Haberler

DHA YURT BÜLTENİ - 8

Kuyumcudan 3,5 milyonluk altın çalan 5'i yabancı uyruklu 8 kişi yakalandı (2)SOYGUNUN AYRINTILARI ORTAYA ÇIKTIManavgat'ta 28 Aralık gecesi gerçekleşen kuyumcu soygununun ayrıntıları ortaya çıktı.

Kuyumcudan 3,5 milyonluk altın çalan 5'i yabancı uyruklu 8 kişi yakalandı (2)

SOYGUNUN AYRINTILARI ORTAYA ÇIKTI

Manavgat'ta 28 Aralık gecesi gerçekleşen kuyumcu soygununun ayrıntıları ortaya çıktı. Manavgat İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği ekiplerinin, soygun olayının ardından çevrede bulunan güvenlik kameralarında yaptıkları incelemede şüphelilerin eşkalleri belirlendi. Güvenlik kameralarında geriye doğru yapılan detaylı araştırmada şüphelilerin kuyumcuyu soymak amacıyla daha önceden keşif yaptıkları tespit edildi. Şüphelilerin soygunu gerçekleştirmek için 27 Aralık gecesi çalışmaya başladıkları, işin bitmemesi üzerine ertesi gece yeniden çalışmaya devam ettikleri anlaşıldı. Binaya arka taraftaki pencerelerden girip çıktığı tespit edilen soyguncuların, ilk gün arka sokaklardan dolaşarak olay yerinden ayrıldığı, ikinci gün ise çaldıkları altınlarla birlikte yine aynı şekilde arka sokaklardan gittikleri belirlendi. Soyguncuların sabah saat 07.00 sıralarında Manavgat'tan Antalya'ya gittiği tespit edildi.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

Soyguncuların ilk gün binadan çıkıp yan sokaktan ayrı ayrı yürümeleri

İkinci gece soygunu gerçekleştiren şüphelilerin altınları sırt çantalarına alıp olay yerinden ayrılmaları görülüyor

HABER- KAMERA: Mithat ABAKAN/MANAVGAT (Antalya),

==============================

Kılıçdaroğlu: Dış politikayı barış eksenli yapmamız lazım

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Bizim dış politikayı barış eksenli yapmamız lazım. Suriye'ye müdahale edildiğinde karşı çıktım. En ağır eleştirileri aldım" dedi.

CHP lideri Kılıçdardoğlu, Aksaray'da bir otelde düzenlenen toplantıda muhtarlarla bir araya geldi. Demokrasi olmadığı takdirde bir ülkenin gelişemiyeceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Demokrasi kavga değildir. Demokrasi milletin oyuna başvurmaktır. Vatandaş gider siyasi partilerden birisini seçer. Bir süre sonra bakarsınız iyi yönetmedi, kusura bakma bir dahaki seçimde seni seçmiyor, bir bakalım bu parti diyor ki, ben şöyle şöyle yapacağım, bir de onu deneyelim deyip gidip oyunu ona verecek. Demokrasilerde takım tutar gibi siyasi parti tutulmaz" dedi.

PARTİSİNİ ELEŞTİRDİ

Demokrasilerde herkesin kendi düşüncesini ifade etmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Farklı fikirler yoksa bir toplumda, o toplum gelişemeyecektir" dedi. Partisini de eleştiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Eski siyaseti bırakmamız lazım. Eski siyaseti bırakmamız lazım derken şunu da söylüyorum. Efendim CHP olarak biz her zaman doğruları yaptık, doğruları söyledik. Hayır. Bizim de eksiğimiz oldu, bizim de yanlışımız oldu. Biz bazen oturduk Ankara'da çok güzel laflar ettik. Sonra döndük, vatandaşı niye bize oy vermiyorsun dedik. Niye size oy versin? Sen vatandaşın ayağına gittim mi? Oturdun konuştun mu? Varsa derdi, o dert böyle çözülür dedin mi? Ankara'da oturdun bana oy verin, dedin. Vatandaş gelmez. Kabahat kimde vatandaşın ayağına gitmeyen siyasetçide."

