Haberler

Erdoğan: Terör Üslerine İzin Vermeyeceğiz

Başbakan Erdoğan, Irak'ta İstikrarsızlıktan Beslenen Terör Tehdidine Karşı Her Türlü Önlemi En Etkin Bir Şekilde Aldıklarını ve Alacaklarını Vurguladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Irak'ta istikrarsızlıktan beslenen terör tehdidine karşı her türlü önlemi en etkin bir şekilde aldıklarını ve alacaklarını vurgulayarak, ''Hiçbir komşu ülke toprağının, ülkemize yönelik terörist eylemler için bir üs olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz'' dedi.

Erdoğan, 60. Hükümetin programını TBMM'ye sunarken yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, dış politika gündemi ve sorumluluk alanları açısından çok yönlü ve çok boyutlu bir ülke olduğuna işaret etti. Erdoğan, şunları söyledi:

''Tarihi birikimimiz, coğrafi ve kültürel bağlarımız, stratejik konumumuz; iyi belirlenmiş ve bütüncül bir çerçeveye oturtulmuş çok boyutlu bir dış politika gerektirmektedir.

Türkiye'yi, krizlere tepki veren savunmacı bir ülke konumundan çıkararak, bölgesel ve küresel vizyonu ile gelişmeleri yönlendirebilen belirleyici bir aktör haline getirmek, temel amacımız olmuştur.

Bu hedefe ulaşmanın öncelikli şartı, komşu ülkelerle ekonomik, kültürel ve siyasi bağları güçlendirerek ülkemizin çevresinde bir güvenlik ve refah halkası oluşturulmasıdır.

Bunun için hükümetimiz Balkanlar, Kafkaslar, Ortadoğu ve Orta Asya bölgeleri ile Akdeniz, Karadeniz, Hazar ve Basra havzaları ile ilişkilerin kurumsallaşmasını öncelikli hedef olarak görmüş ve bu yönde köklü adımlar atmıştır.''

Erdoğan, Kıbrıs Türk halkının güvenlik ve refahının sağlanması için KKTC'nin her alanda uluslararası etkinliğinin artırılmasının ve Doğu Akdeniz'deki denge ve istikrarın korunmasının, Türkiye'nin Kıbrıs politikasının iki ana stratejik hedefini oluşturduğunu anımsattı.

Geçen dönemde takip ettikleri ''dinamik Kıbrıs politikasıyla'', Türkiye'nin bir taraftan büyük bir psikolojik üstünlük kazanırken diğer taraftan KKTC'nin uluslararası meşruiyetini ve etkinliğini artırdığını belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''2002 yılı itibarıyla Kıbrıs konusunda uluslararası baskı altında bunalan Türkiye, yürüttüğümüz aktif politika sonucunda, ulusal çıkarlarımızdan en küçük bir taviz vermeden uluslararası alanda büyük bir manevra kabiliyeti kazanmıştır. Bu noktaya gelinirken Kıbrıs'ta tek bir asker çekilmemiş, bir metrekare toprak verilmemiştir.

Bu süre içinde KKTC'nin uluslararası temaslarında ciddi bir artış gözlenmiştir. Her yıl artan sayıda uluslararası yetkili Kıbrıs'ı ziyaret etmekte ve KKTC'nin Cumhurbaşkanı ve hükümet üyeleri, gittikleri ülkelerde daha üst düzeyde ilgi ve kabul görmektedirler."

Irak'taki gelişmelerin, dünya enerji politikalarını ve küresel ekonominin dengelerini önemli ölçüde etkileyeceğini dile getiren Erdoğan, Türkiye için Irak'ın güvenlik ve istikrarının, sadece komşu bir ülke olarak değil, Türkiye'nin güvenliği açısından da büyük önem taşıdığını söyledi. Erdoğan, bu nedenle, Türkiye'nin, son 4 yıl içinde Irak'ın istikrar ve güvenliği için en fazla çaba sarf eden ülkelerin başında geldiğini söyledi.

