Haberler

Dha İstanbul Bülteni - 3

(GENİŞ HABER) 1- BAKAN EROĞLU, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'LA YAPTIĞI ARITMA TESİSİ DİYALOĞUNU ANLATTIOrman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, atık sular nedeniyle CHP'li belediyelere ceza kesilmesini önerdiğini, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Ceza kesmekle olmaz.

(GENİŞ HABER)

1-  BAKAN EROĞLU, CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'LA YAPTIĞI ARITMA TESİSİ DİYALOĞUNU ANLATTI

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, atık sular nedeniyle CHP'li belediyelere ceza kesilmesini önerdiğini, ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Ceza kesmekle olmaz. Oraya tesis kurun" talimatı verdiğini söyledi.

Haber : Özgür Deniz KAYA - Kamera: Harun UYANIK / İSTANBUL,

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Bakanlığın 2017 yılında yaptığı faaliyetleri, Haliç Kongre Merkezi'nde basın mensuplarının katıldığı toplantıda paylaştı. Toplantıya, Bakan Eroğlu'nun yanı sıra Devlet Su İşleri Genel Müdürü Murat Acu, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Nurettin Taş katıldı.

Bakan Eroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Belediyelere ceza kesmekle olmaz, bunu siz yapın" talimatı sonucu Marmara Bölgesi'nde bulunan Ergene Havzası'nda 13 adet atık su arıtma tesisi kurulduğunu açıkladı.

Eroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aralarında geçen diyaloğu şu sözlerle aktardı: "Ergene ile ilgili Cumhurbaşkanımız bir gün beni aradı. Oradaki fotoğrafları televizyonda görmüş. Veysel Hoca dedi, Ergene'nin hali ne olacak? Ben de dedim ki 'Artık ceza keseriz. Atık su arıtma tesisi yapmayalım. Belediyelere ceza keseriz. Bunların hepsi CHP'li belediye.' Dedi ki, 'Ceza kesmekle olmaz. Bunu siz yapın'. Biz buradaki bütün belediyelere 13 tane atık su arıtma tesisini yaptık. En son Keşan'dakini de 29 Kasım'da tamamladık. Burada bütün atık su arıtma tesisleri bitti. Sanayidekileri de önümüzdeki yıl bitiriyoruz."

TÜRKİYE SON 44 YILIN EN KURAK DÖNEMİNİ YAŞADI

Bakan Eroğlu, Türkiye'nin 2017'de son 44 yılın en kurak dönemini yaşadığını belirterek, şunları söyledi:

"Bazıları barajlara karşı çıkıyor ama bu son derece yanlıştır. Türkiye yarı kurak iklim bölgesinde. Yani Türkiye su zengini değil. Yağışlar gerçekten çok düşük. Bizde yağışlar su ihtiyacının en fazla olduğu yaz aylarında genellikle olmaz. Ne yapmamız lazım? Kış ve ilkbaharda yazan yağışı biriktirip, yaz aylarında kullanmamız lazım. Çünkü kış aylarında sulama yok. Yaz aylarında sulama var, daha çok su kullanılıyor. Bu yüzden bizim suyu biriktirmemiz gerekiyor. Biriktirmek, baraj yapmak demek. Eğer barajlar olmasaydı, 44 yılın en kurak yılında biz su veremezdik. Türkitye'de bazı yerlerde yağış fazla. Bazı yerlerde, Konya Ovası'nda 250 mm, Karadeniz'de 2 bin 500 mm. Dolayısıyla yağışlar, bölgelere ve mevsimlere göre değişiyor. Bu bakımdfan barajların yapılması zarurettir. Türkiye'de mahsül almak için su gerekiyor. Sulama çok önemli. Suladığımız alanlarda yılda 9 milyar TL ilave zırai gelir artışı oldu. Aşağı yukarı 1 milyon 600 bin kişiye de ilave istihdam sağlandı. Dünyada tarımda 7. sıradaysaki bunu sulamaya borçluyuz."

