Haberler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TİM 29. Olağan Genel Kurulu ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni'nde konuştu: (3)

Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarına yaptığımız kuvvetli atıfların sebebi, bizi işte bu fasit daireden çıkartacak fırsatları önümüze sermiş olmasıdır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Son 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarına yaptığımız kuvvetli atıfların sebebi, bizi işte bu fasit daireden çıkartacak fırsatları önümüze sermiş olmasıdır. Artık Türkiye'nin ülkesini yüksek faizle soydurmayacak, istihdamla ayakta tutacak, üretimle geliştirecek, ihracatla ilerletecek, cari fazlayla güçlendirecek bir yola ihtiyacı vardır. Biz bunun mücadelesini veriyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) 29. Olağan Genel Kurulu ve İhracatın Şampiyonları Ödül Töreni'nde yaptığı konuşmada, dünyadaki her türlü siyasi, ekonomik, askeri ve sosyal gerilimin ülkeyi etkilediğini söyledi.

Türkiye'nin, dünün kendi içine kapanık, kendi krizlerini kendi üretip herhangi bir karşılık almadan bedel ödeyen Türkiye'si de olmadığını vurgulayan Erdoğan, "O artık gerilerde kaldı. Artık her alanda dünya ile bütünleşmiş, eşit ilişkiler kurma kabiliyeti kazanmış bir Türkiye var. Küresel krizlerle her yüzleşmemizi, siyasi ve ekonomik kazanımlara dönüştürecek bir yaklaşımla hareket ediyoruz. Bir süredir yaşadığımız dalgalanmalara da bu anlayışla bakıyoruz." ifadesini kullandı.

Erdoğan, bugün Türkiye'de küresel emtia fiyatlarındaki yükseliş, kendi küçük hesapları uğruna fiyat artışlarını körükleyenlerin sebep olduğu belirsizlik, dövizdeki istikrarsızlık gibi faktörlerin yol açtığı denge gibi sorunların var olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Biz buna 'bardağın boş tarafı' diyelim. Peki bardağın dolu tarafında ne var? Son 20 yılda 3,5 trilyon dolarlık yatırım yapan, eğitimden sağlığa, sanayiden turizme, konuttan sosyal desteklere her alanda güçlü altyapıya sahip bir ülke var. Yıllık 243 milyar doları yakalayan ihracatçılarımızın başarıları var. Bereketli bir sezona hazırlanan turizmcilerimiz var. Yağışlı geçen bir mevsimin ardından iyi bir hasat dönemi bekleyen üreticilerimiz var. Geçen yılın ocak ayına göre 31,5 milyondan, 34,2 milyona çıkan iş gücümüze karşılık 27,5 milyondan, 30,4 milyona yükselen istihdamımız var. Uluslararası ilişkilerde temin ettiğimiz gelişmeler sayesinde her gün daha da yükselen rakamlarla ülkemize gelen yatırımcılar var. Firmalarımızın ve vatandaşlarımızın döviz, altın, Türk lirası cinsi varlıklarla, gayrimenkul yatırımlarında duran, seviyesini korumakla kalmayıp yükseltmeyi sürdüren birikimleri var. Hepsinden önemlisi gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyanın yaşadığı sarsıntılara rağmen potansiyeline güvenerek, hedeflerine daha sıkı sarılan bir Türkiye var. İşte bu Türkiye, 100 trilyon dolarlık dünya pazarından hak ettiği payı almak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdır."

"Rasyonel gerekçelerle izah edilemeyecek fiyat artışlarına karşı hukuki ve idari tedbirler geliştiriyoruz"

Ülkenin son 2 asırlık tarihinin hep dünyadaki gelişmelerin ortaya çıkardığı fırsatları kaçırmakla geçtiğini vurgulayan Erdoğan, "Cumhuriyetimizin kuruluşu dışında bu 2 asırda kayda değer bir atılım gösterememiş olmamızın sebebini sadece dışarıda arama kolaycılığına kaçmak bu topluluğa, bizlere yakışmaz. Biz ancak kendi eksiklerimizi ve kendi hatalarımızı bulup bunları düzelterek içine sokulduğumuz kısır döngüden çıkabiliriz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Son 20 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımlarına yaptığımız kuvvetli atıfların sebebi, bizi işte bu fasit daireden çıkartacak fırsatları önümüze sermiş olmasıdır. Artık Türkiye'nin ülkesini yüksek faizle soydurmayacak, istihdamla ayakta tutacak, üretimle geliştirecek, ihracatla ilerletecek, cari fazlayla güçlendirecek bir yola ihtiyacı vardır. Biz bunun mücadelesini veriyoruz. Kendi sorunlarını çözmek için kullanmadıkları yol ve yöntemleri bize dayatanların durumu kendi hastalığını iyileştirmek için kullanmadığı ilaçları başkalarına yazan doktorun durumuna benziyor. Cumhuriyetimizin 100. yılına, iktidarımızın 20. yılına dayandığımız bir dönemde bu tezgaha tekrar düşemeyiz, düşmeyeceğiz. Milletimizin yaşadığı geçim zorluğunu, refahında ortaya çıkan azalmayı mutlaka telafi ederek yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayla büyümeye dayalı Türkiye ekonomi programını kararlılıkla uygulayacağız. Sizlerin de takip ettiği gibi bu konuda her gün yeni bir adım atıyoruz. İnsanlarımızın döviz ve altın tasarrufu alışkanlıklarını Türk lirasına yönlendirmek için çeşitli alternatifleri devreye alıyoruz. Rasyonel gerekçelerle izah edilemeyecek fiyat artışlarına karşı hukuki ve idari tedbirler geliştiriyoruz."

