Haberler

FETÖ'nün "kaset kumpası" davasına devam edildi

Güncelleme:

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internette yayınlanmasıyla ilgili Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 170 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile bazı eski MHP'li yöneticilerin özel hayatlarına ilişkin görüntülerin internette yayınlanmasıyla ilgili Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in de aralarında bulunduğu 170 sanığın yargılanmasına devam edildi.

Ankara 14. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşma salonunda görülen davaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.

Duruşmada esasa ilişkin mütalaaya karşı savunma yapan sanıklardan Serkan Yurtçu, üzerine atılı suçlamaların hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, silahlı terör örgütüne üyelik dışındaki diğer suçların zaman aşımına uğradığını anlattı.

Silahlı terör örgütü üyeliğinden de yargılandığı başka bir davada ceza aldığını dile getiren Yurtçu, herhangi bir örgütle ilgisinin olmadığını, yasalara uygun şekilde 12 sene kamu görevinde bulunduğunu söyledi.

Kendisinin ve mahiyetindeki memurların dinleme yapma yetki ve sorumluluğunun olmadığını belirten Yurtçu, mağdurlardan Aydın Deliktaşlı'nın dinlenilmesiyle ilgisinin olmadığını öne sürdü. Yurtçu, "Aydın Deliktaşlı'nın evine girmedim, eve ses ve görüntü alma cihazı yerleştirmedim, bu yönde emir ve talimat almadım, vermedim." dedi.

Aleyhindeki tanık beyanını da kabul etmeyen Yurtçu, tanık olarak dinlenen çilingirin ifadesinde çelişkiler bulunduğunu, olayların karıştırdığını savundu.

Lehine hükümlerin uygulanmasını isteyen Yurtçu, beraat istedi.

Sanıklardan eski Ankara Emniyet Müdür Yardımcısı Lokman Kırcılı da Nihat Ali Özcan'ın usulsüz dinlenilmesine ilişkin 4 evrakta parafı bulunduğu gerekçesiyle bu davada sanık olarak bulunduğunu söyledi. Hakkındaki suçlamaların mesnetsiz olduğunu öne süren Kırcılı, hukuki bir delile dayanmadığını öne sürdüğü mütalaa ve suçlamaları reddetti.

Kırcılı, Nihat Ali Özcan veya başka birini dinlediğine ilişkin iddianamede delil bulunmadığını, istihbaratta görev yaptığı dönemdeki dinlemelerin yasal dayanakla yapıldığını, suç unsuru tespit edilmeyen kayıtların tutanaklarla imha edildiğini söyledi.

Kırcılı, hakkındaki davanın zaman aşımından düşürülmesini istedi.

"Talepler hakim kararından geçti"

Sanık Tolga Güzeltaş da üzerine atılı suçlamaları kabul etmedi. Dinleme taleplerinin tamamının mahkemelerce kabul edilip hukuka uygun bulunarak onaylandığını ifade eden Güzeltaş, yıllar sonra bu kararların sorgulanarak haklarında iddianame düzenlendiğini söyledi.

Bu durumun hukukla bağdaşmayacağını öne süren Güzeltaş, "O dönem hakim kararından geçen bir talebin altındaki imzayı yıllar sonra neden attığım soruluyor. Bu kişilerin neden dinlenilmiş olabileceğini tek tek hatırlamam mümkün değil. İddianame art niyetli bir bakış açısıyla yazılmış. Dinlemelerin benimle alakası yok. Ben takip etmedim. Kararların altında 5 kişinin imzasının bulunması zorunluydu. Eğer benim imzam varsa bunlar, bu zorunluluktan ötürü imza attığım evraklardır." diye konuştu.

"Barutçu'yu tanımıyorum"

Sanık Hüseyin Özbilgin, savunmasında, Emniyet Genel Müdürlüğünde çeşitli birimlerde görev aldıktan sonra 1 Şubat 2012'de MİT Müsteşarlığına daire başkanı olarak atandığını, burada 4,5 yıl çalışıp 16 Nisan 2016'da hizmet süresinin dolmasıyla emekli olduğunu söyledi.

Özbilgin, "Benim FETÖ ile ne sempatizan ne de üye olacak hiçbir ilişkim kesinlikle söz konusu değildir. Hiçbir somut delil olmadan silahlı terör örgütü üyeliğiyle suçlanmam kabul edilebilir değil." diye konuştu.

Özbilgin, İhsan Barutçu'nun ses ve görüntü kaydına ilişkin evraktaki imzasına ilişkin, "Barutçu'yu kesinlikle tanımıyorum. İsmini medyadan duydum. Bu kişiyle ilgili herhangi bir operasyon için talimat vermem kesinlikle söz konusu değildir." dedi.

Sanık Erdal Çetinkaya, önceki savunmalarını tekrarladığını belirtti ve tüm suçlardan beraat istedi.

Sanık Yiğit Uyar da 2007-2015 yılları arasında Ankara Emniyet Müdürlüğünde görev yaptığını, üstlerinin emirleri doğrultusunda istihbarat amaçlı çalışmalarda bulunduğunu, fakat gittikleri işler hakkında kendilerine detaylı bilgi verilmediğini söyledi.

2015'te tüm bildiklerini samimi bir şekilde anlattığını, bu sayede emniyetteki bazı örgüt mensuplarının deşifre olduğunu dile getiren Uyar, duruşmada da istihbaratta çalıştığı dönemdeki faaliyetleri hakkında bilgi verdi.

Duruşmaya yarın devam edilecek.

Kaynak: AA / Güncel

Milliyetçi Hareket Partisi Ankara Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title