Gebze'deki Akaryakıt Kaçakçılığı... -CHP Grup Başkanvekili Anadol: -"paranın Büyük Bir Kısmı, Bu Kaçakçılığın En Tepesinde Yer Alan ve Bakan Bile Demekten Hicap Duyduğumuz Kürşad Tüzmen'e Verilmek Üzere Bakanın Kardeşi Tarkan Tüzmen Tarafından Sahra Kimy

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, Gebze'deki akaryakıt kaçaklığıyla ilgili iddialar konusunda, ''Paranın büyük bir kısmı, bu kaçakçılığın en tepesinde yer alan ve bakan bile demekten hicap duyduğumuz Kürşad Tüzmen'e verilmek üzere bakanın kardeşi Tarkan Tüzmen tarafından Sahra Kimya A.Ş'nin ortağı Mustafa Bakiler'den alınan 1 milyon dolar'' dedi.

Anadol, Parlamento'da düzenlendiği basın toplantısında, 13 milyon dolar mali boyutu olduğu öne sürülen Gebze'deki akaryakıt kaçakçılığı iddiaları ve bu olayın müfettiş incelemesi süreciyle ilgili açıklamalarda bulundu.

İddialarla ilgili Gümrük Teftiş Kurulu Başkanlığına soruşturma izni verilmemesini eleştiren Anadol, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen'in de bizzat ön inceleme yaparak, Gümrük Müsteşar Vekili Mehmet Şahin ile ilgili iddialar konusunda adli takibata gerek bulunmadığına karar verdiğini söyledi. Kürşad Tüzmen'in, ''yargının yerine geçerek, soruşturma izni vermediğini ve Şahin'i akladığını'' öne süren Anadol, soruşturma izni verilmemesine ilişkin kararın, belgelerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmediğini de iddia etti.

-İHBAR MEKTUBU-

CHP'li Anadol, Gümrük Teftiş Kurulu Başkanlığına, Aziz Eren imzasıyla gönderilen ihbar mektubunu basına gösterdi.

Anadol, mektupta, ''akaryakıt kaçakçılığına gerek yardım etme gerekse görevini yapmayarak göz yumma karşılığında, kaçak malın sahibi Sahra Kimya A.Ş'den menfaat sağlayan bürokratların aldıkları miktarlara'' yer verildiğini söyledi.

-BÜROKRATLARIN ALDIKLARI PARALAR-

Mektupta, ''Gümrük Müsteşar Vekili Mehmet Şahin'in 300 bin dolar, Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Remzi Akçin'in 100 bin dolar, İzmit Başmüdürü Şükrü Keleş'in 150 bin dolar ve Gümrükler Daire Başkanı Yusuf Güney'in 50 bin dolar aldıklarına yer verildiğini'' anlatan Anadol, ''Paranın büyük bir kısmı, bu kaçakçılığın en tepesinde yer alan ve bakan bile demekten hicap duyduğumuz Kürşad Tüzmen'e verilmek üzere Bakanın kardeşi Tarkan Tüzmen tarafından Sahra Kimya A.Ş'nin ortağı Mustafa Bakiler'den alınan 1 milyon dolar. Altına imza atmış, resmi dosyanın içinde var'' dedi.

-''İŞTE FIRSAT''-

Anadol, bu olayla, AK Parti'nin 4 yıldır devam eden dokunulmazlık konusundaki ''iki yüzlüğünü ve gerçek yüzünün bir kez daha ortaya çıktığı'' öne sürerek, CHP'nin, milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılması isteğine, AK Parti tarafından ''bürokratlar ve memurlar da dahil bütün dokunulmazlıklar kalksın'' yanıtı verildiğini kaydetti.

''İşte elinizde fırsat'' diyen Anadol, Mehmet Şahin'in 300 bin dolar rüşvet aldığının iddia edildiğini belirterek, şöyle konuştu:

''Gümrük Teftiş Kurulu Başkanlığı, iddiayı doğrulamış. Kaçakçılığa yardım suçundan yargılanması gerektiğini söylüyor. İhbar aşamasını aşmış. Bu konuda ne yapması gerekiyor Sayın Bakanın? Derhal soruşturmaya izin vermesi gerekir. Bürokratların dokunulmazlıkların arkasına sığınan kim? Siyasi dokunulmazlığı olan gümrük-tekel bakanı... Neden? Kendisi hakkında da 1 milyon dolarlık bir başka iddia var?''

-''DOKUNULMAZLIK HEDİYE ETTİ''-

Kemal Anadol, 1946-1950 yıllarında tekel ve gümrükten sorumlu bakan olarak görev yapan Suat Hayri Ürgüplü'nün, iddialar dolayısıyla istifa ettiğini ve daha sonra aklandığı anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Milletvekili dokunulmazlığı kalksın diyoruz. 'Hayır' diyorlar. Neden? Memurların, bürokratların dokunulmazlığı var. Kaldır... Senin müsteşarın suçlanan. Hayır, onu da kaldırmaya izin vermiyor. AKP'nin dokunulmazlık konusundaki iç yüzü, gerçek yüzü ortaya çıkmıştır. Neden? Sayın Başbakan'ın dosyası bekliyor. Belediye başkanlığı döneminde kitle ulaşım araçları biletlerinde kalpazanlık yapma suçlaması... Böyle bir dosyası olan kişi elbette kaçacaktır. Kendisiyle birlikte suç işlediği iddia edilen ne kadar bürokrat varsa, hepsini Meclise sokmuştur, hepsine birer dokunulmazlık hediye etmiştir. Sadece milletvekili maaşı değil, siyasi makam değil. Siyasi dokunulmazlık zırhına büründürmüştür.

-''HESAP SORACAĞIZ''-

Anadol, milletin, 2002 seçimlerde dokunulmazlıkları kaldıracak, hortumcuları yargılayacak partileri Meclise taşıdığını ifade ederek, 4 senelik uygulama sonunda, ''gerçek hortumcunun AKP iktidarı ve o iktidardan nemalananlar'' olduğunun ortaya çıktığını ileri sürdü. Anadol, ''Hortumcu dedikleriyse, bunların yanında pipetçi'' dedi.

CHP'li Anadol, İçtüzük'ün verdiği bütün imkanları kullanarak, rüşvet dedikodularına bulaşan bürokrat ve siyasetçilerden hesap soracaklarını söyledi.

NATO'nun, Türk askerinin Kabil dışında da görev almasına ilişkin talebini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Anadol, CHP olarak Türk askerinin böyle bir görev almasına karşı olduklarını kaydetti.

Haberler