Haberler

DHA YURT BÜLTENİ - 23

Kayıp kadının öldürülüp, kıyma makinesiyle ortadan kaldırıldığı iddiasıIsparta'da 2 yıl önce bir erkek arkadaşıyla ortadan kaybolan Zehra Çaycı'nın (23) annesi Keziban Çaycı ve bir yakını, genç kadının olayla ilgili tutuklu bulunan 'Besici Ali' lakaplı şüpheli tarafından öldürüldükten sonra...

Kayıp kadının öldürülüp, kıyma makinesiyle ortadan kaldırıldığı iddiası

Isparta'da 2 yıl önce bir erkek arkadaşıyla ortadan kaybolan Zehra Çaycı'nın (23) annesi Keziban Çaycı ve bir yakını, genç kadının olayla ilgili tutuklu bulunan 'Besici Ali' lakaplı şüpheli tarafından öldürüldükten sonra kıyma makinesiyle ortadan kaldırıldığını öne sürdü. Çaycı'nın yakını kadın, "Uzun süre besici Ali'nin evinde kıyma makineleri çalışmış" dedi.

Isparta'da 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü dolayısıyla Isparta Kadın Meclisleri tarafından Kaymakkapı Meydanı'nda basın açıklaması yapıldı. Eyleme, Isparta Kadın Meclisleri üyesi çok sayıda kadın ve vatandaşlar katıldı.

'EVİNDE KIYMA MAKİNELERİ ÇALIŞMIŞ'

Eylemde, 10 Ağustos 2017 tarihinde ortadan kaybolan Zehra Çaycı'nın annesi Keziban Çaycı ile bir kadın yakını da yer aldı. Gazetecilere açıklama yapan ismini açıklamayan kadın, Zehra Çaycı'nın 2 çocuğunu bırakıp, ortadan kaybolduğunu söyledi. Zehra Çaycı'nın olayla ilgili tutuklanan besici Ali tarafından öldürüldüğünü ve kıyma makinesiyle ortadan kaldırıldığını öne süren kadın iddialarını şöyle sürdürdü:

"Komşuların dediği şey, uzun süre besici Ali'nin evinde kıyma makineleri çalışmış. Kasap kendisi, etlerle çok içli dışlı, ne yapacağını çok iyi biliyor çünkü ve bulunamıyor."

'CESET ORTADA OLMAYINCA, İNSANLAR SALIVERİLİYOR'

Zehra Çaycı'nın kimin yanındayken ve nasıl kaybolduğunu bilen olmadığını kaydeden yakını, "Kaybolan o kadar kişi var ama yoklar. Bir yerlere gömülüyorlar ya da bir şekilde ortadan kaldırılıyorlar. 'Bunu yapanlar budur' diyorsun. Kanıt olan ceset ortada olmayınca, bir süre sonra insanlar salıveriliyor. Bunu istemiyoruz. Zehra'nın annesi her gün torunlarına ne cevap vereceğini düşünüyor" dedi.

'NE ÖLÜSÜ NE DE DİRİSİ, HİÇBİR ŞEYİ YOK'

Anne Keziban Çaycı da çocuğunun ölü ya da diri bulunmasını ve adaletin yerine getirilmesini istedi. Keziban Çaycı, "Çocuğumun yerinin söylenmesini istiyorum. Yerini göstersinler. Ölüyse ölü, diriyse dirisini istiyorum. Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere herkesten yardım istiyorum. Cumhurbaşkanımız sesimi duysun. Adalet Bakanımız ve bakanlarımız sesimi duysun. Ne ölüsü ne de dirisi, hiçbir şeyi yok. Bize 'Arayıp bulun' diyorlar. Kızımın öldürüldüğünü düşünüyorum. Çünkü o bir anne. Benim çocuğum bu kadar uzun süre hiçbir yere gitmez" diye konuştu.

'YÜZLERCE KADIN HALA HAYATTA OLABİLİRDİ'

Eylem kapsamında Isparta Kadın Meclisleri adına Fadime Akşahin de basına açıklama yaptı. Fadime Akşahin, "Güleda Cankel, Emine Bulut, Şule Çet, Ecem Balcı, Helin Palandöken, Özgecan Aslan, Münevver Karabulut, Ayşe Paşalı bu ülkede öldürülen yüzlerce kadından birkaçı. Bu ülkede 440 kadın, 2019'da da bugüne kadar 423 kadın öldürüldü. Tam 423 kadın bu hayattan koparıldı. Bu arkadaşlarımız bir felaket, bir doğal afet ve felaket sonucu ölmedi. İstanbul Sözleşmesi ve kadınların şifresi olan 6284 sayılı Koruma Kanunu etkin bir şekilde uygulansaydı yüzlerce kadın hala hayatta olabilirdi. Kadınların yaşaması için önleyici ve koruyucu tedbirleri hayata geçirmek, kadınları güçlendirici politikalar geliştirmek ve her alanda eşitliği sağlamak şarttır. İşte tam da bu yüzden tam ve etkin uygulanan bir İstanbul Sözleşmesi kadınları yaşatın diyoruz" dedi.

