Haberler

Fetö'nün "Perdeleme" Yöntemi Fezlekede

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) "himmet" adı altında finansal destek sağlandığı iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Bank Asya çalışanları ile TMSF yetkililerinin kayyum olarak atandığı Dumankaya İnşaat firmasının eski sahibi ve ortaklarının da bulunduğu 125 şüpheliye yönelik fezlekede, örgütün kullandığı "perdeleme" yöntemi anlatıldı.

Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Hüseyin Önelge tarafından hazırlanan 496 sayfalık fezlekede, Dumankaya Holding gibi kişi ve kuruluşların finanse ettikleri dernekler ve diğer FETÖ kuruluşları sayesinde 15 Temmuz hain darbe girişiminin temel taşlarının oluşturulduğu belirtildi.

Paranın olduğu her yerde mutlaka FETÖ'nün olduğu vurgulanan fezlekede, "Örgütün en önemli özelliklerinden birisi de 'perdeleme' yöntemidir. Görünürde bir hayır kurumu ve muhtaç insanlara yardım eder gibi göründüğü halde perde arkasındaki amacın gizlendiği belirlenmiştir. Örgütte her şey kayıt dışıdır. Toplanan himmet, kurban, burs ya da abonelik paralarının tamamı kayıt dışıdır. Kural sadece veren ne verdiğini bilir fakat kime verdiğini, onun nereye götürdüğünü, amacı doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını bilmek gibi bir durum söz konusu değildir. Çünkü örgüt adına masum insanlardan yardım talep eden örgüt üyesi ile o yardımı alan, üstlerine ileten örgüt üyesi aynı olmaz. Dolayısıyla da yardım olarak veren kişinin bunu takip etmesi mümkün değildir." ifadeleri kullanıldı.

Fezlekede, örgütün, yardım talep ederken okulları, yurtları, dershaneleri, fakir ve zeki öğrencileri örnek gösterdiği kaydedilerek, iyi niyetli insanların bütün bunlara inanarak veya kandırılarak yardımda bulunduğu anlatıldı.

Fakat özellikle 17/25 Aralık'tan sonra o zeki ve fakir öğrencilerin kimlere ne şekilde kumpas kurduklarının ortaya çıktığı aktarılan fezlekede, şunları kaydedildi:

"Örgüt üyelerinin nice masum insanın hayatını kararttıkları, sınav soruları çalınarak bir sürü insanın intiharına sebep oldukları, kamu kurumlarında amirlerinin değil de abilerinin emirlerini uyguladıkları, 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra o zeki ve fakir öğrencilerin halkın üzerine tanklarla, toplarla, uçaklarla nasıl ateş ettikleri, devletin tüm mahrem bilgilerini Türkiye'nin düşmanı ülkelere servis ettiklerinin görüldüğü, bu şekilde gerçek yüzlerinin tamamen ortaya çıktığı anlaşılmıştır."

"Tavşan olarak giren kişiler, canavara dönüşmüşlerdir"

Fezlekede, "Örgüt gerçekten çok gizli ve organize bir şekilde çalışarak, o dönem masum Anadolu evlatlarının genleriyle oynayarak teröristler ve casuslar devşirmeyi başarmıştır. Örgütün kucağına tavşan olarak giren bu kişiler zamanla sadece örgütünü düşünen, ailesini, ülkesini, vatandaşını hiçe sayan birer canavara dönüşmüşlerdir." değerlendirmesinde bulunuldu.

Örgütün vakıflar, dernekler, şirketler, okullar, dershaneler, gazeteler ve dergileri amaca ulaşmak için araç olarak kullandığı aktarılan fezlekede, "Hatta bu sinsi örgüt yüce dinimizi bile araç olarak kullanmaktan hiçbir zaman çekinmemiştir. Örgüt elebaşının 'Amaca ulaşmak için yer yol mübahtır.' fetvası onlar için her şeyden daha önemlidir." denildi.