YAPTIĞIMIZ TESİSLER OLMASA İNSANLAR SUSUZLUKTAN KIRILIRDI

Bakan Eroğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Geçenlerde Cumhurbaşkanımıza arz ettim. 'Bu yıl 44 yılın en kurak yılı.' dedi. 'Hadi ya hiç görmedik kuraklık' dedi. 'Yaptığımız tesis olmasa, susuzluktan insanlar kırılırdı" dedim. İstanbul asırlardır susuz kalmış. İstanbul'un su meselesiyle padişahlar, imparatorlar uğraşmış. İstanbul'un içinden geçen bir nehir yok. İstanbul'a çok uzak mesafelerden su getirmek hasıl olmuştur. Hedefimiz 2071 yılı. 2071 yılına kadar su sıkıntısı olmasın diye Melen Barajı'nı inşa ediyoruz. İstanbul'a 189 kilometre mesafeden İstanbul'a su getiriyor. İstanbul'un nüfusu 15 milyon şu anda. Şu anda bundan daha büyük bir proje yok."

İSTANBULLULAR GÜNDE 300 LİTRE SU KULLANIYOR

"1994'te İstanbul'un nüfusu 6,5 milyondu. 15 günde bir su versek çok iyiydi. Eskiden insanlar 50 litre su kullanıyordu. Şimdi maşallah, kişi başına İstanbul'un kullandığı su 300 litre. Kaç misli? 6 misli. Nüfus da 2,5 misli arttı. Yani 1994'e göre İstanbul, şu anda 15 misli su harcıyor. İstanbullunun günde kullandığı su miktarı, günde 3 milyon metreküp. Yani yılda yaklaşık 1 milyar metreküp su kullanıyor. Sadece Melen Barajı, İstanbul'un su ihtiyacını karşılayacak kapasitede. Temmuz-Ağustos-Ekim ayında problem olabiliyor. 2007 yılında büyük bir kuraklık olmuştu. O zaman yeteri kadar barajımız yoktu. Biz B planını uyguladık. Melen'den 2009'da gelecek suyu biz 2007'de şafak harekatıyla akıttık. Asya-Avrupa yakasında sadece tünel açmakla kalmadık, İSKİ Sarayburnu-Üsküdar arasında bir hat daha döşedi. Böylece her iki yakada da su aktarımı sağlandı. 2013-2014'te de bir kuraklık oldu. O zaman da C planını devreye soktuk. Susuz bırakmadık. Şimdi Melen Barajı'nda su birikmeye başlayınca, iki yıl kuraklık olsa dahi, bir sıkıntı olmayacak."

Eroğlu, toplantıya katılanlara Bakanlık tarafından üretilen çam balı, ahududu reçeli, kekik, papatya, böğürtlen ve orman çayı ve Türkiye'den KKTC'ye gönderilen arıtılmış içme suyundan ikram etti.

Görüntü Dökümü:

------------------------

-Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu'nun konuşması

28.12.2017 - 13.27 - Haber Kodu : 171228080

=======================================

2- İSTANBUL'DA DEAŞ OPERASYONU: 7 GÖZALTI

Haber: Çağatay KENARLI / İstanbul DHA

İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, terör örgütü DEAŞ'a yönelik dün gece 6 adreste düzenlediği operasyonda 7 kişiyi gözaltına aldı.

DEAŞ'ın üst düzey yöneticileriyle bağlantısı bulunan ve eylem hazırlığında olduğu değerlendirilen şüphelilere yönelik dün gece Başakşehir, Ümraniye ve Güngören'de bulunan 6 adrese operasyon düzenlendi. Baskınlarda 6'sı yabancı uyruklu 7 şüpheli gözaltına alındı. Gözaltına alınanların evlerinde yapılan aramalarda, çok sayıda dijital malzeme ile örgütsel doküman ele geçirildi.

========================================

3- İSTANBUL'DA FİDYE OPERASYONU

Haber: Ali AKSOYER/İSTANBUL,

Bahçelievler'de restorant işleten Suriye uyruklu  Dahhan Mustafa (20)'yı kaçırarak 40 bin Dolar fidye isteyen dört kişi yakalandı. Fidyecilerden biri Suriyeli iş adamının ev arkadaşı çıkarken, şüphe çekmemek için kendisi de kaçırıttığı ortaya çıktı.