Basın açıklamasının ardından grup sloganlar atarak belediye önüne kadar yürüdü. Grup daha sonra eylemi sonlandırdı.

OLAYIN GEÇMİŞİ

Isparta'da oturan 2 çocuk annesi Zehra Çaycı ve Korhan Taştekin, 10 Ağustos 2017 tarihinde ortadan kayboldu. Çaycı ve Taştekin'in cinayete kurban gitmiş olabileceği ihtimali üzerinde duran Isparta Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü'ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekipleri çalışma başlattı. Soruşturmayı derinleştiren polis, Zehra Çaycı ve Korhan Taştekin'in arkadaşı olan 'Besici Ali' lakabıyla bilinen Ali Aydıner'i 2018 yılının mayıs ayında gözaltına aldı. Sorgusunun ardından Aydıner tutuklandı. Olayla ilgili soruşturmayı sürdüren polis, kamu kurumunda güvenlik görevlisi olarak çalışan A.U.'yu da bu yıl mart ayında gözaltına almış, A.U. işlemlerinin ardından serbest bırakılmıştı.

Görüntü Dökümü

----------

Keziban Çaycı'nın açıklaması

Eylemden görüntüler

Detaylar

Haber-Kamera: Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA, -

======================

Güleda'nın cinayet şüphelisinin ilk başta amacı barışmakmış

Isparta'da üniversite öğrencisi Güleda Cankel'i (19) öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan Zafer Pehlivan (19) savcılık ifadesinde de cinayeti itiraf etti. İfadesinde Güleda Cankel'e korkutma amacıyla bir mektup yazdığını ancak gönderemediğini söyleyen Zafer Pehlivan, Isparta'ya ilk geliş amacının Güleda ile barışmak olduğunu, cinayeti önceden planlamadığını ve bir anlık sinirle meydana geldiğini öne sürdü.

Isparta Fatih Mahallesi'nde bulunan bir apartta 18 Kasım Pazar günü yaşanan olayda, Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (ISUBÜ) Fotoğrafçılık Bölümü öğrencisi Güleda Cankel, ayrılmak istediği erkek arkadaşı tarafından öldürüldü. Cuma geldiği kentte, genç kıza ulaşmak için 2 gün boyunca otogarda bekleyen, ardından da Güleda'yı tüm kaçma girişimlerine rağmen 17 saatin sonunda önce elleri ve kabloyla boğan, ardından da kalbinden bıçaklayarak öldüren Zafer Pehlivan'ın savcılık ifadeleri de ortaya çıktı.

Polis merkezindeki ifadesinde olayı anlatan Zafer Pehlivan, Güleda Cankel'in yakın arkadaşı Osman S.'den de bahsederek, şunları anlatmıştı:

"17 Kasım günü saat 18.00 sıralarında Güleda'nın ışığını yanar şekilde görünce zilini çaldım. Kapıyı açtı, benim olduğumu görünce kapıyı kapattı. Dışarıdan konuşarak ikna ettim. Kapıyı açtı, içeri girdim. Yaklaşık 5 dakika sonra Osman geldi. Ancak kapıyı hafif aralayan Güleda, içeri almadı ve gitmesi gerektiğini söyledi. Bu sırada ben çıktım, Osman adlı kişiyle beraber aşağı indim. Benden Güleda'dan uzak durmamı istedi. Ben de '5 yıllık arkadaşım nasıl bırakırım?' dedim. Osman'la hem konuşuyor hem de yürüyorduk. Bu sırada Güleda'yı aradım. Açmadı. Apartın önüne gittiğimizde Güleda aşağıdaydı. Osman bana 'Biraz uzaklaş, ben Güleda'yla konuşmak istiyorum' dedi. Ben de uzaklaştım. Bir süre sonra yanlarına gittiğimde, Osman, Güleda'ya dönerek, 'Zafer'e söylemek istediğin bir şey var mı?' diye sordu. Bunun üzerine Osman'a gitmesini söyledim. O da gitti."

