Adalet Bakanı Bozdağ: (2)

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem'in "İran ile Türkiye bir savaşa girse, ben İran'ın yanında yer alırım" dediğini ifade ederek, "Düne kadar 'Mollalar İran'a' diye bağıranlar, şimdi İrancı oldular. Çok ilginçtir. CHP Genel Başkanına ben buradan sesleniyorum, sizin içinizde İrancı bir tane mi, iki tane mi, beş tane mi milletvekili var" dedi.

Bozdağ, Ankara Adalet Sarayı'nda Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak'ı ziyaret etti, Medya ve Yargı Arasındaki İlişkilerin Güçlendirilmesi Projesine ilişkin yetkililerden bilgi aldı. Bozdağ, daha sonra, proje kapsamında oluşturulan Medya İletişim Bürosuna ziyarette bulundu.

Buradan çıkışında gazetecilere açıklama yapan Bozdağ, pilot uygulama olarak Ankara, İstanbul, İzmir, Adana ve Diyarbakır'da bulunan Medya İletişim Bürolarının, ağır ceza merkezi olan 139 yere yaygınlaştırılmasına karar verdiklerini ve buna ilişkin genelgeyi yürürlüğe koyduklarını söyledi.

Daha önce adliyelerde basın sözcülükleri bulunduğunu, görevlendirilen başsavcıların, vekillerinin, savcıların ve hakimlerin sözcülük görevini yürüttüğünü anlatan Bozdağ, yeni genelge çerçevesinde, bundan sonra basın sözcülüğünün Cumhuriyet Başsavcısı ya da görevlendireceği başsavcıvekili ve Cumhuriyet Savcısınca yerine getirileceğini belirtti. Kovuşturma aşamasındaysa Adalet Komisyonu başkanlarının gerekli gördüklerinde basına açıklama yapabileceklerini ifade eden Bozdağ, hem hukuk mahkemelerinde hem idari yargıda hem de adli ve idari istinafta bundan sonra basın sözcülüğü olacağını bildirdi.

Medya İletişim Merkezlerinin kamuoyunu, soruşturması ya da yargılaması devam eden konularda doğru bilgilendirmeyi; yanlı, eksik, çarpıtma, yalan, iftira haberlerle kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesinin önüne geçmeyi amaçladığını vurgulayan Bozdağ, böylelikle yargıya olan güveni ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi hakkının korunmasının hedeflendiğini kaydetti.

Bu bilgilendirmeler yapılırken masumiyet ilkesine, lekelenmeme hakkına, soruşturmanın gizliliği ilkelerine riayet edileceğini söyleyen Bozdağ, maalesef bu ilke ve hakları ihlal eden birçok haberin medyada yer aldığını dile getirdi.

Bozdağ, "Basın mensupları, artık haber almak için oradan buradan kendilerini zorlayacak arayışlara girmeyecek. Kendilerini karşılayacak bir büro, bilgi alabilecekleri resmi muhatapları olacak ve onlardan doğru bilgileri alarak, doğru şekilde aktaracaklar. Umarım patronlarınız da doğru bilgileri doğru aktarırsa, kamuoyu daha doğru bilgilenme imkanı bulacaktır" diye konuştu.

-"Milletin aklıyla alay ediyor"

Bozdağ, bir gazetecinin, CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem'in "sarin gazı" iddialarını hatırlatarak, "Erdem dün basın toplantısı düzenledi ve o iddiaları yalanladı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, Erdem'in açıklamalarını anlamakta zorlandığını söyledi. Erdem'in beyanlarının çeliştiğini ifade eden Bozdağ, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Çok açık, net şekilde ifadeler var, onun içerisinde. Türkiye'de bazı kamu görevlileri eliyle buradan bunların Suriye tarafına aktarıldığını ifade eden, kendi ağzından çıkan sözler var. O sözleri farklı şekilde yorumlayacak Türkiye'de kaç tane insan var, onu bilmiyorum. Ama o dinlediği sözlerden insanlar ne anlıyor, merak ediyorum. Benim anladığım çok açık. Eminim ki akıl sahibi herkesin anladığı da açık. Sayın Erdem milletin aklıyla alay ediyor. Bu millet neyin ne anlama geldiğini herkesten daha iyi bilecek bir durumdadır."