Suriye deki savaştan kaçarak İstanbul'a gelen ve Bahcelievler'de restorant işleten Dahhan Mustafa geçtiğimiz 24 Aralık 2017 tarihinde arkadaşı Macit D. ile arabayla gezintiye çıktı. Görgü şahitlerinin ifadesine göre Fatih'te bir AVM de bir süre vakit geçiren arkadaşlar daha sonra otomobillerine binecekleri sırada yanlarına gelen silahlı üç kişi tarafından kaçırıldı.

İŞKENCE YAPIP 40 BİN DOLAR FİDYE İSTEDİLER

Otomobildeki Dahhan Mustafa ile Macit D.' kaçıran fidyeciler daha sonra restorant işleten Dahhan Mustafa'nin yakınlarını arayarak 40 bin Dolar fidye istedi. Fidyeciler ciddi olduklarını göstermek için Dahhan'a elektrik vererek işkence yaptıkları görüntüleri akrabalarına gönderildi.

ÖNCE OTOMOBİL TESPİT EDİLDİ

Asayiş Şube Müdürlüğü,  Rehine Müzakere timleri tarafından başlatılan soruşturmada kamera görüntüleri kullanarak iki kişiyi kaçıranların bulunduğu otomobilin Yavuz E.'ye ait olduğu tespit edildi.  Aracın Bahçeşehir ve Altınşehir bölgesinde görülmesi üzerine bu bölgeye yoğunlaşan ekipler önceki gün otomobili bir sokakta kıstırdı.

ELLERİ VE GÖZLERİ BAĞLI BİR ŞEKİLDE KURTARILMIŞ

Polise yakalanmamak için araçla sürekli hareket halinde oldukları öğrenilen fidyecileri yakalamak için operasyon yapıldı.  Kovalamaca sonucu durdurulan aracın içinde kaçırılan işadamı Dahhan Mustafa gözleri bağlı bir şekilde kurtarıldı.

PLANI YAPAN EV ARKADAŞI ÇIKTI

Polisin yaptığı soruşturmada işadamının restorantın devrini yaptığı ve yüklü para aldığını, ev arkadaşı Macit D'nin bunu fidyecilere haber verdiği öğrenildi. Şüphelilerin hazırladıkları plana göre şüphe çekmemesi için  Macit D.'u da kaçırdıkları tespit edildi. Şüpheliler Macit D., Fırat Ç., Ahmet R. ve Yavuz E. adliyeye sevk edildi.

Görüntü Dökümü:

-----------------

-Kavuşma anı

-Şüphelilerin adliyeye sevki

=============================

4- İSTANBUL'DA FUHUŞ ÇETESİ OPERASYONU; 14 KİŞİ ADLİYEYE SEVK EDİLDİ

Haber-Kamera: Çağatay KENARLI / İstanbul DHA

İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, silah zoru ve tehditle senet imzalattırdıkları çok sayıda kadını fuhşa zorladığı iddia edilen şüphelilere yönelik 15 Aralık'ta başlayan operasyonlarda gözaltına alınan 26 kişiden kalan 14'ü de adliyeye sevk edildi.

56 GAYRİMENKUL, 8 ARACA EL KONULDU

Liderliğini Hakan A.'nın yaptığı iddia edilen organize suç örgütünün çeşitli ilçelerde masaj salonu, cilt bakım merkezi ve güzellik salonu adı altında faaliyet gösteren 13 iş yerine operasyon düzenlenmişti. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri Hakan A.'nın mal varlığına ve hesaplarına el koyma kararı çıkarmasının ardından üzerine kayıtlı bulunan 56 gayrimenkul ve 8 araca el koydu.

Gözaltına alınan 14 şüpheli, 'Silahlı suç örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak', 'Fuhuşa teşvik', 'Fuhuşa yer temin etmek', 'Fuhuşa zorlamak', 'Zorla senet imzalatmak suretiyle nitelikli yağma', 'Cinsel Saldırı', 'Kişinin hürriyetinden yoksun bırakılması' ve 'Ruhsatsız silah' suçlarından adliyeye sevk edildi.

11 ŞÜPHELİ SERBEST KALMIŞTI

Öte yandan, 12 kişi daha önce adliyeye sevk edilmiş, 1 kadın tutuklanırken, çoğu kadınlardan oluşan 11 şüpheli ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest kalmıştı.