MUHTARLARA BÜTÇE OLUŞTURULMASI

Kılıçdaroğlu, her muhtarın rutin işlerini yapabilecek büro görevlisi olması gerektiğini, bunun  maaşının da genel bütçeden karşılanması gerektiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, mahalledeki fakir ve yoksulu muhtarların bildiğini belirterek, devlet tarafından yapılan yatırımların muhtarlarla birlikte yapılması, belediyelere verilen emlak vergisinin yüzde 1'inin de muhtarlara bütçe olarak verilip, mahalledeki fakir ve yoksulun anında ihtiyacını karşılaması gerektiğini ifade etti. Belediye meclisinde alınacak kararlara muhtarların oy kullanma hakkının olması gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, belediyelerin muhtarlıklarla ortak proje yürütebilmesi için de kanun çıkartılması gerektiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, Türkiye Belediyeler Birliği gibi muhtarların da birliği olması ve muhtarlık ofislerinin bulunması gerektiğini söyledi. Türkiye'nin tarım politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, buğday, arpa, mercimek, canlı hayvan ve etin ithal edildiğini belirtti.

DIŞ POLİTİKAYI ELEŞTİRDİ

Konuşmasında Türkiye'nin dış politikaya yönelik çalışmalarını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bizim dış politikayı barış eksenli yapmamız lazım. Suriye'ye müdahale edildiğinde karşı çıktım. En ağır eleştirileri aldım, 'neden Suriye'ye karşı çıktın' diye. Suriye politikasından bizim ne karımız oldu? Bir Allah'ın kulu çıkıp bana anlatsın, ne karımız oldu? 6 milyon 300 bin Suriyeli, 40 milyar dolar para harcadık. Şimdi İdlib'den yeni kardeşlerimiz gelecek. Onların sayıları da 1 milyon. Ne faydamız oldu. İtiraz ettim doğru bulmadım. Suriyelileri kendi ülkelerine göndermemiz lazım, dedim, ona da kızdılar. 'Vay efendim sen nasıl böyle dersin'. Kardeşim, benim vatandaşım işsiz, iş bulamıyor. Perişan vaziyette, hadi 1 milyon olsa kabul ederim, 100 bin olsa kabul ederim, 6 milyon 300 bin bu resmi rakam. Aslında daha fazla. Ne olacak bu ülkenin hali? Göçmen sayısı  çok fazla. Afganistan'dan gelen var, dünyanın her tarafından gelen var. Özellikle Orta Doğu  coğrafyasından Türkiye'ye geliyorlar. Fırsat bulsalar buradan gidecekler, başka ülkeye, Böyle bir sorunumuz var. Bunu da aşmak zorundayız' 'diye konuştu.

'LİBYA'DA DA ATEŞİ SİZ TUTUN DİYORLAR'

Suriye'de olduğu gibi Libya konusunda da Türkiye'nin bir maşa olarak kullanıldığını öne süren Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben aynı düşüncelerimi koruyorum. Suriye'de Beşar Esad ile süratle görüşeceksiniz diyor, süratle görüşün. Şartlarınızı da koyun. Benim  sınırıma askerlerinizi yığacaksınız, oradan bir tek terörist toprağıma gelmeyecek. Gelirse ben gereğini yaparım. Oturup anlaşma yapacağız. Eğer siz bunları sağlıyorsanız bir sonuç elde edersiniz, aksi halde bu kadar Suriyeli ile ne yapacaksınız? Nasıl  besleyeceksiniz. Nüfus yapımız değişti zaten. Libya konusunda düşüncelerimi söyledim. Asker göndermek yanlış. Egemen güçler, yani dünyaya hükmetmek isteyen güçler, ateşi elleriyle tutmazlar. Maşa kullanırlar ateşi tutmak için. Esad'a kızdılar bizi maşa olarak kullandılar. Şimdi Libya'da kavga ediyorlar. Orada da ateşi siz tutun diyorlar. Niye  biz tutalım arkadaş? Birleşmiş Milletler var mı? Var.  Bunların barış gücü var mı? Var. O barış gücü gitsin iki tarafı barıştırsın. Ben de söyledim. Hafter tarafı var. Ulusal Mutabakat Hükümeti var. Kardeşim Türkiye Cumhuriyeti devleti hep bugüne kadar yukarıda durmuştur. Orta Doğu'da birisinin bir derdi oldu mu gelir Türkiye'nin kapısını çalmıştır. Bizim derdimiz var, bunu nasıl çözeceğiz diye. Türkiye bugüne kadar böyle bir fonksiyon üstlenmişti. Dolayısıyla hiç kimse bize düşman değildi, herkes Türkiye'yi saygıyla karşılardı. Bizim söylediğimiz sözün bölgede de bir ağırlığı vardı. Şimdi biz düşman olduk. Yarın taraflardan birisi kazansa öbür taraf düşman  olacak. Niye düşman kazanalım dost kazanmak varken. Barış gücü olsun, dedim. Kızdılar. 'Vay efendim bunu nasıl söylersin' Efendim Hafter tarafını Birleşmiş Milletler tanımıyormuş, teröristmiş onlar. Tanır veya tanımaz. Ama sen Birleşmiş Milletleri davet et. Burada Müslüman kanı akmasın. "