-"Mollalar İran'a diyenler, İrancı oldular"

Erdem'in, "İran ile Türkiye bir savaşa girse ben İran'ın yanında yer alırım" dediğini aktaran Bozdağ, milletvekillerinin Türk milletini temsil ettiklerini hatırlattı. Bakan Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye ile bir başka ülke arasında sorun olduğunda, Allah göstermesin bir savaş olduğunda, 'Ben Türkiye karşısında yer alan ülkenin yanında yer alırım' diyen bir milletvekiline biz ne söyleyeceğiz? 'Aferin' mi dememiz lazım? Buna, en evvela CHP'ye oy veren değerli vatandaşlarımızın itiraz etmesi lazım, CHP'nin Sayın Genel Başkanı'nın itiraz etmesi lazım. Bu, büyük bir saygısızlıktır, büyük bir had bilmezliktir. Bu milletin parlamentosunda bulunan bir milletvekilinin söyleyebileceği ve ona oy vermiş insanların, bu milleti temsil ettiğine göre de bu milletin hazmedebileceği bir şey değildir. Kabul edilebilir bir şey mi bu? Utanç verici bir durum.

Bu konuda CHP daha şimdiye kadar hiçbir şey söylemedi. Düne kadar 'Mollalar İran'a' diye bağıranlar, şimdi İrancı oldular. Çok ilginçtir. CHP Genel Başkanına ben buradan sesleniyorum, sizin içinizde İrancı bir tane mi, iki tane mi, beş tane mi milletvekili var? Türkiye ile İran arasında bir ihtilaf olduğunda veya başka ülkeler arasında ihtilaf olduğunda o ülkelerin safına geçmeyi düşünen kaç arkadaşı milletvekili seçtiniz? Kaç kişi var? Bunlar kabul edilebilecek şeyler kesinlikle değil. Bunu ben Türk milletine, Türkiye kamuoyuna şikayet ediyorum."

-"Adalet Bakanı olmadığım dönemde..."

Bozdağ, Erdem'in, "Adana'da yürüyen bir soruşturmayla ilgili bir savcıyı aradığı, savcıyla görüşüp, 'Bunu kapatın' ve 'İslami motifli bir takım konularda benden habersiz iş yapmayın" dediğine yönelik kendisine de "iftirada" bulunduğunu ifade etti. İlgili başsavcıvekilinin ve kendisinin bunun doğru olmadığını açıkladıklarını kaydeden Bozdağ, ayrıca Erdem ile ilgili tekzip kararları aldığını ve suç duyurusunda bulunduğunu belirtti.

"Basın müşavirliği aracılığıyla, bu haberleri yayınlayan Birgün ve Cumhuriyet gazetelerine, iftirada yarış yapıyorlar, her gün başka iftiralarla, bugün gene başka iftira haberlerini milletin önüne servis ediyorlar, onlara da bunu gönderdim" ifadesini kullanan Bozdağ, Adana Cumhuriyet Başsavcıvekilinin de bu haberleri yayınlayan bütün gazetelerin genel yayın yönetmenleri ve yetkililerine tekzip kararlarını gönderdiğini anlattı.

Erdem'in açıklamalarında, "Adalet Bakanı Bekir Bozdağ böyle yaptı" dediğine dikkati çeken Bozdağ, o dönemde Adalet Bakanı olmadığını söyledi. Bozdağ, "Hani birisi bir yalan söylüyor, bir yanlış söylüyor ya, neresini düzelteyim? Düzeltme imkanım yok. Adalet Bakanı olmadığım bir dönemde sağolsun beni Adalet Bakanı yapmış. Teşekkür ediyorum" dedi.