Ücretlilerin gelirlerindeki azalışı telafi edecek çalışmalar yaptıklarını aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu çerçevede temmuz ayında enflasyon farklarıyla ocak ayında ücretlerdeki yeni düzenlemelerle milletimizin her kesimini daha da rahatlatacağız. Enflasyonun geçtiğimiz aralık ve ocak gerçekleşmeleriyle sırtımıza bindirdiği kamburdan kurtulacağımız 2023 Şubat, Mart aylarından itibaren artık bu sorunları da önemli ölçüde geride bırakmış olacağız. Esasen Rusya-Ukrayna savaşının özellikle enerji fiyatlarında ortaya çıkardığı ağır fatura olmasaydı programımızın meyvelerini içinde bulunduğumuz aydan itibaren toplamayı planlıyorduk. Mücbir sebepler bu tarihin yılbaşı sonrasına kaymasına sebebiyet vermiştir. Ama hedeflerimizden de programımızdan da çalışmalarımızdan da kararlılığımızdan da en küçük bir geri adım atmak yoktur, olmayacaktır. Herkesin hesabını, kitabını, planını, başka birtakım beklentilere değil, buna göre yaparak hareket etmesini özellikle tavsiye ediyorum. Türkiye'nin siyasi ve ekonomik olarak tökezlemesini bekleyenlerin heveslerini inşallah bu defa da kursaklarında bırakacağız."

"Karamsarlık pompalayanların derdi asla ülkemiz değildir"

Sahip olunan altyapı ve küresel fırsatlar itibarıyla hem ümitlerin, hem de hedeflere ulaşma ihtimalinin en güçlü olduğu dönemde olunduğunu ifade eden Erdoğan, "Ödediğimiz bedeller, katlandığımız maliyetler, yaşadığımız acılar, elde edeceğimiz sonuçlara fazlasıyla değecektir. Sırf iş insanlarımızın ve milletimizin kafasını karıştırmak, umutlarını törpülemek için karamsarlık pompalayanların derdi asla ülkemiz değildir." değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'da, Amerika'da, dünyanın dört bir yanında yaşanan sıkıntıları görmezden gelip Türkiye'yi "batıyor, bitiyor" yaygarasıyla farklı bir konuma yerleştirmek isteyenleri 3 gruba ayırdığını belirterek, birinci grupta içte ve dışta yıllarca ülkeyi sömürerek kendilerini büyütmüş bir kesimin olduğunu vurguladı.

Bunların endişesinin, reel ekonomiyle büyüyen Türkiye'den eskisi kadar çok kazanç sağlayamayacak olmalarından kaynaklandığını dile getiren Erdoğan, şu görüşleri paylaştı:

"İkinci grup da büyük ölçüde bu ilk gruptakilerin yönlendirmesiyle hareket eden kimi akademisyen, kimi gazeteci, kimi siyasetçi görünümlü tetikçiler bulunuyor. İşin açıkçası bu tetikçileri çok da kale almıyor, çok da adam yerine koymuyoruz. Üçüncü grupta ise çeşitli sebeplerle bize, hükümetimize, ittifakımıza besledikleri husumetten dolayı ülkenin ve milletin ali çıkarları dahil her şeye körü körüne saldıranlar yer alıyor. En çok üzüldüğümüz ve en çok uğraştığımız grup da budur. İlk iki grubun en çok istismar ettiği, en çok kullandığı, en çok öne sürdüğü de bu kesimdir. Bu son gruptaki insanlarımızı, sürekli doğruları anlatarak, hakikatleri önlerine getirerek, diğerlerinin yalanlarını ve iftiralarını çürüterek, kendi ülkelerinin, kendi milletlerinin safında yer almaya davet edeceğiz."

(Sürecek)

Kaynak: AA / Güncel

Recep Tayyip Erdoğan Togo Cumhuriyeti Türkiye Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title