çıkarma, ifşa etme, casusluk, Türkiye'nin milli yararlarına karşı gelme suçu, belki hükümete yönelik suç için anlaşma, işbirliği suçu, bir çok suç var" "Önemli olan konuşmaları değil, onları uygulamaya koyarken, hukuka uygun hareket edip etmediğidir.
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Şen, güvenlik toplantısının illegal dinlenmesine ilişkin, "Her şeyden önce bu kayıtlar hakkında hiç kimsenin yorum yapmaması lazım. Bu kayıtlar tümüyle gözardı edilip, bir anlamda yok sayılmalı çünkü hukuka aykırı yol ve yöntemlerle elde edilen bu tür kayıtlara insanların kayıtsız kalması, hukuk devletinin bir zorunluluğudur" dedi.
Güvenlik toplantısının illegal dinlenmesini AA muhabirine değerlendiren Şen, olayın birkaç boyutu olduğunu dile getirerek insanların ve devletin güvenliğiyle ilgili yöneticilerin telefon veya ortam dinlemesine tabi tutulmasının son derece yanlış olduğunu vurguladı.
Şen, "Bu devletimizin ayıbı. Maalesef biz kendimizi koruyamıyoruz. ya bilim teknik elimizde yok ya da bu konuda yeterli yatırımları yapmıyoruz. Bunu basit birkaç kişinin veyahut da içerideki yanlış yapmaya birkaç meyilli insanın başarabilmesi mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığını bu konuda hakikaten üst seviyelere gelmiş devlet-toplum desteği olmadan dinleyip, takip edebilmek mümkün değil. Vahim bir tabloyla karşı karşıyayız" diye konuştu.
Yapılanların gözdağı olduğunu ve bunun bir şekillendirme veya tehdit yöntemi olarak kullanılıyor olabileceğini belirten Şen, şu görüşleri dile getirdi:
"Her şeyden önce bu kayıtlar hakkında hiç kimsenin yorum yapmaması lazım. Bu kayıtlar tümüyle gözardı edilip, bir anlamda yok sayılmalı çünkü hukuka aykırı yol ve yöntemlere elde edilen bu tür kayıtlara insanların kayıtsız kalması, hukuk devletinin bir zorunluluğudur. Kayıtsız kalmak istemiyorsanız da yorum yaparken de bunların düşünce açıklamaları olduğu gerçeğini gözardı edemezsiniz. İnsanların konuşmalarını, değerlendirmelerini -ki bunlar kapalı toplantılardır- olmuş gibi, fiiliyata dökülmüş gibi de kimse kabul edemez. Türkiye'nin değil, dünyanın her yerinde bütün ülkelerde ulusal güvenlikle ilgili konularda insanlar, yetkililer her türlü sözleri söyleyebilirler, her konuşmayı yapabilirler. Aslolan bunları kaptırmamak, dinletmemek. Bu bizim ayıbımız. Bunların da değerlendirmelerini yapanlar, Türkiye'yi savaşa girmiş, birtakım hamleleri yapmış, uygulamaya koymuş gibi de değerlendirirler. Bu bir değerlendirme toplantısı, bu şekilde dikkate alınması lazım."
Şen, bunların nasıl ele geçirildiği ve kimin tarafından aktarıldığının önemli olduğunu ifade ederek "Hangi devletler, hangi gruplar burada kullanıldı. Bizim iç ve dış güvenliğimizi tehdit eden, insanları, bizleri, özel hayatlarımızı dinleyip takip edenlerin engellenmesini, onların yakalanıp bir an önce adalet önüne çıkarılmasını istiyoruz. Korku toplumu olmasın, polis devleti olmasın. Bu bir kişinin haberleşme hürriyetine, oradaki bakanın, diğer yetkililerin kişilik haklarına müdahaledir. Bu anlamda tabii ki engellenmelidir" diye konuştu.
Haberleşme hürriyetine müdahale, ortam dinlemesi, casusluk faaliyeti, devletin sırlarına müdahale gibi suçlar olduğunu anlatan Şen, şunları söyledi:
"Şu anda karşı karşıya kalınan mesele, Türkiye'ye karşı ciddi bir suistimal, Türkiye'nin meşru hükümetine karşı ciddi bir suistimal. 'Efendim o insanlar konuşmuş'. Kime ne? İstediğini konuşur, istediği değerlendirmeyi yapar. Önemli olan konuşmaları değil, onları uygulamaya koyarken, hukuka uygun hareket edip etmediğidir. Ülkenin dışişleri bakanı, dışişleri müsteşarı, MİT müsteşarı, genelkurmay ikinci başkanı toplanır, bu tür konuşmaları, değerlendirmeleri yapar zaten. Bu değerlendirmeleri yapmak suç değil. Önemli olan konuşmalar değil. Önemli olan icraat. Telefon, ortam konuşmalarıyla siz insanları suçlayamazsınız. İşi bu olsun olmasın insanlar konuşmakta özgür kapalı toplantılarda. Bunlar dışarı nasıl yansıyor ve nasıl gösteriliyor, şu anda içine düşürülmeye çalışıldığımız güç durum. Yapılacak olan şudur: Bunlar hukuka aykırıdır, dikkate alınmamalıdır."
-"Bundan sonra en azından yeni dinlemeler olmamalı"-
Bundan sonraki aşamada Türkiye'nin önlemini alıp, devletin, hükümetin yanı sıra bütün insanların güvenliğini sağlaması, hukuk devletinde yaşandığını hissettirmesi ve bunları yapanları adalet önüne çıkarması gerektiğini ifade eden Şen, "Türkiye ciddi bir saldırı altında. Haberleşme hürriyetini tahdit, özel hayatın gizliliğini ihlal, devlet sırlarını açığa çıkarma, ifşa etme, casusluk, Türkiye'nin milli yararlarına karşı gelme suçu, belki hükümete yönelik suç için anlaşma, işbirliği suçu, birçok suç var" dedi.
Prof. Dr. Şen, Türkiye'nin uluslararası çıkarları ve menfaatlerinin "çok ucuz" kontrol edilebildiğinin görüldüğünü söyleyerek "Ama bu devletin ayıbı. Bunu önlemeye devlet utansın" ifadesini kullandı.
En sert tedbirlerin yasal çerçevede alınması gerektiğini vurgulayan Şen, haberleşme hürriyetini, özel hayatı ihlal, casusluk, askeri casusluk, Türkiye'nin yararlarını ihlal, suç için anlaşma konularının Türk Ceza Kanunu'nda düzenlendiğini hatırlatarak "Bunun ötesinde önleyicilik de derhal devreye konulmalı. Bundan sonra en azından yeni dinlemeler olmamalı" diye konuştu.
Ersan Şen, erişim açısından bir sitenin yasaklanmasının hakim kararıyla olabileceğine işaret ederek "İdari tedbirle bunun mümkün olabilmesine dair yasal dayanağı ben görmüyorum. İdari tedbir uygulandı deniliyor ama dayanağı yok. Bu dayanağı göremezseniz, yanlışa karşı önlem almaya çalışırken hukuk devleti ilke ve esaslarından sapamazsınız. Hukuk devleti, yasaklarını da engellerini de yaptırımlarını da hukukun gösterdiği yol ve yöntemlerle gerçekleştirir. Karşınızdaki hukuka aykırı davransa da siz hukuk devletisiniz, hukuka uygun hareket etmek zorundasınız" değerlendirmesini yaptı. - İstanbul