''Irak politikamız, barış, güvenlik, demokrasi ve istikrar ilkelerine dayanır'' diyen Erdoğan, Kerkük sorununun bütün etnik ve mezhebi unsurların katılımıyla, hakkaniyet ilkelerine dayalı bir çözüme kavuşturulmasının öncelikli gündem maddelerinden birini oluşturmaya devam edeceğini belirtti.

Erdoğan, ''Irak'ta istikrarsızlıktan beslenen terör tehdidine karşı da her türlü tedbiri en etkin bir şekilde alacağız. Hiçbir komşu ülke toprağının, ülkemize yönelik terörist eylemler için bir üs olarak kullanılmasına izin vermeyeceğiz'' diye konuştu.

Hükümetin, AB-Türkiye ilişkilerini sadece ikili ilişkiler çerçevesinde değil, küresel ve bölgesel barış vizyonları içinde değerlendirdiğini vurgulayan Erdoğan, ''AB-Türkiye ilişkileri, küresel barışı tehdit eden gerilimlerin yumuşatılmasında, uluslararası terör, kültürel çatışma, enerji güvenliği gibi risk alanlarında uluslararası işbirliğinin yaygınlaştırılmasında büyük önem taşımaktadır'' dedi.

Erdoğan, ''Hükümetimiz, AB katılım sürecini hem bir entegrasyon hem de Türkiye'nin siyasal, ekonomik, sosyal ve yasal standartlarını yükselten bir yeniden yapılanma süreci olarak değerlendirmektedir'' dedi.

Türkiye'nin AB üyeliğinin, transatlantik ilişkileri de geliştiren bir etkiye sahip olduğuna işaret eden Erdoğan, Türkiye'nin Avrupa üzerinden Avrasya'ya uzanan alanda yaşanan gerilimlerin aşılmasında belirleyici bir konum ve role sahip olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin bu konumla NATO'nun ve transatlantik ittifak sisteminin en önemli aktörlerinden biri olduğunu ifade eden Erdoğan, bu ilişkilerin daha geniş kapsamlı bir şekilde ekonomik, teknolojik, sosyal ve kültürel alanda zenginleştirilmesi gerektiğini kaydetti. Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''ABD ile olan ittifakımızı, transatlantik ilişkilerin omurgasını oluşturan NATO içindeki etkin rolümüzü ve AB üyelik sürecimizi, ortak bir hedefin ana unsurları olarak görüyoruz.

Rusya, Çin, Hindistan ve Japonya gibi Avrasya'nın önemli aktörleriyle geliştirilen ilişkiler, Türkiye'nin AB ve ABD ile sahip olduğu bu kurumsallaşmış ilişkiler sisteminin bir alternatifi değildir.

İktidarımız döneminde aktif dış politikamıza paralel olarak dış teknik yardımlara, kalkınma projesi desteklerine ve insani yardımlara yeni bir yaklaşım getirilmiştir.

Başta Türk Cumhuriyetleri ve Türk topluluklarının bulunduğu ülkeler olmak üzere Orta Asya, Kafkasya, Balkanlar, Ortadoğu ve Afrika'da daha planlı ve etkili bir yardım politikası izlenmiştir.

Hükümet olarak, yeni dönemimizde de dinamik dış politikamıza paralel olarak dış teknik yardım ve insani yardım politikamızı aynı kararlılıkla sürdüreceğiz.''

Türkiye'nin imkanları ve kaynaklarının zengin olduğunu, çözülemeyecek hiçbir sorununun bulunmadığını dile getiren Erdoğan, "Çalışmalarımızı, başta muhalefet partilerimiz olmak üzere, sivil toplum kuruluşları ve ilgili tüm taraflarla diyalog ve işbirliği içinde şeffaf biçimde yürüteceğiz" dedi.

Kaynak: AA / Güncel

Haberler

500
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title