'ORTA DOĞU'DA MÜSLÜMAN KANI AKIYOR'

Türkiye'nin dış politikasını Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in belirlediğini öne süren Kılıçdaroğlu, "Orta Doğu'da Müslüman kanı akıyor. Birbirini öldürenler Müslümanlar. Ellerine silahı verenler de bir tarafta Amerika, bir tarafta Rusya veriyor silahı. Buyurun beyler birbirinizi öldürün. Niye Müslüman kanı akıyor? Engel olmamız lazım. İki tarafı getir, buluştur. Kıyamet kopardılar Putin geldi, Putin'in dediğini yaptılar. Peki bizim dış politikamızı kim belirliyor?  Dışişleri bakanlığı mı? Yok. Kim belirliyor? Putin belirliyor. Suriye'yi de mi Putin belirliyor? Evet. Beşar Esad ile nerede görüşüldü? Rusya'da. Sen devletsin arkadaş senin iraden yok mu? İlla Rusya istediği zaman mı gidip görüşeceksin. Hafter ile görüşün dedik. Birbirlerini barıştırın, birbirlerini öldürmesin dedik. 'Vay efendim onlar terörist'. Gittiler Rusya'ya Hafter ile görüştürler. Kim dedi? Putin dedi. Politikayı belirleyen kim? Putin. Ee Türkiye Cumhuriyeti devleti, dış politika nedir yav. Böyle miydi Türkiye. Türkiye'nin dünyada bir ağırlığı var. Bunu söylediğim için sürekli her türlü kızmalar, hakaretler geliyor. Ama ben emin olun doğruları söylüyorum. İnsan kanı akmasın istiyorum. Bölgede huzur olsun diyorum. Komşuda yangın varsa kime sıçrar. Evinize sıçrar arkadaşlar. Suriye'de yangın bize sıçradı. Dışişleri bakanına sordum. Libya'da çatışmalar büyük boyutlara ulaşırsa, Türkiye'ye göç olur mu, diye. 'Evet olur' dedi. Suriye yetmedi bir de Libya'dan gelecekler şimdi. Hepimizin oturup düşünmesi lazım. Türkiye bu sorunları aşabilir" diye konuştu.

Görüntü Dökümü

---------------------------

Kılıçdaroğlu'nun konuşması

Genel ve detay

Haber- Kamera: Hasan DÖNMEZ- Tolga YANIK- Erkan ALTUNTAŞ AKSARAY DHA

-ABONELERİMİZİN BİLGİSİNE

HABERİN HAM GÖRÜNTÜLERİNE AŞAĞIDAKİ FTP BİLGİLERİNİ KULLANARAK LOGOLU BİR ŞEKİLDE ERİŞEBİLİRSİNİZ

ftp adresi: ftp: //178.211.55.226

Kullanıcı adı: dhaabone

Şifre: dha

=====================

Kayıp bekçilerin ailelerinin umutlu bekleyişi sürüyor

MERSİN'in Tarsus ilçesinde balık avlamak için kayıkla açıldıkları denizde kaybolan 2 mahalle bekçisini arama çalışmaları 5'inci günde de sürdürülüyor. Kayıp Ömer Özer'in kız kardeşi Derya Özer, "Teknelerinde çok sayıda su üzerine çıkabilecek malzemeler vardı. Sahil kesimindeki vatandaşlar gördükleri en ufak bir şeyi bize bildirsinler" dedi.

İlçe Emniyet Müdürlüğü bünyesinde görevli mahalle bekçileri Ömer Özer (31) ve yaşıtı Oktay Avcı, 11 Ocak cumartesi sabahı saat 06.30 sıralarında, Kulak Mahallesi'nde bulunan Berdan Nehri'nin denize döküldüğü bölgeden kayıkla denize açıldı. Balık tutmak için denize açılan 2 bekçinin arkadaşları kendilerinden haber alamayınca durumu polise bildirdi. İhbar üzerine bölgeye sevk edilen jandarma, sahil güvenlik ve AFAD ekipleri Özer ve Avcı'yı bulmak için arama-kurtarma çalışması başlattı. Karadan, denizden ve havadan yürütülen aramalarda bugüne kadar bir ize rastlanamadı.