Görüntü Dökümü:

------------------------

(AKTÜEL)

-Şüphelilerin emniyetten çıkışı

-Hakan A.'nın görüntüsü (ilk çıkan mavili)

-Şüphelilerin polis aracına bindirilmesi

-Genel ve detaylar

(Polis Kamerası)

-Polis operasyonundan görüntüler

=================================

5- ESKİ DP'LİLER KILIÇDAROĞLU HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

Haber-Kamera: Ümit TÜRK İstanbul / DHA

Demokrat Parti (DP)'nin eski İstanbul Teşkilat üyeleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve bazı milletvekillerinin, 'Demokrat Parti'nin 2010 referandumu öncesi yaptığı toplantıların FETÖ tarafından finanse edildiği' iddiası hakkında suç duyurusunda bulundu.

Suç duyurusunda bulunduktan sonra İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan yaklaşık 50 kişi, konuya ilişkin basın açıklaması düzenledi. Demokrat Parti'nin eski İstanbul Teşkilat Başkanı Harun Hınız tarafından okunan açıklamada şu ifadelere yer verildi; "Bir süredir, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile 12 Eylül 2010 referandumunda ülkemiz demokrasisinin yükselmesi amacıyla yapmış olduğumuz sivil insiyatif çalışması üzerinden bizler hakkında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla yapılmakta olduğu anlaşılan ve tüm grup başkan vekilleri tarafından ortaya atılan FETÖ kaynaklı olduğu açık olan iftiralara dayalı bir FETÖ kampanyası ile karşı karşıya bulunmaktayız. 2010 referandumu öncesi sayın Süleyman Soylu ve bir grup arkadaşımızla İstanbul'da Eurasia Otel'de ve Sur Restaurantta 2 gün üst üste bir araya gelerek nasıl bir tutum içerisinde olmamız gerektiğini tartıştık. Neticede ülkemizde milli iradenin güçlenmesine katkı sağlayacağı, vesayet odaklarının gücünü kıracağı düşüncesiyle bu sürece olumlu katkı sağlamamızın demokrasimiz ve milletimiz açısından uygun olacağını değerlendirdik. Aldığımız karar çerçevesinde, referandum sürecinde illerde bir takım toplantılar yaparak vatandaşlarımızı, 'demokrasi buluşmaları' adı altında sivil toplum örgütlerimizi, 'Evet' tercihimiz yönünde bilgilendirmek, referandumun içeriğini anlatmak üzere çalışmaya başladık. Mütevazi ama etkili salon toplantıları, konferanslar ve paneller organize edilmiştir. İddia edildiği gibi anons arabaları, afişler ve bayraklar kullanılmamıştır"

Toplantıların organize edildiği şehirlerin ve isimlerin kimler olduğu hakkında bilgilerin de yer aldığı açıklamada, Süleyman Soylu'nun da bu toplantılara katıldığı belirtilerek, "Türk siyasi hayatının örnek sivil insiyatif çalışmalarından biri olan bu çalışmanın bir örgüt finansmanının desteğiyle yapıldığı iftirasının atıldığı CHP'nin ve onun genel başkanı Kılıçdaroğlu'nun mevcut siyaset tarzına uygun düşse de hem gerçeklere aykırı hem de bizim açımızdan kabul edilemez bir durumdur" denildi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na verilen suç duyurusu dilekçesinde, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile Grup Başkan Vekilleri Engin Altay, Engin Özkoç, Bülent Tezcan ve Özgür Özel hakkında, "Terör örgütü propagandası" ve "İftira" suçlarından soruşturma açılması talep edildi.

Aynı suç duyurusunun Balıkesir, Ankara, Trabzon, Mersin, Kırıkkale ve Kayseri'de de yapıldığı belirtildi.

Görüntü Dökümü:

---------------------------

-Adliye önünde yapılan basın açıklaması

-Genel ve detay görüntüler

28.12.2017 - 13.09 - Haber Kodu : 171228068

==================================

6- DENİZ BİSİKLETİ FACİASI; İSTİNAF MAHKEMESİ 14 YILLIK CEZAYI ONADI

Haber: Yüksel KOÇ / İstanbul DHA

İstinaf Mahkemesi, Kumburgaz Mimaroba'da 2014 yılında deniz bisikleti ile açıldıktan sonra birinin cesedine ulaşılan, 4 kişinin ise hala bulunamadığı 5 gence deniz bisikleti kiralayan Sinan Önügören'in, "Taksirle birden çok kişinin ölümüne neden olmak" suçundan aldığı 14 yıllık hapis cezasını onadı.

Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 1 Haziran 2017 tarihinde yapılan karar duruşmasında Sinan Önügören, "Taksirle birden fazla kişinin ölüme neden olmak" suçundan 14 yıl hapis cezasına çarptırılmış, bu cezayı çok bulan sanık ve cezayı az bulan maktullerin yakınları kararı Bölge Adliye Mahkemesi'ne taşımıştı.

14 YILLIK HAPİS CEZASI ONANDI

Dosyayı inceleyen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Ceza Dairesi, dosya üzerinden karar verdi. Hasan Dicle Başkanlığı'nda toplanan heyet, Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararının usul ve yasaya uygun olduğunu gerekçe göstererek hem sanık hem de mağdurların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verdi.

NE OLMUŞTU ?

Kumburgaz Mimaroba'da 17 Ağustos 2014 tarihinde saat 14.00 sıralarında Garden Beach Club'a giden Serdar Demir, kardeşi Doğan Demir, Mikayil Çelik, Şükrü Kahraman ve Yusuf Büyükizgi, buradan deniz bisikleti kiraladıktan sonra denize açılmış, bir daha kendilerinden haber alınamamıştı. Serdar Demir'in cesedi 23 Ağustos 2014 tarihinde Marmara Adası sahilinde bulundu. Bugüne kadar diğer 4 gencin cesedine ulaşılamadı. Garden Beach Club adlı iş yerinin işletmecisi Sinan Önügören hakkında hazırlanan iddianamede, gençleri denizde fırtınaya yakalanarak kayboldukları belirtiliyor. İddianamede gençlere saat 14.00 sıralarında deniz bisikleti kiraladığı, 16.00'da dönmedikleri halde işletme sahibi ve çalışanları tarafından resmi makamlara bildirimde bulunulmadığı, sonraki gün gençlerin ailelerinin başvurdukları, bu gelişmeden sonra Sinan Önügören'in emniyete giderek bilgi verdiği belirtiliyor. İddianamede Sinan Önügören'in "Taksirle birden çok kişinin ölümüne neden olmak" suçundan 3 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması talep ediliyordu.

Sinan Önügören'i yargılayan Bakırköy 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 1 Haziran 2017 tarihinde yaptığı karar duruşmasında, sanık Sinan Önügeren'e, suçlandığı, "Taksirle birden çok kişinin ölümüne neden olmak" suçundan istenen cezanın üst sınırına yaklaşarak 14 yıl ceza vermiş, bu cezada da herhangi bir indirime gitmemişti.

=====================================

7- SİBEL CAN'I DOLANDIRMAKLA SUÇLANAN İŞADAMI HAKİM KARŞISINA ÇIKTI

Haber: Özden ATİK / İstanbul, DHA

Ünlü şarkıcı Sibel Can'a, yasal olmayan yollardan ithal ettiği ve ikinci el otomobili sıfır olarak sattığı iddiasıyla yargılanan iş adalı Şahin Mehmet Çelik hakim karşısına çıktı. Sanık Çelik suçlamayı redderek "Bu dava konusu araç gümrükte teslime hazır haldedir" dedi. Sibel Can'ın avukatı ise "Maddi zararımız karşılanmamıştır" diyerek şikayetlerinin devam ettiğini belirtti.

İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz yargılanan sanık Şahin Mehmet Çelik avukatıyla birlikte katıldı. Şikayetçi Sibel Can'ı ise avukatı Bülent Ernas temsil etti.

Otomobil ticateriyle uğraştığını söyleyen sanık Çelik, 2012'de Türkiye genelinde otomobil ithalatıyla ilgili yapılan araştırmada firmasına ait 44 araçla ilgili evrak şüphesi nedeniyle inceleme yapıldığını  ve gümrük müffettişlerince şüphe duyulan araç ithalatlarıyla ilgili suç duyurusunda bulunulduğunu belirtti.