Başsavcıyla yüz yüze ya da telefonla hiç görüşmediğini bildiren Bozdağ, "Hiç tanımadığım, sesini duymadığım birisi. Telefonla veya başka surette bu yaşa kadar konuşmadığım birisiyle beni konuşturmuş. Maşallah keramet sahibi birisi. Hemen onu da başarmış. Benim böyle bir konuşmam yok. Bu tamamen bir iftiradır. Telefonla da konuşmam yok. Bu da iftiradır. Sayın savcıyı yanıma çağırmam da söz konusu değildir. Bu da açık şekilde iftiradır. Ayrıca orada kapatılan bir soruşturma falan yoktur. Şu anda iddia ettiği soruşturma kapsamıyla ilgili yargılama, ilgili mahkemede Adana'da devam ediyor" diye konuştu.

Tutuklu gazetecilerin durumu

"Can Dündar ve Erdem Gül'ün, tutukluluğa yaptıkları itirazlara sürekli ret cevabı alınıyor. Muhalefetin de gazetecilerin tutuksuz yargılanması konusunda talepleri var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Bekir Bozdağ, şöyle konuştu:

"Türkiye'de şu anda cezaevinde tutuklu veya hükümlü bulunan gazeteciler var. Bunlarla ilgili iddialar soruşturma aşamasında, yargılama aşamasında da verilen hükümler var. Soruşturma aşamasındaki iddialara baktığımda haber yaptığı iddiasıyla soruşturmaya tabi tutulan bir gazeteci yok Türkiye'de. Hüküm giyenlere baktığımız zaman da haber yaptığı için hüküm giyen gazeteci yok.

Ancak isnat edilen suçlar başka suçlar. Diyelim ki bir tweet atılıyor. Deniliyor ki, 'Tweet attı diye falanca kişiyle ilgili mahkeme ceza verdi.' Tweet atıyor, sinkaflı, küfürlü. Gazetede, sanal medyada böyle bir haber çıkıyor. 'Cumhurbaşkanına tweet attı, ceza aldı' deniyor. Peki o tweetin içinde ne yazmış? Tweet attığı için mi ceza almış, yoksa o tweetin içeriğiyle ilgili mi ceza almış? Şimdi siz, birisinin eşine, çocuklarına, kendisine sinkaflı, küfürler içeren tweet attığınızda yargılamaya muhatap olur musunuz? Şikayet olduğunda, olursunuz. Resen takibi gerektiren bir konu varsa o zaman da olursunuz. O zaman bir ceza ortaya çıktığında da buna göre bir ceza ortaya çıkıyor. Ama bizim medyamız, olayı çarpıtmak için, 'Cumhurbaşkanı ile ilgili tweet attı, şu kadar ceza aldı' diyor. Size birisi sinkaflı, eşinize, annenize, babanıza, şahsınıza, çocuklarınıza küfür ederse, onunla ilgili şikayette bulunur musunuz, bulunmaz mısınız? Sinkaflı küfür yapmak bir eleştiri midir? Sinkaflı küfür yapmak, bir haberleşme usulü müdür? Değildir.

Onun için bazı konularla ilgili medyada yer alan bu haberlerde, sadece haber açısından değil, isnat edilen suç açısından bakmakta fayda var. Türkiye'de habercilik yaptı diye, sadece bu tırnak içinde söylüyorum, habercilikle ilgili isnada veya iddiaya muhatap herhangi bir gazeteci yoktur. İddialar farklı. İsmini söylediğin kişilerle ilgili farklı iddialar var. Dosyanın içeriğini bilmediğim için onlarla ilgili konuşmayı doğru görmem. Çünkü yürüyen soruşturmalar var. Ama genel anlamda böyle bir değerlendirme yapabilirim."

(Bitti)

Bekir Bozdağ Eren Erdem Türkiye İran Politika Güncel Haberler