ARAMALAR 5'İNCİ GÜNÜNDE

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da gelişmeleri yakından takip ettiği arama çalışmaları 5'inci günde de sürdürülürken, iki bekçinin ailesi de umutla evlatlarına ulaşmayı bekliyor. Kayıp Ömer Özer'in kız kardeşi Derya Özer, ağabeyinin bölgeyi çok iyi bildiğini ve sıklıkla aynı yerde avlandığını belirterek, "Sahil kesimindeki vatandaşların daha duyarlı olmasını istiyorum. Gördükleri en ufak bir şeyi bize bildirsinler. Teknelerinde çok sayıda su üzerine çıkabilecek malzemeler vardı. Biz hep böyle şeyleri, su kenarında bekleyen aileleri haberlerde görürdük. Biz hepsi için üzüldük şu an bizim başımızda. Allah kimseyi çaresiz bırakmasın" dedi.

'ÜMİDİMİZİ KESMEDİK'

Ömer Özer'in amcası Mustafa Özer ise, "Karadan havadan aranıyor büyük gemi de katıldı açıkları tarıyorlar. Allah'tan ümidimiz kesilmedi hala bekliyoruz. Sahil kıyısındaki insanlardan duyarlı olmasını rica ediyorum. Bir tekne veya parça gördüklerinde güvenlik güçlerine haber vermelerini istiyoruz" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-------------------------------

Bekleyen bekçi yakınlarından genel ve detay

Deniz açıklarında arama faaliyeti yapan tekne

Bir arama botunun karaya yanaşması

DHA Muhabiri Nuri Pir'in anonsu

Mustafa Özer Ömer'in amcasi ile röp.

Ömer'in kız kardeşi Derya Özer ile röp.

Polis, ambulans araçlarından detaylar

Haber: Nuri PİR-Kamera: TARSUS (Mersin),

=============================

25 öğrencisine istismarla suçlanan öğretmenin, 300 yıl hapsi istendi

ANTALYA'da, 25 ilkokul öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklu yargılanan sınıf öğretmeni Mahmut Aydın K.'nin, 300 yıla kadar hapsi istendi.

Kepez ilçesindeki bir ilkokulda yaşandığı öne sürülen taciz olaylarıyla ilgili davanın görülmesine 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmada, 25 öğrencisine cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla tutuklanan sınıf öğretmeni Mahmut Aydın K. ile şikayetçi aileler ve taraf avukatları hazır bulundu. Şikayetçilerin avukatları sanığın en ağır cezaya çarptırılmasını talep ederken, sanık avukatları suçlamaları kabul etmedi.

Mahkeme savcısı ise esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Savcı, 9 çocuğa karşı cinsel istismar suçundan sanığın beraatini, 2 çocuk için de cinsel amaçlı kişiyi hürriyetten yoksun kılmadan beraat talep etti. Savcı, 14 çocuk için de basit ve nitelikli cinsel istismardan, sanığın 300 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep etti.

Şikayetçi ve sanık avukatları, mütalaaya karşı savunma yapmak için süre istedi. Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek, duruşmayı erteledi.

'300 YIL CEZA VERİLMESİNİ BEKLİYORUZ'

Duruşma sonrası açıklama yapan şikayetçi ailelerin avukatı Gülşah Ekin Taş, savcının 9 çocuk için sanık hakkında istediği beraat kararını kabul etmediklerini belirterek, "Mütalaaya dayanan verilere göre 300 yıl ceza verilmesini bekliyoruz. Gelecek celse karar verildiğinde inşallah yüreklerimize su serpilir. Biz hakimin ağzından 300 yıl cezayı duymak istiyoruz" dedi.

Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Başkanı Saadet Özkan ise bugün 25 mağdur çocuğa 4 çocuğun daha eklendiğini belirterek, "Davada savcının mütalaasında bazı eksikler var. Ancak mahkeme heyeti olaya vakıf durumda. Yani bütün bunları en ince ayrıntısına kadar takip eden bir heyet var. O yüzden de karara doğru gidiyoruz. Sabrediyoruz. Heyetin en ince ayrıntısına kadar getirdiği bu davada güzel yarınlar için iyi bir karar istiyoruz. Hukukun üstünlüğüne, vicdanların sesinin dinlendiği çok önemli bir karara tanık olacağız. Antalya bu kararda yanılmayacaktır. Burada çocukların üstün yararını gözeten bir heyetle karşı karşıyayız" diye konuştu.