" İMAJIMIZ ZEDELENDİ"

Suçlamayı kabul etmeyen sanık Çelik, "Soruşturma savcısı 4,5 yılın sonrasında dava açtığı için firma olarak bu 44 araca el konulması imajımızı zedelendi.  Bu konu ile ilgili başka bir mahkemede yargılama devam etmektedir. Mahkeme, ancak 11 aracı inceleyebildi. İncelenen 11 araçtan bir tanesi şu an dava konusu olan bu dosyadaki araçtır. Diğer mahkemede iddiaların asılsız olduğu ortaya çıktı. Yani 2009 model ve sıfır olduğunu beyan edip sattığıma dair iddia bilirkişi raporu ve yapılan yazışmalarla çürütülmüş durumdadır. Bu kararı dosyaya sunacağız. Ayrıca el koyma kararları da kaldırıldı. Araçlar teslime hazır hale geldi. Diğer araç sahipleri araçları teslim aldılar. Bu dava konusu araç gümrükte teslime hazır haldedir. Teslim edilip edilmediğini bilmiyorum. Çünkü muhatap araç sahibidir. Ayrıca şirketim bu davalar nedeniyle iflas etmiş durumdadır" diye konuştu.

SİBEL CAN'IN AVUKATI:  MADDİ  ZARARIMIZ KARŞILANMAMIŞTIR

Sibel Can'ın avukatı Bülent Ernas ise "Yeni çıkan KHK ile gümrük elinde olan araçlara eksik olan ÖTV'nin yüzde 25'ini ödeme koşuluyla  bu araçlara daha fazla masraf yapmamak adına araç sahiplerine teslimine yönelik işlem yapılmıştır. Tüketici mahkemesinde alınanan rapor, savcılık ve gümrükten gelen raporlardan anlaşıldığı üzere bu araç ABD'de 2008 yılında tescil edilmiş, plaka almış, 2 ay kullanılmış sonrasında 0 araç gibi ithal ederek müvekkilime satılmak istenmiştir. Bu belgelerle ilgili herhangi bir sahtelik iddiası ortaya atılmamıştır. Hala ÖTV'nin yüzde 75'i ödenmemiştir. Aracı teslim almadık. Maddi zararımız karşılanmamıştır. Gümrük bize yüklü bir yediemin masrafı çıkardığı için aracı  teslim almaya yönelik herhangi  bir işlem yapmadık. Şikayetimiz devam etmektedir. Sanığın kaçma şüphesi  vardır. Tutuklanmasını talep ederiz" dedi.

TUTUKLANMASI TALEBİ REDDEDİLDİ

Mahkeme heyeti, sanığın kaçma şüphesi bulunmadığından tutuklanma talebini reddederek duruşmayı erteledi.

İDDİANAME

İddinamede, otomobil  şirketinin ortağı ve yetkilisi sanık Şahin Mehmet Çelik'in 2008 model olarak üretilen ve daha önce ABD'de trafiğe çıkış izni verilen aracı yasal olmayan yollardan ithal ettiği ve daha sonra 2009 model ve sıfır olduğunu beyan edip 313 bin 738 TL karşılığı Sibel Can'a sattığı belirtiliyor. Sanığın, "Tacir veya şirket yöneticileriyle kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı" suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapsi talep ediliyor.

==================================

8- THY UÇAĞI HASTA YOLCU İÇİN  KANADA'YA İNMEK ZORUNDA KALDI

Haber: Murat ÇAKIR / İstanbul DHA

Türk Hava Yolları'nın New York-İstanbul seferini yapan Boeing 777 tipi uçağı bir yolcunun rahatsızlanması nedeniyle Kanada'nın Halifax Havalimanı'na iniş yapmak zorunda kaldı.

New York-İstanbul seferini yapan TK 12 sefer sayılı THY uçağı Atlas Okyanusu üzerinde uçuşuna devam ederken bir yolcu  hastalandı. Yolcunun durumu üzerine kaptan pilot, uçağı en yakın nokta olan Kanada'nın Halifax Stanfield Havalimanı'na yönlendirdi. THY uçağı daha sonra buraya iniş yaptı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Cumhuriyet Halk Partisi Recep Tayyip Erdoğan Veysel Eroğlu Mehmet Çelik Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title