Fezlekede, hem hukukta hem de dinde yardımın gönüllülük esasına dayanmasına rağmen bu örgütte zorunluluğun esas olduğu kaydedilerek, şunlar aktarıldı:

"PKK, DEAŞ, DHKP/C gibi örgütler insanları fiziken öldürdükleri gibi bu örgüt de insanları manen ve ruhen öldürmektedir. Çünkü insanların beyinlerini devre dışı bırakma suretiyle adeta robotlaştırmakta ve ne emir verilirse yapacak hale getirmektedirler. Özellikle son dönemlerde bu örgüt için modern dilencilik ibadet gibi görülmeye başlanmıştır. Narkotik madde kullananların para vermeyen kişileri öldürmesi ya da yaralaması ile bu örgütün yardım vermeyen kişi ve kuruluşları ekonomik, sosyal ya da kişisel olarak itibar suikastı yapılarak bitirmesi arasında bir fark yoktur. İtibar suikastı örgütün her alanda ve her zaman kullanmaktan çekinmediği önemli ve etkili yollarından birisi haline gelmiştir."

"Perdeleme, mutlak itaat ve mutlak yalan söylemek"

Fezlekede, örgüt yönetici ve üyelerinin "hınzır" gibi işlemler yaptıkları halde, kendilerini başta kapatılan Kimse Yok mu Derneği vasıtasıyla muhtaçlara ve fakirlere yardım ettiklerinden bahisle "hızır" gibi lanse etmeyi başardıkları, burada da "perdeleme" yöntemini çok güzel ve mahir bir şekilde uyguladıkları anlatıldı.

Bu örgütün en bariz özelliklerinden birisinin de "Perdeleme, mutlak itaat ve mutlak yalan söylemek" olduğu vurgulanan fezlekede, örgütün, amblemlerle, resimlerle subliminal mesaj vermede gerçekten çok başarılı oldukları oldukları anlatıldı.

Fezlekede, örgütün, aylar hatta yıllar sonra gerçekleştirmeyi düşündükleri bir olayı yayın organlarında, gazete ya da dergilerinde bir resim ya da amblem vasıtasıyla mesaj verdikleri belirtilerek, şunlar kaydedildi:

"Kod ve şifre kelimeleri bunların damarlarına nüfuz etmiş iki önemli görevdir. Buradaki asıl amaç beyin yıkamak, beyni devre dışı bırakmak, verilen talimatlara

kayıtsız, sorgusuz ve sualsiz itaat etmek ve en sonunda da mankurtlaştırmaktır ki örgüt üyelerinin çoğu bu şekle bilerek, isteyerek ve kasten sokulmuşlardır.

Cehennemin yolları iyi niyet taşlarıyla örülmüştür. Örgüt elebaşı ve yetkilileri bunu çok iyi bildikleri için başta Kimse Yok mu Derneği olmak üzere insanların iyi niyetlerini hep suistimal etmişlerdir. Fakir öğrencileri okutuyoruz, muhtaçlara yardım ediyoruz ve neticede 'altın nesil yetiştiriyoruz' diyerek iyi niyetli halkı, 'sağmal inek' gibi görerek kendi emelleri uğruna, esasında büyük çoğunluğu vatansever insanları, vatan düşmanlığı yaparken aracı olarak kullanmaktan çekinmemişlerdir."

"Mor Beyin'de amaç halkın devletine düşman olmasını sağlamak"

FETÖ'nün tüm kurum ve kuruluşlarıyla bir bataklık olmasına rağmen kendilerini sempatizanlara ve masum halka gül bahçesi olarak gösterdikleri fezlekede, en son ortaya çıkarılan "Mor Beyin" uygulamasının da bunun örneklerinden olduğu, buradaki asıl amacın mağdur bir kitle oluşturarak halkın devletine düşman olmasını, nihayetinde itibar suikastına dönüşmesini sağlamak olduğu vurgulandı.

Yine örümcek ağı gibi örülen bu döngünün en önemli parçalarından birisinin de Bank Asya olduğu aktarılan fezlekede, "FETÖ'nün ülkemizi parsel parsel ayırdığı bilinmektedir. İstanbul Anadolu Yakası da örgütün finans merkezidir. Kaynak Holding, Dünya Pazarlama, Dumankaya Holding, Bank Asya, Kimse Yok mu Derneği, VİSİAD, Tahsin Eğitim Derneği, Pinhan gibi tüm ana unsurların Anadolu Yakası'nda kurulması tesadüf olamaz. 'Altın Nesil' yetiştirme gayesinde olanların esasında arka planda ve perde arkasında darbeci bir nesil yetiştirdiklerine ülke olarak 15 Temmuz 2016'da üzülerek şahit olduk." ifadelerine yer verildi.

Kaynak: AA / Güncel

Cumhuriyet Başsavcılığı Bank Asya Politika Güncel Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title