'CUMHURİYET TARİHİNİN EN AĞIR CEZASINI BEKLİYORUZ'

UCİM Başkan Yardımcısı Yücel Ceylan da mahkeme başkanının söylediği bir söze dikkat çekerek, "Mahkeme başkanı 'Öğretmenlerin görevi çocukları istismar etmek değildir' dedi. Bu çok önemli bir şey. Biz hep şunu söylüyoruz. Yüzyıllardır istismara uğrayan atalarının da sorumluluğu bu çocukların omzunda. Biz Cumhuriyet tarihinin en ağır cezasını bekliyoruz. Buradan öyle bir karar çıkmalı ki, Türkiye'nin her yerinden aileler ve çocukları cesaretle konuşmalı. 16 Mart'taki kararda Antalya halkı daha kalabalık gelmeli ve çocuklarına sahip çıkmalı" dedi.

Antalya Barosu Çocukları Hakları Merkezi Başkanı Serap Ertuğrul da mütalaaya karşı beyanda bulunacaklarını ifade ederek, "Bu dava devam ederken mağdur 4 çocuk daha çıktı. Bu davaların da birleştirilmesini isteyeceğiz. Bununla ilgili süreci yakından takip edeceğiz" ifadelerini kullandı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

--------------

Adliyeden çıkan kalabalığın görüntüsü

Adliye dışında bekleyen gruptan görüntü

Basın açıklaması için bekleyen gruptan ve pankartlardan görüntü

Avukat Gülşah Ekin Taş'ın konuşması

Saadet Özkan'ın konuşması

Yücel Ceylan'ın konuşması

Kalabalığın slogan atmasından görüntü

330 MB /// 02.59"

HABER-KAMERA: Süleyman EKİN/ANTALYA,

=====================================

Prof. Dr. Öz'e, Vanlı kahvaltıcılardan davet

DÜNYACA ünlü kalp cerrahı Prof. Dr. Mehmet Öz'ün kahvaltının gereksiz olduğu ve yasaklanması gerektiği sözleri kahvaltısıyla ünlü Van'da tepkiyle karşılandı. Kahvaltı salonu işletmecileri, Amirakalıların sağlıksız yiyeceklerle kahvaltı yaptığını, sağlıklı bir kahvaltı yapması için Dr. Öz'ü Van'a davet ettiklerini söyledi.

Prof. Dr. Mehmet Öz'ün, beslenme uzmanlarının kahvaltının günün en önemli öğünü olduğu sözlerine karşı çıkması, kahvaltısıyla ünlü Van'da tepki gördü. Yöreye özgü birçok çeşidin bulunduğu ve özellikle yaylalarda yetişen endemik bitkilerin karışımıyla yapılan 'otlu peynir', un, tereyağı ve yumurta kullanılan 'murtuğa' ve öğütülmüş buğdayla hazırlanan 'kavut', yüksek rakımlı yaylalardan elde edilen karakovan bal, Van cacığı, kaymak gibi ürünlerin de aralarında bulunduğu onlarca çeşit yiyecekle donatılan sofralarda kahvaltı yapanlar, kentte besin değeri yüksek, sağlıklı ve doğal çeşitlerin servis edildiğini, Dr. Öz'e Van kahvaltısı tavsiye ettiklerini söyledi.

Sabahın erken saatlerinde kahvaltı salonlarını açarak, öğlen saatlerine kadar, Vanlılara, il dışından gelen yerli ve yabancı turistlere kahvaltı sunan işletme sahipleri de Van kahvaltısının doğal ve sağlıklı olduğunu Dr. Öz'ü  Van'a davet ettiklerini söyledi. Amerika'da yaklaşık 10 bin kişiye kahvaltı ikramında bulunduğunu ve tanıtım için bugüne kadar 3 defa Amerika'ya gittiğini anlatan kahvaltıcı Yusuf Konak, Amerikalıların sağlıksız yiyeceklerle kahvaltı yaptıklarını ifade etti. Konak, Van kahvaltısının şifa olduğunu belirterek, "Onların kahvaltılarında çikolata, cips var. Ama bizim kahvaltımız aburcubur değil, çikolata değil, doğaldır. Ben sizi Van'a davet ediyorum. Dr. Öz. eğer kendini seviyorsan, kalbini seviyorsan ve düşünüyorsan Van'a gelmeni Van kahvaltısı tatmanı istiyorum" dedi.