'MUTFAKTAN ALDIĞIM BIÇAĞI KALBİNE SAPLADIM'

Zafer Pehlivan cinayet anını ise ifadelerinde şöyle aktarmıştı:

"Dışarı çıkmıştık. Markete gittik. Çıktığımızda kaçmaya başladı. Sonra durdu. Benden telefonunu istedi. Birini arayacağını söyledi. Aradığı kişinin Osman olduğunu görünce telefonu elinden alıp, kırdım. 'Ben Osman'a gideceğim' dedi. Hatta kaçtığı yer Osman'ın oturduğu sokaktı. Osman bu yaşananları öğrenmiş. Beni telefonla aradı. Nerede olduğumu ve konuşmak istediğini söyledi. Güleda kaş- göz işaretiyle söylememem gerektiğini anlattı. Ben de Muğla'da olduğumu söyledim. Hatta Muğla'daki adresimi de verdim. Osman, Muğla'ya gelip konuşmak istediğini söyledi. Telefonu kapattıktan sonra Güleda, 'Bak ne kadar iyi biri. Arayıp soruyor' dedi. Bunun üzerine tartıştık, önce boğazını sıktım. Sonra kabloyla boğdum. Ölmediğini görünce de mutfaktan aldığım bıçağı kalbine sapladım."

'GÜLEDA, ŞİKAYETÇİ OLMADI'

Olaydan sonra utuklanarak cezaevine gönderilen Zafer Pehlivan'ın genç kızı, ikinci kaçma girişiminin ardından darbettiği anlarda duruma bir kişinin müdahale ettiği ve zanlıyı polisin yanına götürdüğü de ortaya çıkmıştı. Pehlivan ifadesinde, üçüncü kaçma girişimi üzerine apartın önünde Güleda'yı darbettikten sonra vatandaşlardan korkup kaçtığını ancak bir vatandaşın kendisini yakalayarak, olay yerine gelen polislerin yanına götürdüğünü şöyle ifade verdi:

"Tekme attı. Ben de boğazını tekrar sıktım. Bir süre sonra hava alamadığını söyledi. Dışarı çıkmak istediğini belirtti. Ben de 'Kaçmayacaksan çıkarız' dedim. 'Kaçmayacağım' dedi; ancak dışarı çıkınca tekrar kaçmaya başladı. Yakaladım. Apartın önüne geldiğimizde tokat attım, omuzundan tuttum, ittirdim. Yere düştü. Bağırmaya ve ağlamaya başladı. Kafasını çarptı. Bunun üzerine korkup kaçmaya başladım. Tanımadığım bir erkek şahıs bana tekme ve tokat attı. Yere düştüm beni kaldırdı. Güleda'nın yanına götürdü. O sırada ambulans ve polisler geldi. Güleda  ambulansa bindirilirken, şikayetçi olmadığını söyledi. Hastaneye götürdüler. Beni de alarak otogar civarında bıraktılar. Para çektim, taksiyle hastaneye Güleda'nın yanına gittim. Sonra bizi karakola götürdüler. Güleda, şikayetçi olmadı. Onu polis aracıyla evine götürdüler. Beni de ifademin ardından bıraktılar."

SAVCILIK İFADESİNDEKİ MEKTUP DETAYI

Zafer Pehlivan, savcılıktaki ifadesinde ise polis merkezinde verdiği ifadesini tekrarladı. 2015 yılından Muğla'da tanıştıkları Güleda Cankel'in üniversite için Isparta'ya geldiğini ve bu dönemde aralarının açıldığını anlatan Zafer Pehlivan, Güleda'nın bir süre sonra kendisinden ayrıldığını aktardı. 15 Kasım günü Isparta'ya gittiğini, 2 gün vakit geçirdikten sonra Güleda'nın kaldığı aparta gittiğini söyleyen Zafer Pehlivan, aralarında hakaret ve yaralama olayının meydana geldiğini kaydetti. Bu olaylarla ilgili polis merkezinde ifade verdiğini, daha sonra serbest bırakıldığını söyleyen Zafer Pehlivan, genç kıza yazdığı bir mektup olduğunu ve bunun sorulması üzerine, "Mektubu 2-3 gün önce yazmıştım. Korkutmak amacıyla Güleda'ya atacaktım. Beni her türlü sosyal medya mecrasından engellediği için atamadım. Isparta'ya ilk geliş amacım Güleda ile barışmaktı" dedi.

Cinayeti planlamadığını, bir anlık sinirle olayın meydana geldiğini savunan Zafer Pehlivan, pişman olduğunu anlattığı savcılık ifadesine yansıdı.

Haber: Ali ÇEVİKBAŞ/ISPARTA, -

======================

Bodrum'da fırtına ve sağanak etkili oldu

Bodrum'da, fırtına yerini sağanağa bıraktı. Cadde ve sokakları su basarken, feribot seferleri iptal oldu, uçaklar piste indirilemeyince, başka havalimanlarına yönlendirildi. Yağmurun ardından hayat normale döndü.

