Ermeni Patriği'nden Kral ve Kraliçelere Atatürk'lü Mektup

Ermeni Patriği Mesrob II, kral ve kraliçeler dahil AB ülkelerinin liderlerine mektup göndererek, Türkiye'nin AB'yle ilişkilerinin yeniden rayına oturtulması konusunda aracı olmalarını istedi. Patrik, mektubunda Atatürk'ün 1920'li yıllarda Türkiye'nin yönünü batıya çevirdiğini belirtirken, "Bu noktada, AB'nin diğer yükümlülüklerini görmezden gelerek, Türkiye'yi çok taraflı koşulları gerçekleştirmeye zorlayarak, görüşme sürecini raydan çıkaracak kararlar almaması son derece önemlidir" dedi.

ABHAber'e göre, Türkiye ve İstanbul Ermeni Patriği Mesrob II 12 Aralık'ta Avusturya, Belçika, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya, Macaristan, İrlanda, İtalya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Polonya, Portekiz, Slovakya, Slovenya, İspanya, İsveç ve Hollanda ve İngiltere'nin krallarına ve kraliçelerine, başkanlarına ve başbakanlarına ve dışişleri bakanlarına Türkiye Cumhuriyeti'nin AB'ye katılım sürecine ilişkin görüşlerini içeren bir mektup yazdı. Patriğin mektubu şöyle:

"Yakında gerçekleşecek olan Avrupa Konseyi toplantısı öncesinde, Ermeni Ortodoks cemaatinin dini azınlık lideri olarak, Türkiye'nin katılım sürecine ilişkin bazı düşünce ve endişelerimi nazik dikkatlerinize arzetmek istiyorum.

Avrupa Birliği, 14 Aralık'ta Türkiye-AB ilişkileri açısından yaşamsal öneme sahip bir karar alacaktır. Bu kararın son derece geniş çaplı bir etkisi olacağı kesindir.

Bu bakımdan öncelikli endişem, şu andaki çıkmazın Türkiye'nin katılım sürecini ve Türkiye AB ilişkilerini genel olarak ciddi bir şekilde riske atmakta olduğudur. Bu kritik dönemin azami sorumluluk duygusuyla ele alınması gerektiği düşüncesindeyim.

Türkiye'nin katılım süreci, Türk halkı için ilk ve en öncelikli konudur. Türkiye'nin AB üyesi olacağına ilişkin taahhütler, ülkemizdeki ekonomik ve siyasi reformları cesaretlendirmiştir. Son yıllarda gerçekleştirilen kapsamlı reformlar, dışarıdaki gözlemciler tarafından sessiz devrim olarak adlandırılmıştır. Bu reformlar dini azınlıklar dahil tüm Türk vatandaşlarının temel haklarında önemli iyileştirmeler gerçekleştirmiştir ve bu böyle olmaya devam edecektir.

Aynı zamanda Türkiye'nin katılım sürecinin Avrupa'nın geleceği için de önemli olduğuna inanıyorum. Katılım sürecinin Avrupa ve daha geniş bir coğrafya açısından en büyük sonuçlarından biri, çağdaş ve ekonomik açıdan refah içinde olan Türkiye'nin meydana gelecek olmasıdır.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk – hatırası kutlu olsun- 1920'lerde Türkiye'nin yüzünü kararlı bir şekilde batıya çevirmişti. Türk halkı tercihini çok önce, politik ve ekonomik çağdaşlaşma yönünde yaptı. Ortak değerlerimizin olduğu yerleri vurgulamanın gerekli olduğu bir dönemdeyiz. Bu çoğulculuğumuzun gereğini yerine getirmek için tek yoldur ve hepimiz için bir zenginlik kaynağından başka bir şey değildir.

Bu noktada, AB'nin diğer yükümlülüklerini görmezden gelerek, Türkiye'yi çok taraflı koşulları gerçekleştirmeye zorlayarak, görüşme sürecini raydan çıkaracak kararlar almaması son derece önemlidir.

Ekselansları, liderliğiniz bu aşamada Avrupa Konseyi tarafından olumsuz bir karar alınmasını önlemede önemli olacaktır. Stratejik vizyonunuzun sürecin yeniden doğru yöne yerleşmesine yardımcı olacağını samimiyetle umuyorum. Dualarımla. Mesrob II, İstanbul ve Türkiye'nin Ermeni Patriği." (ANKA)

Haberler