Kahvaltıcı Akif Çoşkun da "Doktor Öz, kahvaltının sağlıklı olmadığını söyledi. Tabi biz de bu haberi duyduğumuzda kahvaltıcı olarak çok üzüldük. Üzgün işe başladık. Biz kendisine katılmıyoruz. Bizler Vanlı olarak Van kahvaltısını ona tanıtmak ve yedirmek için Van'a davet ediyoruz. Van kahvaltısı yaptıktan sonra belki görüşleri değişir" diye konuştu.

GÖRÜNTÜ DÖKÜM

---------------------------------

-Van kahvaltısı detayı

-Kahvaltı yapanlar

-Kahvaltıcı Yusuf konak ile röportaj

-Kahvaltıcı Fariz Gül ile röportaj

-Kahvaltıdan detaylar

-Kahvaltıcı Akif Çoşkun ile röportaj

-Kahvaltı yapan bir kişi ile röportaj

-Kahvaltı detaylar

Safa ATMACA/VAN,

====================================

Sivas'ta yaban hayvanları için doğaya 7 ton yem

SİVAS'ta av ve yaban hayvanları için doğaya yem bırakıldı. Tavra Deresi üzerindeki arazide yapılan yem bırakma etkinliğine Vali Salih Ayhan, Vali Yardımcıları Mehmet Nebi Kaya, Yeliz Yıldızhan, İl Tarım ve Orman Müdürü Seyit Yıldız, Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) İl Temsilcisi Özge Nihan Çubukçu ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü personeli katıldı. Etkinlikte 5 bin kilogram yemlik buğday, bin kilogram balya saman, bin kilogram yeşil yulaf balyası doğaya bırakıldı.

Vali Ayhan, Sivas'ın yaban hayatı açısından zenginliğine dikkat çekerek, bu konuda herkesin duyarlılık göstermesi gerektiğini belirterek, "Doğanın bir parçası olan hayvanlarımıza yönelik, ağır kış şartlarının yaşandığı bu dönemde ilimizde çok sayıda yabani hayvan bulunmaktadır. Kurumlarımız, yerel yönetimlerimiz ve vatandaşlarımız bu konuda duyarlılık göstermektedir. Bizler de anlamlı bir hareketle yola çıkarak doğaya yem bıraktık. Doğamızın bereketi her mevsim devam etsin istiyoruz. Tüm vatandaşlarımızın da hayvanlara yönelik duyarlı olmalarını istiyoruz. Hem hayvanlarımızın rahatça yem bulmaları, hem de bulamadıkları zaman şehir merkezine inerek insan sağlığını tehlikeye sokacak bir durum oluşmaması açısından bu etkinlik çok önemli. İlk etapta bin ton doğaya bırakıldı. Biz insanoğlunun nasıl yaşama hakkı varsa, doğada yaşayan canlılarımızın da yaşama hakkı var" dedi.

HAYTAP İl Temsilcisi Özge Nihan Çubukçu da, duyarlı davranışlarından dolayı ilgili kurumlara teşekkür etti. Konuşmaların ardından Vali Salih Ayhan ve beraberindekiler, doğaya yem bıraktı.

GÖRÜNTÜ DÖKÜM

---------------------------------

-Etkinlikten görüntüler

-Vali ve beraberindekilerin doğaya yem bırakmaları

-Vali Ayhan'ın açıklamaları

Haber: Hüsnü Ümit AVCI/SİVAS,

====================================

Kendini doğal gaz borusuna asarak intihar etti

KOCAELİ'nin Kartepe ilçesinde Mümin E. (65), kendini iple doğal gaz borusuna asarak yaşamına son verdi.

Olay, öğle saatlerinde, Kartepe Ertuğrul Gazi Mahallesi Gezer Sokak'taki binada meydana geldi. Oğluyla birlikte yaşayan Mümin E., evde yalnız olduğu sırada kendisini iple doğal gaz borusuna astı. Eve gelen oğlu tarafından ipte asılı şekilde bulunan Mümin E.'nin, eve gelen sağlık ekibince hayatını kaybettiği belirlendi. Polisin evde yaptığı incelemenin ardından Mümin E.'nin cenazesi otopsi yapılmak üzere Kocaeli Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Soruştuma sürüyor.

GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ

-----------------

Olay yerinden görüntüler

Ekiplerin eve girip çıkmaları

Detay

HABER-KAMERA: Dinçer AKBİR/KARTEPE(Kocaeli),

==============================


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Türkiye Aralık Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title