Bodrum'da öğlen saatlerinde, başlayan ve saatte 70 kilometre hıza ulaşan fırtına, yerini sağanağa bırakınca, sokakları, iş yerlerini ve evleri  su bastı. Birçok bölgede taşkınlar meydana geldi. Turgutreis, Bodrum yolu kısa süreli trafiğe kapatıldı. Bodrum- Kos, Bodrum- Datça feribot seferleri iptal edildi. Milas- Bodrum havalimanına inmesi beklenen yolcu uçakları, piste inemeyince başka havalimanlarına yönlendirildi. Dere Sokak tamamen sulara gömüldü. Atatürk Bulvarı, Gümbet Kavşağı, Konacık Kavşağı sular altında kalınca trafik polisleri yolu kısmi olarak trafiğe kapatıp, kontrollü geçiş sağladı. Bodrum Belediye ekipleri ise tıkanan mazgalları temizlemek için 1 metrelik suya girdi. Karayolları ekipleri, emniyet güçleri, Muğla Arama Kurtarma Derneği ve belediye ekipleri tıkanan yolları açmak için çalışma başlattı.

Yağmurun ardından hayat normale dönerken, meteorolojik uyarı yapılan ilçede, ilerleyen saatlerde rüzgarın hızının ve yağışın etkisinin artması bekleniyor.

Görüntü Dökümü

----------

-Bodrum'un genel görüntüsü

-Sahilden görüntü

-Taşan logolardan görüntü

Haber: Cavit AKGÜN - Kamera: Aykut KURT / MUĞLA,

==================

Marmaris'te dev dalgalar önünde ilginç anlar

Marmaris'te, fırtınalı havada sahile gelen kimliği belirsiz ve alkollü olduğu öne sürülen bir kişi, yüzüne çarpan dev dalgalara karşı bağırdı. Bir süre dalgaların önünde durarak sırılsıklam olan kişi, yalpalayarak kıyıdan uzaklaştı. Yaşanılan ilginç olay esnaf tarafından cep telefonuyla kaydedildi.

Marmaris'te fırtına ve yağmur yaşamı olumsuz etkilerken, saat 16.00 sıralarında ilginç bir olay meydana geldi. Kordon Caddesi'ndeki Atatürk Anıtı önündeki meydana elinde içki şişesi ile gelen bir kişi, bir tur attıktan sonra kıyıya yaklaştı. Denize yüzünü çeviren bu kişi, boyu 4 metreye ulaşan dalgaların önünde durdu. Dalgaların çarpmasıyla sırılsıklam olan kişi, işaret parmağını göstererek denize doğru bağırdı. Olayı gören esnaf kişinin intihar edebileceğinden endişelenerek zabıta ekiplerini aradı. Esnaf, kimliği belirsiz kişinin ilginç anlarını cep telefonuyla video ve fotoğraflarını çekti. Çevredeki kişilerin 'uzaklaş' çağrılarını dikkate alarak kıyıda uzaklaşıp yağmurda koşar adımlarla gözden kayboldu.

Görüntü Dökümü

------------

Çekilen amatör kamera görüntüleri

Fotoğraflar

(26,4 MB görüntü)

Haber - Kamera: Ali GÜNDOĞAN/MARMARİS,(MUĞLA),

=====================

Gaziantepli avukat kuzeninin evinde ölü bulundu

İstanbul Barosu'na kayıtlı avukat Ahmet Baran Akkaya (38), ziyarete geldiği Gaziantep'teki kuzeninin evinde ölü bulundu. Akkaya'nın kalp krizi geçirdiği tahmin ediliyor.

İstanbul'da oturan evli ve 2 çocuk babası  Ahmet Baran Akkaya, akrabalarını ziyaret etmek için geldiği Gaziantep'te geceyi kuzeninin evinde geçirdi. Dün öğlen saatlerinde, Akkaya'nın yatakta hareketsiz yattığını gören kuzeni durumu sağlık ekiplerine bildirdi. Gelen ekipler, yaptığı kontrolde Akkaya'nın yaşamını yitirdiğini belirledi. Kalp krizi geçirdiği tahmin edilen  Ahmet Baran Akkaya'nın cansız bedeni, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi için otopsi yapılmak üzere Adli Tıp Kurumu morguna kaldırıldı.

AVUKAT BABASI, MÜVEKKİLİ TARAFINDAN ÖLDÜRÜLMÜŞ

Ahmet Baran Akkaya'nın kendisi gibi avukat olan babası İsmail Akkaya'nın da 2014 yılında, ofisinde, eski bir müvekkili tarafından av tüfeğiyle vurularak öldürüldüğü öğrenildi.

Ahmet Baran Akkaya'nın cenazesinin yarın Asri Mezarlık'taki aile mezarlığında toprağa verileceği bildirildi.

GAZİANTEP, -


Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Isparta Bodrum Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title